“Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen seni dizlerinin üstüne çökertir, sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra, ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey! Şimdi, eğer ne hak ettiğini biliyorsan, gidip hak ettiğin şeyi al. Ama o darbeleri almaya hazır olmalısın. Ve birilerini suçlayıp istediğim yere gelemedim, sebebi oydu ya da buydu ya da herhangi biriydi diyemezsin. Bunu korkaklar yapar ve bu sen değilsin. Sen bundan iyisin… Kendine inanmaya başlayana kadar, kendine ait bir hayatın olmayacak.”
Yurt dışında sırf türk diye güvendiğim bir kız beni dolandırdı. Şuan ki zamana göre o “kazandığını” düşünüyor ama intikamımı alacağım. Bu tür insanlar böyle olaylardan sonra karşı taraf bir şey yapmayınca özgüven kazanıyor. Size söz sözlük ahalisi bana 1 vurduysa ona 5 vuracağım.
Eğer bir şeyi yapabiliyorsan yap. Yaptıktan sonraki pişmanlık, yapmadığın için duyduğun pişmanlıktan her zaman daha iyidir. (Yaptıklarımdan pişman değilim ha, aklım hala yapmadıklarımda)
Neden olmayayım diyerek giriş yaptığım sözlük platformu. Biraz kafa dağıtmak amacıyla geldim, uzun kalmak gibi bir derdim yok. Ufak da olsa “belki hayatımın aşkı burdadır” diye düşünmeden geçemiyorum tabi.
Bakir erkek kişisi gayet doğal bir şekilde bakire birini isteyebilir. Ama “karıya” gidip siftah açan sonra da her önüne gelenle yatmış birisi bakire kadın isteyemez. Aynı şey tam tersi için geçerli. Kimse “o zamanlar gençtim” gibi bir savunma yapmasın. Herkes bir zaman gençti.
Tam böyle günlük sayılmaz ama arada sırada içimden gelen şeyleri yazdığım bir defterim var. 4 yıldır yanımda taşıyorum. Şehirler, ülkeler değiştirdim ve hep benimleydi. Bence bunu her insanın yapması lazım. Ya da en azından ben yapıyorum. Bu iyi hissettiriyor.
(Moderatörler başlığı düzeltir misiniz? Çok pardon)
Mavi Işıklar grubuna ati olan inanılmaz parça.
Yeni keşfetmiş olmak canımı biraz sıkıyor. Ama ölümsüz parçaların arasına girdi bile.
Pembe küçük dudağın söyledi şarkımızı Pembe küçük dudağın söyledi şarkımızı İndi bahar Ankaranın sisli yamaçlarına İçli sesin ah ne kadar açtı gönül yasımı Her gören ağladı, kalbini bağladı dalgalı saçlarına Her gören ağladı, kalbini bağladı dalgalı saçlarına Söyledim aşkımızı Ankara rüzgarına Olmadı kaldı benim her hevesim yarına Her gören ağladı, kalbini bağladı dalgalı saçlarına Her gören ağladı, kalbini bağladı dalgalı saçlarına Önce biraz gülecek, kalbe ümit saçacak Önce biraz gülecek, kalbe ümit saçacak Söz verecek, gelmeyecek, hep seni aldatacak Sev diyecek, sevmeyecek, belki de ağlatacak Boş yere ağlama, kalbini bağlama ankara kızlarına Boş yere ağlama, kalbini bağlama ankara kızlarına Söyledim aşkımızı Ankara rüzgarına Olmadı kaldı benim her hevesim yarına Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara kızlarına Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara kızlarına Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara kızlarına Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara kızlarına
Bu site üzerinden başvuru yapabilirsiniz. https://dvprogram.state.gov/ Başvuru yapmak için pasaporta ihtayacınız yok. Fotoğrafınızı yeni çekmekte fayda var. 600*600 olmalı. Onun dışında herkese bol şans dilerim. Başka sorular için yazabilirsiniz.
İroni mi bu anlamadım ama. Green card bambaşka bir olay. Eğer her şey olumlu olurda 5 yıl oturma ve çalışma izni kazanıyorsunuz amerikada. Sonra vatandaşlık başvurusu yapabiliyorsunuz.
“İzmir'de bir kişi, kız arkadaşına laf atan magandalara karşı gelince saldırıya uğradı.
Uzaklardan gelen bir kişi, tek başına gence yardım edip 3 kişiyi etkisiz hale getirdi.”
Yardıma gelen kişiye helal olsun tek tekmeyle bir tanesinin dünyasını kaydırdı zaten. Saldırıya uğrayan arkadaşın kafasında kask olduğu için çok darbe almamış. Ama kafanda o kask varsa kafanı kullanmayı bilmen gerek. Masada oturan ve izleyen “delikanlı” arkadaşlarında umarım aynı şey başlarına gelmez diyorum. Herkes bu yorum için “bu ülkede birine yardım ederseniz hapse girersiniz” gibi şeyler yazmışlar. Hapse falan girmezsiniz, illa öldürmeniz gerekmiyor. Yardım eden adam hapse girdi mi? Yok. İki tane çaktı suratlarına yapması gerekeni yaptı ve gitti. Yardım ve insan öldürmek arasında ki farklı anlamanız gerek.
Misafirler için asla kullanılmayan, temiz ve yeni eşyalarla donatılan bir oda. Ülkenin geri kalmışlığının özeti. Kendilerine o değeri vermezler ama gelmeyecek bir misafir için aylarca bir oda bekletirler. Çocuklarını asla o odaya sokmazlar bile. Böyle salak huylarımız var ülke olarak
Selçuk Aydemir / mahalleden arkadaşlar. Bu kitap okuduğum ilk kitaptır. Ondan sonra kitap okuma alışkanlığı kazandım. Kitap adından da anlaşılacağı üzere mahallede geçiyor. Yazar kendi hayat hikayesini anlatıyor. Aşırı komik bir kitap ve okunması kolay. İlk defa kitap okuyan insanlara böylesi kitaplar daha uygun olur. Bu kitaptan sonra yazarın iki kitabı daha var seri haline getirdiği. Onları da okuyabilirsiniz.
Eğer bir insanı kazanmak için bir şey yapmıyorsanız, onu elde edersiniz. Bu da karşı tarafın basit biri olduğunu gösterir. Günümüzde abaza erkek sayısının çok fazla olmasından mütevellit kadınlarımız kendini paha biçilmez kumaş sanıyor. Ama size yazan erkek aynı zaman 10 kişiye daha aynı şeyleyi söylüyor. Çünkü o basit biri. Onu kolay elde edebilirsiniz. Eğer bir gün kaliteli bir insan ile karşılarsanız o işlerin o kadar kolay olmadığını anlayacaksınız. Kendine ait kuralları olan, bir amacı, sınırları olan biri sizin o “elde ettiğiniz” hiçbiri erkeğe benzemeyecek. Sadece basit erkekleri hiçbir şey yapmadan elde edersiniz.
Az önce bitirdiğim Khaled Hosseını romanı. Kitap baya baya duygulsaldı benim için. Sonlara yaklaştıkça gözüm doldu, sona geldiğimde ise birkaç damla yaş kendini aşağı bıraktı.