Recai nerdesin sen kanki? Bu nasıl bir sorumsuzluk? Hesapsahibi başlık açtı, admin mossad, fbi, kgb'yi devreye soktu seni bulmak için. Lütfen biraz düşünceli davran, çok şey istemiyoruz senden.
nasıl biridir nedir bilmem. başlıkları bence de tamamen saçma ama şu sıralar sözlüğün aktif olmasını ve yeni başlık görmemizi sağlayan birisi kendisi. en azından kimsenin başlık açmadığı yerde başlık açıyor. ben olaylara böyle bakıyorum. sözlük aşırı durgun malum.
gözümde yaşlı ve yorgun düşmüş eski bir koşu atıdır, aynı don kişot'un rocinantesi gibi. ama don kişot bile onu sizin kadar hor görmemiştir. üzgün palyaço paradoksu'nu hatırlatıyor bazen (içteki karışıklığa rağmen, profesyonel bir ortamda kaygısız mizahını yaratmaya devam etmesi). kendisi de bir tanımda bundan bahsetmişti. dışardan herkesi güldüren fakat perde kapanınca içten içe ağlayan bir palyaço. (yazar: siyah anka)'ya sonuna kadar katılıyorum. en azından solframe akıyor, daha ne olsun.
bu sefer yapmamış olsam da psikolojik tespitleri çok güzel yaparım ama kesinlikle sol frame boş da olsa doluyor. çok boş başlık açıyor kesinlikle ama en azından aktif oluyor. hee bu ne kadar iyi bilemesem de akış olması bakımından iyi diyebilirim.
bu arada evet bence de yaşadığı bir şey var ve dışarıya boş biri izlenimi veriyor. öyle olduğunu sanmıyorum bende. yazdığı entryyi bilmem ama henüz bir insan hakkındaki düşüncemde zerre yanılmadım.
kendisinin fanı olmasam da burada daha beter yazısı olan insanlar yerine bu adama yüklenilmesini de doğru bulmuyorum. hee bu arada ben komik olduğunu falan da düşünmüyorum ama en azından burada boş duracağına bizim gibi bir şeyler yapması güzel.
niye bu kadar uzattım bu muhabbeti bilmiyorum ama söylemek istedim ismimi görünce :D
Ben nefret söylemlerine karşıyım her zaman. İnsanların psikolojilerini bilmeden pat pat dan dan söylenen laflar karşıda nasıl bir etki yaratır bilemem. Bugünde bu durumla ilgili bir şey yaşadım sözlükte o yüzden fazla yorum yapmak istemiyorum
succulent ben karşı değilim ama böyle insanlara değil kötü insanlara karşı değilim nefret söylemlerinde. insanlara laf anlatmak boşuna. başını ezmek gerekiyor her şeyin başında.
Kötü diye nitelendirebileceğim çok insana rastlamadım ben ya ben çok şanslıydım yada insanlara karşı çok fazla empati kuruyorum. Hep bir yerlerde bunu neden yaptığı ile ilgili altsal problemleri arıyorum. Bu yüzden de kimse karşımda süper kötü olamıyor.
Şimdi kendi kendine konuşan tipler vardır böyle ortamda kimse silklemez hani bilirsiniz genelde silklenmeyince elinde telefon patlıcan biber patlatma oyunu var hani üç taneyi yana yana getirince patlıyolar işte öyle şuursuzca patlatırlar. Yazdıkları ironi deseemm ben bilirdim duyardım neyse dedikodu sevmem.
Bu sözlükte var olmasından oldukça mutlu olduğum yazar. Zaman zaman kız kardeş zaman zaman arkadaşça bir edayla bütünleşiyoruz. İnsanlar birbirlerini görerek sever ama görmeden sevmek daha kıymetlidir. Fikirleri, sivri zekası ile anlattığı her konu ben de hemcinsime karşı aşırı bir sempati uyandırıyor. Zihnimde ona bir görsel çizdim ve yazdığı şeyleri okurken ona hayranlıkla bakıp gülümsüyorum.
Bugün kendime çok kızdım bebek, az kalsın sıkıntılı duygusal yazılar yazacaktım. Bunlar yönetimdeki eksiklikler kaynaklı sıkıntılar olmalıydı. Gocu Cumhuriyeti kurukduğu gün kendine eğlenmeyi gaye biçmiş, hüzne kedere ve kendisine asla yer vermeyeceğine dair yeminler etmiş bir oluşumdu. Ben bugün neredeyse kendimi, sıkıntımı, hüznümü yazacaktım bebek! İşbu hale çözüm netti, darbe!
Evet Cumhuriyet olmayı becerememiş ve kendi başıma darbeyle gelme kararı almıştım. Bu girişimi tek başıma gerçekleştiremeyeceğimden hemen kendimi arama kararı aldım. Sıkıntı şuydu ki, telefonum bozulmuştu ve cumhuriyetim iletişimsizlikten yıkılıyordu! Hemen bir ateş yakayım ve kendime dumanla mesaj yollayayım dedim. Bunda da ufak bir sıkıntı vardı, ben kızılderililerin duman mesajını okumayı bilmezdim, ama muhtemelen evden duman tütünce evin yandığını düşünecek, ve koşa koşa eve gelecektim.
Salonun ortasına bulduğum tüm eski paçavrayı doldurdum. Masanın üzerinde birikmiş ekmek poşetlerini de atacaktım, ama naylon kötü kokardı. Şenlik ateşini yakar yakmaz hemen kapıdan içeri girdim. Ateşi eski bir halıyı üzerine atarak boğdum. Sonra kendime, "Nabıyorsun oğlum evi mi yakacaksın?" dedim. "Seni buraya getirmenin en hızlı yolu buydu." dedi kendim bana cevap olarak.
Oturduk uzun uzun konuştuk, kendime darbe planımdan, yapacağı getirilerden, diktanın bazen en iyi yönetim biçimi olduğundan falan bahsettim. İkna olmuş gibi duruyordum, ama lanet olası insanlcıl sosyalist tarafım da, kendime karşı yapacağım bu darbe girişimine karşıydı! Ne yapmalıydı? Belli ki, bıçak kemiğe dayanmıştı!
Hemen koştum banyoya, yüzüme bir su vurdum. "Nabıyorum lan ben deli gibi?" dedim, aynadaki yansımam, "Hacım sen kırmışın iyice, git bir apranax falan iç uyu." dedi. Darbe yapmamı isteyen kendimi değil de, sakinleşmemi isteyen aynadaki yansımamı dinledim. İyi mi ettim? Ben bilmem beynim bilir.
Kendimi birden Norveç'te sanmıştım. Oh muhasır bir medeniyete ulaştım diye mutlu olmuştum ama sen yokmuşsun ondan sapıtmış bu güneş. Neyse akşam da olsa doğdu güneşimiz 😅😅😅
Tüm ifadelerin, vurgulamaların, kinayelerin üvey babası olan Rocinante istiyor ki cümleler devrilsin, anlamlar kaysın, ifadeler muğlaklaşsın ve o da baba şefkatiyle başını okşayıp ayağa kaldırsın… -kendimden biliyorum- :)
nickiyle ilgili yorum yapıyordum bir anda gocuya yürürken buldum kendimi. Saat sorulan kızın "sevgilim var geri zekalı" demesi gibi tuhaf bir olay oldu anlayamadım valla.
Görece büyük sözlüklerde dikkat çekebilmek için genelde bir motto, jargon, farklı bir şey belirlenir ve sürekli o spamlanır. İncide yazarken at kafası klanı vardı mesela her yazdıklarının sonuna at kafası simgesi koyarlardı bak kaç yıl geçmiş hala unutmamışım. Uludağdan geldik dediğinde yıllardır girmediğim uludağ hesabıma girdim ve orada da aynı taktiğin uygulandığını gördüm. Her yazdığının sonuna evet. koyan bir yetkili vardı örneğin.
Demem o ki, burada zaten toplasan 10 kişiyiz, böyle bir çabaya gerek yok, en azından kendin olabildiğin bir yer olsun burası, büyük sözlüklerde yine estirirsin gocuyu, ben gerçek gocuyu tanımak istiyorum.
Hep neşe saçan insanlara dikkat etmek lazım. Çünkü içinde büyük fırtınalar eser. Bazen bunlar bize rahatsızlık verir ama sosyolojik açıdan değerlendirildiğinde belki desteğe bile ihtiyacı olabilir.