Bu başlıkta yazarlara sıkıcı denildiği için mi bir sessizlik oldu? Kimse yazmamış sonrasında tanım. Sessizliği bozmak istedim sadece. Açıkçası zaman zaman sıkıcı olabilirim, ben kendimi biliyorum. Kabul ettim. Ekşi'ye gitmek istemiyorum, orası daha sıkıcı.
Genel olarak hayvanları severim, dokunmaktan da çekinmem. Ancak ciddi anlamda fareden korkuyorum. Büyük küçük olması fark etmez. Her türüne karşı fobi geliştirmiş olabilirim. Bir iki defa yolda ölmüş halde gördüm ve ölü olmaları da durumu değiştirmiyor. Kuzenim hamster besliyordu, ondan da korkuyordum. Demek ki kuyruğu olup olmaması da önemli değil benim için.
Merhaba, yazınızla ceza sahası dışından öyle güzel bir orta açmışınız ki nasıl gol atacağımı bilemedim. Kafa vuruşumu yapsam, rövaşatayamı kalksam allahım gerçekten büyüleyici bir gol atmak istiyorum. Efendim "değer" meselesi. Fare lağamda kuytu köşede ve minik deliklerdeki pis ortamlarda yaşar bu da onu değersizleştirir hatta iğrendirir. Korku bununla ilgili bir şey. Oysa aslan size zarar verme açısından fare'yi bine katlar korkarsınızda ama bakın sıralamaya girmez pek. Yani bu biray hayvanların değerleriyle ilgili itiraf edeyim bende çok tiksiniyorum.
Fareye duyulan korku ve tiksintinin genetik kodlarımıza işlendiğine dair bir yazı okumuştum. Konuyu yazarken bu yazı aklıma geldi. Sincabı örnek vermişti o yazı. Sincap da fare gibi kemirgen, aynı familyadan geliyorlar. Sincap ile ilgili dış görünüş farklılığı kuyruk. Yazıda bahsedildiği gibi sadece kuyruk o algıyı oluşturmaya yetmez. Bahsettiğiniz gibi yaşadıkları yer ve taşıdıkları hastalıklar da etkili.
Arkadaşım şu başlıkları konuşma diliyle mi açıyoruz? Konuşurken içmiyeceğim diyebilirsin ama yazarken o iş öyle değil. Başlığı 'içmeyeceğim' şeklinde düzeltebilir misiniz admin bey? Teşekkürler.
Oooo başlığı açan gudubet eko benim nickimi anmış. Arkadaşım seni ilgilendiren kısım var mı tam olarak? Yazdıklarımızla var olduğumuz bir platform burası. miss turkey bile güzel mi değil mi diye tartışılıyorsa bizim işimiz çok zor.
Benim de 1.75 +1.25 ile katıldığım yarışma. Liseye başladığım yıl tahtayı göremememle birlikte miyop olduğumu fark ettim. Özellikle gece bulanık görüyorum ve insanların yüzlerini ayırt edemiyorum. Gerçi hiç öyle bir derdim olmadığı için şu an gözlük de kullanmıyorum Kendini göstermek isteyen bir zahmet yakınımda dursun. Kırmızı başlıklı kızdaki kurt gibi hissediyorum. -marla senin gözlerin neden bu kadar büyük? -seni daha iyi görebilmek için kırmızı başlıklı kız. Yaklaş da kırt diye ısırayım seni. Zaten tek lokmalıksın.
Neden ağlamamaya çalışıyoruz ki? Hiç de kendimi zorlayamam. Bugün sık sık gözümden süzülenlere hiç engel olmaya çalışmadım ve saklamaya çalışmadım. Akması gerekiyordu aktı. Akşam soğan doğrarken ağlama niyetim yoktu, soğan etkisiyle akanları görünce arada kaynarlar diye iyice saldım gitti.
Hayatı kaçırmak, daha doğrusu yaşadığım hayattan kaçmak için uyuyorum. tahammül edebilmek ve devam edebilme gücünü toplamak için uykuya ihtiyacım var. O yüzden fazla uyuyor olabilirim, o konuda fikrim yok açıkçası.
Perva sözlük 17. seviye yazar ifadesidir. Oh be sonunda güneşten aydan uzaklaşıp dünyamıza iniş yaptık. Ayağımız şöyle bir yere bassın. Toprak iyidir, elektriğimizi atarız. Ben brokoli ve ıspanak ekmeyi düşünüyorum toprağıma. Kışın yeriz taze taze. Birçok insanın aksine brokoliye bayılırım. Toprağın bir kısmını da boş bırakayım diyorum, iki koyun alır otlatırım. Hem yavruları da aşırı sevimli oluyor. Koyunları korumak için bir Sivas kangal, akbaş ya da border collie cinsi bir köpek de alırım. Koştursun dursun sağda solda. Kedim zaten var, kedinin olduğu yerde ben zaten efendi olamam, benden başka köle olmaz toprağımda.
Günayydııınnn. Herkes mi erkenci, herkes mi enerjik? Ne güzel. Bu başlığa daha önce hiç yazmadım çünkü sabahları negatif ve suratsız oluyorum. Bu negatif enerjiyi bulaştırmayı ise hiç sevmiyorum. O nedenle yazmamış olabilirim. Bu sabah farklı, neden bilmiyorum en azından ben pozitif hissediyorum. Umarım devamı da aynı şekilde gelir.
Her şey olacağına varsa da ben mücade etmeden bunu kabul edeceğim anlamına gelmiyor. Ölüm gibi bir gerçeklik var, bunun bilincindeyim. Yaşam da bir çeşit hayatta kalma mücadelesi değil mi ki zaten? Ben elimden geleni yapıp hayata tutunmak için mücadele vermiyor muyum? Bunu yaptığımı düşünüyorum. Bazen karşıma çıkan engelleri aşmak için gerçekten çabalıyorum, bu çaba boşuna olsa bile bunu yapıyorum ve kendi mücadelemi veriyorum. Yenildiğim oluyor, kalkıp bir daha deniyorum. Bu defa daha iyi yenilmek için mücadele ediyorum ve daha iyi yeniliyorum. Umutsuzluğa kapıldığımda kimsenin desteği olmadan başardıklarım aklıma geliyor. Bu bana gereken içsel motivasyonu sağlıyor, devam edebilme gücünü. Bugün bitmek üzere, eninde sonunda bitecek. Ancak yarın yeni bir gün ve yeni bir sayfa. Bunu nasıl dolduracağım da bana bağlı. Bu ülkede akıl sağlığımızı koruyup devam edebilmek bunu gerektiriyor. Başka yolu yok.
Sen daha çok haklısın. Bu günlerde bir kaç örnek var bu konuyla ilgili gözümün önünde. Belki de bir şeyleri görmek için gönderildi. Çünkü bazen mücadele etmek beni çok yoruyor ve tükendiğimi hissediyorum. Ama bunları gördükçe de iyi ki uğrunda mücadele etmem gerekenler var diyorum.
Benden onay almadan görüntülü arayan kim olursa olsun yanıt vermiyorum prensip olarak. Öncesinde mesaj atılıp uygun olup olmadığım sorulabilir. Ayrıca görüntülü konuşmamızı gerektiren bir durum da yok. Tüm ailem, akrabalar ve arkadaşlarımın büyük çoğunluğu yakınımda. Uzakta yaşayan arkadaşlarım da zaten görüntülü aramazlar. Mutlaka normal sesli arama şeklinde konuşuruz ve onay varsa görüntülü aramaya geçeriz. Neyse ki direkt olarak hadsizce görüntülü arayan abim ve kuzenim var sadece. Onlar da bir şekilde alıştılar yanıt vermememe.
Fransa'da ortaya çıkmış ve ölüm cezası verilen kişinin başının kesilerek öldürülmesi için yapılmış keskin bıçaklı düzeneğe verilen isimdir. Geçtiğimiz günlerde arkadaş ortamımızda giyotin konusu açıldı. Giyotin görüntü olarak çok kanlı ve vahşi bir idam biçimi olsa da mahkumun ölümünün iple asılmaya göre daha az acılı olacağı sonucuna ulaştık. İple asılıp idam edilen kişiler, belli bir süre boyunca bilinci yerinde olmaya ve dolayısıyla can çekişmeye devam ediyorlar. Giyotinde anlık keskin bir acı sonrası bir iki saniye içinde her şey karanlığa gömülüp acı hissi ortadan kalkıyor olmalı. Son söz olarak; normal bir arkadaş ortamına sahip olduğumu hiç iddia etmedim. Muhtemelen sizler de o şekilde düşünmediniz zaten. Bizde de laf lafı açtı ve en son Giyotine kadar konuştuk işte. Bu başlık için fashion0034 nickli yazar tarafından ukde bırakılmış.
Benim etrafımda bu sıralar psikoloji gerektirecek konular var alime gibi oldum yemin ederim. Akıl vermekten kendime akıl kalmadı. En sonunda balataları sıyırıp huniyi ben takacağım. Bir de senin psikolojiye merakın var keşke bunu okusaydın diyorlar. Benim zaten etrafımdaki psikolojisi bozuklar yüzünden hayat okulunda master yaptım haberleri yok.
Recai nerdesin sen kanki? Bu nasıl bir sorumsuzluk? Hesapsahibi başlık açtı, admin mossad, fbi, kgb'yi devreye soktu seni bulmak için. Lütfen biraz düşünceli davran, çok şey istemiyoruz senden.
Perva sözlük 44. seviye yazar ifadesidir. Ben artık emin oldum. Sağda solda alay konusu olmamız için bulmuş bu isimleri admin. Küfür eder gibi ana falan da karıştırmış. Üstelik yine yazım yanlışı yapmış ki o kısma hiç girmek istemiyorum. Bezdum yemunle. Toprak ananın oğlu kesme işareti olmadan bu şekilde yazılacak. Ayrıca ben neden o seviyeye gelince oğul oluyorum. Basacak steroidleri, basacak testosteronu zorla toprak ananın oğlu yapacak bu admin beni. 43. seviyeye gelince yazmayı bırakırım. Unutturmayın bana.
senin sözün daha etkili :) sözlüğümüzün demirbaşlarındansın. açıkçası diğer sözlükte de 'biraz soluklan yiğidim' gibi bir uyarıya maruz kalıyorduk. o kadar söylememize rağmen değişiklik yapılmamıştı. bu admin nasıl bir yol izleceyecek bakalım.
@tamtam biraz soluklan yiğidim ne? Altar'ın oğlu Tarkan hana girdiğinde handaki kadının söylediği cümle geldi aklıma. Ya da toprak ana avdan gelen oğluna söylemiş de olabilir :)) kulakarkası çözer bence bu işi. Mor kalemle çizmiş, ona güveniyorum :)
çok fazla art arda beğeni yaptığımızda çıkan uyarıydı. :) esprili bulsak da biraz yadırgamıyor değildik. editörümüzden ben de umutluyum. bu işi çözeceğine ben de inanıyorum. buradaki mor kalem önemli bir detay. :)
Henüz iki yıldır var olduğu bu dünyadaki yaşamını bugün tamamlamış olan melek. Cinsel istismara uğradığı, beyin kanaması geçirecek kadar darp edildiği, kendi annesi tarafından korunmadığı için öldü sıla bebek. Böyle bir ülkede yaşıyor olmaktan dolayı bugün bir kez daha utanç duyuyorum. Sadece çocukların vahşice öldürülmediği, mutlu büyüyebildikleri bir ülke istiyorum. Sanırım çok şey istiyorum. http://www.dha.com.tr/gundem/tekirdagda-siddet-ve-cinsel-istismara-ugrayan-2-yasindaki-bebek-oldu-2516671