edwird 2

İsrail'in talebi üzerine filistinlilerin parasına el koyan kripto borsası. Demek ki israil istese bizim paralara da çökecekler. Ultra Mega boğa gelsin de paraları çekip kaçalım.

(bkz: The Butterfly Effect)

3 aylık acemilik döneminde kullanmış olduğum fantastik saat. Bir markadır...

Heykel yapmaktan başka vasfı olmayanların eleştirdiği türk mühendis. Bu yıl vergi rekortmeni olmuştur. İnşallah bir gün cumhurbaşkanı olur ve ayık duramayan vasıfsızları kudurtmaya devam eder.

Dünya'nın en leş, en pis ülkesi denebilir. Dünya turuna çıkacak olsam gitmeyeceğim ülkelerin başında gelir.

Güncellemelerini sürekli takip etmeniz gereken işletim sistemi. Son 1 aydır ağırlık vardı pc'de. Güncelleme notlarını okumama rağmen fark etmemişim. Bugün araştırdığımda o yeni gelen güncellemeyi gördüm ve o özelliği kapadım. Böylelikle birden aşırı hızlanma yaşadı pc.

İbretlik bir olaydır. Ben bu olayı çocukların tamamen masum olmadığını ve böyle büyük suça karışan çocukların öldürülmesi gerektiğini kanıtlamak amacıyla bulup paylaşacaktım ama vazgeçmiştim. Denk gelmem iyi oldu. Bunun benzeri olaylar da vardı cinsel istismar içeren.

Bursa ve çanakkale.

Diğer kaldığım tüm şehirler 1-2 ay sürmüştür maksimum. Bir ara not almıştım kayboldu, hafızamı zorlayıp yazmam lazım. Çokça şehirde kaldım iş gereği. Bu başlığı editlerim ileride.

Cihana hükmetmeye kararlı, Osmanlı'nın yiğit padişahı Yavuz Sultan Selim, doğunun ve batının korkulu rüyasıydı. Adaletin ve cesaretin timsali olan bu ulu hakan, elinde tuttuğu kılıcıyla yedi düvele meydan okudu. Koca Osmanlı'yı, üç kıtada sarsılmaz bir kale gibi yükseltti. Çölleri aşarak Mısır'ı, kudretli ordusuyla fethederek Mekke ve Medine'nin kutsal emanetlerini Osmanlı payitahtına getirdi, hilafetin koruyucusu oldu.

Düzen ve asayişi sağlamak için kararlı adımlar atan Yavuz, devletin bekası için gerektiğinde sert yüzünü gösterdi. Memleketin huzuru ve birliği için her türlü fitneye karşı dimdik durarak, içteki tehlikeleri büyük bir maharetle bertaraf etti. Herkesin gönlünde derin izler bırakan Yavuz Sultan Selim, Osmanlı'nın kudretli kanatlarını doğu ufuklarına kadar açtı. Onun izinden giden nesiller, adını hep minnetle andı.

The walking dead evreninin ulu önderidir. Yazmakla bitirilemeyecek bu yüce kişiliği özetlemek gerekirse, kendisi kıyamet öncesinde bir şeriftir, yani kasaba polisi. Malum polisler, emniyet güçleri gibi gruplar, marjinal olmayan, devletle uyumlu, insanlara yakın kitlelerdir. Düzenin savunucusudurlar, değerleri simgeleyip kaosun karşıtı olarak tanınırlar.



Zombi kıyameti sonrasında mucizevi şekilde hayatta kalan rick'in ilk işlerinden biri hemen şerif kıyafetlerini giymek olur. Ve ailesinin grubuyla karşılaştığında da şerif olmanın verdiği güvenle grubun başı oluverir. Amacı kaos karşıtı bir duruş koyup hayatta kalmaktır.

Rick grimes, dizi boyunca bu ilkelerinden sapmayıp kaosun karşısında durabilmiş, ilkelerini korumuş bir karakter olarak dizi tarihine unutulmaz bir iz bırakmıştır. Kendi grubunu da bu şekilde eğitip yetiştirmiştir. Büyük bir semboldür rick grimes. Benim çocukluk kahramanlarımdan biridir. Kendime her daim örnek almışımdır. En sevdiğim rick sahnesini de bırakayım:

İntihar etmekle eş değer olan utanç verici şeydir. Ruhun ölümü, benliğin yok oluşudur. Bunu yapıp da sağlıklı düşünebilen/yaşayabilen bir insana rastlamadım.

Günümüzün seküler dünyasında hoş görülen pis durum. Öyle bir noktaya varacak ki aldatmayan kişiler, bakir/bakire kalanların yobaz/bağnaz/çomar şeklinde aşağılanması gibi, geri kafalılıkla ve hayatın zevkini almamakla suçlanacaklar. Suçlanıyorlar da. Lakin, geleneklerine, maneviyatına, dinine bağlı kalan insanlar sonsuza dek o sarsılmaz, sabit, değişmeyen ahlak kurallarına temelden inandıkları için temiz bir yaşam sürmeye devam edeceklerdir.

Gördüğümde ani bir hışımla popoyu kollamaya başlamış olduğum korkutucu erkektir.

Her evde bulunması gereken fantastik alet. Çok işe yarıyor.

Zaman zaman mantıklı olandır. Kimi insanlar işçidir, kimi insanlar zanaatkardır, kimi insanlar mühendistir, kimi insanlarsa sermayedardır. Kimileriyse yöneticidir. Arı yahut karınca toplumları gibi, insan toplumu da işbirliğine dayalı olmak zorundadır ve bir hiyerarşik sistemin kurulması, yürütülmesi, korunması elzemdir. Bu bağlamda sosyalizm, komünizm gibi sistemler masal olup, hatalıdır. Birey, kendi potansiyelini en iyi şekilde gerçekleştirip toplumsal hiyerarşide yükselme çabası içerisine girmeye çalışmalıdır. Unutmayın ki, bir ortamda iki insan varsa biri yönetendir, biri de yönetilen.

Oldukça doğal olan bir durumdur. Hayatın kanunları gereği insan öncelikle kendisini düşünmekte olan bir canlıdır. Öncelikle kendi gereksinimlerini karşılamalıdır. Daha sonrasında ise refaha ermeye başladığında çevresine yardımcı olma yükümlülüğü doğar. Bu yükümlülüğü uygulamak zordur ve meşakkatlidir... İmtihan da bu noktada başlar. Kötülük kolay, iyilik zordur.

Upuzun yazasım geldi bu başlığa. Kısa keserek yazayım. Öncelikle ben pc oyunu tercih ederim her daim. Mobil oyunları bile bilgisayara kurup oynamaktan yanayım. Bilgisayar insanın en büyük arkadaşlarından biridir.

Strateji oyunlarının müptelasıyım. Plan, proje, derin düşünmek esastır benim için. En optimize kararları vermekten, yönetmekten hoşlanırım. (bkz: #5582). Kontrol elimde olsun isterim. Bunun yanında her türlü oyunu oynarım, pek ayırt etmem. Fps olsun, hikayeli olsun, mitoloji ya da mmorpg olsun ayırt etmem.

Hikayeli oyunları rahatlamak ve ruhumu beslemek için tercih ederim. Kesinlikle daha rahat ve verimli oluyor. Rekabetçi oyunlarsa zaman zaman aşırı stresli oluyor zira sınırı yok rakiplerinin. Kimisi 24 saat oyun oynar, kimisi 2 saat. Benim oyun kültürüm çok geniş olsa da bir oyunu aralıksız oynamaktan ziyade çeşitli oyunları harmanlayıp oynamaktan yana olduğum için hırsa ve inada bindirip bir oyuna odaklanırsam sonu pek iyi gitmiyor. En son sistemli olarak age of empires 4 oynadım uzun süre. Strateji oyunlarının profesörü olduğum için bu benim namus meselem haline geliyor. Asla yenilmeyi kaldıramam. Bu oyunu oynarken ilk girdiğimde yaklaşık 10 dakika titriyordum heyecandan. Her gün ama... 10 dakika sonra alışsam da aşırı hırslı ve gergin şekilde oynadığım için sağlığıma zarar vermeye başladı. Alıştığımı düşünsem de çok uzun süren bir oyundan sonra 2 gün boyunca kalbimde aşırı ağrı yaptı. Bu sebeple bırakmak zorunda kaldım. Strateji oyunlarında yenildiğimde bu benim zekama hakaretmiş gibi geliyor. Evet elbette genellikle takım olarak giriyordum rastgele insanlarla. Takım bazen çok iyi bazen çok kötü oluyor malum bilirsiniz. Bu strese girmek istemiyorum işte. League of legends gibi oyunları da bu sebeple uzun süre oynayamıyorum. Tanıdık insanlarla girmelisiniz. Chivalry 2 bir istisna diyebilirim. Bu oyunda stres yapmıyorum, kalabalık bir yapısı var ve yenme arzum olmadığı için olabilir. Sonuçta kılıç kalkan oyunu, daha az zeka harcaman gerektiriyor eğlence için giriyorsun. Wolfteam de öyleydi, onda da hiç stres olmazdım. Önemsediğin bir alanda online oyun oynamak streslendiriyor ve işkenceye dönebiliyor özetle. Bunları offline ve hikayeli oynamak daha iyi oluyor diyebilirim.

Oyun tarzım sıradışıdır. Sinsiliği, en beklenmedik yerden saldırmayı, insanları şaşırtmayı, trollemeyi seviyorum. Zorlu bir rakibimdir. Mmorpg tarzı oyunlarda muhakkak suikastçi olurum. Strateji oyunlarında birimleri ucuz, hızlı ulusları, çok seçilmeyen ulusları tercih ederim. Amaç rakibi şok etmek, "napıyor la bu adam" dedirtmek. Kaos ortamından yararlanıp işi bitirme arzusunu severim. Amaç noobları en bilinmedik yöntemlerle alt etmektir... Asıl eğlencem noob kesmek. Dişli bir rakip gelirse karşıma stres başlar.