yalniz bir edim

Tarihin başınsan beri insanda genetik olarak kalan korku türüdür. İnsan bilmediği şeyden korkar. Ölüm ve tanrı kavramı bu korkulardan birisidir. İnsan kendi hayatına o kadar çok mâna yükleyip dünya'nın merkezine yerleştirdi ki. Basitçe bir ölüm insanı korkutuyor. Ölüm kimine göre sonsuz uyku yok olma kimine göre başlangıç. Ama aslında olan inançlı yada inançsız da olsanız ölümün sizin için bilinmemezlik olduğu sizi korkutan ölüm değil bu bilinmemezliğin ta kendisidir.

Ölüme kafayı taktım yine şu aralar. Galiba bekleyip öğrenmek zorunda olduğum ender şeylerden birisi buda.

Bu site kutsal bilgi kaynağından kutsal abaza kaynağına dönmüş beyler. Ben bile erkek halimle götüme tencere bağlamadan giriş yapamıyorum. Özel mesajlara bakmaya korkuyorum af edersiniz aman penis resmi olmasın diye.

Pluto olarak da bilinen Güneş sistemimizde bulunan güncel olarak nasa'nın cüce gezegen sınıfında bulunan cisimdir.

Ah plüton üzümlü kekim plüton 2006 yılına kadar gezegen sayılırken 2006 da gezegen sınıfından çıkarılmıştır. Büyüklük olarak neredeyse ay'ın yarısı kadardır.

30 yaşında bir insana amca teyze demek için herhalde 15 yaşında olmak gerekir.

Genelde gece vakti üşengeçlikle yaptığım eylem geçen 1 kilo dometesi miğdeye indirmiştim.

İşin kotü yanı meyve/sebzeler uzun süre tok tutmuyor en fazla 2 saat sonra tekrar acıkıyorsunuz

(bkz: buyrun benim)

Yeri geldi tahta cetvelle yedik yeri geldi farklı yöntemlerle yedik hiç unutmam tarih hocamız saçları eliyle ovuştura ovuştura bildiğin kafamızı yakardı. Kulak çekenler mi dersin kulak yakanlar mı dersin? Ne ararsan vardı. Hatta kulağım belki de o dönem fazla çekildiğinden büyüktür

En pis dayağımı 8. Sınıfta yemiştim ders din dersiydi son der ve cuma günüydü yine bir haytalık yapmış o kara tahta'nın önüne çıkmıştım. Hoca ben söyleyene kadar kimse kıpırdamasın tarzı bir şey demişti. Bende zil çalar çalmaz dışarı fırlamaya kalkınca kıyafetin arkasından tutmasıyla yüz üstü yere çakılıp dudağımı patlatmıştım.

Biz dayakla yetişen bir nesiliz :(

Açılımı virtual private network olan bir bağlanma metodudur. Çoğumuz bunu uygulama olarak bilsekte vpn bir bağlantı methoduna verilen addır.

Vpn'nin asıl amacı ftp tarzı uzak sunuculara bağlanıp veri aktarmaktır. İlk defada bu amaçla yapılmıştır zaten engellenen sitelere girmek için değildir vpn.

Sizin internetinizle uzaktan sunucuya bağlanıp verilerini size iletir sizde sanki avrupadan bağlanıyor gibi gözükürsünüz.

Vpn şirketleri size güvenlik yada gizlilik sağlamaz aksine sizin verilerinizi depolayıp analiz ederek para kazanırlar. Sonra o veriler çeşitli yerlerde kullanılır.

Vpn sizi takip edilemez yapmaz devlet herhangi bir vpn kuruluşundan verilerinizi talep ederek şahsi telefon imei adresi ve bilgilerinizi talep edebilir.

Gerçi türkiye de gelişen ender şeylerden birisi de siber suçlarla mücadele cinayetten bile kaçabilirsiniz ama siber suçtan asla izinizi illaha ki buluyorlar.

Örnek: vpn indirdin anonimim diyerek bir tweetle ülkenin değerlerine sövdün. Savcılık istemiyle twetter tüm verileriniz ip loglarınız vesaire paylaşır. Vpn şirketinden de ana ip'nin öğrenilerek suçunuz tamamen delillendirilir red etme imkanınız bile olmaz.

Vpn kullanmak yerine ssh bağlantı protokolü yada proxy kullanmanızı tavsiye ederim. Yine izlenirsiniz ama internet kaliteniz artar.

Hayat bize bunun da sillesini vurdu maalesef. Ailem tam hatırlamasam da daha ben ilkokul'a yeni başlamışken ayrılmıştı. Benim vekalet pedere kalmıştı. O zamandan sonra annem ben o yaştayken belki bir belki iki kere görüşmeye geldi ondan sonra oda gelmedi.

Ayrılan tarafta baba tarafında kalmakta ayrı sıkıntı. Ailesi tarafından yetim kalan çocuk olmak çok zor. Daha o yaşta benim için hayat bitmişti milletin annesinden bahsettiği ortamlarda sessiz kalıp uzaklaşmak yada cevap verememek yalan cevap verme zorunda kalmak beni yoruyordu. Hala da yorar.

Milletin bahsettiği anne sevgisini ben bir ömür tadamamım mesela. Anne nedir onu bile çözemedim çocuğu doğurup bırakmanın annelik olmadığını biliyorum.

Babam da bizi hayata karşı zorluklar için sertçe yetiştirdi. Onuda anlıyorum aslında.

Ne bileyim aile boşanması bende hâla tam kapanmayan yaralar bıraktı boşanan taraflar çocuğunu görmeye gitmeli hiç yoksa. Ben şimdi öz annemin sağ olup olmadığını bile bilmiyorum.

Benim içimi burkan detaylardan birisi daha küçük yaşında uyuşturucuya düşen çocuklar görmek. Onların sadece çocukluğunun değil tüm hayatlarının maaf olduğunu görebiliyorum.

Almanya da ölümcül hastalığa sahip olanların keza yine abd de bazı eyaletlerde aynı durumda olanların faydalanabileceği kontrollü ölüm/intihar.

Diyelim ki beyninizde tedavisi olmayan bir tümör var size hergün acı çektiriyor yataklara düşmeden ötenaziye başvurabilirsiniz.

Ötenazi ilaçlı olarak doğrudan iğne yada hap yoluyla uygulanır. Kısaca aşırı dozda verilen zehirin sizi sonsuz uykuya daldırmasıdır kısmen acısız bir sondur.

Ötenazi hâla psikolojik hastalara uygulanma konusunda tartışılmaktadır. Yanlış anımsamıyorsam en son hollanda da işidin elinden kurtulan 14 yaşında ki bir kız psikolojik olarak atlatamadığını söyleyip ötenazi izni alıp hayatına son vermiştir.

Ötenazi hâla birçok ülke ve insan tarafından tartışılır. Dini açıdan da tartışmalı bir konudur.

Şahsen ben ötenazi'nin tedavisi olmayan hastalıklara uygulanmasını desteklerim ancak psikolojik hastalara uygulanmasına tamamen karşı bir insanım.

Psikolojik sorunlar tedavi edilebilir ötenazi yerine tedavi yolu aranmalı ülkemizde psikolojik sıkıntılar sebebiyle ötenaziye izin verilseydi muhtemelen ben birkaç sene önceki buhranlarımla ötenazi olmuş olur sizde bu entryi okumaz olurdunuz.

Biliyorum kendimi sigara içerek yavaş yavaş zehirliyorum biliyorum ciğerlerin ebesinin hörekesini belliyorum ama can sıkıntısına sigara kadar iyi gelen bir şey yok türkiye de sigaraya düşenler sinir stres yüzünden bırakamıyor.

Agresif ama yeri gelene kadar kendisini tutabilecek zekada birisiyim ama her sinir olduğumda 1 sigara yaksam günde 2 paketi tamamlıyorum.

Doğrudur türklerden terörist çıkmaz...

Bazen gereğinden fazla ekmek alabiliyorum yemediğim halde. İşte o zaman kuruyan, sertleşen ekmekleri buzdolabına atar hafta sonu yumurtalı/kızarmış ekmek yaparım.

Hem sizi çöpe ekmek atma günahından kurtarır hem pratiktir. Aynı zamanda lezzetlidir de.

İşte o pratik tarif.

Bir tavaya yağ koyup altını yakın boş bir tabağa 2 yumurta kırın sonra dilimlediğiniz ekmekleri yumurtaya bandırıp tavaya koyun bir süre bekletip alın yemeğe hazır. İşte bu kadar basit.

Sert ekmekler sıcak yağ ile temas ettiğinden yumuşar. Afiyet bal şeker olsun.

(bkz: anka kuşu)'na has bir özelliktir. Mitolojik anka kuşları belirli bir yaşa erişince yanarak küle döner ve küllerinden yavru bir kuş olarak tekrar doğarlar.

Bu gecenin şarkısı 80-90 lar tarzından gelsin.

Cheri cheri lady.
https://youtu.be/eNvUS-6PTbs

Bana ölümü her anımsadığımda gelen histir.

Hayır ölümden korkmuyorum aksine umarsızca yaşıyorum ama öldükten sonra unutulmak hatırlanmaya değer anıların olmaması işte bu beni korkutuyor değersiz hissettiriyor. Eğer kendi ciğerlerimi perte çıkarmazsam yaşayacağım 30 yıl daha var ve ondan sonra basit bir toprak parçasıyım. Solucanlar ve böcekler için yiyecekten ibaretim. Belki bitkiler için birazcık gübreden ibaretim ama sonunda koca bir hiçlikten başka birşey değilim. Zoruma giden de bu.

Sözlük yazarları'nın askerlik anılarını, yaşanmışlıklarını paylaştığı başlıktır.

Bende anı çok ama birkaç tanesini anlatayım.

Acemi birliğindeyiz 250 kişilik bölük akşam yemeğine gidiyoruz öncesinde fırsat eğitimi yani ceza almışız. Ortalık kararmaya başlamış ben 2- 3 saatir sigarasız kalmışım. Bölüğün ortasında idim sigara yaksam komutan fark etmez herhalde demiştim. Bir sigara yaktım iki fırt ya çektim ya çekmedim. Komuta kıta dur. Emri verdi tüm bölük durdu. Kim o sigarayı yakan dedi nereden fark ettiyse. Bölükten ses yok. Tekrar eğitim yerine yönlendirdi kalk eğil çök yaptıracak. Hemen bir çalının arkasına saklandım gece karanlığı tüm bölük eğitim aldı. Bende oradan izliyorum sonra sürünerek yemekhaneye emrini verince orada da biraz kafamı kullandım. Bölükte hasta bir çocuk vardı koluna yapıştım komutanım arkadaş yürüyemiyor dedim.

Yani tüm bölük ben hariç benim yüzümden ceza almıştı.

Bir diğer anımsa tüm bölük sabah tören yürüyüşü eğitimi alıyor ben yine aradan kaçmış tabur da takılıyorum. Şansıma karşıma bölük üsteğmeni denk gelmişti. Ne arıyorsun burada diyince mal gibi bölüğü kaybettim diyip sağlam bir fırça yemiştim.

Sonuncu anımsa usta birliğindeyim nöbette gıcık uzman'ın birisi tuşlu telefonumu görmüştü. O kulübe kapısını açıp girene kadar 5 saniyede telefonu yok etmiştim. Komple nöbet yerini dağıtıp yine bulamamış dellenmişti.

Uzun zamandır kızalay'a kan veririm. Maksat ülkemizin vatandaşları faydalansın insanlara hayat olalım. Günahkar hayatımızda ufak da olsa sevaplar bulunsun.

Ancak geçen kan vermeye gittiğimde kan aracı'nın etrafında bazı hasta yakınları gördüm. Hastalarına kan bağışlayacak birisini arıyorlardı. Hastaları ya ameliyatta idi yada acilen ameliyata alınması gerekiyordu.

Bir hasta yakınına yaklaşıp sordum abla burada ne işin var kızılay hastana kan vermiyor mu?

Hasta yakını'nın cevabı ise hayır vermiyor gerekli miktarda kan'ın kızılaya bağışlanması lazım dedi. Ne yapabilirim dediğimde hastasının adına kan bağışı istedi. Yardımcı olduk hayır duasını aldık.

Arkadaşlar ben belki de bunca zamandır 20 litre den fazla kan bağışlamışımdır. Bunlar ihtiyacı olan hastalara gitmiyor ise nereye gidiyor? Ülkemizde vampir varda onlara mı veriliyor?

Koskoca devlet kurumu kızılaysın. Ameliyata girecek zor durumda olan hastalara kan vermeyip siz bize kan bulun biz alırız diyeceksiniz. Hem hastaların canını tehliye atacaksınız hem de acılı ve zor durumda ki hasta yakınlarını oradan oraya koşturtacak millete anneme, babama, kardeşime kan bağışlarmısınız dedirtecek duruma getirteceksiniz.

Ben bu olaydan sonra tabii ki kan vermekten vaz geçecek değilim ancak gider direkt kan aranıyor duyurularına göre kan veririm yada direkt kızılay çadırı önünde hasta yakınına denk gelirsem ona veririm.

E yani kan verecek yakını olmayan kimsesizler napsın? Onlar ölsün mü? Benim çevrem geniş değildir hatta ıssız adam filmi'nin başrolü sayılırım. Yarın öbür gün önemli bir ameliyatım olsa ya da başıma bir kaza gelse ben kan kaybından öldüm demektir.

Neyse kan'a ihtiyacım olursa perva sözlük yazarları yardımcı olur artık.o kadar burada yazıyoruz birlikte.

Çalışıyorsa bırak elleme. Yazılımda bulunduğum dönem baya baya bu mantık kullanılıyordu