Ayda satış sayısına göre tahminim 200 bin lira üstü kazanan bir elemanın, üstüne bir de yeni iş girişimiyle benimkini kesmeye çalışmasından dolayı adamın bariz bir açığını report ederek o platformdan uzaklaştırdım. Yaptığımız işte rekabet, bu işin doğasında olsa da, bu kadar aç gözlülük beni sinirlendirdi. Bir de aşırı agresif büyüme çabasıyla beraber gelen, daha içinde bulunduğu platform kurallarına hakim olmayışı daha da sinirlendirdi. Sonradan biraz pişmanlıkla karışık acıma duygusu hissetsem de kendime hep yaptığımın rasyonel olduğu konusunda ikna etmeye çabaladım. Bazen aklıma geliyor ayda 8 bin dolar kazanan birinin bir anda tüm para akışının kesilmesi, onu intihara kadar sürükleyen bir silsileye götürmüş müdür diye sonra saçmalama girişimci adam bir yol bulur yine geçindirir kendini diyorum.
alaskan crab
1. nesil Yazar - 14. Seviye Hava Ruhbanı - Yazar -
- toplam entry 496
- takipçi 16
- puan 28246
İnsanların gerçekten ne yapmak istediklerine odaklanmaları için sorulan bir soru ancak kaçırılan nokta, gerçekten ne yapmak istediği bilgisine sahip olmak için, pek çok şeyi denemiş, yapmış olmak gerekiyor. Kısaca deneyimsiz genç beyinlere sormak yerine, hayatta belli başlı şeyler yaşamış insanlara sormak daha iyi sonuçlar verecektir.
Felsefeyle ilgilenen insanlarla sohbet edebilmek. Akademisyen olmak bu hayalinizi kesinlikle gerçekleştirmiyor, en azından Türkiye'de. Entelektüel sohbet edebilmek bir meslek değil diyebilirsiniz tabi ama para kazanma ortadan kalkınca, zaten meslek kavramı da kalkar, ne yapmak isterdiniz sorusuna döner.
Felsefeyle ilgilenen insanlarla sohbet edebilmek. Akademisyen olmak bu hayalinizi kesinlikle gerçekleştirmiyor, en azından Türkiye'de. Entelektüel sohbet edebilmek bir meslek değil diyebilirsiniz tabi ama para kazanma ortadan kalkınca, zaten meslek kavramı da kalkar, ne yapmak isterdiniz sorusuna döner.
Descartes'tan bu yana dualite diye bilinen, beden ruh ayrımı ön savıyla gelen bakış açısının getirisinden çok etkilenen alandır. foucault deliliğin tarihi kitabında, delilerin normal insanlardan ayrı görülmediğini ancak ne zaman ki sanayileşmeyle beraber güçlenen burjuva kesiminin, sürekli iş gücüne ihtiyacı ve deli divane olanların da, bu iş gücüne katılmaması yüzünden, bu tarz insanları hastalıklı ilan edip, bir yere kapatma, bir adaya sürme gibi pek çok şeyin denendiğini anlatır. Sağlıklı tanımı tamamen burjuvaziye hizmet eden ne varsa, bunun üzerinden yapılmaya başlandığını söyler. Bu tanıma göre de hasta olan ve olmayan ayrımını psikologlar, deli doktorları yapıyordu. Sağlıklı olan, iyi kötü bir eş bulmuş ve onu aldatmayan, küçük çekirdek bir aile kurabilen ve böylece kendilerinin işini devam ettirebilecek küçük çocuklar üretecek ve onlara bakacak, itaat eden, tembel olmayan olarak nitelendirilirken, ne kadar oblomov, tembel, akli dengesi yerinde olmayan, hiçbir sorunu olmayan ancak yine de sırf çalışmak istemiyor diye deli ilan edilen kişiler varsa da sağlıksız olarak görülmüş.
Bu tarz pek çok yanlışı olsa da, hiçbir işe yaramıyor demek aşırı indirgemeci bir tutum olur. Günümüzde pek çok hasta gayet tedavi oluyor, hayatlarını hiçbir şekilde idame ettiremeyecek durumda olanlar dahi gelişim kaydedip rahatlayabiliyorlar. Her bilim dalından fizik gibi katı ve sonuçları kesin olması beklenemez. Çünkü bilgimizin sınırları var ve iyi ya da kötü elimizdekiyle bir şeyler yapmamızı gerektiren alanlara da muhtacız, komple çöpe atıp değersizleştirmek saçmalık.
Bu tarz pek çok yanlışı olsa da, hiçbir işe yaramıyor demek aşırı indirgemeci bir tutum olur. Günümüzde pek çok hasta gayet tedavi oluyor, hayatlarını hiçbir şekilde idame ettiremeyecek durumda olanlar dahi gelişim kaydedip rahatlayabiliyorlar. Her bilim dalından fizik gibi katı ve sonuçları kesin olması beklenemez. Çünkü bilgimizin sınırları var ve iyi ya da kötü elimizdekiyle bir şeyler yapmamızı gerektiren alanlara da muhtacız, komple çöpe atıp değersizleştirmek saçmalık.
Psikologlara giden kişilere hasta değil "danışan" denir. Yani psikoloji ve psikologlar kimseyi "tedavi" edemez. İlaç yazma yetkileri yoktur. Hastaları değil danışanları vardır.
Zaten ilk paragrafta psikolojinin iktisadî ve ictimaî şeraite göre nasıl eğip büküldüğünü siz anlatmışsınız. Bununla ilgili örnekleri çoğaltabiliriz, geçiyorum.
Öte yandan "bizim burada cinci hoca vardı biri gitti düzeldi." demekle aynı şeydir bu. Tıp biliminde de istisnaî pek çok farklılık olabilir. Bir ilaç yüz kişide işe yarar bir kişide hastayı öldürür. Bu gibi küçük istatistikler göz ardı edilebilir. Psikolojideki durum bu değildir. Birilerine "şunu yap" diyecek insanlara da ihtiyacımız yok. Olsa bile bu bilimsel bir yaklaşım değil ki psikoloji akademideki yeri sorgulanan bölümlerin başında gelir.
Psikolojide söylenilen hiçbir şey doğrulanamaz veya yanlışlanamaz. Hiçbir değeri yoktur bilimsel açıdan. Ancak birileri falcılara da muhtaç, burçlara inanan insanlar da var...
Zaten ilk paragrafta psikolojinin iktisadî ve ictimaî şeraite göre nasıl eğip büküldüğünü siz anlatmışsınız. Bununla ilgili örnekleri çoğaltabiliriz, geçiyorum.
Öte yandan "bizim burada cinci hoca vardı biri gitti düzeldi." demekle aynı şeydir bu. Tıp biliminde de istisnaî pek çok farklılık olabilir. Bir ilaç yüz kişide işe yarar bir kişide hastayı öldürür. Bu gibi küçük istatistikler göz ardı edilebilir. Psikolojideki durum bu değildir. Birilerine "şunu yap" diyecek insanlara da ihtiyacımız yok. Olsa bile bu bilimsel bir yaklaşım değil ki psikoloji akademideki yeri sorgulanan bölümlerin başında gelir.
Psikolojide söylenilen hiçbir şey doğrulanamaz veya yanlışlanamaz. Hiçbir değeri yoktur bilimsel açıdan. Ancak birileri falcılara da muhtaç, burçlara inanan insanlar da var...
Sözlerine direkt safsatayla başlamışsın. Ben terminolojik olarak şuna şu denir gibi bir iddiayla başlamadım ancak bunu yapmış gibi gösterip bir de düzelterek, başka bir konudaki haklılığını, buradaki haklılığına dayandırmışsın. Aşırı uç noktadasın bu da aslında seninle tartışmayı çok kolaylaştırıyor ama iyilik ilkesi de dahil, tartışma kültüründen pek çok şeyi karşılamadığını gördüğüm için, daha fazla yazmıyorum. Kendine iyi bak.
Aman bu son dönem youtube "bilim" videolarıyla herkes bir petitio pirincipii, bir saman adam safsatası öğrendi iyi ki. Gerçi her cevaba bu yapıştırıldığından bunu da yanlış kullanıyorlar.
Tartısma kültürüyle alakası yok. Psikoloji savunurken "tedavi" edilen kisiler var derseniz biri bunun safsata olduğunu size anlatır. Tedavi dediğimiz süreç bilimsel bir metodolojinin ürünüdür. bu sebepten psikoloji kimseyi tedavi edemez. Bu yanlış hatayı ben yazdırmadım ben size.
Konuyu kişisel tarafa çekmek de çok komik. Uç noktada değilim. Bir şeyin bilimsel sayılabilmesi için bazı kriterleri karşılaması gerekir. Psikolojide bunları karşılamıyor bu kadar basit.
Benimle tartışmak kolaysa buyrun. Mesele benim iyiliğim kötülüğüm mü hakikat mi? Piyasa bilgileri derlemekten başka bir kudretiniz var mı görelim. Eğer dediğiniz gibiyse bir psikologa "tedavi" olurum.
Tartısma kültürüyle alakası yok. Psikoloji savunurken "tedavi" edilen kisiler var derseniz biri bunun safsata olduğunu size anlatır. Tedavi dediğimiz süreç bilimsel bir metodolojinin ürünüdür. bu sebepten psikoloji kimseyi tedavi edemez. Bu yanlış hatayı ben yazdırmadım ben size.
Konuyu kişisel tarafa çekmek de çok komik. Uç noktada değilim. Bir şeyin bilimsel sayılabilmesi için bazı kriterleri karşılaması gerekir. Psikolojide bunları karşılamıyor bu kadar basit.
Benimle tartışmak kolaysa buyrun. Mesele benim iyiliğim kötülüğüm mü hakikat mi? Piyasa bilgileri derlemekten başka bir kudretiniz var mı görelim. Eğer dediğiniz gibiyse bir psikologa "tedavi" olurum.
Bu konuda aşırı ketumum asla parfümümü söylemem. Beş yıl öncesine kadar ne parfümü olduğunu pek takmazken yaptığım iş gereği ingiliz bir beyefendiyle arkadaşlık kurdum ve adam gerçekten de tam bir centilmendi. Söylediği şeyse, düzgün bir parfüm bulmanın en az iki yıl alan zorlu bir süreç olduğunu ve tene göre farklılık göstereceği gibi, giyim tarzıyla da birlikte uygun olması gerektiğini falan anlatırdı İşte uzun vintage bir deri palto giyiyorsan, sallıyorum fresh bir koku kullanamazsın gibi. Kulağa aşırı şekilcilik gibi geliyor farkındayım ama hayat zaten kısa ve sıkıcı, bu tarz şeylere sarmadan ömür geçmiyor gerçekten, ayrıca insanın kendisine olan saygısını da arttırdığı için, yaptığınız her işe yarar sağlıyor. İş bağlarken dahi karşınızdaki kişide uyandırdığınız intiba direkt olarak kazancınızı da etkiliyor.
Uzun lafın kısası, burada markaları saymakla değil, üzerinizde deneyerek bir kış bir de yaz parfümünü kendinizin bulması gereken bir süreç sizi bekliyor, hala daha denemelerim sürse de aşağı yukarı parfümlerim belli.
Uzun lafın kısası, burada markaları saymakla değil, üzerinizde deneyerek bir kış bir de yaz parfümünü kendinizin bulması gereken bir süreç sizi bekliyor, hala daha denemelerim sürse de aşağı yukarı parfümlerim belli.
yanağımda, dudağımın kenarında görmekten hoşlanmadığım ancak bir kahve fincanında ya da bir sigara izmaritinde görünce görsel bir hazza ulaştıran şey. Kırmızı olması bende asiliği ve zorluğu uyandırıyor ki ikisini de severim.
Küçükken oynadığımda, no russian sözünü canlı rus koma yiğidim tarzında anlamıştım, sonradan öğrendim ki, amerikan saldırısı gibi göstermek için, amerika silahları kullanarak, kendi halkını katleden, soğuk kanlı rusları oynuyormuşuz ve no russian sözü, rusça konuşmak yok anlamındaymış. Size karşı hiçbir şansları olmayan insanları vura vura gitmek, canını kurtarmak adına, sağa sola kendini atanları kaçırmadan indirmek gibi bir takıntım vardı ve çok büyük haz veriyordu. Oysa görev gereği rastgele tarayıp, birkaç eleman öldürmek bile yüce amaca hizmet etmek için yeterliyken, kendini görece kurtarmış insanları dahi kovalayıp, ecelleri olmak, kötülüğün en rafine haliydi ve bundan hoşlanmıştım.
iki haftadır falan kafamda dönen bir sorunun çözümünü gördüm. Hızlıca iş görsün diye yazdığım kodda, veriler tutulmadığı için her seferinden tekrar ayarlıyor, her ayarlarken de, bunu düzelteyim uğraştırıyor diye düşünüyor ancak harekete geçmiyordum. İster istemez içime dert olmuş olacak ki, rüyamda baya baya yazdım kodu, şu an gideceğim yol haritası baya belli ancak gidip yine koda dökmedim orası ayrı tabi.
Fake it till you make it düsturunun en ateşli savunucularındandır. Yıllarca ulaşmak istediği hedefe, hali hazırda ulaşmış sanrısıyla yaşamayı başardı.
Uzun bir süre entel feridun diye benle yakın çevrem tarafından dalga geçilmesine neden olan arkadaşların youtube kanalıdır.
Gazinolar, pavyonlar. Aslında hiç gitmeden de iğrenç yerler olduğuna emindim ancak yakın çevreden buranın manyağı birkaç arkadaş var, beni bilmemek, denemeden yargılamakla falan suçladılar, onların da zoruyla gidip hali hazırda bildiğim şeyi teyit etmek istedim. Şimdi burada da gazino seven birisi olabilir, sen kötüsüne gitmişsin diyebilir tabi ama şöyle söyleyeyim, oraya giden adamın hiçbir şekilde bir kadınla iletişime giremeyecek durumda olması ve tek çare olarak buraya gelmesi falan lazım ki, öyle olsam dahi şerefimle yalnız kalırım daha iyi. Bangır bangır müzikten sohbet etme imkanı zaten yok, bir de yanına kadın oturtma diye bir gelenek var ki aşırı tuhaf. Hayal alemi gibi bir yerdi. ilk ve son adımım oldu daha da gitmem asla.
Şimdilerde olsa, taciz sayılabilecek kadar sinir bozan özellik.
ilkokul 7. sınıfa gidiyordum galiba, böyle dinlediğin müziği falan paylaşır, msnde çevrimiçi olanlara bakardık. Hiç unutmam yanlışlıkla sınıfımdaki kızın birine titreşim atmıştım öyle utanmıştım ki anlatamam. Sonra kaşarlandık, ünide wp'den profil fotoğrafına bakarken görüntülü aradığım kıza, "noldu" diye sorduğunda, hiç fotoğrafına bakıyordum aramışım yanlışlıkla demiştim. O da fotoğrafının büyük haline atıp, burdan bak daha iyi görürsün demişti sohbet açılmıştı.
ilkokul 7. sınıfa gidiyordum galiba, böyle dinlediğin müziği falan paylaşır, msnde çevrimiçi olanlara bakardık. Hiç unutmam yanlışlıkla sınıfımdaki kızın birine titreşim atmıştım öyle utanmıştım ki anlatamam. Sonra kaşarlandık, ünide wp'den profil fotoğrafına bakarken görüntülü aradığım kıza, "noldu" diye sorduğunda, hiç fotoğrafına bakıyordum aramışım yanlışlıkla demiştim. O da fotoğrafının büyük haline atıp, burdan bak daha iyi görürsün demişti sohbet açılmıştı.
Gayet haklı bir sanrıdır, yanlış olduğunu düşünen varsa herhangi bir kadının sosyal medya hesabına girsin biraz gezsin, hak vermeye başlar.
Ağzımdan güzelim çıkmıştı, başkası dese keko der midem bulanır da sen dediğinde aşırı hoşuma gitti demişti. Buradan çıkan ders, sevince karşıdakinin ne dediğinin pek önemi olmuyor galiba.
genelde yavrum, güzelim, kuşum, tavşanım gibi söylemlerdir.
genelde yavrum, güzelim, kuşum, tavşanım gibi söylemlerdir.
En acı tarafı da, mantıksal olarak son kez oynadığınız bir oyun oldu ancak kimse o oyunun son olduğundan haberi yoktu. Son çevrimiçi tarihi 3 sene önce...
Aktüel dertlerle gram ilgilenmiyorum hatta aşırı boğuyor. Yok iş yerinde biri şöyle yapmış da böyle olmuş tarzı dertlerden ziyade, daha derinde, insana has, varoluşsal diye tabir edebileceğim tarzda serzenişler olunca çenem açılıyor, onda da dinlemekten ziyade sazı elime alıyorum yine olmuyor. Kısaca dertliyseniz, kendi başınıza çözebilecek bir yol bulun, kimseden hayır yok.
seninle daha önce karşılaşmalıydık alaskan :) kaçırdık şansımızı :) gerçi gördüklerimden farklı tepki vermezdin muhtemelen :)
belki de şu an daha iyidir, çünkü eski benle sen, beraber hayatı sonlandırmaya bile gidebilirdi, şu an biraz daha dengelerim ben gibi duruyor, tabi içimdeki karanlığı açığa çıkartmazsan sen. Ayrıca ne gördün anlamadım orayı tam
genelde genel geçer şeyler söylerler de insanlar :) bunu gördüm. pek anlayabilen yok.
çıkarabilirim belli olmaz. karamsarsam tam karamsar oluyorum çünkü. pek bir şey işlemiyor bana. hee intihara gider miydik bilemedim çünkü başkası intihar etmesin diye uğraşırdım ama etse de hak verirdim. tabi bu kızmayacağım anlamın gelmiyor.
çıkarabilirim belli olmaz. karamsarsam tam karamsar oluyorum çünkü. pek bir şey işlemiyor bana. hee intihara gider miydik bilemedim çünkü başkası intihar etmesin diye uğraşırdım ama etse de hak verirdim. tabi bu kızmayacağım anlamın gelmiyor.
ha ben de genel geçer konuşuyorum yani :) benim tek bir tahminim var, birbirimize ya çok iyi gelirdik, ya da aşırı dibe giderdik ama kesinlikle ortası olmazdı
valla bilemem bir gün konuşursak görürüz :)
olabilir valla... benim zaten ortam olmadığı için pek sıkıntı olmuyor :)
olabilir valla... benim zaten ortam olmadığı için pek sıkıntı olmuyor :)
altın orta çok kadim bir öğreti, ordan şaşmamak lazım pek
ortada yaşayabilen biri değilim pek. düşünce manasında biraz olabilir de yaşamda asla.
korkutucu bir çekicilik ahahahaa
karanlık da :)
comfy-ui'da pek çok geliştiricinin yazdığı kodları, silsile bir şekilde çalıştırdığımız için, en ufak bir güncellemede pek çok sorun çıkabiliyor. En son bu sorunun çözümünü hintli bir arkadaştan bulmuştum uzun aramalarım sonucunda. Şu devride insana sadece kendi kendine öğrenebilme ve interneti efektif kullanabilme yeteneği versinler, o kişi yürür gider gerçekten öyle bir bilgi deryası var. Tabi ingilizceniz yoksa yüzde seksen düşüyor bu derya ama olsun.
Girdiği entrylere ne olduğunu merak ettiğim sözlük yazarı. Kısa bir zaman dahi olsa, yokluğunu farkettiğim birkaç yazardan birisidir. üslubu görebildiğim kadarıyla sert-dobra ve katılıp katılmamaktan bağımsız olarak da okumaktan zevk aldığım yazar. Umarım bırakmamıştır.
Çok teşekkür ediyorum, bırakmadım.
Duyduğuma sevindim.
Böyle bir şey gerçekten var, şimdiye kadar başıma çok nadir gelmiştir ama bu an yaşanırken, karşı tarafın da aşırı istekli olduğunu anında kavrayabiliyorsunuz. Bu istek hali, azgın bir cinsellik değil, daha çok böyle yamacına sokulmak, tenini koklamak, ne bileyim onun hakkında daha çok şey öğrenmek ama bunu yaparken olabildiğince yanında olma isteği falan oluyor. En azından benim yaşadıklarım böyleydi ve istisnasız, hiç tek taraflı olmadı, galiba büyüsü burada, karşı tarafın seni arzulamasını anlayıp oradan başlayan bir kıvılcım galiba bu.
Teknik olarak herkesin öyle ya da böyle bir doğum günü olacağından dolayı, tüm yazarların içinde olduğu kümedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?