duyarcılar

Yazar cizer
Bu başlıkta sitemim her şeye ikide bir duyar kasan 2 gram zekaya sahip insanlaradır.

Efendim gidiyorum bir belgesel izleyeyim diyorum kafam dağılsın yorumlara bakıyorum: (ceylana saldıran aslanı niye vurmadıniz? Ceylanı kurtarmadı izledi kayda aldı şerefsizler :d vesaite vesaire) bu tarz aptal yorumcular belgeselcilere saldırıyor. Bakın ablacım abicim doğanın bir dengesi var sen o denfeye müdahale edemezsin o aslan ceylanı yemese ceylan nüfusu gereksiz artar aslanlar açlıktan ölsün mü? E o mantıkla alalım elimize tüfeği çıkalım doğaya çimenleri katleden ceylanlari vuralım :d

Doğada vicdan diye bir şey yoktur sayın duyarcılar yavru aslanı başka bir aslan yiyorsa buda dengedir yavru koyunu bir kaplan yiyorsa buda bir dengedir.

Siz fare yakalayan kediyi katil ilan edip öldürüyor musunuz abicim?


Ha birde dizi duyarcıları türedi kurtvar vadisi ara sıra eski bölümleri youtubede canlı yayınlar bende kv sever olarak daha önce izlesem dahi tekrar izlerim. Yorumlara bakıyorum yok böyle diziler gençleri mafyaya özendiriyor yazanlar yok oyuncular kötü karakterleri oynuyor diye hakkı rahmetine kavuşmuş tiyatroculara küfredenler vesaire vesaire.

Bakın sayın duyarcılar bir dizi yada film saçma sapan s***k lise aşk dizilerini yada gidip zengin oğlan fakir saf kız seneryosunu konu almak zorunda değildir!!! Dizinin başında ne yazıyor? Bu bir mafya dizisidir. Mafya devlet ilişkilerini anlatan bir dizi yani. Bir karaktere de kötü adam rolü veriliyorsa bu karakter gerçektede uyuşturucu kaçakçısı vesaire değil yani!!!

Çocuklarınız kötü etkileniyorsa 18 ine kadar eline telefon vermeyin ne diyeyim ben size
succulent
Haklı bir serzenişe bağlı olarak duyarcılar da aslında iş yapar. Ama yanlış yerdeyiz işte, duyar kasmak doğanın kanunlarını bozmak için olmamalı. Doğayı korumak için olmalı. Aslanla ceylan arasındaki hiyerarşik düzeni bilmeyen insanlar ceylanın sevimliliğinden kaynaklı duyar kasıyor işte.

Peki ya çevre kirliliğine duyar kassak. Faydalı bir işe el atsak. Çöp atanlara ceylanı yiyen aslan muamelesi yapsak. Ne güzel de olurdu değil mi?
mischief
Hayatı berbat ederler. Hiçbir şeyi aslında umursamazlar maksat millet görsün iyi(?) insan sansın. İyi insan olsaydınız çevrenize de etki ederdi, değilsiniz. Tamamen keyfi kavramlar üzerinden kendinizi övüp duruyorsunuz.
Aslolan duyar değildir,pratiktir,eylemdir.
vicente
duyarsızlara tercih edilebilirler. çok uzun süre ben bu yaratıkların bu derece olduğunu bilmiyordum. çok sonra, 2014 gibi insan ve hayvan cinayetlerinden zevk alarak bunun makarasını yapan, feryat eden insanlara hakaret eden ve gülen, kurdukları çeşitli gruplarda bununla alay eden, hatta bundan şehvet duyan varlıkları görünce, duyarı abartanlar gözüme batmıyor. ipin ucunu kaçırıyorlar mı? evet. ama öbür yaratık güruhlarına nazaran melek gibi kaldıkları da aşikar.

klasik korkunç bir çağda yaşıyoruz geyiğine girmek istemiyorum. baktığınız zaman tarihin her çağı ve bölgesinde türlü korkunçluklar ve ölümler meydana gelmiş. belki bizim farkımız uçsuz bucaksız her suça, her şeye, her fikre, her seviyeden hasta veya normal fikre maruz kalmak. bu da iyi bir şey mi açıkçası bilmiyorum.
hesapsahibi
başlık altı girdiden anladığım kadarıyla, konu doğanın dengesine, yani güçlü olan hayvanın zayıfı yemesine adresleme yapıyor. Bu durumda elbette bir sıkıntı yok. Sonuçta güçlü olan hayvan, hayatını devam ettirebilmek için zayıf olanı yemek zorunda. hedefinin kafasını koparıp, akşam salonunda viski yudumlarken seyredebileceği şekilde duvara asmak, Eş dost sohbetlerinde gerdanını kıra kıra onu nasıl zımbaladığını anlatmak değil amacı.

Ama konudan bağımsız olarak aklıma bambaşka bir kare geldi. aslında konudan bağımsız dedim ama, konu tamamen aynı. Güçlünün zayıfı yemesi. Bu karedeki tek ve en büyük fark güçlünün hayvan zayıfın ölmek üzere olan küçücük bir kız çocuğu olması. kareyi 90'ların başında Sudan'daki kıtlığı fotoğraflayarak belgesel yapmak üzere oraya giden batılı bir gazeteci yakalıyor. Resmi indirmek için tarama yaparken ismini de görüp hatırladım ama yazmayacağım.

Fotoğraftaki o küçücük kız çocuğu, açlıktan ölmek üzere ve arkasında onu ölür ölmez yiyecek olan bir akbaba bekliyor. gazeteci fotoğrafı çekiyor ve sonra çocuğu hemen alıp çok yakınlarda olan uluslararası yardım kuruluşuna götürmek yerine arkasını dönüp gidiyor. bu kare 94 senesinde Pulitzer ödülü alıyor ve dünyanın gündemine oturuyor. Gazeteci ödülü aldıktan birkaç ay sonra vicdani muhasebesine yenik düşerek ağır depresyona giriyor ve intihar ediyor.

Çok acıklı bir hikaye ve gündem olduğu yıllardan beri asla aklımdan çıkmayan bir kare. keşke o fotoğrafı yine çekseydi ama o yavrucağı yardım kuruluşuna yetiştirseydi. hem Pulitzer ödülü kazanıp hem kahraman olsaydı ve hala ikisi de yaşıyor olsaydı. ya da o lanet olası ödülün de canı cehenneme. ikisinin de yaşıyor olması yeterli olacaktı.


duyarcılar




1
succulent succulent
😢😢

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol