confessions

marla

1. nesil Yazar - 19. Seviye Zaman Yolcusu - Yazar -

  1. toplam entry 354
  2. takipçi 50
  3. puan 37060

aft

marla
Ağız içinde muhtelif yerlerde çıkan beyaz yaralara verilen isimdir.
Son üç gündür su içtiğimde veya ağzıma en ufak bir şey attığımda kafamı bir yerlere vurma isteği doğuran yaralardır. Muhtemelen lise dönemimden beri bağışıklık sistemimin zayıf olmasından kaynaklı olarak özellikle mevsim geçişlerinde beni mahvediyor aftlar. Diş fırçalamak ise bambaşka bir dert. Neyse, deneyelim bakalım.

estetik

marla
Güzellik kavramına uygun, sanatsal açıdan bakacak olursak da güzelliği konu alan bilim anlamına gelen kelimedir.
Günümüz tıp dilindeki karşılığını ise sanırım hepiniz biliyoruz, açıklama yapmaya gerek yok. Estetik güzellik ile ilgili bir kavramdır. Estetik operasyon geçirip aynı burun veya aynı kıvrık şişkin dudaklara sahip olmanın estetikle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Sağlık nedenleriyle, eğer kişinin psikolojisini etkileyecek düzeyde rahatsızlık veriyorsa estetik operasyonları sonuna kadar destekliyorum. Ancak olduğundan tamamen farklı bir insana dönüşmek bana korkutucu geliyor. Doğal görünen estetik dokunuşlar olabilir, ancak her yaşın ayrı bir güzelliği var sanki. Buna estetik operasyonlar ile sürekli müdahale etmek ve sonunda mimikleri olmayan birine dönüşmek bana çok korkutucu geliyor.

tanga

marla
Giymesi aşırı rahatsız edici olan iç çamaşırı. Squat çalışmış kadınlarda hoş görünüyor doğruya doğru. Ancak yurt dışında bir erkekte beyaz pantolon içinde siyah tanga kombini şeklinde görmüştüm. Yüce rabbim beni o an kör etmediyse artık etmez herhalde. Yine de hikmetinden sual olunmaz.

javier bardem

marla
Mar Adentro- içimdeki deniz filminde çok başarılı oynamıştır. Yaşam dolu bir adamın denize dalarken yaşadığı kaza sonrası felç olup yatağa bağlı olarak uzun yıllar yaşamasını konu alır. Çok güzel filmdir.

av mevsimi

marla
Offf çok güzel filmdi. Oyunculuklardan bahsetmeme zaten gerek yok, Şener Şen'in sakin ve dinginliği ile zıt cem yılmaz deliliği, Okan yalabık'ın yakışıklı olduğu zamanları ve çetin tekindor'un ustalığını izlemek çok iyiydi. Polisiye roman da film de seven biri olarak bu filmin görselliği de muhteşemdi. Birçok sahne tablo gibiydi.

ensest

marla
Kapalı sayılabilecek bir toplum olduğumuzdan maalesef ülkemizde oldukça yaygın olduğu yönünde istatistikler mevcut. Birçok defa baba veya abi gibi birinci derecede yakını tarafından istismara uğramış çocukların haberlerine şahit olmuşsunuzdur. Bu sadece buz dağının görünen kısmı. Basına yansımayan, bizlerin haberinin dahi olmadığı o kadar çok vaka var ki.
Birçok ülkede iki taraf da reşit ve ilişki rızası varsa ensest suç olarak görülmüyor. Ülkemizdeki yasayı tam olarak bilmiyorum. Bilgisi olan varsa yorum yapabilir. Kelimeyi duyduğum anda bile midemin bulandığını hissettim. Yasalar ne derse desin benim için asla kabul edilebilir bir şey değil.
2
bloody mary bloody mary
evet, özellikle dindarlık adı altında dini, toplumu ve ailesini sömüren bazı şerefsizlerde var bu yakınlara eğilim. iğrenç bir psikoloji. reddedilme korkusu ile paralel olduğunu düşünüyorum bu ensestlik gerçeğinin.
mischief mischief
Türkiye'de de yaygın, sorun sadece Türkiye'de değil Amerika'da oldukça yaygındır bu bok.
Kardeşiyle ilişki yaşayan köylü amerikalılar vardır kırsal yerlerde. Alabama,Texas, Kansas gibi güney eyaletlerinde daha yaygın. Aklınız şaşar. Bir tip cisdi psikolojik bozukluk olarak görüyorum.

eternal sunshine of the spotless mind

marla
Çok mu abartılıyor? Bilmem. Ben hikayenin orijinalliğini de oyunculukları da çok sevmiştim. Jim Carrey alışılmışın dışında bir rolle ekrandaydı, tabii ki Kate Winslet da.
Varlığı bize acı veren eski sevgilinin hatıralarından kurtulmak için hafızanızı sildirmek, o insan yaşamınıza hiç girmemiş gibi hiçbir şey hatırlamıyor olmak iyi bir fikir mi emin değilim. Sildiğimiz kötü anıların yanında güzel anlar da siliniyor sonuçta. Belki de bizi şimdiki insan haline getiren yaşanmışlıklardan ve deneyimden de vazgeçmiş oluyoruz. Güzel filmdi, oscar ödüllü falan.

absürt film çevirileri

marla
Orijinal adı ile uzaktan yakından alakası olmayacak şekilde, sadece gişede ilgi çekecek haliyle yapılan film adı çevirileridir. İlk aklıma gelenleri yazayım.
Leon The Professional - Sevginin Gücü
Eternal Sunshine of the Spotless Mind - Sil Baştan

perva sözlük

marla
Sözlükte film başlıklarını orijinal adıyla mı yoksa ülkemizde gösterime girmiş haliyle mi açıyoruz? Bu konuda bir kural var mı? Kararsız kaldığım için aynı zamanda fikir sormuş olayım. Orijinal adıyla yazdım ancak emin olamadım.
4
edwird 2 edwird 2
Ben her daim orijinal dillerinde açma taraftarıyım açıkçası.
marla marla
Ben de orijinal haliyle açıp yine o şekilde ukde bıraktım. Aynı filmin iki başlığı olup karışması veya orijinal halinin az biliniyor olması ihtimali de var. Sözlükte belli bir kural yoksa orijinal haliyle açmaya devam ederim.
Yazar cizer Yazar cizer
Orjinal hali ile açılması tercihimiz. Yabancı filmler alakasız isimlerle (çeviride değil adamlar kafasına göre isim takıyor) türkiye sinamalarında yayınlamakta. Orjinal halinden sonra türkçe olarak açıldıysa başlıkta ki entryleri yönlendirme yapar başlığı yönlendirir kitleriz.
marla marla
Tamamdır, teşekkür ederim bilgi için.

the departed

marla
Ülkemizde köstebek ismiyle gösterime girmiş 2006 yapımı filmdir. Yönetmenliğini Martin Scorsese'nin yapmış olduğu filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio, Matt Damon ve Jack Nicholson rol almıştır.
Ters köşe filmlerin başarılı bir örneğidir. Bu yüzden filme dair ne yazsam spoiler olacaktır. İzlenilesi, başarılı bir yapımdı. Filmin 1997 yapımı versiyonu da var ancak onu izlemedim.

fat shaming

marla
Kişi kendisi çok kilo almış olduğunu söylüyor olsa bile asla ama asla yapmadığımdır. Kişi zaten kilolu olduğunun farkındadır, bunu ayrıca benim belirtmeme hiç de ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. 'bedenini en iyi sen tanıyorsun, istersen nasıl kilo vereceğini de zaten biliyorsundur.' der ve kilo konusunu kapatırım.

yazarların oyun tarzı

marla
Bilgisayar oyunları oynamıyorum ancak orta karar bir satranç oyuncusu olarak elbette ki bir tarzım var. Online satranç oynadığımda rakibi görmediğim için rahat davranıyorum. Süreli oyunlarda dahi bir sonraki hamleyi gösteren uygulamalar mevcut. Hile yapılıp yapılmadığını bilme şansım olmadığına göre rahatım.
Yüz yüze satranç oynarken ise rakibim (çocuk dahi olsa) beni yenebilmek için inanılmaz hırslı oynuyor. Ben rekabet duygusunu sevmiyorum, rahat ve kaygısız olmayı tercih ediyorum. Kazanıp kaybetmeyi ego meselesi olarak da görmüyorum. Ancak tüm hırsına rağmen kaybetmekten deliren birini izlemek oldukça eğlenceli. Bunu inkar edemem.

ajdar anık

marla
Başlığa bakınca burada dört gözle beklendiğini görüyorum. Şarkı söylemeyecekse gelsin tabii ki, ajdar'la sözlükte kavga edip onu ağlatmadım demem en azından .

ajdar anık
11 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol