Utanmalıyız bence nasıl bir simülasyondayız diye kaybolan ve öldürülen bir çocuk. İnsanlık zaten ölmüştü bugün bir kez daha kanıtlandı.
Burada yazan kadın yazarlarımızın bana kalırsa popi olma gibi bir derdi yok malum sözlükte olduğu gibi.
Gerçek polisi tam anlamıyla anlatır. Arka sokaklar gibi güzellemede yapmaz. Dertleri bizim dertlerimizdir. Bildiğin bizim gibi konuşur karakterler.
Yapamam ben kafam kaldırmaz o kadar gıybet o kadar dedikodu o kadar çekiştirilen kocalar allahım esirgesin.
Milla Jovovich gibi bir güzelliği ayrıca Bruce Willis ve gary oldman gibi efsaneleri barındıran distopik bir dünyada geçen ve bir taksi şöförünü merkeze koyan bir efsane film.
Yönetmenliğini ve senaryosunu Luc Besson üstad yapmıştır.
Milla Jovovich'i ilk izlediğim ve aşık olduğum filmdir.
Yönetmenliğini ve senaryosunu Luc Besson üstad yapmıştır.
Milla Jovovich'i ilk izlediğim ve aşık olduğum filmdir.
Ana Lily Amirpour imzalı yeni iran sinemasından çok güzel bir korku/suç film örneği. Filmin başrollerinde ise Sheila Vand, Arash Marandi ve Marshall Manesh yer almaktadır. Filmin karanlık havası sizi içine çekebilir.
Kısaca Komusuna gelirsek :
Kötü bir kasaba kimler kimler yok ki fahişeler, uyuşturucu satıcıları, kadın tüccarları, katiller, pedofililer .....vs
Fakat gece çöktüğünde bu kasabada bu şuçluları avlayan bir kadın vampir ortaya çıkar.
Arash ise şu hayatta hiç birşeyi kalmamış yitik bir adamdır . En sn uyuşturucu borçlarını ödemek için sattığı arabasını geri almak için sattığı adamın evine giden arash ile vampir kız arasında bir bağ oluşacaktır.
Kısaca Komusuna gelirsek :
Kötü bir kasaba kimler kimler yok ki fahişeler, uyuşturucu satıcıları, kadın tüccarları, katiller, pedofililer .....vs
Fakat gece çöktüğünde bu kasabada bu şuçluları avlayan bir kadın vampir ortaya çıkar.
Arash ise şu hayatta hiç birşeyi kalmamış yitik bir adamdır . En sn uyuşturucu borçlarını ödemek için sattığı arabasını geri almak için sattığı adamın evine giden arash ile vampir kız arasında bir bağ oluşacaktır.
David F. Sandberg'in daha öncesinde 2012 aralıkta yapmış olduğu kısa filmin uzun metraj olarak sinemaya aktarılması ile ortaya çıkan az bilinen güzel bir korku filmi.
Filmin konusuna gelecek olursak:
Ailesine Musallat olmuş bir doğaüstü varllıkla uğraşan rebecca'nın hikayesini anlatır. Rebecca küçük kardeşini kurtarabilmek için bu gizemli VARLIĞI YOK ETMELİDİR AMA DURUM SANDIĞI KADAR KOLAY DEĞİLDİR. kORKU FİLMLERİNDE TERS KÖŞELERİ SEVENLER İÇİN KOLAY BİR FİLM.
fİLMDE Point Break'in Samsara'sı OLARAK BİLİNEN Teresa Palmer BAŞROLDE YERALIYOR.
Filmin konusuna gelecek olursak:
Ailesine Musallat olmuş bir doğaüstü varllıkla uğraşan rebecca'nın hikayesini anlatır. Rebecca küçük kardeşini kurtarabilmek için bu gizemli VARLIĞI YOK ETMELİDİR AMA DURUM SANDIĞI KADAR KOLAY DEĞİLDİR. kORKU FİLMLERİNDE TERS KÖŞELERİ SEVENLER İÇİN KOLAY BİR FİLM.
fİLMDE Point Break'in Samsara'sı OLARAK BİLİNEN Teresa Palmer BAŞROLDE YERALIYOR.
Gerçekten hiç bir işe yaramayan kurum. O kadar dolandırıcı alışveriş sitesi buldum yazdım hiç ilgilenilmedi bile.
İslamcılığı bile totosundan anlayan, işine geleni söyleyen kendisine tarihçi dedirten eğitimi belirsiz bir deli.
Kafayi yemiş tarihle alakası olmadığı halde kendisine tarihçi diyen. Keşke yunan kazansaydı diyebilecek kadar şuur yoksunu zebanilere kolaylıklar dilediğim fesli deli.
En sevdiğim aktivitelerdendir hele ki salak gençlerin kesilip bçildiği teen slaher serileri olsun. Bol Bol jump scare sahnelerle dolu filmler olsun. jason ,freedy, art the clown gibi kült karakterler olsun pek bi severim.
2015 yapımılı kunduzlar ile ilglili bir teen slasher korku komedi filmi. Konu yine aynı bir yere eğlenmeye giden 6 salak ergen irisi, onların başına gelenler. Kısaca anlatacak olursak : Bir grup arkadaş hafta sonu eğlenmek için göle yüzmeye gider Ancak bu kısa tatili mahvedecek olay gölün kunduzlarla dolu olmasıdır ve bunu fark ettiklerinde bu eğlence cehenneme dönüşür.
Ve yine en sevişgen başta gidiyor ağır spolier oldu ama....
Filmi Jordan Rubin yönetirken baş rollerde Rachel Melvin,Hutch Dano,Cortney Palm,Lexi Atkins
Ve yine en sevişgen başta gidiyor ağır spolier oldu ama....
Filmi Jordan Rubin yönetirken baş rollerde Rachel Melvin,Hutch Dano,Cortney Palm,Lexi Atkins
Yönetmenliğini ve senaristliğini Jennifer Kent'in üstlendiği başrollerinde Essie Davis ve etkileyici performansıyla adından söz ettiren çocuk oyuncu Noah Wiseman'ın yer aldığı korku türünde az bilinen enfes bir film:
Filmin konusuna gelecek olursak:
Kocasını kaybettikten sonra oğlu Samuel'ı yalnız büyüten Amelia bir gün oğlunun kitaplarının arasında mister babadook (türkçesi karabasan) kitabını bulur ve bu kitabı samuel'e okur. Fakat Samuel rüyasında Badabook canavarını gördüğünü söyler. Bu günden itibaren esrarengiz şeyler yaşanmaya başlar. Amelia kştabı her yok etmeye çalışmasında kitap yeniden belirmeye başlar ve samuel'in kabusları daha da şiddetlenmeye. Amelia ve Samuel bu olaylardan sonra psikolojik olarak iyice dibe sürüklenmeye başlayacaktır.
Filmin konusuna gelecek olursak:
Kocasını kaybettikten sonra oğlu Samuel'ı yalnız büyüten Amelia bir gün oğlunun kitaplarının arasında mister babadook (türkçesi karabasan) kitabını bulur ve bu kitabı samuel'e okur. Fakat Samuel rüyasında Badabook canavarını gördüğünü söyler. Bu günden itibaren esrarengiz şeyler yaşanmaya başlar. Amelia kştabı her yok etmeye çalışmasında kitap yeniden belirmeye başlar ve samuel'in kabusları daha da şiddetlenmeye. Amelia ve Samuel bu olaylardan sonra psikolojik olarak iyice dibe sürüklenmeye başlayacaktır.
Sınırsızdır. Herşeyi yapabilirsin ama gerçek hayatta bir çoğu olmaz.
Sosyolojik analiz kasmalık değişik bir program bu programda olan olayları görünce hani marjinal bizdik diyesim geliyor şu bütün köyle tren yapan derya olayı sapık sinan olayı teyzesinin kanser parasını alıp ameliyat olan adam olayı.....
1964 yapımı bir metin erksan filmi başrollerde tamer yiğit, ekrem bora ve belgin doruk oynar.
suçlular aramızda filminin konusuna gelecek olursak;
istanbul'un zengin bir ailesinin konağında oldukça kıymetli olduğu söylenen bir kolye çalınır. hırsızın evin içinden bir kişi olduğu düşünülmektedir. ancak şüphelerde sınıf farkları hemen göze çarpar. işin ilginci kolye sahtedir. bu öğrenildikten sonra olan sınıf farklılıklarının çatışması diyebiliriz.
hırsızların kolyenin sahte oldukları anda aileyi tehdit etmesi ayrı bir ironi ve aile şerefine leke gelmemesi için oluşan cinayet örgüsü filme ayrı bir hava katmaktadır.
hele final sahnesinde güce tapanların kural tanımazlığının, gücü kaybettiklerinde ellerinde yaşamaya değer bir şey kalmayıp canlarının bile değersizleşmesini anlatır.
filmde olan bir çılgın siyahi abimiz var ki... alakasız dansları ile renk katar.
rahmetli ekrem bora'nın bu filmde olan oyunculuğu efsaneden de ötedir. tamer yiğit acemiliği belli olsa da sırıtmaz. belgin doruk ise pek bir güzeldir bu filmde.
izmir uluslararası fuarı 1. film şenliğinde en iyi yönetmen ödülü almıştır.
milano film festivali(1965) en iyi sosyal konulu yabancı film ödüllerini almıştır.
suçlular aramızda filminin konusuna gelecek olursak;
istanbul'un zengin bir ailesinin konağında oldukça kıymetli olduğu söylenen bir kolye çalınır. hırsızın evin içinden bir kişi olduğu düşünülmektedir. ancak şüphelerde sınıf farkları hemen göze çarpar. işin ilginci kolye sahtedir. bu öğrenildikten sonra olan sınıf farklılıklarının çatışması diyebiliriz.
hırsızların kolyenin sahte oldukları anda aileyi tehdit etmesi ayrı bir ironi ve aile şerefine leke gelmemesi için oluşan cinayet örgüsü filme ayrı bir hava katmaktadır.
hele final sahnesinde güce tapanların kural tanımazlığının, gücü kaybettiklerinde ellerinde yaşamaya değer bir şey kalmayıp canlarının bile değersizleşmesini anlatır.
filmde olan bir çılgın siyahi abimiz var ki... alakasız dansları ile renk katar.
rahmetli ekrem bora'nın bu filmde olan oyunculuğu efsaneden de ötedir. tamer yiğit acemiliği belli olsa da sırıtmaz. belgin doruk ise pek bir güzeldir bu filmde.
izmir uluslararası fuarı 1. film şenliğinde en iyi yönetmen ödülü almıştır.
milano film festivali(1965) en iyi sosyal konulu yabancı film ödüllerini almıştır.
1968 yapımı ülkü erakalın'ın yönettiği başrollerinde türkan şoray ve engin çağlar'ın oynadığı aşırı matrak bir türk filmidir. filmde kimler yoktur ki çarliston sabahat karakteri ile güzin özipek döktürür resmen. hala sami hazinses'in oynadığı avukat karakterine ne demeli filmin konusuna gelecek olursak ;
kendisine kalan mirası alabilmesi için biriyle evlenmek zorunda olan çapkın uçarı murat avukatının bulduğu idam mahkumu olan çengi naciye evlenmeye karar verir. idam mahkumu olan naciye muratı görür görmez bu evliliğe razı olur. hapishanede nikah kıyarlar. ancak idam günü naciye'nin masum olduğu ispatlanır ve beraat eder ve mahalleye döner sonra mahalleliyi alıp cümbür cemaat kocasının evine baskına giderler. sonrasında murat sevmeden evlendiği naciye'den kurtulmanın yollarını arar. ona kötü davranıp onu evden kovar. arkadaşlarının yardımı ile naciye başka bir kimlikle muratı kendisine aşık edecek ve intikamını alacaktır.
filmde efsane replikler vardır mesela naciye muratı ilk gördüğünde ettiği laf: artist kartpostalı gibi çocuksun seni rüyasında gören kadının abdesti bozulur be.
murat naciye geldiğinde kendisini odaya kilitler naciye kapıda bağırırken hizmetçiyi oynayan suna pekuysal'a kendisi gibi bağırmasını söyler bu sahnede bir efsanedir.
kendisine kalan mirası alabilmesi için biriyle evlenmek zorunda olan çapkın uçarı murat avukatının bulduğu idam mahkumu olan çengi naciye evlenmeye karar verir. idam mahkumu olan naciye muratı görür görmez bu evliliğe razı olur. hapishanede nikah kıyarlar. ancak idam günü naciye'nin masum olduğu ispatlanır ve beraat eder ve mahalleye döner sonra mahalleliyi alıp cümbür cemaat kocasının evine baskına giderler. sonrasında murat sevmeden evlendiği naciye'den kurtulmanın yollarını arar. ona kötü davranıp onu evden kovar. arkadaşlarının yardımı ile naciye başka bir kimlikle muratı kendisine aşık edecek ve intikamını alacaktır.
filmde efsane replikler vardır mesela naciye muratı ilk gördüğünde ettiği laf: artist kartpostalı gibi çocuksun seni rüyasında gören kadının abdesti bozulur be.
murat naciye geldiğinde kendisini odaya kilitler naciye kapıda bağırırken hizmetçiyi oynayan suna pekuysal'a kendisi gibi bağırmasını söyler bu sahnede bir efsanedir.
thomas more'un hayatının son döneminden bir kesiti izleyicinin gözüne gerçekçilik algısı ile sokan fred zinnemann'ın yönettiği daha önce tiyatroda'da more'a hayat veren paul scofield'in baş rolünü oynadığı 1966 yapımı 6 dalda oscar ödülü sahibi mükemmel bir filmdir.
kısaca konuya gelirsek:
hiç sevmediği ölen kardeşi arthur'un eşi ve ispanya kralının kızı aragon'lu catherine'den erkek çocuk sahibi olamayan ingiltere kralı 8.henry, uğruna ülkesini vatikan'dan ayırdığı ve yeni bir din ve kilise icat ettiği genç güzel anne boleyn ile evlenip tahtına veliaht bırakmak ister. henry'nin en yakın arkadaşı ve akıl hocası , devlet görevlisi ve önemli düşünür thomas more ise koyu bir katolik inancına sahip olduğu için bu evliliğe şiddetle karşı çıkar. katolik klisesinden ayrılmanın esas nedeni 8. henry'nin catherine'den boşanması ve anne boleyn ile olan evliliği gibi dursa da gerçek sebebinin thomas more'un da karşı savaş verdiği ingiliz kralının kilisenin en yetkili kişisi olmasıydı. bu hareketle 8.henry tartışmasız bir otoriteye ve güce sahip olup kendisine karşı gelebilecek bir kişi ve kurum kalmayacaktı. kral kazanır filmin sonunda olan ise thomas more'un canına olur.
filmde more'un 8.henry'nin en sevdiği kişiden baş düşmanlığına gidişini ilmek ilmek izliyoruz.
more aslında kendi inandığı doğrulara ters düşen her şeye karşı çıkar ama bahsedilen doğrular hukuk değil daha çok dini doğrularıdır.
kısaca konuya gelirsek:
hiç sevmediği ölen kardeşi arthur'un eşi ve ispanya kralının kızı aragon'lu catherine'den erkek çocuk sahibi olamayan ingiltere kralı 8.henry, uğruna ülkesini vatikan'dan ayırdığı ve yeni bir din ve kilise icat ettiği genç güzel anne boleyn ile evlenip tahtına veliaht bırakmak ister. henry'nin en yakın arkadaşı ve akıl hocası , devlet görevlisi ve önemli düşünür thomas more ise koyu bir katolik inancına sahip olduğu için bu evliliğe şiddetle karşı çıkar. katolik klisesinden ayrılmanın esas nedeni 8. henry'nin catherine'den boşanması ve anne boleyn ile olan evliliği gibi dursa da gerçek sebebinin thomas more'un da karşı savaş verdiği ingiliz kralının kilisenin en yetkili kişisi olmasıydı. bu hareketle 8.henry tartışmasız bir otoriteye ve güce sahip olup kendisine karşı gelebilecek bir kişi ve kurum kalmayacaktı. kral kazanır filmin sonunda olan ise thomas more'un canına olur.
filmde more'un 8.henry'nin en sevdiği kişiden baş düşmanlığına gidişini ilmek ilmek izliyoruz.
more aslında kendi inandığı doğrulara ters düşen her şeye karşı çıkar ama bahsedilen doğrular hukuk değil daha çok dini doğrularıdır.
neil simon üstadın muhtşem kaleminden çıkan broadway klasiğinin yine kendisinin beyaz perdeye uyarlaması ve gene saks'ın yönetimi ile ortaya çıkan 1967 tarihli sevimli bir romantik komedi fimidir. başrollerde robert redford, jane fonda yer alır.
filmin konusuna gelecek olursak:
yeni evlenen koyu cumhuriyetçi geleneklerine sonuna kadar bağlı bir genç avukatla (robert redford), kafadan hafif kırık, azgın, aşırı özgür ve asi ruhlu eşinin (jane fonda) balayı ve ilk evlilik günlerini mizahi bir dil ile ele alıyor. redford rolünden kaynaklı silik bir performans ortaya koyuyor karakterinin gerektirdiği gibi . jane fonda ise adeta filmi alıp götürüyor ve izlerken çatlaklığını sonuna dek hissetiriyor. çatlak komşu victor velasco (charles boyer) ise şahsi fikrimce filmin en mükemmel detayı her sahnesinde bunu sonuna kadar hissetiriyor. filmin başlarındaki merdiven meselesi ve otel odasında geçen sahnelerde ise sesli kahkaha atabilirsiniz. film çok hızlı başlayıp sonlara doğru düşse bile izlenilmeyi sonuna kadar hak eden bir film. romantik komedi sevenlerin kaçırmaması gereken bir film.
filmin konusuna gelecek olursak:
yeni evlenen koyu cumhuriyetçi geleneklerine sonuna kadar bağlı bir genç avukatla (robert redford), kafadan hafif kırık, azgın, aşırı özgür ve asi ruhlu eşinin (jane fonda) balayı ve ilk evlilik günlerini mizahi bir dil ile ele alıyor. redford rolünden kaynaklı silik bir performans ortaya koyuyor karakterinin gerektirdiği gibi . jane fonda ise adeta filmi alıp götürüyor ve izlerken çatlaklığını sonuna dek hissetiriyor. çatlak komşu victor velasco (charles boyer) ise şahsi fikrimce filmin en mükemmel detayı her sahnesinde bunu sonuna kadar hissetiriyor. filmin başlarındaki merdiven meselesi ve otel odasında geçen sahnelerde ise sesli kahkaha atabilirsiniz. film çok hızlı başlayıp sonlara doğru düşse bile izlenilmeyi sonuna kadar hak eden bir film. romantik komedi sevenlerin kaçırmaması gereken bir film.
1963 yılına ait eğlenceli bir macera komedi filmi . filmin yönetmeni 4 oscar sahibi john ford. başrollerde ise john wayne,lee marvin ve elizabeth allen yer almaktadır.
filmin konusuna gelecek olursak:
eski donanma subayları şimdinin ise emeklileri olan (john wayne ve lee marvin) cennet gibi bir adada donovan'ın yeri isimli bir yerde rahat ve huzurlu bir şekilde günlerini geçirmektedir ta ki bostonlu güzeller güzeli bir kadının (elizabeth allen) adaya gelmesine kadar. kadının niyeti kendisine büyük bir miras bırakan ve kendisini şirketin yönetim kurulu başkanı yapan fakat hiç bilmediği babasını bulmaktır. babası ise adanın en zengini ve en çok düşman sahibi ve kızlarına göz kulak olma görevi vermiştir. film sonu ise elbette aşka bağlanır. john wayne ve elizabeth allen'in tekne yolculuğu sahneleri ise ayrı komiktir hele yüzme yarışları....
klasik komedi mecara örneği olan bu filmde john wayne'den daha çok lee marvin oyunculuğu ile dikkat çekmektedir. ayrıca elizabeth allen ise çok güzel bir kadındır neden daha çok yapımda yer almadı diye sorgulatır insana.
filmin konusuna gelecek olursak:
eski donanma subayları şimdinin ise emeklileri olan (john wayne ve lee marvin) cennet gibi bir adada donovan'ın yeri isimli bir yerde rahat ve huzurlu bir şekilde günlerini geçirmektedir ta ki bostonlu güzeller güzeli bir kadının (elizabeth allen) adaya gelmesine kadar. kadının niyeti kendisine büyük bir miras bırakan ve kendisini şirketin yönetim kurulu başkanı yapan fakat hiç bilmediği babasını bulmaktır. babası ise adanın en zengini ve en çok düşman sahibi ve kızlarına göz kulak olma görevi vermiştir. film sonu ise elbette aşka bağlanır. john wayne ve elizabeth allen'in tekne yolculuğu sahneleri ise ayrı komiktir hele yüzme yarışları....
klasik komedi mecara örneği olan bu filmde john wayne'den daha çok lee marvin oyunculuğu ile dikkat çekmektedir. ayrıca elizabeth allen ise çok güzel bir kadındır neden daha çok yapımda yer almadı diye sorgulatır insana.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?