Rocinante'nin entry başlıklarından daha sevimli görünen ve rocinante'yi daha sevimli hale getirdiğini düşündüğüm hede(bu ifade gerçekten bazı yerlere çok yakışıyormuş)
haberci
1. nesil Yazar - 11. Seviye Gizli yoldaş - Yazar -
Ender Çetin
- toplam entry 330
- takipçi 14
- puan 21223
Bölünmeyen yalnızlık…
Tanınmak istemeyen ama çabası yetersiz kalmış bir bireyin nârâsıdır. O kadar ki fıkralara konu olmuş ve gülünmüştür…
Çoktaaan doğmuş olanın(güya) yeni doğana(günahsız sâbiye) yaptığı, akıl almaz zulmünün icracıları… kelimeler bir kez daha kifayetsiz!!!… ve sözüm ona bu insanlar da bütün çıplaklıklarıyla kiyafetsiz!!!…
“Öleceğiz, öleceğiz müjdeler olsun! Ölümü de öldüren Rabb'e secdeler olsun!”
Sen ne kadar da “ben” bir şarkısın öyle…
https://music.youtube.com/watch?v=vVH9mVpyAfE&si=WH_XZQFsrJxxwdf2
https://music.youtube.com/watch?v=vVH9mVpyAfE&si=WH_XZQFsrJxxwdf2
(bkz: ölmek)
Dün olduğu gibi bu günün de yarının da aydın olsun sözlük! Artık seninle eskisi gibi mesaimizi yoğunlaştırma vakti geldi. Tamam belki her entrye yetişemem ama dedim ya eski tempoya devam…
Uzaktan kumandalı anne tokadı…
Teknik olarak doğru bir ifadedir. Zira herhangi bir bireyin hayatının kararıp kararmaması polisin vereceği tepkiye bağlıdır. O isterse hayatın söner, ya da o isterse hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam edersin…
Rahmetli kedimin ismi.
Erkekti kendisi. Bu durumla ilgili gülümseten hatıramız bile var:
Mart ayına yakın bir zamandı. Kendinisini kısırlaştırmadan önce bir dişinin peşine takılıp uzunca bir süre ortadan kaybolmuştu. İlk günlerde yokluğunu normal olarak kabul etsek de gün geçtikçe onun için endişelenmeye başlamıştık. Kayboluşun üçüncü gününde kahvaltı için ekmek almaya çıkmış ve gözümün ucuyla da onu arar olmuştum. Ekmekleri aldıktan sonra dönüş yolunda elimdeki ekmek poşetiyle bir ara ismini bile zikrettiğim oldu, “ceviz! ceviz!” diye. Sokağını arşınladığım apartmanlardan birinin camından orta yaşlı bir abla, “kardeş kilosu kaça?!” diye seslenince. Ufak bir dumura uğramışlıkla şaşakalmış ne diyeceğimi bilememiştim. Gayrı ihtiyari elimdeki ekmek poşetini yukarı doğru kaldırmış zor bela “ekmek bu abla!” diyebilmiştim. Camdaki abla şaşkın içeri girerken, ben de şaşkın ilerlemiş ve bu komik duruma Ceviz evin yolunu bulduktan çok sonra iri kahkahalar atarak gülebilmiştik…
Şimdi olduğu gibi hatırladıkça buruk bir sevinçle anarım, Cevizi…
Ceviz ve ben :)
Erkekti kendisi. Bu durumla ilgili gülümseten hatıramız bile var:
Mart ayına yakın bir zamandı. Kendinisini kısırlaştırmadan önce bir dişinin peşine takılıp uzunca bir süre ortadan kaybolmuştu. İlk günlerde yokluğunu normal olarak kabul etsek de gün geçtikçe onun için endişelenmeye başlamıştık. Kayboluşun üçüncü gününde kahvaltı için ekmek almaya çıkmış ve gözümün ucuyla da onu arar olmuştum. Ekmekleri aldıktan sonra dönüş yolunda elimdeki ekmek poşetiyle bir ara ismini bile zikrettiğim oldu, “ceviz! ceviz!” diye. Sokağını arşınladığım apartmanlardan birinin camından orta yaşlı bir abla, “kardeş kilosu kaça?!” diye seslenince. Ufak bir dumura uğramışlıkla şaşakalmış ne diyeceğimi bilememiştim. Gayrı ihtiyari elimdeki ekmek poşetini yukarı doğru kaldırmış zor bela “ekmek bu abla!” diyebilmiştim. Camdaki abla şaşkın içeri girerken, ben de şaşkın ilerlemiş ve bu komik duruma Ceviz evin yolunu bulduktan çok sonra iri kahkahalar atarak gülebilmiştik…
Şimdi olduğu gibi hatırladıkça buruk bir sevinçle anarım, Cevizi…
Ceviz ve ben :)
Bu özel günün sanki uyarıcı iki vazifesi var: hem dünyaya kadınları hem de kadınlara dünyayı hatırlatıyor…
Erkeklerin(bilsin/bilmesin, kabul etsin/etmesin) en özel dünyası olan kadınlarımızın(saygınlık statüsü bi ifade yoksa haremimiz yok yani) bu özel günü kutlu olsun!
Öyle bir değişim yaşasın ki dünya, bu bilinç, geri kalan 364 gün 6 saate de sirayet etsin…
Erkeklerin(bilsin/bilmesin, kabul etsin/etmesin) en özel dünyası olan kadınlarımızın(saygınlık statüsü bi ifade yoksa haremimiz yok yani) bu özel günü kutlu olsun!
Öyle bir değişim yaşasın ki dünya, bu bilinç, geri kalan 364 gün 6 saate de sirayet etsin…
Biliyorum yorgunsun çünkü çok yoğunsun… biraz kendine zaman ayır. Dünyanın işi bitmez ama senin işin bitecek. Ona göre…
80'li yılardan kötü 2000'li(güya bize çağ atlatan milenyum zamanları) yıllardan iyi olarak algılanan zamanlar.
Gelenin gidenden daha kötü olduğunu deneyimlediğimiz ancak endişe verici olmasına karşın, hayatımızı kolaylaştıran ama insanlığımızı seyrelten 'gelecek' beklentisine girdiğimiz zamanlar aynı zamanda.
Sanırım başımızın selametini yaşımıza endekslediğimizden olsa gerek bir an önce bitsin geçsin dediğimiz yıllardı.
Sonuç: ne başımız selamete, ne de yaşımız keramete bindi. Gençlere tavsiyem, şimdiki zamanın kıymetini bilmeleridir. Zira dizgini olmayan bir kısrak gibi dört nala geçiyor zaman. Neyse carpe diem başka da bişey demiyem…
Gelenin gidenden daha kötü olduğunu deneyimlediğimiz ancak endişe verici olmasına karşın, hayatımızı kolaylaştıran ama insanlığımızı seyrelten 'gelecek' beklentisine girdiğimiz zamanlar aynı zamanda.
Sanırım başımızın selametini yaşımıza endekslediğimizden olsa gerek bir an önce bitsin geçsin dediğimiz yıllardı.
Sonuç: ne başımız selamete, ne de yaşımız keramete bindi. Gençlere tavsiyem, şimdiki zamanın kıymetini bilmeleridir. Zira dizgini olmayan bir kısrak gibi dört nala geçiyor zaman. Neyse carpe diem başka da bişey demiyem…
Düş sokağı sakinlerinin en güzel düşlerinden.
Odayı basan gaz ya da kötü kokuları el süpürgesiyle süpürmek gibi kanatlarıyla süpüren ve her daim neşe saçan mitolojik bir kuş! Gecenin yanaklarına tünediği için de ıslanmayı çok sevdiği bilinir. Bu yönüyle de çok romantiktir. Bu kuşun hüzün kovuculuğu aslında şirin ve neşeli duyguları bulunduğu ortama davet etmesinden gelir. Yani kovucu değil davetçidir. Hüznün güdümündeki insan bunu idrak edemez de etraflarında pır dönerek kanat çırpan bu kuşu, hüzün kovucu zanneder. Ona methiyeler düzer. En iyi düzen de Murat yılmazyıldırım'dır.
Üniversite yıllarımın tınısı olan ve melodisiyle mest olarak dinlediğim şarkının, aynı zamanda adı olan bu ifade, içimde felsefe heyelanları oluşturur: “Hüznü kovmak kuşa kalmış. Bakıyorum da aslında hayvanlar o kadar da hayvan değilmiş. Bunu, insanların o kadar da insan olmadığından anlıyoruz. Hüzün yapıcı insanlarla hüzün kovucu kuşların mücadelesinde kuşlar kazanacak! Kazanır! Yani Kazanmalı!”
Murat Yımazyıldırım'a kesinlikle rakip değilim ve olamam da zaten ama naçizane bende ses verdim…
[url]https://www.smule.com/sing-recording/3236048273_4971477650 [/url]
Odayı basan gaz ya da kötü kokuları el süpürgesiyle süpürmek gibi kanatlarıyla süpüren ve her daim neşe saçan mitolojik bir kuş! Gecenin yanaklarına tünediği için de ıslanmayı çok sevdiği bilinir. Bu yönüyle de çok romantiktir. Bu kuşun hüzün kovuculuğu aslında şirin ve neşeli duyguları bulunduğu ortama davet etmesinden gelir. Yani kovucu değil davetçidir. Hüznün güdümündeki insan bunu idrak edemez de etraflarında pır dönerek kanat çırpan bu kuşu, hüzün kovucu zanneder. Ona methiyeler düzer. En iyi düzen de Murat yılmazyıldırım'dır.
Üniversite yıllarımın tınısı olan ve melodisiyle mest olarak dinlediğim şarkının, aynı zamanda adı olan bu ifade, içimde felsefe heyelanları oluşturur: “Hüznü kovmak kuşa kalmış. Bakıyorum da aslında hayvanlar o kadar da hayvan değilmiş. Bunu, insanların o kadar da insan olmadığından anlıyoruz. Hüzün yapıcı insanlarla hüzün kovucu kuşların mücadelesinde kuşlar kazanacak! Kazanır! Yani Kazanmalı!”
Murat Yımazyıldırım'a kesinlikle rakip değilim ve olamam da zaten ama naçizane bende ses verdim…
[url]https://www.smule.com/sing-recording/3236048273_4971477650 [/url]
vallahi dün aklıma geldin sucu ablaya sorayım dedim nasıl oldun diye. sonra araya bir şeyler girdi kaynadı. özetle haberci'den haber aldığıma sevindim. bu girdi iyi olduğuna delalettir nazarımda.
Çok teşekkür ediyorum Üstadım. Çok şükür gün be gün daha iyiyiz. Uzun suredir gözümü perdeleyen ağrılar sancılar bitmek üzere hatta 4-5 gündür ağrı kesici iğne bile vurulmuyorum. Ne mutlu bana. Dünya varmış. Bir de nihayet görebildiğim bu dünyada sizin gibi kıymet veren dostlarım varmış. Var olun 🙏☺️
harika haber. çok sevindim.
Çok teşekkür ederim eksik olma üstadım 🙏
Kopya çekmeden mi? Bence nitçe'nin kendi bile yazamıyordur. Yani tek seferde olası bişey değil. Zamanla belki olur. Ama çok uzun bir 'zamanla'…
Tüm duygularını savurgan biçimde kullananların yaşadığı durumdur. Kişinin, herhangi bir duyguyu hak etmeyene de gösterdiği için, hak edenin de mahrum kaldığı durumdur, aynı zamanda. İleri seviyesi tepkisizliktir. Bu durumdaki insanları pamuklara sarmalıdır…
Bence kadınların sinsice, eni konu düşündükten sonra bulduğu yada keşfettiği gizliden gizliye laminent tozu almak için piyasa sürdüğü çaput.
(bkz: başına çorap örmek)
Bir de bilekleri saran çorap görüntüsü, bir insanı niye bu kadar rahatsız eder anlamadım. Bu da dar paça pantolon getirisi sanırım. “Kıro” diye bi hitaba muhatap olmaktan kaçarken doluya tutulmaya benzettiğim hede.
(bkz: başına çorap örmek)
Bir de bilekleri saran çorap görüntüsü, bir insanı niye bu kadar rahatsız eder anlamadım. Bu da dar paça pantolon getirisi sanırım. “Kıro” diye bi hitaba muhatap olmaktan kaçarken doluya tutulmaya benzettiğim hede.
Cumhur'un yani halkın bayramı; Demokrasinin nirvanası.
Sadece türklere münhasır olmamakla birlikte dünyanın her noktasında yaşanması umulan yönetim şekli.
Yüz bir yıldır her sene coşkuyla kutlanır.
Biz de kutluyoruz…
-parla hilal ve yıldızım! Parla beyaz ve kırmızım!
[url]https://www.smule.com/sing-recording/3232168998_4960810335 [/url]
Sadece türklere münhasır olmamakla birlikte dünyanın her noktasında yaşanması umulan yönetim şekli.
Yüz bir yıldır her sene coşkuyla kutlanır.
Biz de kutluyoruz…
-parla hilal ve yıldızım! Parla beyaz ve kırmızım!
[url]https://www.smule.com/sing-recording/3232168998_4960810335 [/url]
Haftasonları güneş batımının hemen sonrası trt fm'de radyo programına rast gelip şaşırdığım, samimi ve eğlenceli yayın yapan, ilk gençliğimin yakışıklı delikanlısı. Çoğu şarkısına eşlik etmişliğim var ancak bunu kimse duymuyor ve duymadı. Devlerin de aşık olabileceğini öğrendiğim sanat kişisi ayrıca…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?