islamcı gençliğe nasihatler

sura
Öyle etkileyici konuşurlar ki, hoşunuza gider; ancak gerçekte düşmanlıkları çok ağırdır ve onlarla mücadele etmek, onları yenmek çok zordur. (Ve izâ tevella) Bilin ki, kendini dost gibi gösterip sizi etkileyerek konuşan o hain, sizden uzaklaştığında ya da başına bir iş geldiğinde, yeryüzünde fitne çıkarmak için tüm gücünü kullanır. Mahsulleri, hayvanları yok eder; nesli, soyu kurutur; kötülüğü övüp iyiliği kötüler. Kadınlar perişan bir duruma düşer. Oysa kullarına doğru yolu gösteren Allah, fesadı sevmez. Yani Allah'a karşı gelmeye çalışan o zavallılar ne yaparlarsa yapsınlar, ağızlarıyla ilahi nuru söndüremezler; kendileri sönüp giderler ve alay konusu olurlar. (Ve iza kilelehuttekillahe)

Eğer birine 'merhamet göster, utanç duy, Allah'tan kork' denirse, sahtekarlığı ve inadı sebebiyle kötülüğünü artırır ve daha çok günaha düşer. Bu durum ancak cehennemle çözülebilir. O, kibir ve küfürle dolu olan ateş âlemi tarafından arındırılır. Müminler, bu konuda uyanık olun!

yâsin suresi.
sura
İlminizle amel edip ilminize riayetkâr olduğunuzu gösteriniz, yoksa yalnız onu rivayet edenlerden olmayınız.
sura

Hazreti Mevlânâ buyuruyorlar ki: Suya kanmıyan ancak balıklardır. Balık bütün vakti su içinde olmayınca dayanamadığı gibi Evliyaullah ta marifeti ilahiye denizinden bir an hariç kalsalar, esrar ve hâleti ruhaniyeden bir an mahrum olsalar dayanamazlar. İşte bu zevkten mahrum olan bu rızktan nasibi olmayan zavallıların, acaba ile ömrü geçen biçarelerin daima hayatları kayıtla geçtiğinden elem ile emelden hasıl olan gam ve kederden dolayı onların günleri ne kadar uzun sürdü.Evet kimi suyun içine daldı, kimi suyu seyretti. Kimi hiç birinden zevk alamadı.

DİKKAT!
Insan doğum ile ahadiyet denizinden vehdiyet denizine düşmüştür. Yani dalgasız denizden, dalgalı denize düşmüştür. Bu denizde balık ahlaklı olamıyan huzur edemez, balığın dalgadan pervası olmaz.
Burada tamamiyle teslim olmayıp kendi kulaçlarına güvenerek sahile çıkayım diye çırpınanların günleri geç ve uzun sürer, elbette zevk ve sürur vakitlerinin geçtiği belli olmaz elemle ıstırapla geçen zamanlar da bitmek bilmez.
İşte ham olanlar, işin dışında kalanlar, pişmiş tecrübe görmüş olanların hallerini anlıyamazlar. Nakislar, kemale erenlerin hallerini idrâk edemezler. Zira onların hallerini söz tarif edemez. Onun için sözü kısa kesmek lazımdır vesselâm.
Yani Cenabıhakkın tecelliyatı cemaliyesinde mest ve müstağrak kalıp vahdet şarabını içenlerin hallerine birçok kayıtlarla mukayyet olanlar agah olamazlar. Onun için onların mertebesine inerek anlıyacakları kadar konuşmak kâfidir.

Pes cihan kaydile olsa gönül műkedder
Bifaidedir eldeki tesbihi mücevher

Özetle: İnsan, aşkın aynasına girip güneş testeresiyle kesilmeden ve kendi teknesinde ham hali pişirmeden aşkın sırrına erişemez. Yani, Muhammed yolunda varlığını eritip saf özünü ortaya çıkarmalıdır ki, ayrılık hastalığından kurtulabilsin! Şimdi Hazreti Mevlana, bu hastalığın ilacını açıklıyor: Ey oğul! Bağlarını kes ve özgür ol! İnsanlık zindanından ve sahte varlıktan kurtulmadıkça, hakikat senin en yakın dostun olamaz. Kalbini ve hayalini ayır, hayalinin kölesi olmaktan kurtul! Ne zamana kadar altın ve gümüşe bağlı kalacaksın? Gönlünü çıkar ve eline ver.

Eğer bütün denizi bir bardağa döksen, bardak sadece günlük kısmetine kadar su alır, gerisi etrafa dökülür. Yani, tüm hırsınla vücut bardağına sonsuz denizi boşaltsan da, sadece sığabileceği kadarını alır, gerisi dökülür. Bu nedenle, kâinatın sahibi olsan bile, Allah'ın kendisi tarafından belirlenen payından fazlasına sahip olamazsın. Resulullah bir hadisinde şöyle buyurmuştur: Rızık, eceli geçemez.

sura
İmâm-ı Rabbânî hazretleri (Mektûbât) kitâbının 1.ci cild, 275.ci mektûbunda buyuruyor ki:
Sizin bu ni'mete kavuşmanız, islâmiyyet bilgilerini öğretmekle ve fıkh hükmlerini yaymakla olmuşdur. Oralara cehâlet yerleşmişdi ve bid'atler yayılmışdı. Allahü teâlâ, sevdiklerinin sevgisini size ihsân etdi. İslâmiyyeti yaymağa sizi vesîle eyledi. Öyle ise,
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarında yazılı olan din bilgilerini öğretmeğe ve fıkh ahkâmını yaymağa elinizden geldiği kadar çalışınız. Bu ikisi bütünse'âdetlerin başı, yükselmenin vâsıtası ve kuruluşun sebebidir. Çok uğraşınız! Din adamı olarak ortaya çıkınız! Oradakilere emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yaparak, doğru yolu gösteriniz! Müzzemmil sûresinin ondokuzuncu âyetinde meâlen, (Rabbinin rızâsına kavuşmak istiyen için, bu elbette bir nasîhatdir) buyuruldu.
sura
Ey insanoğlu! Allah sizi kendi gibi nur olasınız diye yarattı. Sizi bütün yaratıklara üstün kıldı. Size her türlü nimeti ihsan etti. Fakat sizi, nur iken karanlıklarla karıştırdı, ruh iken cesetle birleştirdi. Bunu, sevmediği karanlıkları, sevdiği aydınlık ile ortadan kaldırasınız diye yaptı. Ey insanoğlu! Nur benim. Bana gelin, benim olun. Ben olun. Nurun gereği olan güzel huylarla ahlaklanın. Allah'ın emirlerini tutup, yasaklarından kaçının. Başkalarını nefsinize tercih edin. Kin, kıskançlık, nifak, hiddet, düşmanlık, hırs ve haset gibi karanlığa özgü sıfatlardan kurtulun. Her durumda Allah'a şükredin. Verdiklerine kanaat edin. Kısacası bu imtihan dünyasından nur olarak aynim ki, nurlar âlemi sonsuza dek karargâhınız olsun.
sura
Bir kimse merhamet etmezse merhamet olunmaz. Bir kimse affetmezse af olunmaz. Bir kimse tevbe etmezse mağfiret olunmaz ve günahlardan korunmayan da korunulmaz.
sura
Bir mü'min bir mü'minin kalbine sevinç koyarsa, Allah bu sevinçten bir melek halk eder. Allah'a ibadet eder, onu yüceltir. Mü'min kabrine konduğu zaman, mü'minin kalbine soktuğu o sevinç ona gelir ve: "Beni tanıyor musun?" diye sorar. "Sen kimsin?" "Ben falan adamın kalbine soktuğun o sevincim. Ben sana arkadaşlık edeceğim. Sana delilini telkin edip kavl-i sabitle seni sarsılmaz yapacağım. Kıyamet meşhedinde sana tanıklık edeceğim. Rabbinden şefaat dileyeceğim. Sana cennetteki yerini göstereceğim" diye cevap verir.

sura
"ameller niyetlere göredir."
işte bil ki ey insan, o hadis'i bu hadis ile şerh et.
"Allâh (cc), insâna niyetinin sağlamlığı nispetinde yardım eder."
sura
ALLAH sana güç verdi. Akıl verdi, irade verdi.
Kendi işini kendin yaparsan, ALLAH'ın verdiği malzeme ile yapmış olursun.
O hâlde onunla birlikte yapıyorsun demektir.
Aha bu son cümleyi anlayan bütün kâinat sırrını anlar.
Kendine güvenmek ALLAH'a güvenmek olduğunu bil!
sura
İnsan bir şeye inanarak dost bulması lâzımdır.
İnsanın en büyük dostu (Rahman Rahim olandır). Sen de onunla dost olmaya çalış...
İnsanın dünyada bir dosta ihtiyacı vardır. (Rahmetellil âlemin) olan Resulü Ekrem bu dostluk için gönderilmiştir.
Bu dostluğu elde edecek mekânizma ve kabiliyet insanda, yaratılışında vardır. O halde dünyada da dost vardır. Bul kendine bir dost…
Bu dostluğu Allah evlenmede bildirmiştir. Mükâfat yeri olan cennette bile huriler, gılmanlar vardır. Dost bunlar işte… Hakiki dost bulmak çok güçtür, sevmek sevilmek lâzımdır…
Sevmeyi bilmeyenler, sevilmeyi bulamayanlar da vardır...
Bunları bilmeyen ve bulamayanlar yalnızdırlar.
Güler yüz, karşılıksız yardım. Hoş görme. Merhamet hissinden çok ileride bir duygudur ki ona (sevmek) denir. Ona kavuşan da seviliyor demektir.

sura
Kile sormuşlar: Ne güzel kokun var.
Kil: Tevazu ile şöyle demiş . Aslında bende koku yoktur.
Peki nereden bu koku ?
Bir iki gün hakiki gülle arkadaşlık yaptım. Ondan bana sindi demiş. ve ağlamağa başlamış.Terlemiş ve etrafını bir koku doldurmuş.
Ey dinleyenler:
Sizde gül gibi insanlarla sohbet edin.
Onlarla arkadaşlık yapın.
sura
ALLAH “kapına geleni boş çevirme” buyuruyor.
Kendisi hiç boş çevirir mi?
Bunu düşünmek bile küfürdür.
Aman dikkat et!..
Kapının tokmağını çalmasını bil!.
sura
"İnsanların bir kısmı fikir sahibidirler.
Bir kısmı da fikirlerin esiridir..."

bil ki ey insan, asla nefsinin ve fikirlerinin esiri olma.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol