siyah anka

entryleri silip gidebilecekken adminin silmesi için baskı yapıp sol frame üzerinden harekete geçen yazar.

özelden de halledebilirsiniz gerçi. neyse umarım dileğiniz gerçekleşir.

bir devletin resmi olarak yönetim şeklinin belirlendiği ve mondros'a kapak yaparcasına cumhuriyetin ilan edildiği muhteşem gündür.

türkün gücünün ne olduğunu dünyaya her sene gösterdiğimiz ve kutlamalarla, bayraklarımızla coşkulu anlar yaşadığımız gündür.

cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. nice 101. yıllara.

geçen sene ankara'ya gidebilmiştim 100. yıla. bu sene de dolmabahçe bekler beni bakalım.

genel anlamda dopamin detoksu olarak nitelendirilen eylemdir popülaritede. pek dopamin detoksuyla alakası olmasa da benim için burayı bırakmak rahatlatacaktır. yanlış anlaşılmasın burayı seviyorum ama yapmak istediklerimi yapmak için de bırakmayı deniyorum diyelim. gerçi çok girdiğim bir yer olmasa da saatlerimi harcayabiliyorum. bu hafta daha da azaltıp kurtulmak ve nadiren girmek istiyorum.

diyeceksiniz ki ekşi, insta, tw nolacak diye. ekşi benim için artık eskisi gibi bir anlam ifade etmiyor. diğerlerine de bağımlı değilim. buraya bağımlı olmaya başlamadan resti çekiyorum kendime. haftada bir girsem sanırım yeterli olur. nasılsa çok değişen bir şey yok sol frame üzerinde.

güzel bir değişimin başlangıcını istiyorum sadece ama bakalım olacak mı? gerçi benim problemim sosyal medyayla ilgili değil ama olsun. tekrar depresyondaki günlerimi yaşamaktansa bırakmak daha iyi.

nefret ettiğim insan tipidir. durun durun açıklayayım kendimi sonra saldırırsınız isterseniz.

öncelikle geçenlerde aklıma gelmiş bir anı vardı. bir tanıdık vardı ekşide. sürekli alıntılarla entry girerdi. hiç kendi düşüncesini söylediğini duymadım bile. bir yerden sonra baygınlık veriyordu.

ben bu insanları aslında konuşamayan ve kendi düşüncelerini ifade etmeye korkan insanlar olarak görüyorum. arada alıntı yaparsın bunu anlarım ama kendi düşünceni kuvvetlendirmek için yaparsın. her dakika alıntıyla konuşmazsın. bir de gerçekten bilgisi yok sadece ezbere konuşan insanlar gibi geliyor bana.

kısacası varsa burada öyle biri ya da gelirse ve bu başlığı görürse lütfen kendi düşüncenizi kuvvetlendirmek ya da anlatınızı onun üzerine kurmak için kullanın şu alıntıları. ilk başta insanlara hoş gelebilir ama bir yerde bayıyor.

çok pis yerdiğimden genelde benden nefret edenleri göreceğimiz gruptur. insanları dışlayarak birbirlerini yıkayıp yağlarlar. neyse bu sözlükte yok ama potansiyel var gerçekten de.

admin her ne kadar küfürlü ifadeler olmamış olsa da buranın gelişimini destekleyen birer saldırı olduğunu düşün. demek ki birilerinin canını sıkıyor sözlük. özellikle şu tasarım değiştikten sonra ciddi bir ivme kazanacağını düşünüyorum ben. insanların gelmesine engel tek şey tasarım şu anlık. genel anlamda Birxsozlukten de ekşi sözlükten de adamlar en azından bakayım diye geliyor gibi.

kısacası sözlüğün saldırı altında olması iyiye işaret bence. azıcık siber güvenlik kısmını da halledebilirsen rahat olur. tabi adam lazım buraya bakacak. tek kişiyle olmaz.

sadece 3-5 yazarla dönemez burası o yüzden bu güvenlik işini hallettikten sonra tasarımı halletmen lazım. güzel kitleyi buraya getirmemiz için şart.

geçmiş olsun.

yaratıcısı matt groening olan sarı insanların bulunduğu çizgi dizi. 1989-sonsuzluk işareti koyun buraya. hala devam eden ve hala devam ettiğine şaşırdığım animasyondur.

biraz can sıkıntısı yaşadığımdan izlemeye başlamıştım ama küçükken sevmemiştim pek anlamadığımdan. şans vereyim diyerek başlayınca ilk iki sezonu sabredip -çünkü sıkılıyor ve yapacak iş bulamıyordum- sonrasında açıldığını ve daha güzel bölümlere kavuşabilmenin mutluluğunu yaşadım.

dediklerine göre oyuncular da artık isteksizmiş seslendirmelerde ve haklılar doğal olarak. birçok filme ve diziye de ilham kaynağı olmuş ve cosby family dizisinin bitmesini sağlamıştır.

renklerinin sarı olmasının sebebi ise dikkat çekmek içinmiş.

bu arada 35 sezonu izlersem cidden naruto, gintama ve one piece gibi animelere de başlarım ben tabi önce mangaları okurum.

neyse efendim sabredip izleyin ve güzel bir animasyon dizisinin keyfini çıkarın.

hayatım boyunca arkadaşım olmamıştı 25 yaşıma kadar. sonra yavaş yavaş arkadaşım oldu ama hiçbiriyle çok yakın, kendimiz olabildiğimiz bir arkadaşlığımız olmadı. hayatım boyunca hep birkaç arkadaşımla sosyalleşebileceğim ve bir şeyler yaşayabileceğim bir hayat hayalini kurdum. ne yazık ki olmadı. dost edindiğimi sandım ama olmadı işte. sonra tüm gemileri yaktım 3 sene önce. bir daha hayatıma arkadaş olarak dahi kimseyi almayacaktım. dünyada beni anlayan bir kişinin bile olamayacağını anladım. bunu kabul etmek zor olsa da dünyada kendim gibi düşünen bir kişi bile bulamamak hala canımı yakıyor. yavaşça kabullenmeye başladım bunu.

dünyanın kabullenemediği bir insanken benim bir şeyleri kabullenmek zorunda olmam da ayrı ironi. hayat yaşamaya değmez derim hep. herkes de bu düşünceme karşı gelir. gerek kendi yaşadıklarıyla gerekse bana yardımcı olmak için uğraşırlar. bunlar beni aşırı bunaltan bir şey. intihar bir haktır. bu hakkımızı kullanıp kullanmamaya biz karar verebilmeliyiz. neyse ne de olsa kimse anlamaz. daha da bir şey demek gereksiz.

olması gereken özelliktir. genelde yorum girildiğinden magmaya kadar inebiliyor ve entry okuma zevkimi kaçırabiliyor. yapılırsa sevinirim şahsen. en azından sadece entry okuyup çıkmak istediğimizde yorumlarla uğraşmamış oluruz. isteyen de açıp okuyabilir böylece.

çirkinlik abidesi olsam da asla yaptırmayacağım şeydir.

sağlık sebepli olanları hariç tutuyorum kesinlikle yüzden doğallığı alıyor.

meraktan atmanızı beklediğim başlıktır. ilk fotolar benden.

üzüntü, imrenme, özlem ve karamsarlıkla dolu.

insanlara bakıyorum da lisede neler neler yaşamışlar neler neler yapmışlar neler neler konuşmuşlar. kendilerinden büyüklerle konuşarak kendilerini geliştirmişler, ailelerinin desteğini alarak belli yollarda yürüyebilmişler ve birçok şeyi başarabilmişler. tüm sıkıntılarına rağmen çocukken de gençken de arkadaşları olmuş. kendileri kabul edilebilmiş insanlar olmuşlar. arkadaşlarıyla birçok şey yapabilmişler.

kendime bakıyorum da onca yılı boşuna yaşamışım. evet arkadaşlarım var ama artık yanımda değiller. hepimiz uzağız. bende isterdim arkadaşlarımla doğum günümü kutlayarak ve okuldan sonra konuşarak bir şeyleri aşabileyim. olmadı. her zaman yalnızdım. ne aile bakımından destek görebildim ne de dünyadan. bana destek verecek insanlar da çok geç çıktı karşıma.

artık bir şeyleri yalnız aşman lazım vs deniyor da nasıl olduğu söylenmiyor bile. insanlar yardımcı olmaya çalışsa da olmuyor. ben artık bir şeyleri tek başıma yapmaktan bıktım. kabul edilebilmek isterdim her şeyimle. maalesef şu anki arkadaşlarımda o da yok. bende insanları kabul ederim her şeyiyle mal gibi. yolu yürümek güzel de gerçekten bağ kurabileceğim biri bile yok.

yalnızlığım hep derindi de artık insanın canını gerçekten sıkıyor. bunca zamandır her şey boşuna mıydı diyorsun. boşunaymış. bunu kabul etmek zor maalesef. bir bok olamayacağını bilmek kadar yıkıcı bir şey yok. çok basit şeyleri halledebilmek kadar zor bir şey bile yok.

bilmiyorum nereye kadar devam edecek bu süreç ama artık yanımda dostum diyebileceğim biri olsun istiyorum. gerçi gelse de muhtemelen bir süre sonra bağımız kopar. hep böyle oldu maalesef. artık biriyle ölene kadar dost olabilmek istiyorum.

aslında yaşamadığım tek duygu kaldı. aşk. onu da yaşayıp kaybederim kesin. kendini gerçekleştiren kehanet de böyle işler anca. iyi şeylerde kılını bile kıpırdatmaz. gerçi beni de kim beğenir ki? hem zor bir insanım hem de duyguları anlamakta zorlanıyorum. biri olsa bile hayatımda kesin mahvederim her şeyi. sevgililer ne yapar onu bile bilmiyorum.

yazasım geldi işte. bu başlığı gördüm yazdım. benden bu kadar. sanırım tamamen yalnızlığıma dönmek en iyi seçenek bundan sonra. burası da hayatımı kurtarmayacak ne de olsa.

bu aralar sardığım mikro ifadeler üzerinden suçluların bulunduğu dizidir. akıcı ve güzel ilerliyor ilk sezon.

dizi 3 sezonda bitirilmiş. tek sıkıntısı tutarlı değil pek yalan yakalama konusunda. bir bölümde ak dediğine diğer bölümde kara diyebiliyor ama beden okuma analizini seviyorsanız güzel.

şahsen burada çok rahatsız edilmiyorum. genel anlamda insanlar iyi. bir sebeple yazılır konuşulur biter. arkadaş olmak gibi gayret yok. o yüzden görünce sevindiğim fasislitedir.

terk etmekle sonuçlanacak yazar eylemidir. sonuçta yazmak zorunda değiliz. bazen sadece muhabbet için bile gelinebiliyor. bazen de dursun da duruma bakarız diyerek gelinebiliyor. böyle giderse buraya pek insan gelmeyecek. bu hepimizin suçu elbette.

kendisini tanımam hatta burada öyle bir yazar olduğunu yeni öğrendim ama sözlükten bu kadar erken bir kayıp olması üzdü. başımız sağ olsun.

ekşide gördüm de daha 21 yaş gibi küçük bir yaşta aramızdan ayrılmış. tek soru neden?

ne taktınız anasını satayım şu kişiye. hani bu kadar takmaya gerek yok burada artı eksi oyları. zaten okuyan da yazan da az. beni istediğiniz kadar eksileyebilirsiniz hırsınızı alacaksa.

bir gün nasip olması için hayaller kurduğum eylemdir.

aşırı stresli ve yorucu olduğunu bilsem de eğer başarırsam eminim o stres ve yorgunluk bana işlemeyecek. zaten evi bulduktan sonra gerisi kolay.

evet efendim buradakiler gibi bende bifx sözlük üzerinde bulunduğum süreyi çoktan doldursam da ekşi üzerinden gelmiş biri olarak sözlüğü kastettiğini biliyoruz yazarımızın.

normali de o hale getiren kankacılar grubuydu ve normal çöplük olması tabi. söylediğimizde de a şöyle böyle deniyordu. körler sağırlar birbiriniz ağırlar durumu ama aynı grupta olup burada olan da vardır. ortalığı karıştıranlar da burada ama iyi yazarlarından birini de görmüştüm geçenlerde. gitti mi naptı bilmem de kabul edelim ki orası tasarım olarak ekşiden de buradan da iyi.

iyi yönetilebilseydi ekşiye rakip olurdu kesinlikle. güzel günlerdi yine de.

100 beğeni gelirse atacağım ulen... gece yarısına kadar vaktiniz var.

edit: yarın gece yarısı oldu süre.