Aslında ayırt etmesi oldukça kolaydır. -da, -de cümleden çıkarılınca anlam olarak bozulmuyorsa ayrı yazılır.
- onlar da gelmek istiyorlar. (onlar gelmek istiyorlar.)
-ben de bilmiyorum. ( ben bilmiyorum)
Cümleler anlamlı, yani -da ve -de ayrı yazılacak.
-da ve -de çıkarıldığında cümlenin anlamı bozuluyorsa bitişik yazılır.
-hırkan bende kalmış. (hırkan ben kalmış) olmadı yani bitişik.
-tüm gün odasında oturuyor. (tüm gün odasın oturuyor) olmadı yani bitişik.
Kaynımda da var .
Şaka bir yana zaman zaman kendimi insanlardan izole etmek o kadar konforlu geliyor ki bana. Çevremdeki bireylerin bencilliği, talepleri benim de yoğunluğumla birleştiğinde kendimi herkesten soyutlamak istiyorum. Kimseyle konuşmak, kendimi ifade etmeye çalışmak istemiyorum ve bu durum fena halde alışkanlık haline geliyor.
Bir de sitemci grup var ki hiç tahammülüm yok onlara karşı. Hiç aramıyorsun, sormuyorsun gibi laflarla sitem etme hali. Ee o zaman sen ara, sen sor, sen görüşmek iste. Demek ki sen de istemiyorsun benimle görüşmeyi.
Sürekli olmadığı sürece bu izolasyon etkisi gerekli diye düşünüyorum. İnsanların kendilerini dinlemek, yenilenmek için zamana ve yalnızlığa ihtiyacı var.
Şaka bir yana zaman zaman kendimi insanlardan izole etmek o kadar konforlu geliyor ki bana. Çevremdeki bireylerin bencilliği, talepleri benim de yoğunluğumla birleştiğinde kendimi herkesten soyutlamak istiyorum. Kimseyle konuşmak, kendimi ifade etmeye çalışmak istemiyorum ve bu durum fena halde alışkanlık haline geliyor.
Bir de sitemci grup var ki hiç tahammülüm yok onlara karşı. Hiç aramıyorsun, sormuyorsun gibi laflarla sitem etme hali. Ee o zaman sen ara, sen sor, sen görüşmek iste. Demek ki sen de istemiyorsun benimle görüşmeyi.
Sürekli olmadığı sürece bu izolasyon etkisi gerekli diye düşünüyorum. İnsanların kendilerini dinlemek, yenilenmek için zamana ve yalnızlığa ihtiyacı var.
Arayıp sorsan bu sefer de aklına şimdi mi geldim oluyor. O yüzden hayatımda eleye eleye o kadar az insan kaldı ki. Bana 20 yıl görüşmesem 20 yıl sonra kaldığım yerden devam edebileceğim insanlar lazım
Başarının başı ve sonu yoktur . Sonsuzdur .
Mesela doğum bir başarıdır. Ondan önce döllenme bir başarıdır. Ondan önce sperm olmak başarıdır . Ondan önce baban , onun babası , en son ilk insanların varoluşu da bir başarıdır. Buradan geçmiş sonsuzluğa baktığımızda da her şey başarıdır .
Doğdun büyüdün başarıdır. Yemek yedin , şu içtin ,duş aldın , sınavın güzel geçti , mesleğin oldu başarıdır. Hiçbir şey yapmadın evde boş boş oturdun o da bir başarıdır. Ve başarı sadece ileri gitmek değil bazen mevcut durumu korumak yada daha az hasarla atlatmaktır ki zaten buradan bile hepimizin başarılı olduğu anlamı çıkar çünkü en kötü durumda olan bir kimse bile o kötü durumun daha da kötüsünü yaşamayarak başarıya ulaşmıştır. Gelecekteki başarmakta geçmişteki gibi sürüp gider . Yaşlanır ölürsün başarıdır . Kara toprağın altında kurda kuşa yem olursun başarıdır . Oradan kurt kuş başka bir şeye dönüşür gider her bir parçan başka bir şey başarıdır . Velhasıl kelam ben kocaya kaçacağım .
Mesela doğum bir başarıdır. Ondan önce döllenme bir başarıdır. Ondan önce sperm olmak başarıdır . Ondan önce baban , onun babası , en son ilk insanların varoluşu da bir başarıdır. Buradan geçmiş sonsuzluğa baktığımızda da her şey başarıdır .
Doğdun büyüdün başarıdır. Yemek yedin , şu içtin ,duş aldın , sınavın güzel geçti , mesleğin oldu başarıdır. Hiçbir şey yapmadın evde boş boş oturdun o da bir başarıdır. Ve başarı sadece ileri gitmek değil bazen mevcut durumu korumak yada daha az hasarla atlatmaktır ki zaten buradan bile hepimizin başarılı olduğu anlamı çıkar çünkü en kötü durumda olan bir kimse bile o kötü durumun daha da kötüsünü yaşamayarak başarıya ulaşmıştır. Gelecekteki başarmakta geçmişteki gibi sürüp gider . Yaşlanır ölürsün başarıdır . Kara toprağın altında kurda kuşa yem olursun başarıdır . Oradan kurt kuş başka bir şeye dönüşür gider her bir parçan başka bir şey başarıdır . Velhasıl kelam ben kocaya kaçacağım .
Son cümleye nereden geldi yahu djxjxnxnnx.
Asıl ben buralara nereden geldim yahu jkjkjknkn
Kocaya kaçmakta bir başarıdır.
Selam ben kocayakaçangillerden kaçık, koca sevdalısı, kocaman kalpli ,koca ,kocaana kocayakaçangil .
Tekerleme oldu ya bu . Amme hizmeti olsun . Amme miydi o ? Neysehhh
Tekerleme oldu ya bu . Amme hizmeti olsun . Amme miydi o ? Neysehhh
😅😅😅
İnançlar konusu çok karışık bir kavram, sadece islam dinine inanıyor ve mezheplere, tarikatlara, cemaatlere karışmıyorsa olabilir. İlk evliliğimin yanlış olmasının sebebi bu tarz bir oluşuma dahil olan biriyle evlenmekti. Çok küçüktüm ve ailemde bu tarz kavramlara ait bir bilgi yoktu. O zamanlar bu kadarda ayukka çıkmamıştı her şey. O kadar dar kafalı bir düşünce yapısına sahipler ki. İnsanı hem dinden imandan hem de kendilerinden soğuturlar.
You Only Live Once, yani "bir kere yaşıyorsun"
yapılması riskli bir şeyi yapmaya karar verilirken kullanılan bir motto. hayatın kısa olduğunu ve bu kısa ömrü dolu dolu yaşamak ve eline geçen her fırsatı değerlendirmek gerektiğini düşünen insanların hayat felsefesi. hayatı son anına kadar olabildiğince eğlenceli ve umursamazca yaşamak gerektiğini savunurlar.
Dışarıdan bakınca eğlenceli ama işin içine risk girince insan bir durup düşünmeye başlıyor. o adrenalin, heyecan güzel ama "ya bir şeyler ters giderse" düşüncesi beynin içine girince, bu iş eğlenceden çok daha fazlası haline geliyor. büyük bir sorumluluk... belki de ölüm. o yüzden biz yine de bu tarz riskli işleri yapmadan önce iki kez düşünelim.
yapılması riskli bir şeyi yapmaya karar verilirken kullanılan bir motto. hayatın kısa olduğunu ve bu kısa ömrü dolu dolu yaşamak ve eline geçen her fırsatı değerlendirmek gerektiğini düşünen insanların hayat felsefesi. hayatı son anına kadar olabildiğince eğlenceli ve umursamazca yaşamak gerektiğini savunurlar.
Dışarıdan bakınca eğlenceli ama işin içine risk girince insan bir durup düşünmeye başlıyor. o adrenalin, heyecan güzel ama "ya bir şeyler ters giderse" düşüncesi beynin içine girince, bu iş eğlenceden çok daha fazlası haline geliyor. büyük bir sorumluluk... belki de ölüm. o yüzden biz yine de bu tarz riskli işleri yapmadan önce iki kez düşünelim.
Yolo falan hiç bana göre değil valla şekerim. Biz yolon yolcoso gibiyiz :)
kanka şöyle kedi gibi 9 canlı falan olsak denenir aslında ama yani tek canla biraz zor
Hayata 3 kere geleceğimi bilsem yine yapmam
dağ tırmanışı yapmayı çok isterdim ben
Ben sanırım ayı olmak isterdim. Tüm kış uyumak 😅
ay gerçekten onu nasıl ayılara kaptırdık ya
Ayılar bizden daha şanslı 😅😅
maalesef öyleler dhsjd
😅😅😅
Yolodan ayıya gelme hızımız 😅😅😅
çok verimli bir konuşma oldu dhskdh
Her zamanki gibi 😅
kesinliklee dhskd
Dağ tırmanışı uzun zamandır benimde hayalim. Bazı filmlerden çok etkilendik galiba. Ağrı dağı aslında tırmanılabilir ama her mevsimde olmuyormuş zamanı varmış.
ay ben özellikle dağcılıkla ilgili filmler izliyorum. izlemesi bile aşırı keyifli, yapması nasıl keyiflidir kim bilir.
evet biliyorum ama yine de işi bilen biri olmadan acemiler için o da tehlikeli. yaşamanın bir anlamı kalmazsa bir gün denenir belki dhskd
evet biliyorum ama yine de işi bilen biri olmadan acemiler için o da tehlikeli. yaşamanın bir anlamı kalmazsa bir gün denenir belki dhskd
Evet tehlikeli ben düşünüyorum ve ilk doğu seyahatimde yapacağım kısmet olurda önümüzdeki yıllarda yaparsam deneyimlerimi yazarım mutlaka.
umarım yapabilirsin ve deneyimlerini paylaşırsın :) belki bana da bir cesaret gelir...
joy of missing out, yani "bir şeylerden kaçmanın keyfi"
insanların sosyal etkinliklere katılmak istememe ve daha çok yalnız kalmaktan keyif aldıkları bir duygu durumudur. başkalarının neler yaptığını, nerelere gittiklerini takip etmektense kendi hayatlarına odaklanmaktan, evde kalmaktan ve yalnızlıktan zevk alırlar.
(bkz: fomo) kavramının tam zıttı olarak "ihtiyaç duyduğun şeyi yapma" anlayışına odaklanır.
insanların sosyal etkinliklere katılmak istememe ve daha çok yalnız kalmaktan keyif aldıkları bir duygu durumudur. başkalarının neler yaptığını, nerelere gittiklerini takip etmektense kendi hayatlarına odaklanmaktan, evde kalmaktan ve yalnızlıktan zevk alırlar.
(bkz: fomo) kavramının tam zıttı olarak "ihtiyaç duyduğun şeyi yapma" anlayışına odaklanır.
Aklıma geldi bir de yolo var ahahshd
onu da açarız hdskdh
Tek şansın var iyi değerlendir boşuna harcama
Az da olsa uyum sağla fazlasına gerek yok karakterinden ödün verme.
Seni senden başkası kurtaramaz. Kendini sevmekten utanma egonu kabullen
Az da olsa uyum sağla fazlasına gerek yok karakterinden ödün verme.
Seni senden başkası kurtaramaz. Kendini sevmekten utanma egonu kabullen
Mahalle yanarken saç tarayan şahıs izlenimi olan ekip.
(bkz: batan geminin malları bunlar)
tam olarak dümdüz etkidir.
ışığın belli bir dalga boyunda olması onu o renkte görmemizi ve algılamamızı sağlayan yegane şeydir. aynı şekilde frekansı da öyle. örneğin morötesi ışınları insan gözü görmez. bizim görme biçimimiz de ışığın iletilmesi ve yansıtılmasından ibarettir. aynı şekilde bitkilerin o renklerde görülmesi de öyle.
elektromanyetik spektrum da her birinin dalga boyu ve frekansı veriliyor. insan gözünün görebildiği belli bir frekans var. 400-800 nm arası bu da. aslında bizim gördüğümüz ya da renklerin oluşmasını sağlayan şey tamamen yansıtma-soğurma ilişkisinden ibaret.
bitkiler üzerinden gidersek yeşil rengi tamamen yansıtırlar ve evet yeşil renkte olmalarının sebebi bu ancak soğurdukları renklerde de renk değişimi gerçekleşiyor.
gözümüzdeki koni ve çubuk hücrelerimizin de çok güzel bir işlevi var bu konuda. siyah beyazı görmemiz çubuk hücrelerinde, renkleri görmemiz de koni hücrelerinde gerçekleşir. bu da dünyayı algılamamızın bir diğer yoludur.
aslında ışık dediğimiz şey de belli bir enerji ve dalga türüdür. bu da bizim görebileceğimiz bir dalga boyunu da gösterir yukarıda yazdığım gibi.
neyse konu uzun fotoreseptörlere kadar gider konu ama o da başka zamana kalsın.
ışığın belli bir dalga boyunda olması onu o renkte görmemizi ve algılamamızı sağlayan yegane şeydir. aynı şekilde frekansı da öyle. örneğin morötesi ışınları insan gözü görmez. bizim görme biçimimiz de ışığın iletilmesi ve yansıtılmasından ibarettir. aynı şekilde bitkilerin o renklerde görülmesi de öyle.
elektromanyetik spektrum da her birinin dalga boyu ve frekansı veriliyor. insan gözünün görebildiği belli bir frekans var. 400-800 nm arası bu da. aslında bizim gördüğümüz ya da renklerin oluşmasını sağlayan şey tamamen yansıtma-soğurma ilişkisinden ibaret.
bitkiler üzerinden gidersek yeşil rengi tamamen yansıtırlar ve evet yeşil renkte olmalarının sebebi bu ancak soğurdukları renklerde de renk değişimi gerçekleşiyor.
gözümüzdeki koni ve çubuk hücrelerimizin de çok güzel bir işlevi var bu konuda. siyah beyazı görmemiz çubuk hücrelerinde, renkleri görmemiz de koni hücrelerinde gerçekleşir. bu da dünyayı algılamamızın bir diğer yoludur.
aslında ışık dediğimiz şey de belli bir enerji ve dalga türüdür. bu da bizim görebileceğimiz bir dalga boyunu da gösterir yukarıda yazdığım gibi.
neyse konu uzun fotoreseptörlere kadar gider konu ama o da başka zamana kalsın.
Bir durmuş çiğdem bestesidir. Kemal sunal filminde kuponun tutması için şart olan hededir aynı zamanda ek olarak ses ferdi tayfuru andırıyor gibi bir arabesk sanatçıdan böyle oynak tarzda müzik dinlemek ilginç olurdu..
https://youtu.be/v3eATFHKizY
Şiki şiki baba sözleri:
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Gözlerinin uğruna
Ben canımı adadım
Senden başka kimseye
İnan aşık olmadım
Gel de söyle aşkını
Sorma sakın yaşımı
Ne olursun sevgilim
Darda koyma başımı
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Aşkımı anlatmaya
Varmıyor benim dilim
Ne kadar da güzelsin
Benim canım sevgilim
Utanma sakın benden
Ben de hoşlandım senden
Gel beraber olalım
Bize ne el alemden
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Deli ediyor aşkın
Olmuşum inan şaşkın
Allah'a yemin olsun
Sen herkesten başkasın
Bir kelebek misali
Havalarda uçarım
Karşı çıkan olursa
Ben seninle kaçarım
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f of)
Şiki şiki baba
https://youtu.be/v3eATFHKizY
Şiki şiki baba sözleri:
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Gözlerinin uğruna
Ben canımı adadım
Senden başka kimseye
İnan aşık olmadım
Gel de söyle aşkını
Sorma sakın yaşımı
Ne olursun sevgilim
Darda koyma başımı
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Aşkımı anlatmaya
Varmıyor benim dilim
Ne kadar da güzelsin
Benim canım sevgilim
Utanma sakın benden
Ben de hoşlandım senden
Gel beraber olalım
Bize ne el alemden
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f)
Deli ediyor aşkın
Olmuşum inan şaşkın
Allah'a yemin olsun
Sen herkesten başkasın
Bir kelebek misali
Havalarda uçarım
Karşı çıkan olursa
Ben seninle kaçarım
Şiki şiki baba (şiki şiki baba)
Hayni hayni yaba (hayni hayni yaba)
Helik melik duni (helik melik duni)
Gel fakiri yaba (gel fakiri yaba)
O-f o-f o-f (o-o-o-f of)
Şiki şiki baba
Kısa metin okumak isteyen yallah tivitıra arkadaşlar, şimdiki ismi ile x'e yani.
Karakter sınırlamam yok.
Yazabildiğin kadar yaz bacım denmiş bana, yürü ya kulum denmiş.
Kimseler için, yazısız kurallar ve toplum baskısı ile kendimi sınırlayamam. Çok da şeyimizdeydi zaten senin okuyup okumaman...
Karakter sınırlamam yok.
Yazabildiğin kadar yaz bacım denmiş bana, yürü ya kulum denmiş.
Kimseler için, yazısız kurallar ve toplum baskısı ile kendimi sınırlayamam. Çok da şeyimizdeydi zaten senin okuyup okumaman...
Arkadaşım şu başlıkları konuşma diliyle mi açıyoruz? Konuşurken içmiyeceğim diyebilirsin ama yazarken o iş öyle değil. Başlığı 'içmeyeceğim' şeklinde düzeltebilir misiniz admin bey? Teşekkürler.
sadece bir dakika öncesine dönebilen küçük bir makineye sahip olsanız ne yapardınız? Sevdiğim bir kısa filmdir, bana hep farklı olasılıkların hepsini denesek nasıl olurduyu sordurtur. O kadar denedikten sonra elde edilen şey, esasında pek size uygun olmasa da, insan denemek istiyor.
Son olaylarla haberdar olduğum grup.
Son olaylar demişken, gerçekten kalbimde sancı hissediyorum, hem endişeliyim hem çok, çok üzgünüm. Bir yandan rutinler devam ederken arka planda kafamda rölantide hep bu konu var.
Bir de Y kuşağının bir şeylere yetişmesi çok zor, bir de fark ettiniz mi bilmem, bir olay oluyor gündeme yemi bir kavram ya da eylem bomba gibi düşüyor, o sürüyor, bir süre etkisini kaybetmeye yakın yeni bir olay, yeni bir kavram, yeniden bilinçlenme çabaları, bu bir döngü halinde devam ediyor.
Söz gelimi kara para olaylarını birçok insan güzellik merkezleri olayında öğrenmişti.
Ülke gündemi yorma kardeşim.
Son olaylar demişken, gerçekten kalbimde sancı hissediyorum, hem endişeliyim hem çok, çok üzgünüm. Bir yandan rutinler devam ederken arka planda kafamda rölantide hep bu konu var.
Bir de Y kuşağının bir şeylere yetişmesi çok zor, bir de fark ettiniz mi bilmem, bir olay oluyor gündeme yemi bir kavram ya da eylem bomba gibi düşüyor, o sürüyor, bir süre etkisini kaybetmeye yakın yeni bir olay, yeni bir kavram, yeniden bilinçlenme çabaları, bu bir döngü halinde devam ediyor.
Söz gelimi kara para olaylarını birçok insan güzellik merkezleri olayında öğrenmişti.
Ülke gündemi yorma kardeşim.
Bilginin tanımına gidelim, Platon bilgiye gerekçelendirilmiş doğru inanç der. doğru olması, dış dünya ile tekabülü olmasından, gerekçeleri olması ise, direkt inanılan saçma şeylerden ayırt edilme gerekliliğinden dolayıdır. İnanç olması şaşırtabilir, inanç denilmesi gerekir ki, sürekli gerekçeleri ve doğruluğu test edilebilsin. Yanlış bilgi diye bir şey, esasında inanç olarak yanlışa tekabül ettiği içindir. Bilginin içinde inanç faktörü olmasa, yanlış bilgi de olmazdı, bizler direkt vahiy gibi asla doğruluğu tartışılamayan bilgiler edinirdik.
Descartes'e göre açık ve seçik olarak bilebildiğimiz bilgilerin başında diş ağrısı gibi, anında hissettiğimiz şeyler gelir. Onun bilgisi her ne kadar bize çok gerçek gelse de, paylaşmakta sıkıntı çekeriz. Doğruluğu hiç şüphe götürmeyen bilgiler yok mudur? matematik gibi alanlarda vardır ancak onlar da, postulat denilen, neyin ne olduğu başta konsensus sağlanmış şeylerdir. iki ile ikinin toplamının dört olması, aslında öncesinde, matematik kurallarının kabul edilmesiyle, zorunlu olarak çıkan sonuçtur. Mantığın değişmez ilkeleri belki şüphe edilmeyen bilgi olarak görülebilir. Descartes'e göre hiç kimsenin asla şüphe edemeyeceği tek bilgi, şüphe ettiğimiz gerçeğidir. Şüphe ettiğimizden şüphe edemeyiz der. Bu nedenle de, bizi kandırmaya çalışan bir cin olsa bile, ben dediğimiz, şüphe içinde kıvranan özne, gerçektir. Buradan yola çıkarak sarsılmaz bilgi üzerine inşa eder de eder, en son Tanrı'ya ulaşır.
Kant'ın da dediği gibi, bizler dış alemi asla bilemeyiz, kendi algılarımız bize ne söylüyorsa, oradan yola çıkarak bazı sonuçlara varır, onlar üzerinden değerlendirmeler yaparız. Elimize aldığımız bardağın, özünde ne var bilmek çok zor. Bilgilerimizde her zaman inanç faktörü olmak zorundadır.
Descartes'e göre açık ve seçik olarak bilebildiğimiz bilgilerin başında diş ağrısı gibi, anında hissettiğimiz şeyler gelir. Onun bilgisi her ne kadar bize çok gerçek gelse de, paylaşmakta sıkıntı çekeriz. Doğruluğu hiç şüphe götürmeyen bilgiler yok mudur? matematik gibi alanlarda vardır ancak onlar da, postulat denilen, neyin ne olduğu başta konsensus sağlanmış şeylerdir. iki ile ikinin toplamının dört olması, aslında öncesinde, matematik kurallarının kabul edilmesiyle, zorunlu olarak çıkan sonuçtur. Mantığın değişmez ilkeleri belki şüphe edilmeyen bilgi olarak görülebilir. Descartes'e göre hiç kimsenin asla şüphe edemeyeceği tek bilgi, şüphe ettiğimiz gerçeğidir. Şüphe ettiğimizden şüphe edemeyiz der. Bu nedenle de, bizi kandırmaya çalışan bir cin olsa bile, ben dediğimiz, şüphe içinde kıvranan özne, gerçektir. Buradan yola çıkarak sarsılmaz bilgi üzerine inşa eder de eder, en son Tanrı'ya ulaşır.
Kant'ın da dediği gibi, bizler dış alemi asla bilemeyiz, kendi algılarımız bize ne söylüyorsa, oradan yola çıkarak bazı sonuçlara varır, onlar üzerinden değerlendirmeler yaparız. Elimize aldığımız bardağın, özünde ne var bilmek çok zor. Bilgilerimizde her zaman inanç faktörü olmak zorundadır.
Doğru ve yanlış hakkında benim de görüşlerim bu yönde. Hiçbir zaman salt doğru ve salt yanlış olduğu kanısına varamıyorum.
Tanrının olmadığı bir senaryoda orası kesinlikle öyle ama olsa dahi yine sorunlar bitmiyor. Sokratesin Tanrı ikilemi var örneğin, Tanrı iyi olduğu için mi bazı şeylere izin verir, yoksa Tanrı izin verdiği için mi bazı şeyler iyidir? Burada anlatılmak istenen şey, Tanrıdan bağımsız iyi dediğimiz şeyler var mı? , eğer tanrı karşımıza çıksa ve Tanrı olduğundan asla şüphe etmeyeceğimiz şekilde kendini gösterse, ardından da bizlerin asla iyi olmadığını düşündüğümüz şeyleri yapmamızı emretse, Tanrıdan daha yüce bir şey olmadığı için, o şeyleri yapmamız artık iyilik sayılır mıydı? Örneğin dedi ki, çocuğunu kurban et! hz ibrahim olayındaki gibi. Yok Tanrı dese bile kötü bir eylem bu derseniz, o zaman Tanrı'dan bağımsız bir iyi oluyor, yok Tanrı dediyse kesin doğrudur derseniz de, bu sefer de Tanrı ile iyilik bir olmuş oluyor.
Genelde inanan filozoflar bu ikilemden, Tanrı iyilikle bütün olduğu için, iyilik dışında bir şey emretmez der geçerler.
Genelde inanan filozoflar bu ikilemden, Tanrı iyilikle bütün olduğu için, iyilik dışında bir şey emretmez der geçerler.
bu görüşlere çok katıldığım söylenemez benim. şunu söyleyeyim direkt en iyisi. bilgi durağanlıkken bilmek bir eylemdir. bu sebeple de inançla aslında belli noktalarda ters düşerler. bilmek eylemine ulaşmak için olan inanç ise bambaşka bir konudur.
inanç elde edilen bir şey değil bana göre. aslında var olan ve var olacak bir şeyken bilmek eylem gerektiriyor. onu elde etmemiz gerekiyor. bariz fark burada ortaya çıkıyor.
inanç elde edilen bir şey değil bana göre. aslında var olan ve var olacak bir şeyken bilmek eylem gerektiriyor. onu elde etmemiz gerekiyor. bariz fark burada ortaya çıkıyor.
Aslında her şey öğrenilmiş birer done. İyiliğin içinde iyilikten bağımsız kötülükte vuku bulabilir. Örneğin birinin hayatını kurtarırsınız ama o hayatını kurtardığınız kişi gelip sizin çocuğunuzu öldürebilir.
İyilik ve kötülük hakkında binlerce örnek de bulunabilir bu tarz. Tanrının İyilik anlayışına gelince insanlara özgür irade bırakmıştır bu konuda iyiliği seçmek ve kötülüğü seçmek konusunda. Peki o noktada özgür iradenin sonuçlarını düşünürsek iyilik-kötülük varsayımında nasıl sorgulanacağız
İyilik ve kötülük hakkında binlerce örnek de bulunabilir bu tarz. Tanrının İyilik anlayışına gelince insanlara özgür irade bırakmıştır bu konuda iyiliği seçmek ve kötülüğü seçmek konusunda. Peki o noktada özgür iradenin sonuçlarını düşünürsek iyilik-kötülük varsayımında nasıl sorgulanacağız
@siyah anka hmm anladım, terminoloji farkı var, tutum olarak bilmek elbette değerli ve inancı dışlayan bir yerde.
@succulent bir insanı anlamak için, onun ayakkabılarını giymen gerekir derler. Tanrı hepimizin biricik bakış açısıyla, başımıza gelenler de dahil her şeyi bileceği için, öyle bir yargılanma olursa, bir sorun olmadan, adaletli bir şekilde olur diye düşünüyorum. Yoksa zaten dert edecek bir şey de yok.
@succulent bir insanı anlamak için, onun ayakkabılarını giymen gerekir derler. Tanrı hepimizin biricik bakış açısıyla, başımıza gelenler de dahil her şeyi bileceği için, öyle bir yargılanma olursa, bir sorun olmadan, adaletli bir şekilde olur diye düşünüyorum. Yoksa zaten dert edecek bir şey de yok.
Bu tezat bir ikilem. Bunun içinde binlerce olasılık var.
alaskan evet ben genelde dışlıyorum inancı bilimde. kim neye inanırsa inansın zerre umrumda değil ama yaratıcı varmış diyerek olaya bakılamaz bence. bilimde bilmek üzerine yoğunlaşmak ve inancı rafa kaldırmak gerekiyor. tabi bu yapabileceğine olan inançtan bahsetmiyorum o kalabilir :)
Bilinen şeyleri yaşıyor olmak, sınanmak, imtihan edilmek…
Ve sonra tüm bu bilinen içinde sorgulanmak. Cennete yada cehenneme gitmek.
Ve sonra tüm bu bilinen içinde sorgulanmak. Cennete yada cehenneme gitmek.
@succulent evet zor ve kafa ağrıtan sorular bunlar. Ben çok seviyorum, bankada sıra beklerken falan düşünecek bir şeyler oluyor :D sana da kolay gelsin artık
@siyah anka tabi benim burada inanç diye tabir ettiğim şey, çok derinlerde olan bir durum, şimdilerde gördüğümüz kör inanç bambaşka konu, uzak durulması lazım.
@siyah anka tabi benim burada inanç diye tabir ettiğim şey, çok derinlerde olan bir durum, şimdilerde gördüğümüz kör inanç bambaşka konu, uzak durulması lazım.
alaskan yüksek ihtimalle aynı şeyden bahsediyoruz :)
😅😅😅 eyvallah sağ ol. Bankada düşünecek bir şey çıktı
@siyah anka kesinlikle :D
@succulent öyle deme zaman çabuk geçiyor
@succulent öyle deme zaman çabuk geçiyor
Haha deneyeceğim. Bakalım nasıl geçecek.
Abartılı gelecek ama benim için tütün kolonyası. Çocukluğumun istisnasız bütün dini bayramlarında ortalık buram buram tütün kolonyası kokardı.
Hahahahha koptum
aman dikkat sonu benzemesin 😁😁
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?