edwird 2

gta 5'ten daha başarılı bulduğum oyun. evet gta 5 bir marka, çok sevilen ve iyi bir oyun olabilir. ancak gta 5 sanat için sanat gibiyken watch dogs toplum için sanat yapan bir oyundur. derin anlamlar barındırır içerisinde. oyunlarda hikayeye önem veren biri olduğum için watch dogs benim için ön plana çıkıyor. 1984 kitabında olduğu gibi her şeyin gözetlendiği bir ortam var.

ulu önder ded sec şunları diyor: "Biz DedSec'iz. ctOS'un insanları izlediği ve kontrol ettiği bir dünyada, gizlilik hakkınızı savunuyoruz. Bizimle birlikte, bu totaliter sisteme karşı durun. Mahremiyetinize sahip çıkın. Bilgi güçtür, ama bu güç yanlış ellerde. ctOS, Chicago'yu bir gözetim ağına çevirdi. Her hareketinizi izliyorlar, her konuşmanızı dinliyorlar. Bu sistem yıkılmalı. Her gün, her an izleniyorsunuz. DedSec olarak, size bu gözetim ağına karşı mücadele etmeniz için çağrıda bulunuyoruz. Bizimle birlikte olun, özgürlüğünüzü geri alın. Sistem, sizi köleleştiriyor. Gözetim altında yaşamayı kabul etmeyin. DedSec olarak, teknolojinin sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Hakkınızı savunun. Biz sadece birkaç hacker değiliz. Biz halkız, biz güçsüzlerin sesiyiz. ctOS'un bu totaliter kontrolünü reddediyoruz ve özgürlüğünüz için savaşıyoruz. Bizimle birlikte olun. Gözetim devletine karşı direniş gösteriyoruz. Bilgi, özgür ve açık olmalıdır. ctOS'un sağladığı güç, sadece birkaç kişinin elinde olmamalı. Bu gücü geri almak için buradayız. Her an izleniyorsunuz. Yatağın altına bakın, dolabınıza bakın, sizi izliyorlar. ctOS sistemi her yerde. Bilgisayarlarınızdan, telefonlarınızdan, kameralarınızdan… Gizliliğiniz kalmadı. Bizimle birlikte bu gözetim ağına karşı durun. Yatağın altına baktınız mı? Kapılarınızın arkasına, perdelerin arkasına? Her yerde gözler var. ctOS her hareketinizi izliyor. Bu totaliter sisteme karşı uyanın ve savaşın. Bilgisayarlarınızı, telefonlarınızı, akıllı cihazlarınızı kontrol edin. Yatağın altına bakın. Gizliliğinizin ihlal edildiğini göreceksiniz. Biz DedSec'iz ve bu sistemi yıkmak için buradayız. Sizi izliyorlar. Her an, her yerde. Yatağın altına bakın, izleyicilerin farkına varın. ctOS sizi izliyor. Bu gözetim devletine karşı durun. DedSec olarak, size haklarınızı geri vermek için buradayız. Her gün, her an izleniyorsunuz. Yatağın altına bakın, dolabınıza bakın, sizi izleyen gözleri göreceksiniz. Biz DedSec'iz ve özgürlüğünüz için savaşıyoruz. Bizimle olun."

ben a bez bebek candır.

sevmeden yapılamayacağına emin olduğum hadise. belki de ben fazla titizimdir.

Devrimci bir eylemdir. Hayatın ironilerine karşı bol bol gülünüz.

İlginç bir nick seçimi. Hoş geldin.

Elim verici olaylardan birisidir. Lakin insanların çoğu cahil ve avam ruhludur. Hayatında tek kitap okumamış insanlarla da bir görmeyin kendinizi. Ego iyidir, insanın kendisine saygı duymasını sağlar. İnsan kendini yetiştirme derecesine göre övünmeli ki hayattan keyif alabilsin. Sokaktaki alelade cahil adamdan bir farkı olsun.

Vahim bir olaydır. Bir keresinde art arda 2-3 gün işe geç gitmiştim. Çok rahatsız edici hissettiriyor. Normal şartlarda asla geç kalmam, erken giderim ve geç çıkmaya çalışırım. Yeter ki hak ettiğim parayı alayım, hak geçmesin. Tabii bence çok az para alıyordum

Acizlik göstergesi ve avamlıktır. Lakin dünya hayatıyla meşgul oldukça bazen insanın ağzına takılabiliyor. Özellikle iş hayatı insanı içten de olsa küfür etmeye çok zorlayabiliyor.

Hayatım boyunca çektiğim içsel sancıdır. Zannederim ki tüm filozofların ortak hissidir.

Her zaman iyi olmaya çalıştığım, kendimi geliştirmek için ilginç şeylere sardığım, asla küfür etmediğim, yerdeki çöpleri topladığım, fiziksel bazı garipliklerim -eklem esnekliği, göz kapağı düşüklüğü, bazen hafif kekemelik- sebebiyle ilginç bulunduğum çok oldu. -Mirova da bu sebeple bana "deccal" diyor.- Kavgaya da karşıydım. Normal insanların ilgilendikleri benim asla ilgimi çekmiyordu. Sadece mahalle arkadaşlarımla, akrabalarımla iyiydim bazen. Ama onlar da beni anlayamıyordu. Benim ruhum yeniden doğmuş gibi, hakikatı bilmekteydi. Basit insanlarla asla arkadaşlık kurmazdım, kimseyi iplemezdim. Ailevi durumlarımız da çok berbat durumdaydı, tam bir karmaşa. Okulda kimseyle konuşmazdım. Hiçbir derneğe, cemaate, kursa, topluluğa da katılmadım. Toplum benim hep nefret ettiğim ve düşmanlık beslediğim bir oluşumdu. Kitaplara ilgim vardı. Kutsallığa, allah'a, meleklere... Sonuçta ben düşmandım bu hayata. Bu toplumu büyük bir devrimle yıkmak, parçalamak istiyordum... Arkamdan koşan, sevgililik teklif eden kızlara hayır dedim. Bazılarının abisinden tokat/dayak yedim. Belki de kızı kabul etmediğimdendi bilmiyorum... Süt çocuğu olarak görülürdüm, ruh adam gibiydim ya sonuçta. Sonra okulun en serseri çocuğunu mecburen dövdüm ve saygınlık kazandım. Uyumaya çalışırken evreni düşünürdüm, evrenin dışında neler olduğunu... Ama o siyah noktada takılırdı tüm o düşünceler. İşte o yüce tanrıydı. Her şeyin sebebini çocukken bulmuştum. Bu hayatın bir değeri yoktu. Tek olan yüceliğe itaat edilmeliydi. Hayatı yaratan o değil miydi, tüm bu avam insanlar neden allah dışında şeylerle ilgileniyorlardı?

İşte küçük edwird bu düşüncelerle yoğruldu. Büyüdükçe bu düşüncelerinin ne kadar haklı olduğunu anlıyordu. Kutsal kitaplarda da bu yazıyordu. Ne garipti. Lise zamanlarımda da benzer düşüncelerdeydim. Bazı arkadaşlarım beni ciddi anlamda peygamber sanıyordu. Evet, meleklerin bana inmesini, allah'ın benimle çok konuşmasını istedim. Olmadı. Duyar gibi oldum bazı parıltıları. Görecektim sanki. Ama o kaynak hep kesildi. Evet imtihandı bu. O yalnızlık hissi. Hep baki kalacaktı, ölene dek yalnızdı edwird...

Normalleştim lisede. Tabii bu ortaokul lise dönemlerimde forum/sözlük sitelerinde edwird olarak fenomen olmuştum. Yazdıkça rahatlıyordum. Yüceliğimi hissetmeyi seviyordum. Toplumdan ayrı, bağımsız bir varlık olmak. Özel hissetmek... Üniversitede daha normal bir insan olduğumu zannediyordum. Evet, beni tanıyan herkes bana "hayatımda gördüğüm en garip insan sensin" diyordu. Üniversite'de bunu aştığımı sanıyordum. Ta ki üniversitedeki arkadaşlarım da ne garip insansın demeye başlayana dek... Demek ki özümü kaybetmemiştim. Özüm buydu benim. Çocukken tespit ettiklerimin yetişkinliğimde de aktif olarak gerçek olması beni çok mutlu etmişti. Hayır, bu asla bir lanet değildi. Bu bir ödüldü. Bu süreçler bankada çalışırken ve yedek subaylığımda da devam etti. Sürekli garip görülmek, özel hissetmek... İşte edwird olmak budur dostlar. Edwird olmak çokça yüceliğin bir parçasıdır. Kutsal bir yolculuktur. Bu da böyle bir anımdır. Bu değerli entryi değerli hayat arkadaşım edwirdin menajeri'ne ithaf ediyorum. Sözlükspot yolculuğumun en büyük meyvesi kendisi olmuştur.

Rastgele, tek gecelik ilişkileri normal görürken evliliği gericilik olarak görür. Zira seküler için ahlak değişkendir, keyfine göredir, kuralsızdır, dakika başı bile değişebilir.

Bugün itibariyle devletimiz 1 günlük yas ilan etmiştir. Görmek istediğimiz hareketler bunlar. Devrim şehidleri anılmalı ve insanlara anlatılmalı.

Günümüzün getirdiklerinden biridir. Seçenek o kadar fazla ki, bir manava bir markete gider gibi sevgili seçiyor insanlar. Kafalarında da geçici ilişkiler yaşamak oluyor. Geçici ilişkiler yaşandıkça da karakter esnemeye başlar, kişi kimseye bağlanamayabilir. Bu bağlamda evliliklerin yarısı da boşanmayla sonuçlanıyor. Bu yüzden zina yapılmamalı, genç yaşta evlenilmeli. Denetim olmazsa ilişkiler iyice yıpranır. Kişi mutlak şeylere inanıp onların peşinden koşmalı.

Tartışmasız olarak "yüzüklerin efendisi" serisidir. En çok ödüllü film de kendisidir.

Yahudilerin kıs kıs güldüğü durum. İnsan aklıyla çok güzel alay ediyorlar.

Şiddetle desteklediğim olay. Bu tarz sapkınlıklar, mantıksızlıklar yaygınlaşsın ki insanlar bu lgbt propagandalarına karşı tepkilerini arttırabilsinler. Batı toplumu zaten zayıflıyor. Çöküş hızları da artabilir böylelikle.

Tv'de gezinirken denk geldiğim hükümet yanlısı kanal. Şaşırttı çünkü çöp kamyonu bir kızı ezmiş ve şoför sadece 5 bin tl para cezası alarak serbest kalmış. Şükür ki kız en azından ölmemiş. Yahu hemen hemen 25 yıldır ülkeyi akp yönetmiyor mu adalet sistemini nasıl ve neden düzeltemiyor? Yandaşlar bile yakınıyor şaka gibi bir durum.

Demokrasi bu ülkeye hiç yaramıyor. Demir yumruk gerekli. Yasalar işlevsiz durumda.

Deri değiştiren ağustos böceği:

Pandemiden beri yaşanan olay. Uyanıp uyumak arasında 10 dakika var sanki. Sırf zaman yavaş geçsin diye uykusuz kalıyordum lakin uyku düzeni olmadan da olmuyor.

Sanırım teknoloji geliştikçe vaktimizi çok daha fazla eğlenerek geçiriyoruz ve bu da zamanın hızlı geçmesine neden oluyor. Bazen teknolojiden uzaklaşıp sıkılmak lazım gibi.

Türkiye cumhuriyeti'ni bölmek isteyen azılı bir katil, terörist.

Batı dünyası için çok kıymetli bir ajan. gündemden düşmüyor yatıp kalkıp kavala diyorlar.