edwird 2

En sevdiğim türk dizilerindendir. En büyük kusurlarından birisi erken bitirilmesi olabilir. Gök sultan'ın en yalnız kaldığı dönemleri göstermemek için diziyi yarım bıraktılar denebilir. Oysa benim en merakla beklediğim kısımlar o en kasvetli kısımlar idi. Bence tekrardan çekime başlanması ve o en kritik dönemlerin uzun uzun ele alınması gerekiyor.

(bkz: Seküler ahlak)

Hüseyin nihal atsız'ın en sevdiğim eseri. Defalarca okunması gereken bir başyapıttır.

''İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir.''

Yaz mevsiminin en güzel olaylarından biri bu olsa gerek.

Modern dönemin en büyük yanılgılarından biridir. Dinin insan hayatından sökülüp atılmasıyla birlikte günah işleyen insanların aydın, günahtan uzak duran insanlarınsa yobaz olduğu zihinlere kazılmıştır. Günümüz çağı göstermiştir ki manevi değerleri olmayan insan mutsuz, depresif, kof, yozlaşmış, dejenere, iğfal edilmiş bir insandır. Dostoyevski boşuna "tanrı yoksa her şey mübahtır." demiyordu. insanın temelleri, değerleri, gelenekleri, dini bir anlayışı olması lazım ki ayağı yere sağlam basabilsin.

Karanlık tehlike bağnazlık - adnan oktar

en detaylı işlenen oyun karakteri olabilir. rdr 2 oynayıp bitirmeden bu karakteri anlamak imkansızdır.

kendimi gördüğüm rdr karakteri. sebebiyse idealist birisi olması lakin hiçbir zaman reel hayatla buluşamaması, tatmin olamaması. onun yumuşak karnı da buydu işte.

rdr 3 çıkacaksa ana karakter olmalı, çok derin bir karakter alt yapısı var zira.

Harry potter evrenindeydim. Snape ve dumbledore ile öğrencilerin üstüne çökmeye çalışan büyülü çatıyı engelledik. Kötücül bir büyücü vardı ve öğrencileri kaçırıp öldürüyordu ana tema bu idi ama düşman voldemort değildi daha gizemli bir büyücüydü.

Bir de bol bol göl, yolculuk, dağınık yerler gördüm. otobüslerle tatil kentlerine gidiyorduk.

98 model bilgisayarımda oynadığım oyundur. matematik oyunu vardı zevkle onu oynardım. Nfs vardı, yarış oyunlarını pek sevmesem de oynardım. Nfs benzeri motor yarış oyunu vardı. Ecof 2 hayatımı değiştiren strateji oyunudur, en çok bunu severdim. Bir de hala zevkle oynadığım feeding frenzy adındaki balık oyunu var. Gta san andreas kurulmuyordu pc çöküyordu kurarken. Half life korkarak da olsa oynardım. Cs zaten her pcde olurdu. Küçük oyunlar cdsi vardı bir de, içinde 200 küsür belki daha fazla oyun vardı hepsini defalarca oynamışımdır. Hala bu cd duruyor ama çok çizikli olduğundan defalarca denememe rağmen içerisindeki verileri kurtaramadım. Evde bir ton cd var hepsini muhafaza ettim gelecek nesiller için.

Pc'nin fanı kırılmıştı, ben çatal sokarak çalıştırıyordum. O yanık kokusu hala aklımda, o kokuyu bazen duyuyorum yanık kokusu geldiğinde direkt çocukluğuma dönüyorum ve nasıl ölmemiş olduğuma şaşıyorum.😆🤩

Resim öğretmeni ödev veriyordu ama resim yapma yeteneğim olmadığı için çok strese girmiştim. Beynin bir parçası eksikmiş gibi bir acı oturmuştu belli belirsiz.

Bir türlü ısınamadığım oyun. Sebebi, hayal gücümü zorlayarak yeni şeyler yaratmaktan korkuyorum ve beynim buna yorulmak istemiyor.

Karşımda yapılmış bir oyun, amacı belli görev dizisi olmalı. Oyunu yapan ben olmamalıyım... Eğlenceli gelmiyor.

Efsane seri devam edecekmiş. Açıkçası heyecanlandırdı.

Kişiliği kıyma haline getirme durumu.

Çınar ağacı. Aile kavramını simgeleyen bir metafordur. Köklü, dayanıklı, hayat bağışlayan, oturaklı bir anlayışı temsil eder. Kalabalık dallara ayrılır ve her dalda saygı gören yaşamlar yeşerir.

Sağlam bina temeli. Karakteri mantıklı temellere oturtmayı simgeler, en büyük sarsıntılarda bile ayakta kalır bu bina. Bu temeli kurmak için en temel bilgileri ayrıntılı şekilde bilmek, objektif olmak ve akla uygun en mantıklı düşünceleri benimsemek gerekir. Hikmetli anlayışı, bilgeliği de içerisinde barındırır.

Ünlü mağara metaforu vardır bir de. Mağarada yaşayan insanlar sadece karanlık içerisinde yaşamışlardır ve onların gerçeklikleri bu mağaranın pis kokusu, karanlığıdır. Merak edip mağaradan kurtulduklarında ise ışığı, dış dünyanın sınırsızlığını keşfederler. İşte düşünmeyen insanlar bu mağarada, pis şekilde yaşayan insanlardır. Akıllarını kullanmadan, karanlıklar içerisinde yaşamayı tercih ederler. Sorgulayan, gerçeğin peşinde koşan insanlarsa mağaradan ayrılıp kendilerini aşan insanlardır. Sınırsız bir gelişim içerisine girerler ve ışığın ardından giderek aydınlanırlar.