dışarıdan veya mekânlarda kesinlikle alıp tüketilmemesi gerektiğini düşündüğüm içecek. faydasından çok zararı bulunur. zamanında pek çok kez garsonluk ve baristalık yaptığım oldu, hiçbir şey öyle düşündüğümüz gibi değil arkadaşlar. “saf” veya “doğal” diye nitelendirebileceğimiz tek bir şey yok. en basitinden içip şişe dibinde azcık bıraktığımız suyu bile israf olmasın diye değerlendiriyorlar. kul hakkı mevzuularına girmiyorum bile. evde kendiniz yapın valla nolacak…
zamanında izlemesem de eski bölümlerini sürekli izlediğim güzel dizilerdendir. buram buram 90'lar sonu ile 2000'ler başı kokmaktadır. aşağıdaki repliği ile meşhurdur aynı zamanda:
-Aysel gitti.
-Onun için mi üzgünsün ?
-Yoo.
-Döner herhalde. Üzülme ne olursun.
-Dönse de fark etmez.
-Neden?
-Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz ki. Bir kere gitti mi gitti. Yüzüne baktığında hep bunu hatırlarsın.
-Aysel gitti.
-Onun için mi üzgünsün ?
-Yoo.
-Döner herhalde. Üzülme ne olursun.
-Dönse de fark etmez.
-Neden?
-Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz ki. Bir kere gitti mi gitti. Yüzüne baktığında hep bunu hatırlarsın.
pazar günleri akşam üstü vakitlerinde sebepsiz yere yaşadığım duygu durumunu özetleyen başlık. sanki bi' masada herkese tabak konulmuş da ben kapı eşiğinde kalmışım gibi öyle berbat bir his. aynısını çok fazla güzel geçirdiğim, mutlu olduğum günlerin akşamında da yaşıyorum. hemen bir hüzün çöküyor…
ya senin senden başka kimin var? biraz soluklan ben bu hayatı sonuna kadar hak ediyorum desene bi' kendine ne bu suratsızlık diyip kendime gelmeye çalışıyorum. gerçekten bazen kendimle başa çıkmakta zorlanıyorum.
ya senin senden başka kimin var? biraz soluklan ben bu hayatı sonuna kadar hak ediyorum desene bi' kendine ne bu suratsızlık diyip kendime gelmeye çalışıyorum. gerçekten bazen kendimle başa çıkmakta zorlanıyorum.
duygusal yaklaşacak olsam yorgos lanthimos'un köpek dişi isimli filmindeki gibi dünya işleyişinden bi' haber, yaşamları boyunca evden çıkmayan kontrolün ebeveynlerde olduğu çocuklar büyütmek isterdim aslında. ülke gündemindeki korkutucu gelişmeler de zaten şu aralar malumunuz… ama kesinlikle sağlıklı bir durum değil tabii ki de. o yüzden kontrollü özgürlük ile büyütebilirim ve sunabileceğim en önemli şey ise koşulsuz sevgi olur sanırım.
normal erkek. takı takma işini fazla abartan biri olarak aksesuar kullanan erkekler daha çok ilgimi çekiyor ve herbirinin de ayrı hikayesi çıkıyor genelde. en son bir tane erkek arkadaşıma Nomination Bileklikten aldım bendekini çok beğendiği için. yani son zamanlarda bir Toksik maskülenliktir almış başını gidiyor. bir de çok rahatsız edici bir şekilde yok şunu yapan erkek, şunu yapan kadın diye ayrıştırma, aşağılanma başladı…
nevşehir, aksaray ve kayseri gibi şehirlerin arasında kalan gizli bir cennet resmen. özellikle kapadokya'da gezerken asıl hayatın böyle yerlerde yaşanılabilir olduğunu düşünüyorum hep. dar sokakların arasındaki o toprak kokusu, gün doğumundaki balon turları ve ürgüp çarşıdaki kalabalıklar arasındaki o merak dolu bakışlar çok hoşuma gidiyor. en çok merak ettiğim şey ise kışın nasıl bir ambiyansa büründüğü, yazın çok sıcaklardan dolayı gece gezmek daha mantıklı geliyor çünkü.
tesadüf odur ki tam da o gün yeni konuya geçmek, yerli malı kutlaması veya sınıfa yeni birinin gelmesi gibi olayların yaşandığı gündür aynı zamanda.
kardiyak sorunların (aort yetmezliği vs) en çok görülme sebebi aynı zamanda. bu sendroma sahip kişiler uzun kollar bacaklar ve esnek kalp kapakçıklarıyla karakterizedir çoğunlukla.
Uzun bir süredir içmiyorum ama bizim milletimizde niyeyse içmeyeni önce ufaktan bir ayıplama sonrasında ise teşvik etme huyu var. Alkole başlama hikayem de aynı bu şekil olmuştu. Ama fakat lakin bazen zaman sadece böyle sigara içerek hızlı geçiyormuş gibi geliyor bana. Önce nöbetlerde, sonra her molada, sonra hayatın her anında derken kurtardık kendimizi yine de, çok şükür iradeli insanlarız.
Tercihimin iphone'dan yana olduğu versus. Hızlı ve kullanışlı. Şu şarj olayına da bi' el atıverseler ne iyi olur.
Android kullanırken sanki amelelik yapıyormuşum da işin sonunda yine bir yere varamıyormuşum gibi hissediyorum.
Android kullanırken sanki amelelik yapıyormuşum da işin sonunda yine bir yere varamıyormuşum gibi hissediyorum.
Tam olarak benim beğendiğim beni beğenmez, beni beğeneni ben beğenmem şeklinde ilerleyen bir döngü. Kimseye saplantılı derecede aşık olamıyorum maalesef. En fazla hoşlantı. o yüzden benim gidişat mantık evliliği olacak sanırım sözlük. Beğendiğimin pek bir önemi kalmıyor yani. Geçen günlerde şu An konuşmadığımız bir er bireyin annesiyle tanıştım. İçim daraldı gerçekten boyle durumlarda zamanın geçmemesi de ayrı bir olay zaten. Yani pardon da benim gibi birini bulmuşunuz bir de sorgu suale mi tutuyorsunuz... Hepten kestim ilişkiyi ya gelemiyorum böyle şeylere, zorlama gelişen hiçbir şeyin sonunda mutlu olmuyorum. akışına bıraktım.
Geçen gün öğrendiğim enteresan bir gebelik testi. Eski yunanda hamile olduğundan şüphelenen kadınlara geceleri vajinalarının içerisine soğan veya güçlü kokulu başka sebzeler koymalarını tavsiye edilirmiş. Eğer kadının nefesi ertesi sabah soğan kokuyorsa hamile değildir. bu onun rahmi açık olduğunu, böylece soğan kokusunun ağzına kadar geldiğini gösterirmiş Hamileyse rahim kapalı olur ve kokuyu getirecek tünel de olmazmış.
Bunu az önce twitter da okudum.
Ösym tarafından düzenlenen yükseköğretim Kurumlar Yabancı Dil Sınavı. Yurt dışı odaklı düşünen kişiler giriyor genelde. 2025 takvimine göre şubat sonunda olacak. Yine kendimi denemek için gireceğim bi ihtimal yüksek puan alırım diye.
Halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığı (Diabetes mellitus) insülinin az salgılanmasıyla vücuttaki glikozun artması sonucu gelişen hastalıktır. tip-1 dm doğuştan, tip-2 dm ise sonradan gelişenidir. Vücutta biriken glikoz idrarla birlikte dışarı atılır, Bu durumda vücut yetersizlik sonucu kendi yağlarını parçalamaya başlar. Kanda büyük oranda keton dediğimiz kan asitlerinin artışına bağlı diyabetik ketoasidoz tablosu oluşur. Sürekli idrara çıkma ve sık sık susama yaşanır.
Beraberinde başta kardiyovaskuler hastalıklar olmak üzere birçok hastalığı getirir ve yavaş yavaş organların yok olmasına sebebiyet verir. Hayat kalitesini düşüren, devamlı takip gerektiren ve aynı zamanda düzenli beslenme, spor gerektiren bir hastalık. Hastanelerdeki yatışların birçoğu kontrol altına alınamayan yüksek kan şekeri değerinden kaynaklı.
Beraberinde başta kardiyovaskuler hastalıklar olmak üzere birçok hastalığı getirir ve yavaş yavaş organların yok olmasına sebebiyet verir. Hayat kalitesini düşüren, devamlı takip gerektiren ve aynı zamanda düzenli beslenme, spor gerektiren bir hastalık. Hastanelerdeki yatışların birçoğu kontrol altına alınamayan yüksek kan şekeri değerinden kaynaklı.
yaş ilerledikçe çok sesli ortamları kaldıramama durumu. metropol şehirlerdeki trafik, toplu yaşam alanları, iş yeri vb sebeplerden dolayı gün sonunda ek bir aktivite yapmaya hevesim kalmıyor açıkçası son zamanlarda. cehalet ile gürültü arasında doğru bir orantı olduğu görüşüne sonuna kadar katılıyorum. cadde aralarında arabayla son ses dolaşan piyasacı abilerimizin kız düşürmeye çalışması buna iyi bir örnek. geçenlerde parayla kız düşürmek gibi bir başlık görmüştüm, işte böyleleri onlardan daha fena a dostlar. yapmayın etmeyin abiler gösterişle hiçbir şey ol-mu-yor.
yaz aylarında geceleri güzel bir balkon sefası yaşatmadılar, şarkı seçimleri de çok kötüydü zaten keşke izole etsek böylelerini.
yaz aylarında geceleri güzel bir balkon sefası yaşatmadılar, şarkı seçimleri de çok kötüydü zaten keşke izole etsek böylelerini.
bankacılık işlemlerinde kayıp çalıntı gibi durumlarda sorulan bir zamanların popüler sorusu. hatta tam hali annenizin kızlık soyadının 2. ve 5. harfini -bu kısmı sallamasyon- öğrenebilir miyim şeklinde idi.
birkaç sene önce yeni yasa ile birlikte kimlik doğrulama adımlarında artık bu sorunun sorulması kaldırıldı. çok da iyi oldu, sevmediğim bir tabirdi açıkçası ve başka soru mu yoktu yani. annemin evlenmeden önceki soyadı nasıl bir güvenilirlik kazandıracak böyle durumlarda diye düşünedurayım en iyisi.
birkaç sene önce yeni yasa ile birlikte kimlik doğrulama adımlarında artık bu sorunun sorulması kaldırıldı. çok da iyi oldu, sevmediğim bir tabirdi açıkçası ve başka soru mu yoktu yani. annemin evlenmeden önceki soyadı nasıl bir güvenilirlik kazandıracak böyle durumlarda diye düşünedurayım en iyisi.
istanbul-ankara yolculuklarının uğrak mola yeri olan batı karadeniz tarafındaki güzide ilimiz. konumu sebebiyle özellikle kış turizmi açısından önemli bir yere sahiptir. kısa bir süre geçirsem de bolu'nun temiz ormanları ve sakin yerli halkı ile ideal bir memur şehri olduğunu düşünüyorum. en çok şaşırdığım kısmı ise belki biraz saçma ama yayalara ve araçlara verilen öncelik. nerede 14 plakalı araç görsem daha 2 metre öteden durmaya yol vermeye başlıyor. hasret kalmışız böyle medeni hareketlere… diğer şehirlerden gelen insanlar kendilerini hemen belli ediyor hani :d
hiçbir şeye ben yaparım diye atılmamak gerektiği. işe ilk başladığımda çok stresliydim ve bir o kadar da atılgandım kısa bir süreç boyunca ama kıdemli bir çalışan bana hiçbir şeye atılmamak gerektiğini söylemişti, kulağıma küpe oldu resmen. kendi işimi halledip izleyici moduna giriyorum ve en önemlisi çok basit bir iş bile yapsam 10 katı şeklinde anlatıyorum. çünkü bu işler böyle ilerliyor. kimse kimseyi zaten övmediği gibi üstüne izin vs kullanıp birbirine yığmaya çalışıyor maalesef.
taze meyvelerin şekerli su ile kaynatılması sonucu elde edilen tatlı. hoşaftan farkı, kuru meyvelerle yapılmaması. “Dışarıda içine ne koydukları belli değil” mantığıyla yaşayan biri olarak her yaz meyveleri dondurucuda depolayarak kışın yaparım. vişne, mürdüm eriği ve burnu kızıl eriğinin hem antioksidan özelliği olması hem de kışın düşen kan değerlerini yükselttiği için özellikle kullanırım. fazla şekerli olup şerbete dönüşmemesine de dikkat etmek gerek tabii.
benim ismim sonradan değiştirildiği için bir hikayesi yok. alelade konmuş aslında. şimdilerde e-devletten değişiyormuş sanırım. çocuk halimle mahkemelerde uğraştık zamanında sırf türkiye şartlarına uygun bir vatandaş olabilmek için. ha seviyor muyum, evet ama bilmiyorum yani garipsiyorum sadece.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?