Son zamanlarda düzenleme olacağı söyleniyor yurtdışı telefonlar ile ilgili. Bende almayı düşünüyorum aslında fiyatı çok uyguna geliyor. Yd telefon kullanan yazarlar var mı aramızda? Bilgilendirebilir mi beni rica etsem?
Nisan ayında 4. Senemizi dolduracağız kendisiyle. Çok sağlam telefon üretmiş herifler. 4 senelik olmasına rağmen halen akıcı. Performans düşüklüğü yok. Sadece 20 veya 30 kez düşürmeme rağmen ön kameram çalışmıyor. Yaptırmıyorum da salak gibi. Yerinden oynadı yüksek ihtimalle. Beni 2 3 sene daha götürmesini umuyorum.
Yıllar önce paraya kıyıp calvin klein boxer almıştım. Çok ama çok konforluydu. 1 tanesi bıçaklandığım zaman bıçak kesiği olmuştu. Ulan hadi bıçaklıyorsun, ne istedin calvin klein donumdan.
Doğduğumdan beri yaptığım. Şaka şaka ama her şakanın altında da bi gerçek... Tamam tamam vurmayın.
Günaydın canikolar. Umarım hepinizin günü güzel geçer.
Kum sansar salvo-kırmızı reçete.
Üniversitenin lise 5 sınıfıdır. Eğlenceli geçiyor genelde. Ciddiye alınırsa İngilizceyi geliştirir ama lay lay geçerse kendinize bir şey katamadan 1 sene boşa gider. En büyük handikapı pahalı kitapları.
Popüler kültürde yer etmişti bir zaman. Liseli, ortaokullu ergenlerin hepsi ayak ayak diye geziyordu. Yarısından çoğunun buna sahip olmadığı belli bir şey. Freud bunu nasıl açıkladı çok hakim değilim ama benimkisi de çocukluk yıllarına dayanıyor sanırım. Bunun tam farkına vardığımda lise yıllarındaydım. Fetişizm bir hastalık mı yoksa normal bir şey mi bilemiyorum. Lakin karşı cinsle konuştuğumda, bunu söylediğimde:ıyyy iğrenç ayak sevilir mi veya buna istek duyulur mu tarzı cümleler duyduğumda;o kişinin bu durumuma saygı duymadığını düşünüp geri çekiliyorum. Çok garip bir fetiş ya.
Ders zamanıma göre değişiyor. Sabah dersim varsa 6da kalkıyorum. El yüz yıkayıp,dişlerimi fırçalıyorum. Bi kahve sigara yapıyorum(3 4 sigara ve 2 bardak kahve).
Hemencik duşa koşuyorum. Duştan sonra giyin et derken 1 2 sigara daha içiyorum. Sonra tekrar dişlerimi fırçalayıp evden çıkıyorum. İlçede olduğumdan dolayı üniversite dolmuşlarını bekliyorum takriben 20 veya 30 dakika...
Öğrencilikten mütevellit mi bilmiyorum kendime para harcayasım gelmiyor hiç. Ne bileyim bi pantolonu affedersiniz kıçımda parçalanana kadar giyiyorum. 4 5 Pantolonum var ama hepsi eskiden kalma.
Bazı dönemler alkol sevip bazı dönemler sevmiyorum.
Ciğersizim,sigara masrafım azalsın diye sarma sigara içiyorum. Sonra bu normal sigaradan iyiymiş yauv diyorum.
Genelde yalnız kalmayı severim evde. Düşüncelerimle başbaşa kalıyorum.
Ne güzel 60 kilo vermiştim 20 30 geri aldım.
Yemek yapamam. En berbat özelliğim. Tost 4ever.
Eskiden rapçiydim ve bi baltaya sap olamadım.
Bazen birine platonik olup kendi içimde aşk acısı çekmek hoşuma gidiyor.
Sanırım şizofrenim. Dinlediğiniz için teşekkürler.
Canım bolçinin canım çikolatası. Memleket markası olmasıyla alakası yok tabi yaa.
Boluspor deplasmanlarında bi güzel sopa yiyip, pankart kaptıran, spor polislerine abi pankartımızı çaldılar diyip staddan çıkarken stada zarar veren, çingene takımı. Taraftar grubu da ayrı çingenedir. Altayın, bolusporun, Samsunsporun ve kocaelisporun şamar oğlanı ettiği takım.
Medeniyetin beşiği mi desem ne desem bilemiyorum. Yayaya öncelik verilmesi,Merkezi yerlerde yere çöp atana 14 bin lira ceza kesilmesi,Memleket bu ya gerçekten. Son yıllarda değişen belediyesi ile çağ atladı resmen. Işıl ışıl oldu şehir. Tanju başkan sağolsun. Artık düzce bizi kıskanıyor yeğenim diyebiliyoruz. Dinlenme tesisi lakabından da çıksak güzel olacak aslında. Nüfusu 320bin dolaylarında olan güzide batı Karadeniz şehri. Doğası desen bi harika tek sorun halkı da havası gibi soğuk. Hatta bi laf vardır. Bolu gerede insanlık nerede?
1999da kendi adıyla yaşanan deprem sonrası Boluya nazaran daha çok yıkım olması ve ekonomik kalkınmasını ve yardımları daha ekseri şekilde ulaştırmak için 81. İlimiz olmuştur. Batı karadenizde çok kozmopolit bir şehirdir. Boludan ayrıldıklarından mütevellit Bolu ve düzce birbirini hiç ama hiç sevmez. Düzce Boluya nazaran daha sanayileşmiş ve daha çok göç almıştır. Aynı şey kişi başına düşen gelir ve gelişmişlik açısından söylenemez bence. Denize kıyısı vardır. Akçakoca ilçesi mükemmeldir ve ilçeler arası Boludaki kadar uzak değildir. En uzak ilçesi akçakoca o da yarım saat. Nüfusu 400.000 dolaylarında sanırım. Pek emin değilim. Depremler şehri olarak da anılır.
Sakin bir sözlük. Zamanla üyesi ve yazarı artacaktır diye düşünüyorum. Herkes kendi halinde ve sıcakkanlı. Sevdim ben burayı.
Asliye cezalarda sözü geçen kişidir savcı. Geçen sene çok affedersiniz boktan ve hiçbir şahısa zarar vermediğim bi düşünce suçundan yargılandığım dosyada, savcı ilk duruşmada bana sert sert bakmıştı ben o an dedim ki aha bittik. 2. Duruşma geldi mütalaasını verdi sayesinde beraati aldık. Seviyorum bir bakıma bu yüzden savcıları.
Ornitofobi. Kanatlı hayvanlar yani kuş türevlerinden korkuyorum. Bu muhabbet kuşu bile olsa. Bunlar uçunca bana bi ürperti, gözlerimi kapatıp kafamı duvarlara vurasım geliyor. Çocukluktan kalma bir travma bozukluğu. Odama güvercin girmişti ve çırpına çırpına suratıma çarpmıştı. Bundan beridir korkuyorum. Hatta arkadaşlarım ulan kocaman adamsın küçücük kuştan korkuyorsun diyip dalga geçer. Dahası bir doğum günümde arkadaşım seni bi mekana götürcem diyip yaşadığım şehirde güvercinlerin beslendiği bir meydana götürüp, sağıma soluma yem döküp hepsinin başıma çullanmasına sebep oldu. 1 yıl falan konuşmadık. Bu da böyle bi anımdır.
Demli şekersiz çay ve sert bi sigara... Canım çekti çayı koymaya gidiyorum.
Yokuş çıkarken sigara içebiliyorum. Ciğersiz tanımına uygunum sanırım.
Bunu tek ben mi yaşıyorum bilmiyorum ama rüya göremiyorum gerçekten. Erken yatıyorum telefon ve bilgisayar uzak ama olmuyor. Nedenini asla bilmiyorum.
succulent
