devamını bekliyoruz. zamanında ben de klavye çaldım amatörce ama ne kaydım ne küreğim var. sonradan enstrümanı bırakıp tsm ye yöneldim. klişe olmakla birlikte müzik gerçekten ruhun gıdasıdır. dediğim gibi devamını bekliyoruz.
kendisiyle biraz konuşma fırsatı buldum oldukça hoşsohbet birisi ayrıca aynı terminolojiyi konuşabiliyoruz. dilerim klavyesini tıkırdatmaya devam eder çünkü entrylerini okumak da en az sohbeti kadar keyifli.
insanlıktan utandığım bir güne uyandım, hiç uyanmamış olmayı dilerdim böyle bir sabaha. yaşasaydı yarın okula başlayacaktı. medya ve gündem hala dilan polatı konuşuyor lanet olsun böyle coğrafyaya.
davranışlarımızın pekala hepimiz sözünü verebiliriz peki ya duyguların?
bunlar kapasite dışıdır birine her zaman sevme veya ondan nefret etme gibi sözler veren bir kişi kapasitesinin dışında bir şeyin sözünü veriyordur günün sonunda yalancı çıkacaktır zira.
makul olanı şöyledir; seni sevdiğim sürece sana sevgi eylemleri göstereceğim ve sadakat duyacağım. evet doğrusu ve elden geleni budur.
iki elimle de aynı anda yazı yazabiliyorum, söylenilen kelime ne olursa olsun tersten okuyabiliyorum kafamdan 4 basamaklı sayıların çarpma işlemini yapabiliyorum.
Bir çay içer misin, yoksa kahve mi Kibritim yok, demek cigaraya başladın Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var Böyle bir kız değildin sen eskiden Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar? Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
sözlük anlamı kişilerin kaynaklara bağlı kalmadan peşin hüküm sürmesidir.
bir insan hakkında herhangi bir deneyim, herhangi bir değerlendirme onu tümüyle değerlendirmemizde yetersiz kalacaktır. değerlendirmeler acelecidirler ve öyle olmak zorundadırlar.
sünnet olduğu için kullanılması gerektiği savunulur. ancak merak ettiğim bir soru var. dönemin şartlarında signal white now opti beyaz olsaydı peygamber onu mu kullanırdı misvak mı?
eleştirdiği, yadırgadığı şeyleri kendine gelince gayet normalmiş gibi davranmak. toplum baskısı nedeniyle düşüncelerini açıkça söyleyememek, söylememek, ataerkil düşünce yapısından çıkamamak.
insanların birbirlerinde illa bir kazık potansiyeli görmesi, kimse kimseye karşılıksız iyilik yapmaz düşüncesi.
haksızlıklara karşı ses çıkarmanın ayıp olarak sayılması, ve asla sorgulamamak. ve daha niceleri...
eğer ki bir grupta 366 kişi varsa, o grupta iki kişinin aynı doğum gününe sahip olma olasılığı % 100 olacaktır.
peki ya daha küçük gruplarda? mesela 60 kişilik bir grupta iki kişinin aynı doğum gününe sahip olma olasılığı nedir? matematiksel hesaplar göstermektedir ki, sadece 57 kişiden oluşan bir grupta bile 2 kişinin aynı doğum gününe sahip olma olasılığı % 99'dur! 23 kişilik bir grupta bile bu % 50 dolaylarındadır.
eğer eziklik duygusu fiziksel kusurlardan oluşuyorsa mesela kellik veya şişmanlık gibi ve birisi kellik veya şişmanlığımızla ilgili bir atıfta bulunduğunda biz bunu dert ediyorsak bu bizim eziklik duygumuzdur. tüm bunlarla mide küçültme ameliyatı olarak veya saç ektirerek başa çıkmaya kalkarsak başkalarına göre hayatımızı yaşamış oluruz işte eziklik duygusu budur ; başkalarına göre değişim arzulamak.
bir çay içer misin, yoksa kahve mi kibritim yok, demek cigaraya başladın ellerin de titriyor, bir şeyin mi var böyle bir kız değildin sen eskiden sana ne yaptılar, sana ne yaptılar? kirpiklerin ıslanıyor durup dururken o sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Sanırım burada şaik zaten karaciğer hastası olan bir kızdan bahsediyor zira bende yıllardır sigara içerim. El titremesi hiç yaşamadım sigaradan kaynaklı bir araştırmak lazım farkli bir hastalıkta olabilir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?