Bebeğini kartalın kaptığı Fatma Girik gibi hissediyorum kendimi. Çocukluğumuzda eski Türk filmleri yayınlanıyordu televizyonda. Bir gün bu filme denk geldim, boş beşik sanırım ismi. Fatma Girik'in bebeğini kartal kapıyordu. Fatma girik de bebeğini kurtarmak için kartalla mücadele ediyordu kan içinde. Travmamdır. Sanırım zorlu ve acı dolu bir mücadeleden geçtiğim için bu ruh halindeyim şu an. Fiziksel olarak bir şey olmasa da ruhen elimde bir şey yok. Yorgunum. Neşemi de kartal kaptı, beşik boş. Şu kahvemi içeyim düzelecek her şey, yani umarım .
Babam zaman zaman ciddi anlamda kızıp azarlıyor olsa da asla halıya bakmadım. Baktığım yer tam olarak gözlerinin içi olmuştur. Babamla daha az çatışma yaşadım, genelde yoğundu. Annem de azarladığında ve nadir de olsa şiddetle meseleyi çözmeye kalktığında da asla gözlerimi kaçırmadım ve aşağı bakmadım. Kendi çocukluğumun ve ergenliğimin ebeveyni olmak istemezdim. İnanılmaz asi ve laf dinlemez bir çocuktum.
Bana istediğin zaman dokunabileceğini mi sanıyorsun seni sefil pislik? Yeni yalayıp temizlemiştim kendimi, işin yoksa tekrar temizle. Geri zekalı seni, sinirim geçmedi hala. O bana dokunan elini tırmalayıp ısırayım da gör.
İnsanlığın en temel ve en yüce duygusu korkudur ve bu korku da bilinmeyenin korkusudur diyerek okurlarına korku ve gerilimi sunmuş amerikan yazardır. Tarzı çok farklıdır çünkü yaşadığı koşullar da, ailesi de farklıdır. Her iki ebeveyni de akıl hastenesinde yatmak zorunda kalmıştır. Kendisi de eserlerinden de net bir şekilde anlaşılacağı gibi deniz canlılarına karşı korku duymaktadır. (bkz: Cthulhu'nun Çağrısı)
Rastgele kişilere çeşitli konular hakkında sorular sorulduğu ve verilen cevaplar seçilerek çeşitli platformlarda yayınlandığı röportaj çeşididir.
Yurdum insanı zaman zaman inanılmaz yanıtlar verebiliyor. Bazen de sokak röportajında söyledikleri yüzünden tutuklananlar oluyor. Bazıları ise fenomene dönüşebiliyorlar.
En korktuğum şeyler arasında birinin bana mikrofon uzatıp soru sorması var. Düşüncelerimi söylesem kesin başımı belaya sokarım. Sussam hiç olmaz. Neyse, o mikrofon bana uzatılırsa haber veririm. Ararın 155'i.
Yurdum insanı zaman zaman inanılmaz yanıtlar verebiliyor. Bazen de sokak röportajında söyledikleri yüzünden tutuklananlar oluyor. Bazıları ise fenomene dönüşebiliyorlar.
En korktuğum şeyler arasında birinin bana mikrofon uzatıp soru sorması var. Düşüncelerimi söylesem kesin başımı belaya sokarım. Sussam hiç olmaz. Neyse, o mikrofon bana uzatılırsa haber veririm. Ararın 155'i.
Çavdarlı ekmek azıcık sert oluyor, tam buğday daha iyi sanki . Yine de yazarımızın hatrına çavdarlı da yenir.
Kendi deyimiyle çavdarlı ekmek ve yazar kişisi olarak burada bulunuyorlarmış, ikisi de hoş gelmiş. İlginç bir nick seçimi.
Kendi deyimiyle çavdarlı ekmek ve yazar kişisi olarak burada bulunuyorlarmış, ikisi de hoş gelmiş. İlginç bir nick seçimi.
teşekkür ederiz efendim çavdar ekmeği ve yazar birey kişisi olarak.
Büyük olsun küçük olsun herhangi bir kurumda bundan bir tanesi kapıldığında sizi oraya ultra güçlü bir yapıştırıcı ile yapıştırırlar ki oradan kalkamazsınız. Yani sanırım öyle bir süreç işliyor. Siz zaten hiç kalkmak istemezsiniz de. İşinizi iyi yapıp yapmamanız, o koltuğu hak edip etmemeniz (bkz: liyakat) ülkede kimsenin umurunda zaten değildir.
Edebiyatımız için çok büyük bir isim, büyük bir şairdir. Bir paşa torunu olarak rahat ve kaygısız bir yaşam sürebilecekken yaşamı hapishane ve sürgünlerde geçmiştir.
"senin adını kol saatimin kayışına tırnağım ile kazıdım." demiştir Piraye'ye yazdığı mektupta. Ancak kol saatinde vera yazar. Piraye'yi geçtim ben bile kırıldım.
"senin adını kol saatimin kayışına tırnağım ile kazıdım." demiştir Piraye'ye yazdığı mektupta. Ancak kol saatinde vera yazar. Piraye'yi geçtim ben bile kırıldım.
piraye'ye mektupları o kadar hüzünlü ki..
Kafam ses kaldırmıyor. Yaş ile hiç ilgisi yok, çocukken de kaldırmıyordu.
Başlığı nasıl olmaz dediğim kahvaltılık. Brunch için de olabilir, bilemedim.
Sadece yazın domates tüketen biri olarak benim için yaz günü kahvaltılığı. Domatesin doğal ve kokulu olması önemli. Lezzetini veren de bu zaten.
Veeee o toplumu ikiye bölen tartışmada tarafımı seçiyorum. Menemen soğansız olur. Gideyim de menemen yapayım, acıktım sanki biraz.
Sadece yazın domates tüketen biri olarak benim için yaz günü kahvaltılığı. Domatesin doğal ve kokulu olması önemli. Lezzetini veren de bu zaten.
Veeee o toplumu ikiye bölen tartışmada tarafımı seçiyorum. Menemen soğansız olur. Gideyim de menemen yapayım, acıktım sanki biraz.
sanırsam 'başlığı nasıl olmaz' diyecek kadar -az- sayıda yazar olduğu için 'başlığı nasıl olmaz' sorusunun cevabı kendiliğinden cevaplanmış.
Başlığı olmasını hak eden bir değerimiz olduğu için bir miktar şaşkınlıkla birlikte, başlığı nasıl olmaz-açayım hemen anlamı da taşıyordu cümlem.
çok haklısınız marla hanım, menemen soğansız olur
soğan ağır olduğundan menemeni öldürür
soğan ağır olduğundan menemeni öldürür
Doğdu güneşimiz :)) ben de yüksek İlim ve irfanınız ile bizi bu konuda aydınlatsanız diyordum.
estağfirullah :))
Üslubunu sevdiğim, yazmaktan çok okumayı ve gözlemlemeyi seven yazar. Kendisini daha çok okumak isterdim.
Türk sinemasının en güzel örnekleri hakkında yazarak sabah sabah gülümsetmiş yazardır. Hoş geldiniz.
teşekkür ederim efendim hoşbuldum
Çok güzel bir filmdi gerçekten, o kadar samimi ve bir o kadar da saf. Oyunculuklar için zaten bir şey söylemeye ihtiyaç yok, muhteşemdi. Geçmiş zaman Türkiye profili, insan ilişkileri ve samimiyet. En azından denediler diye düşünüyorum.
Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Bu defa daha iyi yenil!
Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Bu defa daha iyi yenil!
Yaşamının ve gençliğinin büyük bölümünü ülkenin emperyalist işgaline karşı kurtuluşu için savaşlarda geçirmiş Mustafa Kemal Atatürk'ün ileri görüşlü bir sözünü şu günlerde daha çok hatırlamamız gerekiyor.
'yurtta sulh cihanda sulh.'
Bugün, Filistin'de doğup henüz birkaç gün veya birkaç ay bu dünyada var olabilmiş ve İsrail bombaları ile paramparça edilmiş bir bebek için, masum çocuklar ve siviller için 'ama' demeden samimi olarak barış isteyebiliyorsak Atatürk'ü anlayabilmiş oluruz. Bize ne, savaş bizim ülkemizde değil ki ikiyüzlülüğünü taşımamak lazım. O göz yumduğun ateş dönüp senin ülkeni ve insanı yakar. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak seni bulur. Suriye iç savaşında olduğu gibi.
'yurtta sulh cihanda sulh.'
Bugün, Filistin'de doğup henüz birkaç gün veya birkaç ay bu dünyada var olabilmiş ve İsrail bombaları ile paramparça edilmiş bir bebek için, masum çocuklar ve siviller için 'ama' demeden samimi olarak barış isteyebiliyorsak Atatürk'ü anlayabilmiş oluruz. Bize ne, savaş bizim ülkemizde değil ki ikiyüzlülüğünü taşımamak lazım. O göz yumduğun ateş dönüp senin ülkeni ve insanı yakar. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak seni bulur. Suriye iç savaşında olduğu gibi.
Rus yazar İvan Gonçarov'un romanıdır. Kitabın baş karakteri soylu ve zengin İlya İlyiç Oblomov bir sanata dönüştürmüş olduğu tembelliği ve üşengeçliği ile o kadar sevilmiştir ki oblomovluk terimini bizlere kazandırmıştır.
Eser için daha önce ukde bırakmıştım ancak şu kadar yazıyı dahi üretmeye üşenerek gerçek bir Oblomov olduğumu kanıtladım diye düşünüyorum.
Eser için daha önce ukde bırakmıştım ancak şu kadar yazıyı dahi üretmeye üşenerek gerçek bir Oblomov olduğumu kanıtladım diye düşünüyorum.
kitabı okurken sıkılıp bırakmıştım. sandalyeden kalkışını bile mıy mıy anlatması sinir uçlarıma dokunmuştu boş bir vakitte okunması gerek.
Yatağından kalkıp sandalyeye ulaşabilmesi de ayrı bir olaydı diye hatırlıyorum ben de :d çok zengin olup sıkılacak kadar çok boş vaktimiz olursa okuruz.
ahahaha +
Gonçarov okumadım henüz. Bir bakayım bu aralar. 😁
Gülümseyen yüzü günlerdir aklıma kazınmış olan henüz sekiz yaşındaki masum bebek. Herkesin birbirini tanıdığı küçücük köyde bir çocuk nasıl kaybolur ki? Kaybolmasının üzerindem tam on bir gün geçmiş olmasına rağmen nasıl bulunamaz? Yaşadığına dair umudumu kaybedeli günler oldu maalesef.
Sadece marka olduğu için aynı kıyafete (tarzım hep aynı, casual) çok daha fazlasını ödeyecek kadar para kazanmıyorum. Hoş kazanıyor olsam da almazdım diye düşünüyorum. Benim için önemli olan rahatlık ve sade bir görünüm. Üzerindeki yazı veya amblem beni statü sahibi veya değerli hissettirmez. Buna ihtiyacım yok.
Seninle şöyle olabilirdik nur yüzlü.
![sura]( "sura")
nur-u hakikatın tecellileri görülürse "belki.."
Tartışmanın esas başlangıç noktası edwird 2 nickli yazarın seküler ahlak başlığı açarak altında kamuya açık alanda cinsel ilişkiye girenlerin videolarını paylaşması ile başladı. Bunun sekülerlik ile ilgili bir şey olmadığını yazdım yorum olarak. Cami bahçesinde ilişkiye giren, elleşen dedelerin seküler olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ahlaksızlık veya Public sex örnekleriyle bir düşünceyi savunmak veya kötülemek doğru bir yaklaşım değil bana göre. Ahlak yoksunluğu her görüşte var olabilir, vardır. Canhıraş savunmak komik görünüyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?