geçen yüzyıl yaşasaydı 90'lı yılların sonunda yayımlanan "Tüfek, Mikrop ve Çelik" kitabını Jared Diamond'a bırakmaz, kralını o yazardı. nur içinde yatsın. okuyun bu arada, biraz kalınca ama üstesinden gelirsiniz.
erkek dediğin ağlamayacak, dik duracak, aksine ağlayanı teskin edecek. işte hep bu öğretilerle yetiştiğimizden içimize ata ata kadın kısmından (genelde) daha önce göçüp gidiyoruz öte tarafa.
bildiğin yolda yürü. tavsiyelere kulak asma.
edit: yazdıktan sonra bir paradoksa mı imza attım diye düşünmeden edemedim. tavsiyelere kulak asma diye tavsiye veriyorsam buna da kulak asmaması lazım? dolayısıyla tavsiyelere kulak asacak mı şimdi bu çocuk? bi el atın çıkamadım işin içinden.
edit: yazdıktan sonra bir paradoksa mı imza attım diye düşünmeden edemedim. tavsiyelere kulak asma diye tavsiye veriyorsam buna da kulak asmaması lazım? dolayısıyla tavsiyelere kulak asacak mı şimdi bu çocuk? bi el atın çıkamadım işin içinden.
Üstadım bildiğin kör kuyularda bırakmışız seni affedin🙏😊 ben hemen el atıyorum. Anladığım kadarıyla konu, yazarlara verilebilecek tavsiyenin değeri, muhatap yazar kardeşimizin kendi içsel tahlilleri sonucu ulaştığı ve de uyguladığı tavır, benimsediği, özümsediği anlayışla olmalıdır. Paradoks, yazarın tavsiye kabul etmediğini sembolize eden yazımın, okuyucu da yazarı kibirli gösterirken, yazarda da gözlem yeteneği sayesiyle durumu değerlendirip ona göre adımlar atmasını tavsiye etmesinde. Böylesine iyi bir niyete kelimelerim kifayetsiz kalışının şekil a'sı olmuş bu üstadım:) siz var olun ve merak etmeyin :) Sanırım sözlüğün böyle bir enerjisi var. Yazarlık sorumluluğuyla hareket etmek, herkesi kendi köşkünün kaptanı yapıyor. Dedim ya merak etmeyin. Burada kimse kimseye kulak asmıyor, bilakis herkes bildiğini okuyor. Vallahi ne yalan söyleyeyim üstadım, ben cahilliğimin itirafçısıyım (keşke perva sözlük itirafta bunu yazsaymışım:)) bu itiraf bana iyi hal kazandırdı. Yani anlıycanız üstadım; ben size can ı gönülden kulak asıyorum (belki de kulaklarımın kepçeliği bundandır) :) hürmetler…
ellerine sağlık. bir sıkıntı yok diye anlıyorum :)
karanlık ortaçağ avrupasında katolik kilisesi, günahlarından arınacakları vaadiyle halka belge satmaya başlamıştı. bu belge (endülijans) halk arasında zamanla cennetin tapusu olarak anılmaya başladı. aklı selim abimiz martin luther, buna şiddetle karşı çıkarak cennetin satın alınamayacağını, insanların sadece yaratıcının merhametine sığınmaları gerektiğini yüksek sesle söyledi. onun ve bu fikri destekleyen diğer aklı selimlerin başlattığı bu hareket, protestanlığın temellerini oluşturdu.
sıradan şeyler de sıradan olmayanları da aşırı mutluluk vermemeli. verdiyse sakin ol, derin bir nefes alarak solunumunu düzenle ve biraz bekle. geçecektir.
doğu karadeniz versiyonu ilk çıktığında güzeldi. sonra bozdular. ha! gideri var mı var.
hava güzel günlük güneşlik. sabahın 07:30'unda dün tüm ev işlerini birirmiş olmanın huzuruyla gözler açıldı. akşama arkadaşa yemeğe davetliyim. eşinin yemekleri muhteşem. kim bilir gene neler yapmıştır. yemek sonrası manzaralı teraslarında şehir ve dağ panoraması eşliğinde kahveler içilip sigaralar da tüttürüldükten sonra daha ne isteyeyim. sonrası istiklal marşı ve kapanış.
manipüle etmenin üşenmeden uzunca yazılmış hali.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
“bu nedenle”, “bundan mütevellit” anlamlarında kullanılır ve bir önceki cümleyle neden-sonuç ilişkisi kurar.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
oyuncu, senarist ve komedyen. avrupa yakası'ndaki burhan altıntop ve vavien filmindeki başroldür. keyifle izlediğin “aile arasında” filminde de baş rol olarak boy göstermiştir. başka nerede oynamıştır ve şimdilerde ne yapar bilmem.
not: ukdelerden.
not: ukdelerden.
çok eski siyah beyaz bir film. hasta birinin kanına şırıngayla mikron düzeyde küçültülmüş bir kapsülde yine mikron düzeyde küçültülmüş doktorları teşhis ve tedavi için zerk ediyorlar ve macera başlıyor. belki hatırlayabildiğim en eski film. ama ismine dair hiç bir fikrim yok.
not: ukdelerden
not: ukdelerden
filmin ismi muhtemelen 'Fantastic Voyage' 1966 yapımı. türkçe olarak 'Fantastik Yolculuk' ya da Esrarengiz Yolculuk' şeklinde çevrilmiş.
evet baktım şimdi. kesinlikle o. kralsın. bu arada renk kısmında çuvallamışım bildiğin renkliymiş :)
aa dur. çuvallama yok! bizim tv.ler renkliye geçmeden çok önce seyretmiştim.
ben de tam olarak onu yazacaktım. internette ülkemizin renkli televizyona ne zaman geçtiğine bakarken siz yazmışsınız benden önce.
bakmadım ama 82 falan olması lazım. bir kaç gün önceden gazeteler yazmaya başlamıştı şu gün dallas renkli yayınlanacak diye. trans halinde toplanmıştık tv.nin karşısına. renkli yayına dair ilk hatırladığım kare j.r.ın (namı diğer ceyar) kıpkırmızı suratı. nasıl açtıysak artık renkleri :)))
cem yılmaz da gönderme yapmıştı zaten bu hususa bir skecinde. benden çalmış kerata.
avazı çıktığı kadar, bir tarafı yırtılırcasına ve susmamacasına sürekli bağıran çocuk sesi.
kariyerinde en üst seviyeye ulaşmış akademisyendir. akademik kariyerin ilk basamaklarında bir süre dirsek çürütmüş bir ex akademisyen olarak bu beyefendilere ya da hanımefendilere neden “profesör doktor” denildiğine dair bir fikrim yoktur, zira profesörlüğün ön şartı zaten doktorayı tamamlayıp belli merhalelerden geçmiş olmaktır. dolayısıyla bu familyayı tanımlarken uzun uzun “profesör doktor” demeye gerek yoktur. “profesör” tanımı nokta atışı olup yeterlidir.
not: ukdeler diye bir sekme olduğunu keşfettim.
not: ukdeler diye bir sekme olduğunu keşfettim.
Çalışılmazsa ne yapılır hiç tecrübem yok. Dolayısıyla devam.
yatıp kalkamamak da var. ne mutlu kalkabilene.
sayısalcı olarak olaya fizik kurallarıyla bakma noktasındayım. her ağırlık gibi bünyeye ekstra yük getireceğnden performans düşüşüne sebep olacak ve yürüyüş, daha kısa mesafe ile sonuçlanacaktır. dolayısıyla pragmatist olun, silahı geçtim, bilmem kimden aldığınız fazladan kartviziti bile cüzdanınızda taşımayın. ağırlıklarınızdan kurtulun.
bir kere bile günlük tutmak aklıma gelmedi. aklına gelip tutanlara da uzaylı gibi baktım. bence default'u günlük tutmamaktır. dolayısıyla günlük tutmama sebeplerinden ziyade, tutma sebeplerini araştırmak daha feasible olacaktır kanaatindeyim.
toplu taşımaya gerek yok. kaldırımda yürürken açık havayı bile domine ediyor medeniyetsizler.
cüzdan taşıma alışkanlığı olmayanların yaşadığı sürpriz. bir sürpriz daha var, o çıkan paranın herhangi bir alım gücünün kalmaması.
nasihat: kendi bildiğin yolda yürü. eğrisiyle doğrusuyla hayat senin hayatın. sonuçlarına da sen katlanacaksın. go!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?