- bize hiç bişey nasip olmuyo ya, valla ya, bak benim yemeye geldiğim adamı yolda yemişler ya.
Erasmuslu yamyam bölümünden
gibi dizisi replikleri
Sen 28 yaşında değil misin? Biz seni 28 yaşında biliyoruz ya. Hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını. Yaşarken anlamadın mı sen ne kadar yaşadığını?
-benim zevklerim sizin nezdinizde makul bir zemine oturmak zorunda değil.
-kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım?
-oğlum, adam sana ananı s*keyim dedi lan ilkkan. Yani bunun daha ötesi ne? Bu nereye varacak ben bilmiyorum yani...
(...)
İlkkan sen bu sınırı çok geriye koymuşsun ya. Bi insanla yollarını ayırmayı "ananı s*keyim" lafı üzerine değerlendiremezsin. Bunun bi öncesi vardır ya.
-kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım?
-oğlum, adam sana ananı s*keyim dedi lan ilkkan. Yani bunun daha ötesi ne? Bu nereye varacak ben bilmiyorum yani...
(...)
İlkkan sen bu sınırı çok geriye koymuşsun ya. Bi insanla yollarını ayırmayı "ananı s*keyim" lafı üzerine değerlendiremezsin. Bunun bi öncesi vardır ya.
Arkadaşlar ben insanı barbunyaya benzetirim.
İçinde zeytinyağı vardır, soğanı vardır, şekeri vardır, tuzu vardır.
Kimisi atıyorum havuç koyar, kimisi patates koyar.üzerine maydonoz falan filan yani barbunya mixtir ya.
Şeker, şeker iyi midir?
Yerine göre. Puding koyarsan tabii yeridir. Ama atıyorum yani lahmacuna şeker atılır mı? Yakışmaz.
Keza tuz. Baklavaya tuz konmaz mesela koyulmamalıdır.
Ama atıyorum patates kızartmasına serperseler, yakışır.
Yani şimdi barbunyadan yağını çıkar, soğanını çıkar,şekeri çıkar, tuzu çıkar havucu patatesi tüm malzemesini çıkart.
Geriye saf barbunya kalsın. O öyle saf barbunyayı yer misin? Yemezsin. Yesen de sevmezsin anlatabiliyor muyum?
E şimdi, insandan da insanı insan yapan kaosu çekip aldığında, o geriye kalan ruhsuz posayı da sevemezsin.
Ben böyle görüyorum. Yani diyeceğim o ki arkadaşlar ben her şeye rağmen sizi, bizi bizleri çok seviyorum..
İçinde zeytinyağı vardır, soğanı vardır, şekeri vardır, tuzu vardır.
Kimisi atıyorum havuç koyar, kimisi patates koyar.üzerine maydonoz falan filan yani barbunya mixtir ya.
Şeker, şeker iyi midir?
Yerine göre. Puding koyarsan tabii yeridir. Ama atıyorum yani lahmacuna şeker atılır mı? Yakışmaz.
Keza tuz. Baklavaya tuz konmaz mesela koyulmamalıdır.
Ama atıyorum patates kızartmasına serperseler, yakışır.
Yani şimdi barbunyadan yağını çıkar, soğanını çıkar,şekeri çıkar, tuzu çıkar havucu patatesi tüm malzemesini çıkart.
Geriye saf barbunya kalsın. O öyle saf barbunyayı yer misin? Yemezsin. Yesen de sevmezsin anlatabiliyor muyum?
E şimdi, insandan da insanı insan yapan kaosu çekip aldığında, o geriye kalan ruhsuz posayı da sevemezsin.
Ben böyle görüyorum. Yani diyeceğim o ki arkadaşlar ben her şeye rağmen sizi, bizi bizleri çok seviyorum..
hepside birbirinden komik repliklerdir. ama memleket kıyağı geçmek gerekirse kendime; 'ben bugün hiç nazilliye gidebilirim gibi uyanmadım' hafızamın şark köşesine bağdaş kurup oturmuştur.
-şarkının adı ne?
- seni yerim
Yılmaz:sen 28 yaşında değil misin, lan biz seni 28 biliyoruz ya.
İlkkan:Lan ben de kendimi 28 sanıyordum.
Yılmaz:39 yaşında mısın sen?
İlkkan:öyleymiş abi.
Yılmaz:hiç mi anlamadın oğlum insan bilir ne yaşadığını ya,
Yaşarken anlamadın mı sen ne kadar yaşadığını ya!
İlkkan:abi anlamadım ne bileyim yani, ben hep çok iriydim, ilkokulda falan uzundum, ne bileyim erken traş oldum herkesten.
Yılmaz :bunun erken gelişmekle ilgisi yok, bir süre kayıp,yani senin 12 yaşındayken 1 yaşındayım demeye başlaman lazım.
Ersoy:anlarsın tabi canım, abi mi çekeceğiz yani.
İlkkan:Yok abi olur mu öyle şey yani, bir sürü hayal meyal hatırladığım şey var ama yani ben hep rüya diye düşündüm onları.
Yılmaz:allah Allah.
İlkkan :ne yapayım olum anlamadım ya allah allah. Şu acı günümde bir de üstüme mi geliyorsunuz lan benim.
Yılmaz:yok ya şeyi anlamaya çalışıyoruz yani olayı.
İlkkan:Lan ben de kendimi 28 sanıyordum.
Yılmaz:39 yaşında mısın sen?
İlkkan:öyleymiş abi.
Yılmaz:hiç mi anlamadın oğlum insan bilir ne yaşadığını ya,
Yaşarken anlamadın mı sen ne kadar yaşadığını ya!
İlkkan:abi anlamadım ne bileyim yani, ben hep çok iriydim, ilkokulda falan uzundum, ne bileyim erken traş oldum herkesten.
Yılmaz :bunun erken gelişmekle ilgisi yok, bir süre kayıp,yani senin 12 yaşındayken 1 yaşındayım demeye başlaman lazım.
Ersoy:anlarsın tabi canım, abi mi çekeceğiz yani.
İlkkan:Yok abi olur mu öyle şey yani, bir sürü hayal meyal hatırladığım şey var ama yani ben hep rüya diye düşündüm onları.
Yılmaz:allah Allah.
İlkkan :ne yapayım olum anlamadım ya allah allah. Şu acı günümde bir de üstüme mi geliyorsunuz lan benim.
Yılmaz:yok ya şeyi anlamaya çalışıyoruz yani olayı.
Benim zevklerim sizin nezdinizde makul bir zemine oturmak zorunda değil
-bak sen şu kölenin ağzından çıkanlara
Sen boğazına tasma tak gez diye bu hallere düştük aşağılık herif 😅😅 en sevdiğim bölüm
o bölümde İlkkanın masumluğu acı verici derecede iyi
Ben hala kalorifer peteğinin yanında zincire bağlı halde önüne konulan mama kaplı sahneyi unutamıyorum bir de kadından para beklerken kadının ondan para istediğinde yüzündeki ifadeyi 😅😅
AHahahaaaa evet hatırladım, canlandı gözümde. ben o bölümden sonra biraz araştırdım, baya baya gerçekmiş bu durum, az çok duyuyordum da, bu kadar açıkça arandıklarını görmemiştim. cidden finansal köle arayanlar, bilmem neler. İnsan hayret ediyor, yani ilkkanın durumuna düşmemem tamamen gerekli şartların oluşmamasından kaynaklı, ben de kanabilirmişim.
Ah neler ya. Daha değişik şeyler de var. Bu ne ki
t: hayırdır köstebek?
k: tütünde misiniz?
t: görmez misin köstebek tütündeyizdir.
k: tütüncünüz nerede?
t: tütüncümüz köydedir.
k: köyünüz nerededir?
t: köyümüz şuradadır.
k: tütününüz nicedir?
t: tütünümüz boldur ey köstebek. köyümüze buyurmaz mısın?
köstebek işte gidiyor tütüncünün köyüne.
tütüncüyü buluyor ve diyor ki;
k: ey tütüncü! ey tütüncü! tütünlerin var mıdır?
t: ey köstebek! bilmez misin ben tütüncüyüm? tütünlerim vardır.
k: tütünüm sende mi?
t: senin tütünün ne gezer bende?
k: tütünde misiniz?
t: görmez misin köstebek tütündeyizdir.
k: tütüncünüz nerede?
t: tütüncümüz köydedir.
k: köyünüz nerededir?
t: köyümüz şuradadır.
k: tütününüz nicedir?
t: tütünümüz boldur ey köstebek. köyümüze buyurmaz mısın?
köstebek işte gidiyor tütüncünün köyüne.
tütüncüyü buluyor ve diyor ki;
k: ey tütüncü! ey tütüncü! tütünlerin var mıdır?
t: ey köstebek! bilmez misin ben tütüncüyüm? tütünlerim vardır.
k: tütünüm sende mi?
t: senin tütünün ne gezer bende?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?