profesör doktor

kariyerinde en üst seviyeye ulaşmış akademisyendir. akademik kariyerin ilk basamaklarında bir süre dirsek çürütmüş bir ex akademisyen olarak bu beyefendilere ya da hanımefendilere neden “profesör doktor” denildiğine dair bir fikrim yoktur, zira profesörlüğün ön şartı zaten doktorayı tamamlayıp belli merhalelerden geçmiş olmaktır. dolayısıyla bu familyayı tanımlarken uzun uzun “profesör doktor” demeye gerek yoktur. “profesör” tanımı nokta atışı olup yeterlidir.

not: ukdeler diye bir sekme olduğunu keşfettim.

İyisinin zehir gibi zekaya sahip olduğu, kötüsünün(torpilli) tam bir yavşak olduğu insan türü.
İyisine en iyi imkanları sunmak,kötüsünü sopayla dövmek lazımdır.

Türkiye'deki örneklerinin çoğuna ciddi anlamda dayak atılması gereken insan türü. Bazılarının doğru düzgün atıf almış makalesi yoktur. İyisi çok iyidir ama sayıları oldukça azdır, kötüsü rezalettir.zaten çoğu slayttan not okuyor, bir şey öğretme peşinde değil.iyi ki üniversite bitti, kabus daha fazla çekilmezdi.
Not:tıp fakültelerindeki örneklerinden bahsetmiyorum herhangi bir üniversite bölümündeki profesör unvanı almış öğretim görevlisinden bahsettim, yoksa tıp profesörleri genel anlamda kalitelidir.

Uzman doktorların öğretim görevlisi olarak bir tıp fakültesinde görev yapması ve girdikleri sınavlarla ve hazırladıkları makalelerle aşama aşama ünvan kazanması. Yard doçent, doçent ve Prof. Ünvanı bu aşamanın kademeleridir. Bir süre üni hastanesinde görev yaptığım için çok fazla tanıdığım proflar oldu. Kimisi gerçekten bu görevin hakkını verirken kimisi farklı amaçlara kullanmış olabilir ünvanını. Bu süreçlerden birinde bir hocamın doçentlik tezine bile yardımcı olmuştum. Sayfalarca makale vs hepsi elimden geçmiştir. Aslında baya yorucu ve zor sahip olunan ünvanlar.