siyah anka

not: yazarlara takılmak için açılmış başlıktır.

bunlar hep hayatı ciddiye almaktan gelen davranışlar.

o kadar bilgi başlığı açarsın ama bir rocinante kadar yazılmaz sana. yazık yazık hepinizi kınıyorum.

hayatım boyunca arkadaşım olmamıştı 25 yaşıma kadar. sonra yavaş yavaş arkadaşım oldu ama hiçbiriyle çok yakın, kendimiz olabildiğimiz bir arkadaşlığımız olmadı. hayatım boyunca hep birkaç arkadaşımla sosyalleşebileceğim ve bir şeyler yaşayabileceğim bir hayat hayalini kurdum. ne yazık ki olmadı. dost edindiğimi sandım ama olmadı işte. sonra tüm gemileri yaktım 3 sene önce. bir daha hayatıma arkadaş olarak dahi kimseyi almayacaktım. dünyada beni anlayan bir kişinin bile olamayacağını anladım. bunu kabul etmek zor olsa da dünyada kendim gibi düşünen bir kişi bile bulamamak hala canımı yakıyor. yavaşça kabullenmeye başladım bunu.

dünyanın kabullenemediği bir insanken benim bir şeyleri kabullenmek zorunda olmam da ayrı ironi. hayat yaşamaya değmez derim hep. herkes de bu düşünceme karşı gelir. gerek kendi yaşadıklarıyla gerekse bana yardımcı olmak için uğraşırlar. bunlar beni aşırı bunaltan bir şey. intihar bir haktır. bu hakkımızı kullanıp kullanmamaya biz karar verebilmeliyiz. neyse ne de olsa kimse anlamaz. daha da bir şey demek gereksiz.

bunun kiloyla pek alakası olduğunu sanmıyorum. kişinin kendi durumuna göre değişir. tercih edilmekle de pek alakalı değil bence. sonuçta ne insanlar ne insanlarla birlikte oluyor bu dünyada.

türkçe ölümüne zorken matematik aşırı derecede uğraştırıcıydı. türkçede gerçekten ikinci yeniyi sorsalar daha kolay anlarsınız. o derece karmaşıklaştırıyorlar sınavı.

bunun dışında genel kültür kısmı inanılmaz kolaydı. hele ki güncel sorularında bazı insanlar ne kadar aptal olduklarını göstermesiyle kimlerle yarışıyoruz dedirtmiştir. bu kadar aptal olunamaz.

vatandaşlık ve matematik için yorum yapamayacağım. ilkine bakmadım ikincisinden de birkaç soru çözüp bıraktım. kısacası bu seferki denemeydi benim için. memur alımı olmayacak açıklamasından sonra bırakmıştım çalışmayı. sağlık bakanlığı da alım yapmayacakmış. her şey harika...

seçim zamanı gelse de rahatlasak.

bize türkçe bilmediğimizi göstermeye and içmiş sınavdır. sınav haksızlıklarla dolu olmasının yanı sıra matematik için bile türkçe bilmeniz gerekiyor. sınavda her şeyi karmaşıklaştırmak için aşırı derecede saçmalıyorlar. bariz yanlış olan sorular bile kontrol edilmiyor.

benim mesleğin maalesef az istihdam alması ve özelde şansımın olmaması dolayısıyla girdim bu senekine. neler olduğunu duymuşsunuzdur. neyse 2 sene sonra tekrar deneyeceğiz şansımızı bakalım. nasılsa seçim için atama yaparlar. aksi gibi benim alanın atama sayısı da 1-2 falan.

uykusuzluktan bayılsan da uyuyamamak var bir de. hiç sebep de yokken hem de.

işleri yapılmasını sağlayan kuraldır.

diyelim çamaşır toplamanız gerekiyor. bu sadece iki dk sürecek bir iş diyerek başlayınca ne kadar sürerse sürsün devam ediyorsunuz.

kısacası bir iş iki dakika sürecekse onu yap ve kurtul deniyor bu kuralda. bu sayede hayatınız düzene girebiliyor.

işleri ertelemenin zıttı olan versiyon. kendim uydurdum tamamen bunu. olaylar şöyle gelişiyor.

yapılması gereken bir iş var. bu işi yapmak için erteleme düğmemize basıp yarın yaparım demek yerine şimdi yapayım da yarın dinleneyim diyorsunuz. atıyorum çamaşırlarınız yıkanmayı veya toplanmayı bekliyor. onu o anda yapmak üşenmenize sebep oluyor ama yapayım da dinleneyim ya da internette gezineyim derseniz işi yapıp sonra dönüyorsunuz başka işlere.

bu kuralla beraber iki dakika kuralı denen kuralı da uygularsanız tüm işler zannettiğinizden daha az yorarak bitiyor.

benim gibi rahatsızlığı bulunan insanlarda ciddi derecede yüksek olan ve önüne geçilemeyen durumdur. öyle ki hayatı bile ertelersiniz ki bedeli ağır olur.

bunun için tembelliği ertelemek diye bir şeyi uydurdum. nasıl işleri ertelemek için ya yarın yaparım diyorsak bunda da tembellik için aynısını diyoruz. iki dk kuralıyla da güzel gidiyor.

olsa önüne bilim dergilerini ve kitaplarını yığarak bilimle iç içe olmasını sağlar, sürekli deneylerle bilime ilgi duymasını sağlarım. tabi ara ara yaparım her gün çekemem. neyseki yok da rahatım. yine de kardeşime hep derim çocuk yaparsan bilimle yetiştireceğim onu diye.

hayvanlar. sevdiğim bir alanla ilgili araştırma yapmak ve hayal kurmak.

hayatı sorgulamak yerine bazen kafamda oluşturduğum dünyada geziyorum bazen de o insanların otobüse binme hikayelerini hayal ediyorum.

hocanız iyi değilse sizi dilden soğutur. o yüzden hocayı takmamaya çalışın diyeceğim ama mümkün değil biliyorum. kendi gayretinizle ilerleyin.

şu an için belimi zorlamamak ve sesli kitap dinlemek. hee bir de tembelliği ertelemek.

pek emin olamadığım sorudur. kendime sorarım hep bunu. insan mıyım bilmem de olaya çalışıyorum diyelim. her ne kadar insanlığımı yok etmeye başlamış olsam da hala hayvanlara karşı yok etmedim. ona da etmem zaten.

bir halta yaramayan akrabadır.

bilemiyorum bazı insanlar amcalarıyla dayılarıyla güzel anılar anlatıyor da ben hiç denk gelmedim böylelerine.

oreo, lokma, soğuk baklava gibi zamanı gelince ünlü olan bir çikolata çeşididir. ülkemizin büyük çoğunluğu tatlıcı olduğundan kapış kapış gider. benim gibi tatlıcı olmayanlar için sadece ne ki bu diye baktıkları üründür. ayrıca üzgünüm o kadar parayı çikolataya veremem. giderim milka alırım daha iyi.

kadayıf ben sevmem ama evde yaparım belki bir gün. o parayı ona vereceğime evde yapmak daha mantıklı.

nasıl biridir nedir bilmem. başlıkları bence de tamamen saçma ama şu sıralar sözlüğün aktif olmasını ve yeni başlık görmemizi sağlayan birisi kendisi. en azından kimsenin başlık açmadığı yerde başlık açıyor. ben olaylara böyle bakıyorum. sözlük aşırı durgun malum.

bu aralar nedense dayak yemiş gibi kalkıyorum. sanırım hava değişikliğinden kaynaklı. neyseki soğuk havalar geldi de rahatladık.

webtoondan uyarlanmış dizidir.

kahramanımız intihar ederken ölümle dalga geçer ve kendini öldürür. bunun sonucunda ölüm karşısına çıkar ve kendisinin 12 kez daha öleceği bir oyun oynar. ölümlerden birinde kaçarsa eğer, o hayatı yaşayacaktır. konusuyla aslında yüksek intihar oranları olan kore için güzel bir dizi olmuş.

benim gibi kendini öldürmeye meraklı insanlar da bir an önce izlesin. etkilenirsiniz etkilenmezsiniz bilemedim ama son bölüm iyiydi bence.

bu diziyi izleyip yaşamın kutsallaştırılacağını bilsem de son bölüm inanılmaz güzel bir şeyi bana hatırlattı. ölümümü zaten erteleyip duruyordum sürekli. ne zaman yapacağımdan nerede yapacağıma nasıl halledeceğime kadar planlanmıştı. bu dizi bana bir şeyi gösterdi.

geçmişte ne olursa olsun şu anın ve geleceğin senin ellerinde. nefes aldığım sürece bir şeyler yapabilirsin. belki de bu seferki yıkılışın yükselişinin en büyük sinyalidir.

evet klişe şeyler farkındayım. sadece bazen bunlara bakmak lazım. yaşamın bir hediye falan olduğunu düşünmesem de üzerinde düşünecek güzel şeyler verdi. en azından ölümüme kadar daha neler yaşayacağıma bakmam lazım. bilmiyorum her şeyden uzaklaştığım şu günlerde sanırım tamamen yok olma zamanım gelmiştir. en iyisi bu ve hayatın ne getireceğini görmek.