Bu başlığı başka bir mecrada gördüğümde, “yukarıdakiler aşağıdakiler”, “ tekerlekler” gibi eski dönem yabancı dizilerle Özdeşleştirdiğimden google'lamış ve yerli bir dizi olduğunu görünce şaşırmıştım. bizimkiler'den bu yana yerli dizi seyretmeyen bir bünye olarak bu da benin ayıbım olsun.
sanırım sıkıntılı bir dönem söz konusu. Bu da geçer. Sevdiğimiz bir içecek alalım. Ve sevdiğimiz bir müziği açarak gözlerimizi kapatalım. içeceğimizi yudumlarken, müziğin ritmine kendimizi bırakalım. Her şey çok güzel olacak.
Son cümle birazcık toz pembe sanırım... teşekkür ederim.
ümit her şeydir. ümit yoksa yaşam anlamsızdır.
korkarım hiçbirimiz özgür değiliz. Her birimiz, bir yerlerimizden bir yerlere bağlıyız. Hayatımızın her aşamasında bazı parametreler bizi bir şeyleri yapmaktan alıkoyar. Keşke tamamen özgür olabilsek. Ama ne mümkün!
küçükken “onu yemem, bunu yemem” deyince rahmetli anneannem “zıkkımın kökünü ye!” derdi, nur içinde yatsın. sağlam nostalji yaptım şu an.
bu ne demek? ben bilemedim a dostlar! ukdelerde öylece başı boş duruyordu. “operasyonel” bir sıfat sonuçta. neyin operasyonelliğinden bahsediliyor? cahilliğime verin ve doldurun şurayı bir zahmet, ben mavi ekran verdim.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
dingin.
gayet basit ve anlaşılır bir kelime olmakla birlikte, kurumsal yaşamda insanları canından bezdirmiş durumdadır. kalite uyumlulukları ve bu kapsamda yapılan denetlemeler, çalışanı deli eder. kendi işimizle mi uğraşacağız, yoksa bu deli zırvalarıyla mı dedirtir. Ama yapacak bir şey yoktur, kurumun bekası, güncel gereklilikleri takip etmek ve uygun şekilde raporlayabilmek olmazsa olmazdır. hadi kolay gelsin.
Önceden bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim derlerdi. şimdilerde bana beslenme şeklini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diyorlar. Organik beslenecekmişiz, Marketlerden işlenmiş mamul almayacakmışız. Beni sorarsanız, eskiden de bildiğimi okuyordum, şimdi de. Zaten et ağırlıklı değil sebze ağırlıklı besleniyorum, şekerle, şekerli gıdalarla hiç işim yok. Bu da bana yeter. Beslenme guruları konuşsun dursun.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
Osmanlı Devri'nin en bilinen gezgindir. Onun bu özelliğini günümüze taşıyan diğer özelliği, gezip gördüğü yerleri seyahatname adlı eseri ile kayıt altına almasıdır. Osmanlı'nın hüküm sürdüğü topraklar yani, Anadolu, Balkanlar, OrtaDoğu, Kuzey Afrika, ek olarak kırım ve Rusya'yı kapsayan geniş bir coğrafyanın altını üstüne getirip kayıt altına almıştır.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
Günümüzün Evliya çelebisisin de derler.Çok gezen insanlara sanırım rüyasında görüp gezmeye başlıyordu .
bir zamanlar, bir vesileyle içeriğine hasbelkader vakıf olduğum ocaklar. siyasi ve dini konularda yazmamak genel prensibim olmakla birlikte ukdelerde görünce orada kalmasın dedim.
vatanınızı, milletinizi seviyorsanız gönülden sevin ve her ne yapıyorsanız, yaptığınız işi en iyi şekilde yapmaya çalışın. bu vatanı sevmek için ne bir siyasi görüşe ne de ocağa ihtiyacınız var. ocak da sizsiniz, ateş de…
not: ukdelerden.
vatanınızı, milletinizi seviyorsanız gönülden sevin ve her ne yapıyorsanız, yaptığınız işi en iyi şekilde yapmaya çalışın. bu vatanı sevmek için ne bir siyasi görüşe ne de ocağa ihtiyacınız var. ocak da sizsiniz, ateş de…
not: ukdelerden.
kahvede zaten hiç kullanmadım, hep sade içtim. çay içerken de, kesme şekeri elimle ikiye böler, iki parçadan küçük olanı yine ikiye böler, sona kalan küçük parçayı kullanırdım. sonra “niye böylesine gereksiz bir işlem hacmi oluşturuyorum ki!” deyip 6 aralık 2006'da komple çaydan da kestim (evet bildiniz! problemliyim. böyle ipe sapa gelmez şeyler için bile inanılmaz bir tarih hafızam var).
not: çayın gerçek tadını almak için şeker atmayınız. kısa bir süre sıkıntı verebilir ama en nihayetinde alışıp, “bunca zaman içtiğim şekerli çaylara yazıklar olsun!” dersiniz. hadi afiyet olsun.
not: çayın gerçek tadını almak için şeker atmayınız. kısa bir süre sıkıntı verebilir ama en nihayetinde alışıp, “bunca zaman içtiğim şekerli çaylara yazıklar olsun!” dersiniz. hadi afiyet olsun.
sabahları, günlük giysileri giymeden önce ev içinde rahatça hareket edebilmek için giyilen uzun sabah elbisesi olarak tanımlansa da pek pratik olmadığını düşündüğüm giysi. en azından bornoza bile tahammülü olmayan ve banyo havlusu ile yetinen benim için hissiyat budur.
70'lerin yeşilçam filmlerinde geçen “zengin evi salonu” sahnelerinde, sıkça zenginliğin alameti farikası olarak kullanılırdı. kimseye değil ama, tatlı sert fabrikatör ve aile babası rollerinin müdavimi rahmetli hulusi kentmen'e pek yakıştırırdım.
70'lerin yeşilçam filmlerinde geçen “zengin evi salonu” sahnelerinde, sıkça zenginliğin alameti farikası olarak kullanılırdı. kimseye değil ama, tatlı sert fabrikatör ve aile babası rollerinin müdavimi rahmetli hulusi kentmen'e pek yakıştırırdım.
market alışverişi, hele ki günümüz ekonomik koşullarında çok dikkatli olmamız gereken bir aktivitedir. zira marketlerin dizaynı sizi ihtiyacınızdan çok daha fazlasını almaya motive edecek şekilde oluşturulmuştur, ki büyük market zincirleri bu konuda çok daha mahirdirler.
öncelikle koca koca market arabaları karşılar sizi "bunu doldurmalıyım" hissiyatı yaşatmak için. raf planları önce daha pahalı olanları göz hizasına koyup onları kilitlemek üzere düzenlenir ve son kullanma tarihi çok yaklaşmış olan ürünler ön saflarda boy gösterir. çocuğunuzu cezbedecek sakızı, çikolatayı, püskevit'i tam onun göz hizasında olacak şekilde kasa önüne özenle yerleştirmişlerdir zaten, "giydirdiğimiz yetmedi, bir son dakika golü daha atalım" diye.
özetle indirim yaptıkları birkaç ürünün insertini posta kutunuza koyup sizi markete çektiklerinde o üç kuruşluk indirimi sizden fazlasıyla çıkarırlar. çıkışta ne olduğunu anlayamazsınız. dolayısıyla markete gitmeden liste yapalım ve o listeye mümkün mertebe uyalım, bir de zorunlu olmadıkça oraya aç gitmeyelim. hadi hayırlı alışverişler.
öncelikle koca koca market arabaları karşılar sizi "bunu doldurmalıyım" hissiyatı yaşatmak için. raf planları önce daha pahalı olanları göz hizasına koyup onları kilitlemek üzere düzenlenir ve son kullanma tarihi çok yaklaşmış olan ürünler ön saflarda boy gösterir. çocuğunuzu cezbedecek sakızı, çikolatayı, püskevit'i tam onun göz hizasında olacak şekilde kasa önüne özenle yerleştirmişlerdir zaten, "giydirdiğimiz yetmedi, bir son dakika golü daha atalım" diye.
özetle indirim yaptıkları birkaç ürünün insertini posta kutunuza koyup sizi markete çektiklerinde o üç kuruşluk indirimi sizden fazlasıyla çıkarırlar. çıkışta ne olduğunu anlayamazsınız. dolayısıyla markete gitmeden liste yapalım ve o listeye mümkün mertebe uyalım, bir de zorunlu olmadıkça oraya aç gitmeyelim. hadi hayırlı alışverişler.
Marketler şu an battı mutlu musunuz?
iltifat olarak alıyor ve kabul ediyorum. teşekkür ederim. çok naziksiniz.
Çok haklı bulduğum bir yazı oldu. Tebrik ediyorum. Çok haklısınız.
-müzesi, antik dönem lidya uygarlığından kalan karun hazinelerine ev sahipliği yapmaktadır.
-70 küsur kilometre uzunluğu ile grand kanyon'dan sonra dünyanın ikinci büyük kanyonu olan ulubey kanyonu yine bu ilimiz sınırları içindedir.
-son olarak, ekşi ve keskin bir lezzete sahip olan tarhanası, deneyimlediğim diğer yöresel tarhanalardan bir kaç adım öndedir.
-70 küsur kilometre uzunluğu ile grand kanyon'dan sonra dünyanın ikinci büyük kanyonu olan ulubey kanyonu yine bu ilimiz sınırları içindedir.
-son olarak, ekşi ve keskin bir lezzete sahip olan tarhanası, deneyimlediğim diğer yöresel tarhanalardan bir kaç adım öndedir.
yaş, kişinin kendine bile kolayca zikredemeyeceği noktalara geldiğinde iş çevresinden eser kalmamıştır, sosyal çevre de oldukça daralır. tanıdık, eş, dost, akraba kendi hayat gailesine yoğunlaşalı yıllar olmuştur, irtibatlar azalır. enerji, merak ve tahammül den de eser kalmadığından sosyalleşme sıfıra yakındır. kişi kendi kabuğuna çekilmiştir. meşgale yokluğunda yapılabilecek belki de tek şey eski güzel günleri yad etmektir. eskiye özlem elbette her yaş dönemi için geçerlidir ama ileri yaşlarda tavan yapar. dedelerinizden aynı askerlik anısını 17.856 kere dinlemenizin nedeni belki de budur, elinde kalan tek şeydir adamcağızın. her seferinde ilk kez dinliyormuş gibi dinlemektir belki de onları hayata bağlayan.
En sevdiğim meyve sorulunca nedense hiç aklıma gelmeyen, ama şu an bu meyvenin ne olduğuna dair aydınlanma yaşatan, mantı gibi hazırlık aşaması meşakkatli ve fakat yemesi çok keyifli, tatlı olanından ziyade buruk ve kekremsi olanı nazarımda makbul meyvedir. hadi afiyet olsun.
duyanlara bambaşka hisler yaşatan ses!
her gün o sesle uyanan insan:
“öttü yine zalımın oğlu, bir gün pass geçsen ne olur!”
emekliliğinde köy hayatı düşleyen şehir insanı:
“allahım şu sesle uyanmak için neler vermezdim!”
kümesteki tavuk:
“bugün hangimizin üzerine binecek acaba şerefsiz!”
her gün o sesle uyanan insan:
“öttü yine zalımın oğlu, bir gün pass geçsen ne olur!”
emekliliğinde köy hayatı düşleyen şehir insanı:
“allahım şu sesle uyanmak için neler vermezdim!”
kümesteki tavuk:
“bugün hangimizin üzerine binecek acaba şerefsiz!”
Geçen sene yan apartmanda horoz besliyorlardı .Allahım apartmanda horozun ne işi var ?Bir gün gidip o horozu kesip yiyeceğim diyordum.Susmak bilmiyordu .ötmesen ne olur diyordum ?
gaflar sınıfının olmasa da dil sürçmeleri sınıfının en iyisi burda, hadi gelsin halüsinasyon:
https://youtu.be/N5dbjFE7pPQ?si=tNUHgFKe-oSaDm6z
https://youtu.be/N5dbjFE7pPQ?si=tNUHgFKe-oSaDm6z
Bunun gibiler ülkenin başına geçiyor ve millete akıl veriyor, gel de kafayı yeme
boğaziçi üniversitesinden profesörlük ünvanı var !! boğaziçi'ni boğasım geliyordu bu kadını ekranda gördükçe.
Boğaziçi, odtü abartılıyor, İngilizce dışında hiçbir şey öğretmiyorlar orada, harvardın bokunu yesinler
Tasvip etmediğim ölçü birimi. Neye göre eser, kime göre eser? Hani YouTube'a girer yemek tarifi bakarsın. Abla 'bir tutam şundan, 2 çimdik bundan, göz kararı ötekinden' diye başlar anlatmaya. Yahu ablacım, çimdiğin, tutamın ne menem bir şey olduğunu bilsem, gözümün kararı olsa YouTube'a girip senden niye medet umayım?! Teknik verilerle gel bana, 10 miligramsa 10 miligram, yarım litreyse yarım litre. Tepeleme ya da silme çay/çorba kaşığına da razıyım, o kadarını biliyorum. ama Çimdik, mimdik, eser, meser deme bana! bak yükseldim durduk yere!
Annem de aynısıdır .
fidanlar, bitkiler dikilir dikilmez verilen ve toprağa tutunup sağlıklı bir gelişim sürecine bir an önce geçmelerini amaçlayan sudur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?