savastanrisi

başlığı açan yazarın da dediği gibi ülkecek merakla beklediğimiz deprem. gerçekten bekliyoruz. gerçekleşsin, milyonlar gebersin diye. ne insanları tahliye etmek için, ne şehirleşme için, ne bireysel önlemlerin yaygınlaşması için hiçbir çabamız yok. gündeme bile gelmiyor bu. gündeme gelmediği için devlet de bir şey yapmıyor çünkü demokrasiyle yönetilen ülkelerde hükümet her zaman tribünlere oynar, gündeme gelmeyen bir şey için icraat yapmanın anlamı yoktur.

geniş çevre. kardeşlerinize çocuklarınıza öğretmeniz gereken bir şey bu. liseye başlar başlamaz network kurmaya girişmeliler çünkü üst sınıflara geçildiğinde herkes çoktan birbirini tanımış olacaktır, insanlar gruplaşmış olacaktır.

benim kız kankam var diyen erkeklerin tamamı, karşı cinsten yeşil ışık gördükleri anda niyeti bozarlar. o kız kanka erkek kankayı bir öpsün bakalım. karşılım vermeyecek bir erkek yoktur. zaten kızlarla kanka olan erkekler edilgen tiplerdir, sınır belirleme vasfından yoksundurlar bu yüzden.

kadınlar aslında maskülen erkeklere çekilir, çağımızda bütün erkekler hanım evladı olmaya zorlanır ve bunun istisnası sadece kriminal tiplerdir.

herkesin 25 yaşına kadar okuduğu ve o yaşta ancak iş hayatına girebildigi, uçuk ev fiyatları nedeniyle yuva kuramadığı ucube bir sistemde gayet doğal olan durum. kürtler okumadığı ve miras mülk aldığı için onları etkilemiyor olan kentli türke oluyor.

türklerin çoğalmaması için kasıtlı yaratılmış bir problem.

sırf akraba diye orospu çocuğunun tekine katlanmak zorunda değilsiniz.

1993 yılında ingiltere'nin merseyside kentinde jon venables ve robert thompson adında ikisi de 10 yaşında olan çocukların, 2 yaşındaki james bulger'i işkence ederek öldürmesi olayıdır.

james bulger alışveriş merkezinde annesiyle birlikteyken jon ve robert pusuda bekliyor ve kendilerine bir kurban arıyorlardı. annenin bir anlık dalgınlığını fırsat bilerek james'in elinden tutup onu alışveriş merkezinden çıkardılar ve liverpool kanalına götürdüler. burada çocukla alay etmeye, onu kanala itmekle korkutmaya başladılar ve yere itip yüzünden yaralanmasına neden oldular. bu sırada oradan tam olarak 38 kişi geçti ve bu anlara tanık oldu. neredeyse hiçbiri ilgilenmedi, yanlarına gelip kim olduklarını soranlara ise jon ve robert "kaybolmuş biz polise götürüyoruz, o bizim kardeşimiz" gibi cevaplar verdi.

daha sonra buradan çocuğu walton'a kadar götürdüler, walton polis karakolunun çok yakınında bulunan walton tren istasyonuna geldiler. burada james'i tekmelemeye ve üzerine tuğlalar fırlatmaya başladılar, vücudunun çeşitli yerlerine pil soktular. james'in üzerine 10 kilogramlık bir plakayı düşürdüler. çocuğun vücudunu inceleyen bir patolog, vücudunda sayısız kırık olmasına rağmen bu aşamada hala hayatta olduğunu ifade etmiştir.

çocuğun ölümüne kaza süsü vermek isteyen ikili son olarak vücudunu tren raylarının üzerine koymuş ve orayı terk etmişlerdir. james'in küçük bedeni tren çarpması sonucu parçalanıp ikiye ayrılmıştır. ceset orada takılan çocuklar tarafından fark edilmiş ve polise ihbar edilmiş, daha sonra görgü tanıklarının yardımıyla katiller bulunmuştur.

jon venables ve robert thompson ingiliz tarihinin en genç katilleri olarak medyaya düştüğünde bütün ülkede şok etkisi yaratmış, dava bizzat kraliçe tarafından takip edilmeye başlanmıştır. ülke genelinde alacakları ceza büyük tartışmalara ön ayak olmuştur. ilk başta 8 yıl olarak istenen ceza, the sun gazetesinin 280.000 imza toplaması sonrası içişleri bakanı tarafından en az 15 yıla kadar çıkarılmış fakat lordlar kamarası (birleşik krallığın senatosu gibi düşünün) bunun yasadışı olduğunu belirterek karşı çıkmıştır. belli bir kesim onların çocuk olduğunu, bir diğer kesim işlenen suçun vahşet düzeyinin affedilemez boyutta olduğunu öne sürerken başbakan bile çıkıp "anlayış göstermekten ziyade biraz kınamalıyız" diye açıklama yapmıştır.

nihayetinde çocuklar 8 yıl boyunca bir rehabilitasyon ve gözaltı sürecinden geçirilmiştir. 2001 yılında ömür boyu denetimli olmak üzere şartlı tahliye edilmişlerdir. robert günümüzde serbesttir. jon denetim şartlarını ihlal ettiği için daha sonra tekrar cezaevine girmiş, daha sonra serbest kalmış ve 2017 yılında bilgisayarında çocuk pornosu bulundurduğu için tekrar cezaevine girmiştir, şu an hala cezaevindedir.

not; adli tabipe göre katiller bebeğin gözüne mavi mürekkep gibi bir şey fırlatmış, bu da child's play 3 filmindeki bir sahneyle özdeşleşiyormuş. yapılan araştırmayla john venables'in evinde bu filmin kasedi bulundu. korku filmlerindeki içerikler küçük çocuklarda inanılmaz tahribatlara yol açabiliyor, buna dikkat edelim.

not iki; 10 yaşındaki bir çocuğun bebeğinizi öldürme ihtimali çok düşüktür ama sıfır değildir.

not üç; çocuğunuzun elini bırakmayın.

saygı kavramının ortadan tümüyle kalkması. karşınızdaki artık tamamen arsızlaştıysa size verebileceği bir şey yoktur onun.

batıdaki bütün medya organlarının % 96'sı yahudilere ait. israil gazze'yi vurduğunda bütün kanalların aynı dilden konuşması ve hiçbirinin bu durumu eleştirmemesi ile bu mesele gündeme geldi ve bilinirlik kazandı, halbuki yahudilerin buradaki dominasyonu matbaanın icadına kadar dayanıyor.




porno sektörünü tamamen yahudiler yönetiyor. pornhub'ın sahibi bir haham, bütün ünlü yetişkin film yönetmenleri yahudi. sektör özellikle siyahi erkekleri beyaz kadınlarla sikiştirerek melezleşmeyi insanlara dayatıyor. bir düşünün, 10 yıl önce zenci gören kızlar tiksinirdi şimdi ise amları şelale oluyor. bunu sağlayan yahudilerin yönettiği porno sektörünün psikolojik mühendisliğidir.





türkiye'nin en büyük holdingi olan koç, yahudiliğin ülkemizdeki baş konsolosluğudur. ali koç fenerbahçe stadının adını değiştirip, şükrü saraçoğlu iken atatürk stadyumu yaptı. elbette bizim halkımız davar olduğu için bu atatürk sömürüsünü yedi ve kimse meseleye ayıkmadı. ali koç niye durup dururken şükrü saraçoğlu'nun adını stadyumdan kaldırdı ? çünkü şükrü saraçoğlu, bir türk ırkçısıydı ve zamanında türkiyedeki yahudilerin, ermenilerin, rumların mallarına el koymuştu. saraçoğlundan önce bu orospu evlatları türkiyedeki en büyük fabrikadan en küçük bakkala kadar her şeyin sahibiydi, türklerin ise hiçbir mal varlığı yoktu. koç da yahudi efendilerinin gönlünü almak için bu hamleyi yaptı. bunu da atatürk isminin arkasına sığınarak yaptı ve hiç dikkat çekmedi.

ayrıca ali koç başkan seçildiğinden beri fenerbahçe'nin forma reklamlarında hep zenci bir erkek ve beyaz bir kadın yan yana oluyor. bu da üstte yazdıklarımla birebir örtüşüyor. unutmadan, kendisinin sinagogda çekilmiş fotoğrafları var.

abdullah öcalandır. hatta öcalan örgütün renklerini bile direkt galatasaraydan esinlenmiş.

1) türkiyede spor altyapısı yok.
2) türk genci sağlıklı beslenmiyor.

türkiye spora biraz olsun önem verseydi çok farklı şeyler konuşuyor olurduk. 80 milyon insanın 40 milyonu futbol takip ediyor. mesela futbolun bu kadar çok sevildiği bir ülkede biz futbolun allahı olmalıydık. en az 3 dünya kupamız olmalıydı.

demokrasi popülisttir. neyin doğru olduğuyla değil toplumun beklentisiyle ilgilenir çünkü seçilme kaygısı vardır. doğudakilere elektrik faturası ödetemezsin niye çünkü ananı sikerler onun yerine hiç şikayetçi olmayan batılıya ödetirsin onların faturasını da. batıda yaşayan adam bu durumdan şikayetçi olup oy vermeyeceğini söyleyene kadar bu saçmalık devam eder. fakat herkes bu farkındalığa sahip değildir herkes bu farkındalığa sahip olmak zorunda da değildir. herkes siyasetten anlamak zorunda değildir arkadaş. siyasetten anlamayan bir toplumun omzuna ülke yöneticisini seçme sorumluluğunu yüklemek bizzat milletin kendisine ihanettir. sen hastaneye gittin doktor sana dedi ki iki tane ilaç var hangisini alacaksın ? sen doktora dersin ki "doktor bey ben bu işten anlamam siz anlarsınız, siz beni muayene ettiniz hangi ilacı almam gerektiğini de siz söyleyin." ama doktor ısrar etti ilacı sen seç diye. işte demokrasinin yaptığı bu. yine sadece yöneticiyi seçsek iyi, bizim ülkede doğrudan demokrasi uygulanıyor her boka referanduma gidiyoruz yani anayasa kararlarını falan da seçiyoruz lan halk ne anlar anayasadan amk cumhurbaşkanı olsam halkı manipüle etsem anayasayı siker geçerim doğru mu ? velhasıl kelam demokrasi türkiyenin en büyük sorunlarından ikincisidir.

halk köpeklerin uyutulmasını istediği halde köpekleri uyutmayan siyasi parti. iktidar olmak isteyen bir parti nasıl böyle bir fırsatı teper anlamak mümkün değil. tabii gerçekten iktidar olmak istiyorsa.

bir babadır bizim için...

gerek konu derinliği gerek de görüş çeşitliliği sayesinde katıldığım günden beri güzel vakit geçirmekteyim.

benim icat ettiğim bir psikoloji terimi. tıpkı sultan 4. murat gibi annesinin babasının gölgesinde yaşayan, ailesine kendisini saydıramayan, kendini birey gibi hissedemeyen ve yetersiz gören; bu saydığım sebeplerden ötürü ilerleyen yaşlarda güç ve saygı kazanma konusunda takıntılı hale gelerek sert bir kişiliğe bürünen insanların yaşadığı sendromdur.

yıllar sonra bize güzel bir batman izletmiş filmdir. ikincisini merakla bekliyoruz.