milton katselas'ın yönetmenlğini yaptığı 1972 yılına ait sımsıcak şeker tadında tiyatral esintiler ile süslü romantizm komedi ve dram'ı içerisinde barındıran defalarca izlsenizde sıkmayan bir film. başrollerde ise deli dolu, umursamaz ve yaramaz rollerin efsane güzelliği goldie hawn ,edward albert, michael glaser ve eileen heckart yer almaktadır. eileen heckart bu filmdeki perfomansı ile en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü almıştır.
filmimizin konusu:
doğuştan görme engelli müziğe yetenekli ve eski bir çocuk romanı yazarı olan annesinin kendisine çok düşkün olduğu adamımız don bu baskılardan sıkılıp kendi evine taşınır ama eve sürekli gelen en yakın arkadaşı ralph ve annesi sayesinde çok rahat edememiştir. sürekli balkonda otururken yan komşusu olan güzel bir kadın olan jill ile tanışır. aralarında arkadaşlık ile başlayan ilişki zamanla aşka dönecektir. aslında ilk zamanlar jill sürekli ron'un kendisini kestiğini düşünüyordur.
filmde efsane sahneler vardır jill'in ilk kez ron'un evine gelip bornozunu açtığı sahne başında komedi sonrasında ise hafif dram barındırır. bornozunu ron'un önünde açan jill ron'un tepkisizliği karşısında salakça bir ifade ile sorduğu sorular sonrasında ise ron'a aşık olması yavaş yavaş ne güzel sahnelerdir. bu arada öğrenmiş olduk edward albert abimizin sesi çok güzelmiş. goldie hawn ise bu filmde olabildiğine sevimli ve ponçiktir ısırasınız gelir.
Sevdim seni sayın yazar. kalemi kuvvetli esprileri kaliteli daim olman dileği ile.
rahmetli Bergen'in buğulu sesinden dinlenilmesi gereken muhteşem bir arabesk şaheser.
Bu gece yalnızlığıma içip arabeske bağladım nedendir bilinmez.
Bazen diyorum berbat bir insan ol ama yapamıyorum. İyi bir insan mıyım pek sayılmaz. Ama berbat bir insanda değilim.
Bazen diyorum berbat bir insan ol ama yapamıyorum. İyi bir insan mıyım pek sayılmaz. Ama berbat bir insanda değilim.
Biraz arabeske saralım bu gece ....
giuseppe de santis'in yönetmenliğini yaptığı 1949 yapımı bir şaheser niteliğinde olan filmidir. mussoini rejimi'nin baskıcılığından kurtulan
italyan yeni gerçekçiliği (neo realismo)'nin efsane bir örneğidir. değişik bir kafa yaşamak isterseniz izlemeniz gereken efsane bir iştir.
filmin konusu çok basittir aslında po vadisinde pirinç tarlasında çalışan insanların gündelik yaşamlarına hırsızlık, aşk, cinayet, baskılar üzerine bir yaklaşım diyebiliriz ama bu filmin olayları çok başka..
neo realismo türünün stüdyolardan çıkıp sokağa hatta köylere giden ilk filmidir . o zamana kadar olan filmlerden farklı olarak ilk kez gerçek köy insanlarına da yer verilmiştir filmde gerçekçilik duygusunu o kadar iyi işler ki benim gibi biraz sembolizm filmleri seviyorsanız kaçırmayın derim. bunu filmin açılış sahnlerinden olan hırsızlık sahnesinde olan eşyalardan sonra köyde iki kadın arasında çıkar çatışması başlatan olaylardan çok kolay çözebiliyorsun.
büyük bütçesi , o zamana kadar görülmemiş çekim teknikleri ve uzun çekim süresi ile neo realismo akımının bayrak filmlerindendir. ayrıca filmde oynayan silvana mangano oynadığı silviana karakteri üzerinden yaratılan süveterli kız (italyan maggiorata) kült ikonu ise sinemada cinselliğin ilk önemli tasvirlerden olmuştur. silvana mangano çok güzeldir ayrıca.
süresi biraz uzun ve çok durağan akan bir film olmasına rağmen izlemekten defalarca bıkmayacağınız bir filmdir.
italyan yeni gerçekçiliği (neo realismo)'nin efsane bir örneğidir. değişik bir kafa yaşamak isterseniz izlemeniz gereken efsane bir iştir.
filmin konusu çok basittir aslında po vadisinde pirinç tarlasında çalışan insanların gündelik yaşamlarına hırsızlık, aşk, cinayet, baskılar üzerine bir yaklaşım diyebiliriz ama bu filmin olayları çok başka..
neo realismo türünün stüdyolardan çıkıp sokağa hatta köylere giden ilk filmidir . o zamana kadar olan filmlerden farklı olarak ilk kez gerçek köy insanlarına da yer verilmiştir filmde gerçekçilik duygusunu o kadar iyi işler ki benim gibi biraz sembolizm filmleri seviyorsanız kaçırmayın derim. bunu filmin açılış sahnlerinden olan hırsızlık sahnesinde olan eşyalardan sonra köyde iki kadın arasında çıkar çatışması başlatan olaylardan çok kolay çözebiliyorsun.
büyük bütçesi , o zamana kadar görülmemiş çekim teknikleri ve uzun çekim süresi ile neo realismo akımının bayrak filmlerindendir. ayrıca filmde oynayan silvana mangano oynadığı silviana karakteri üzerinden yaratılan süveterli kız (italyan maggiorata) kült ikonu ise sinemada cinselliğin ilk önemli tasvirlerden olmuştur. silvana mangano çok güzeldir ayrıca.
süresi biraz uzun ve çok durağan akan bir film olmasına rağmen izlemekten defalarca bıkmayacağınız bir filmdir.
peter ustinov'un yönetmenliğini yaptığı 1972 yılına ait şahane bir komedi filmidir. türkçeye fahişe'nin iki yüzü ismi ile çevrilmiştir. elizabeth taylor, richard burton, beau bridges ve peter ustinov baş rollenide oynar . richard burton alır götürür filmi ama elizabeth taylor'dan alamazsınız gözünüzü.
filmin konusuna gelecek olursak:
billy breedlove (beau bridges) teksas'ta bir akıl hastanesinde hemşiredir. bu hastanede yatmakta olan hammersmith (richard burton) adlı bir sosyopat kendisini kaçırması karşılığında billy'e büyük ün para ve şöhret vaadeder. billy ise hoşlandığı sarışın efsane güzel garson ve hafif jimmie jean jackson'un (elizabeth taylor) kendileri ile gelmesi karşılığında kabul eder. bu üçlü birlikte suç ve komedi dolu maceralara doğru yola çıkmaya başlar hele filmin bir yerinde billy büyükelçi olur ki komedidir, üstsüz kızların çalıştığı bar açma fikri hele efsanedir. ama bir süre sonra jimmie'nin hammersmith'e yaklaşması billy'i çıldırtır. ve anne olmak jimmie'nin isteğini hammersmith yapınca olanlar olur...
filmin komedi yükünü beau bridges ve peter ustinov alıp sırtlamıştır. hele son sahnelerde hammersmith'in tekrar hastane'ye geldiğinde artan ününü kıskanması.. peter ustinov'un hammersmith kaçtığıda oluşan yüz ifadesi ve çıldırması....
kısacası eğlenmek için izleyiniz..
filmin konusuna gelecek olursak:
billy breedlove (beau bridges) teksas'ta bir akıl hastanesinde hemşiredir. bu hastanede yatmakta olan hammersmith (richard burton) adlı bir sosyopat kendisini kaçırması karşılığında billy'e büyük ün para ve şöhret vaadeder. billy ise hoşlandığı sarışın efsane güzel garson ve hafif jimmie jean jackson'un (elizabeth taylor) kendileri ile gelmesi karşılığında kabul eder. bu üçlü birlikte suç ve komedi dolu maceralara doğru yola çıkmaya başlar hele filmin bir yerinde billy büyükelçi olur ki komedidir, üstsüz kızların çalıştığı bar açma fikri hele efsanedir. ama bir süre sonra jimmie'nin hammersmith'e yaklaşması billy'i çıldırtır. ve anne olmak jimmie'nin isteğini hammersmith yapınca olanlar olur...
filmin komedi yükünü beau bridges ve peter ustinov alıp sırtlamıştır. hele son sahnelerde hammersmith'in tekrar hastane'ye geldiğinde artan ününü kıskanması.. peter ustinov'un hammersmith kaçtığıda oluşan yüz ifadesi ve çıldırması....
kısacası eğlenmek için izleyiniz..
1995 ile 1998 yılları arasında yayınlanan robert lawrence stine kitaplarından uyarlanmış korkunçlu çocuk dizisi.
bunu izleyerek başlayalım da efendim efsane jenerik:
ama bizim inceleyeceğimiz konu 90'larda türkiye'de yayınlanma olayı ile ilgili:
show tv'de power rangers'tan hemen sonra yayınlanan çocuklara yönelik, korku öğeleri taşıyan güzel bir diziydi, severek izlerdim hatta power rangers'ten daha çok severdim. herkes power rangers konuşurken ben bundan bahsederdim belki kafa kırıklığımız o zamanlardan kalmadır. hareket eden yeşil solucanlı bölüm, ayna arkasına hapsolan çocuklu bölüm, kaybolan köpekli bölüm, şu korkunç cadılı bölüm vardı çirkin bir kargaya dönüşen ve hala o gün korkudan uyuyamamı sağlayan paylaço maskeli korkunç suratlı adamlı bölümler bir harikaydı bana göre taa ki bizim nesilden bir kaç korkak altını ıslatıp çamaşır masrafı çıkartıncaya kadar. ama kanıma dokunan o maskeli bölümün ilk partını yayınlayıp öyle kaldırılmasıdır. yıllar yılı merak ettim ne olacak diye o ikinci bölümü daha sonraları öğrendim de rahatladım ama televizyon düşmanlığımı başlatan olayın ta kendisidir bu. ryan gosling abimizin ilk oyunculuk deneyimide bu seri ile olmuştur hatta türkiye'de yayınlanan o son bölümün ilk bölümünde vardı ikinci bölüm yine aklıma düştü hüzünlendim. ulan çocuğum bırak izleyeyim rtük yok ama her güzel şey gibi bu da çok kısa kaldı ekranlarda. bunu hatırlayan y kuşağı arkadaşlarıma sonsuz selamlarımı sunarım.
rtük benim düşmanımsın sonrasında power rangersta kalktı yayından daha sonraları pokemon da her güzel şeyi bitiriyorsun rtük al sana pepe kayu izleyen çocuklar.....
bunu izleyerek başlayalım da efendim efsane jenerik:
ama bizim inceleyeceğimiz konu 90'larda türkiye'de yayınlanma olayı ile ilgili:
show tv'de power rangers'tan hemen sonra yayınlanan çocuklara yönelik, korku öğeleri taşıyan güzel bir diziydi, severek izlerdim hatta power rangers'ten daha çok severdim. herkes power rangers konuşurken ben bundan bahsederdim belki kafa kırıklığımız o zamanlardan kalmadır. hareket eden yeşil solucanlı bölüm, ayna arkasına hapsolan çocuklu bölüm, kaybolan köpekli bölüm, şu korkunç cadılı bölüm vardı çirkin bir kargaya dönüşen ve hala o gün korkudan uyuyamamı sağlayan paylaço maskeli korkunç suratlı adamlı bölümler bir harikaydı bana göre taa ki bizim nesilden bir kaç korkak altını ıslatıp çamaşır masrafı çıkartıncaya kadar. ama kanıma dokunan o maskeli bölümün ilk partını yayınlayıp öyle kaldırılmasıdır. yıllar yılı merak ettim ne olacak diye o ikinci bölümü daha sonraları öğrendim de rahatladım ama televizyon düşmanlığımı başlatan olayın ta kendisidir bu. ryan gosling abimizin ilk oyunculuk deneyimide bu seri ile olmuştur hatta türkiye'de yayınlanan o son bölümün ilk bölümünde vardı ikinci bölüm yine aklıma düştü hüzünlendim. ulan çocuğum bırak izleyeyim rtük yok ama her güzel şey gibi bu da çok kısa kaldı ekranlarda. bunu hatırlayan y kuşağı arkadaşlarıma sonsuz selamlarımı sunarım.
rtük benim düşmanımsın sonrasında power rangersta kalktı yayından daha sonraları pokemon da her güzel şeyi bitiriyorsun rtük al sana pepe kayu izleyen çocuklar.....
1976 yılına ait zeki ökten'in yönettiği fuat özlüer'in senaryosunu yazdığı başrollerde gülşen bubikoğlu, aytaç arman ve adile naşit'in oynadığı romantik komedi türünde eğlenceli bi türk filmidir.
filmin konusuna gelecek olursak:
kasabın(bülent avcı) manavın (şemsi inkaya) ve bakkalın(cevat kurtuluş) aşık olduğu zeynep (gülşen bubikoğlu) konfeksiyon atölyesinde çalışıp annesi (adile naşit) ile birlikte borç içerisinde kıt kannat geçinmektedir. patronu tarafından taciz'e uğrayan zeynep işten kovulur. annesi ise zeynebi zengin bir koca ile evlendirmek istemektedir bunun için kızını aynı anda manav, bakkal, kasap ile nişanlayıp onlardan başlık paralarını alıp kızı ile birlikte kaçarlar ve bir köşk kiralarlar. bizim esnaf takımı dolandırıldıklarını anladıklarında anne kız çoktan uludağ'ın yolunu tutmuştur. uludağ'da tanıştığı ve zengin bir adamın oğlu sandığı doğan ile birbirlerine aşık olan zeynep hamile kalır. ama doğan zengin bir adam'ın oğlu değil şöförüdür. sonunda birbirini seven iki genç, onları affeden esnaf takımının da yardımlarıyla evlenip mutluluğa doğru yola açarlar. ama filmin son sahnesinde adile naşit'in torunum bari kız olsun ona zengin koca bulayım demesi adamı yarar.
filmde ismi anne kız kaçtıklarında duvarda olan yazıdan gelir. adile naşit'in mükemmel kahkaları ile şenlenir. komedi düzeyi mükemmeldir filmde hele esnaf üçlüsü güzel sırtlarlar filmi.
filmin konusuna gelecek olursak:
kasabın(bülent avcı) manavın (şemsi inkaya) ve bakkalın(cevat kurtuluş) aşık olduğu zeynep (gülşen bubikoğlu) konfeksiyon atölyesinde çalışıp annesi (adile naşit) ile birlikte borç içerisinde kıt kannat geçinmektedir. patronu tarafından taciz'e uğrayan zeynep işten kovulur. annesi ise zeynebi zengin bir koca ile evlendirmek istemektedir bunun için kızını aynı anda manav, bakkal, kasap ile nişanlayıp onlardan başlık paralarını alıp kızı ile birlikte kaçarlar ve bir köşk kiralarlar. bizim esnaf takımı dolandırıldıklarını anladıklarında anne kız çoktan uludağ'ın yolunu tutmuştur. uludağ'da tanıştığı ve zengin bir adamın oğlu sandığı doğan ile birbirlerine aşık olan zeynep hamile kalır. ama doğan zengin bir adam'ın oğlu değil şöförüdür. sonunda birbirini seven iki genç, onları affeden esnaf takımının da yardımlarıyla evlenip mutluluğa doğru yola açarlar. ama filmin son sahnesinde adile naşit'in torunum bari kız olsun ona zengin koca bulayım demesi adamı yarar.
filmde ismi anne kız kaçtıklarında duvarda olan yazıdan gelir. adile naşit'in mükemmel kahkaları ile şenlenir. komedi düzeyi mükemmeldir filmde hele esnaf üçlüsü güzel sırtlarlar filmi.
1976 yapımı türker inanoğlu'nun yönettiği fuat özlüer ve erdoğan tünaş'ın senaryosunu yazdığı başrollerde tarık akan ve gülşen bubikoğlu'nun yer aldığı romantik komedi türünde bir film. ama daha kimler yoktur ki filmde toto karaca, öztürk serengil, mürrüvet sim, kadir savun, nubar terziyan, hulusi kentmen....
film ömer (şemsi inkaya)'nın simitçilik yaparken cami avlusunda bulduğu bebeği mahalleye getirmesi ile başlar bebeğe zeynep(gülşen bubikoğlu) ismini veren mahalleli bebeğe hep birlikte bakar, büyütür ve okutur. zeynep mezuniyet eğlencesinde ülkenin en büyük iş adamı adil bey'in (hulusi kentmen) oğlu murat'la (tarık akan) tanışır. murat kendini zengin gösteren abisi ömer'in yalanları yüzünden zeynepten çok etkilenir aşık olurlar ve ona evlenme teklif eder. zeynep ise yalanlardan pişmandır bunu murat'a söyleyip ayrılmayı düşünür ama mahalleli itiraz eder. o sırada hacer'in(mürüvvet sim) çalıştığı köşkün sahipleri tatile gitmiştir mahalleli bu köşke adil beyleri davet ederler ve söz takılır. o sırada gelen köşkün sahiplerinin oyunu bozmayıp hizmetçi gibi takılmaları ise efsanedir. adil'in yanında çalışan adamı ona ihanet edip murat ve zeynep'i kaçırıp fidye isterler tam fidyeyi alacakken murat kendisi ve zeynep'i kurtarıp adamı döver. bir süre sonra yalanlar ortaya çıkmaya başlar ama film mutlu sonla bitecektir.
filmde bir çok efsane sahne vardır hele tayfur(öztürk serengil) ve cevriye(toto karaca) karşılıklı döktürürler birlikte oynadıkları her sahnede. paraya ihtiyaç olunca tayfur'u gazlayıp cevriye'ye yollamaları mükemmeldir. arap kılığına giren tayfa ile kuyumcu sahneleride çok komedidir.
zaten filmin komedi yükünü toto karaca, öztürk serengil ve şemsi inkaya yüklenir.
film ömer (şemsi inkaya)'nın simitçilik yaparken cami avlusunda bulduğu bebeği mahalleye getirmesi ile başlar bebeğe zeynep(gülşen bubikoğlu) ismini veren mahalleli bebeğe hep birlikte bakar, büyütür ve okutur. zeynep mezuniyet eğlencesinde ülkenin en büyük iş adamı adil bey'in (hulusi kentmen) oğlu murat'la (tarık akan) tanışır. murat kendini zengin gösteren abisi ömer'in yalanları yüzünden zeynepten çok etkilenir aşık olurlar ve ona evlenme teklif eder. zeynep ise yalanlardan pişmandır bunu murat'a söyleyip ayrılmayı düşünür ama mahalleli itiraz eder. o sırada hacer'in(mürüvvet sim) çalıştığı köşkün sahipleri tatile gitmiştir mahalleli bu köşke adil beyleri davet ederler ve söz takılır. o sırada gelen köşkün sahiplerinin oyunu bozmayıp hizmetçi gibi takılmaları ise efsanedir. adil'in yanında çalışan adamı ona ihanet edip murat ve zeynep'i kaçırıp fidye isterler tam fidyeyi alacakken murat kendisi ve zeynep'i kurtarıp adamı döver. bir süre sonra yalanlar ortaya çıkmaya başlar ama film mutlu sonla bitecektir.
filmde bir çok efsane sahne vardır hele tayfur(öztürk serengil) ve cevriye(toto karaca) karşılıklı döktürürler birlikte oynadıkları her sahnede. paraya ihtiyaç olunca tayfur'u gazlayıp cevriye'ye yollamaları mükemmeldir. arap kılığına giren tayfa ile kuyumcu sahneleride çok komedidir.
zaten filmin komedi yükünü toto karaca, öztürk serengil ve şemsi inkaya yüklenir.
Rocky izleyenleri gaza getiren efsane ötesi survivor şarkısı.
Europe GRUBUNUN KAvgaya giderken dinlenilecek efsane olmuş gaz şarkısı.
Alphaville grubunun 1984 yılında yayınladıkları hala eskimeyen efsane şarkı.
Afrikalı Rapçi dr.alban abimizin en bilinen eserlerinden.
gine doğumlu Mory kante abimizin bir ara dünyayı sallamış muhteşem şarkısı.
Sözleri Ferdi Tayfur Müziği Ferdi tayfur ve Vedat Ozkan Turgay'a ait leziz bir şarkı.
Ah, ah
Kaç mevsim bekledim dönersin diye
Şu garibi arayıp sorarsın diye
Kaç mevsim bekledim dönersin diye
Şu garibi arayıp sorarsın diye
Gözlerim yollarda, ismin dilimde
Gözlerim yollarda, ismin dilimde
Belki feryadımı duyarsın diye
Belki feryadımı duyarsın diye
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Ben razıyım, yeter ki sen gel
İsterse her gün yağmur yağsın
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Ah, ah
Korkuyorum sensiz ölüp gitmekten
Kara talihime boyun bükmekten
Korkuyorum sensiz ölüp gitmekten
Kara talihime boyun bükmekten
Kalmadı mecalim, kalmadı, bitti
Kalmadı mecalim, kalmadı, bitti
Her gün sana, "gel, gel" demekten
Her gün sana, "dön gel" demekten
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun (ah)
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Ah, ah
Kaç mevsim bekledim dönersin diye
Şu garibi arayıp sorarsın diye
Kaç mevsim bekledim dönersin diye
Şu garibi arayıp sorarsın diye
Gözlerim yollarda, ismin dilimde
Gözlerim yollarda, ismin dilimde
Belki feryadımı duyarsın diye
Belki feryadımı duyarsın diye
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Ben razıyım, yeter ki sen gel
İsterse her gün yağmur yağsın
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Ah, ah
Korkuyorum sensiz ölüp gitmekten
Kara talihime boyun bükmekten
Korkuyorum sensiz ölüp gitmekten
Kara talihime boyun bükmekten
Kalmadı mecalim, kalmadı, bitti
Kalmadı mecalim, kalmadı, bitti
Her gün sana, "gel, gel" demekten
Her gün sana, "dön gel" demekten
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Ben razıyım, yeter ki gelsin
İsterse her gün yağmur yağsın
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Kırlarda sevgililer el ele olsun (ah)
Çiçekler açsın, böcekler ötsün
Sözleri Gülten Çiçek müziği Sinan Özşeker'e ait müslüm baba'nın sesinden dinlenilmesi bünyede derin yaralar oluşturan şarkıdır.
Özlerim ben seni seninle bile
Vuslat mı hasret mı adını sen koy
Aşkınla yakıp da düşürdün dile
Sevgi mi nefret mi adını sen koy
İlk ve son aşkımdın gençlik çağımda
Sevgi çiçeğimdin gönül bağımda
Öyle yer etmiştin kalp otağımda
Sıla mı gurbet mi adını sen koy
Aşkın ateşi yakar kavurur
Rüzgarım olursun aşkla savrulur
Bağrın delersin bakınca durur
Nazar mı hiddet mi adını sen koy
Özlerim ben seni seninle bile
Vuslat mı hasret mı adını sen koy
Aşkınla yakıp da düşürdün dile
Sevgi mi nefret mi adını sen koy
İlk ve son aşkımdın gençlik çağımda
Sevgi çiçeğimdin gönül bağımda
Öyle yer etmiştin kalp otağımda
Sıla mı gurbet mi adını sen koy
Aşkın ateşi yakar kavurur
Rüzgarım olursun aşkla savrulur
Bağrın delersin bakınca durur
Nazar mı hiddet mi adını sen koy
içeri doğru sıçmak deyiminin gerçeğini yaşarsınız.... birde albayın kapısını tekme ile açtığını iddia eden yiğitler vardır ki...
Biraz kül biraz duman
biraz feminazi sosu
biraz empati azıcık sempati
biraz entelektüelite
bir naz bir naz olmaz ki.....
şaka bir yana nasıl yapıyoruz yahu ?
biraz feminazi sosu
biraz empati azıcık sempati
biraz entelektüelite
bir naz bir naz olmaz ki.....
şaka bir yana nasıl yapıyoruz yahu ?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?