marla

Yine bir (bkz: death)ukdesi ve yine bendeniz.
Bu defa filmi izlemedim. Ne diye başlığını açıyorsun o halde demeyin. İzleyeceğim, o yüzden başlığı önden açayım diye düşündüm. Death son derece sağlam, kaliteli yapımlar için ukde bırakıyor. Tavsiye olarak kabul ediyorum bu defa. The devil all the time 2020 yapımı bir suç draması. Spoiler yememek için hiçbir yorumu okumadım. Tür olarak ilgimi çekti.
Filmi izleyip başlığa tekrar uğrarım.

Yorgun hissediyorum. İnsanları anlamaya, hak vermeye çalışmaktan yoruldum sanırım. Bir de yerim yokmuş gibi hissediyorum şu an. Ne yaparsam yapayım bir yere tutunma konusunda zorlanıyorum. Kendimi son derece acımasızca eleştirdiğim gibi başkalarına da aynı acımasızlıkta davranabilmeyi istiyorum, yapamıyorum. İlk cümleme geri döneyim, insanları anlamaya çalışmaktan yoruldum. Gerek yok, akışına bırakmak en iyisi.

Bir insanı veya topluluğu küçük görmek, aşağılamak anlamlarına gelen deyimdir.
Bu aşağılama biçimi sözel - yazılı olarak veya sadece jest ve mimiklerle yapılabilir. Her nasıl yapılırsa yapılsın bana insani bir özellik gibi gelmiyor. Birilerine sebep her ne olursa olsun tepeden bakan bir bireye denk geldiğimde önce sinirlenip sonra o kişiye acıyorum. Kim bilir ne kompleksli bir insan ki bunları aşmak için insanlara türlü şekillerde tepeden bakıyor diye düşünmeden edemiyorum.

(bkz: fashion) ukdesidir.
Bilim insanlarının yapmış olduğu çalışmalara göre abazanusların varlığı, insanların yerleşik hayata geçişine kadar uzanmaktadır.
Erişkin bir abazanus tarih öncesi çağlardan beri çok az değişime uğramıştır. Ulaşılabilen ilk abazanus fosilleri ile günümüz abazanusu arasında belirgin bir farklılık bulunmamaktadır. Abazanusların yaşadığı bölgeye uygun kıyafetleri dışında ayırt edici bir özellikleri bulunmamaktadır. Abazanuslar Türkiye'nin her bölgesinde yaşamaya devam etmektedirler. Abazanusların en belirgin özellikleri karşı cinse duydukları cinsel çekime karşı koyabilecek iradeye ve akla sahip olmamalarıdır. Bu da onları insandan ayıran en temel özellikleridir.

(bkz: fashion) ukdesidir.
Birbirine zıt kavramları bir arada kullanan anlatım biçimidir. Türkçesi ikirciklemdir. Dilimize çevirmesek de olurmuş aslında, eminim daha uygun bir çeviri bulunabilirdi. Birbiriyle çelişen ifadeleri yan yana kullanarak anlatılanı vurgulamayı amaçlar.

Bugün moderatörümüz (bkz: hercule poirot) tess gerritsen başlığına yazdığında aklıma düşmüş olan dizidir. Bir nevi onun ukdesidir. Başlıkta sembol koyamadığım için and şeklinde yazdım.
Tess gerritsen'in romanından yola çıkılarak çekilen bu suç dramasını severek izliyordum. Dedektif jane rizzoli ve adli tıp uzmanı doktor maura isles'in baş karakterleri olduğu bu polisiye çok başarılı bulunmuş ve yedi sezon boyunca yayınlanmıştı.

Roci... Dur ya bu o başlık değilmiş.

(bkz: kendinitavuksanankartal) ukdesidir.
Traditional wife (geleneksel eş,kadın) kavramının kısaltılmış ifadesidir. Tradwife kavramı, evliliklerinde çocuk doğurma ve bakımları, yemek yapma ve temizlik gibi ev işleri görevlerini üstlenen kadın anlamına gelir. Kadının odak noktası evi ve çocuklarıdır, evi dışında bir işi ve kariyeri olması mümkün değildir. Evde eşitlikçi bir iş paylaşımı bulunmamaktadır. Kadının yeri evidir. Avrupa ve özellikle Amerika'daki örneklerinde doğum kontrolü söz konusu bile değildir. Çok fazla çocuk sahibi olunabilir.
Son zamanlarda özellikle amerikan örnekleri ile instagram'da çok sık karşılaşıyorum. Ballerina farm belki de en bilineni. Kadın çok genç yaşta balerinlik hayaline veda ederek evleniyor. Üst üste sekiz çocuk doğuruyor. Kadının tek var oluş amacı üremek ve çocuk yetiştirmek gibi. Çiftlikte tüm işleri yaparken ve özellikle yemek videoları ile tanınıyor. Açıkçası eşi çok zengin olmasa böyle bir yaşamı tercih eder miydi bilmiyorum. Bu kadar varlıklı olup dünyayı gezmek, keşfetmek varken kendini bir çiftliğe hapsedip sürekli üremek gerçekten hayal ettiği yaşam mı emin değilim. Kadının yaşamı tamamen show da olabilir. Ancak ortada bir gerçek var, sekiz çocuk. Her biri de yakın ilgiye ve sevgiye muhtaçlar. Her bir çocuğa yetebilmenin mümkün olduğunu hiç sanmıyorum.

(bkz: Şeker portakalı).
Zeze'ye çok üzülmüş ve yaşadığı dramı içselleştirmiştim. Çocuk aklımla en sevdiğim kitaplardan biri olmuştu şeker portakalı.

Gecenin bu saatinde aklıma düşmüş olan tatlıdır.
Hamurunda yumurta, süt, sıvı yağ, şeker, kabartma tozu ve un gibi klasik malzemeler var. Waffle köken olarak Belçika'ya aittir. Üzeri içinse meyveler, çikolata veya farklı soslar kullanılabilir. Esas pişerken ortaya çıkan koku muhteşem.
Neyse, gidip bir bardak su içeyim. Waffle makinem de, üzerine süsleme yapacak malzemem de yok. Sanırım un bile yok. Vazgeç bu sevdadan marla.

(bkz: Muzdarip ).
Bu sözlük beni yoruyor.

Perva sözlük 20. seviye yazar ifadesidir.
Yine bir görev tanımı, yine bir angarya. Ben bir neyim ki ruhlara şifa dağıtacağım? Terzi kendi söküğünü dikemezmiş. Kendi ruhuma şifa olamıyorum ki. Bu sözlüğün beklentileri çok fazla, cık ben başa çıkamıyorum.

(bkz: death) ukdesidir.
Yalan söyleme hastalığı, patolojik yalancılık anlamına gelir ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Birey önemli olsun veya olmasın her konuda yalan söyleme eğilimindedir. Bunun kendisine veya çevresindeki insanlara verdiği zararı düşünmez ve yalan söylemeye devam eder. Yalanı ortaya çıksa bile bundan herhangi bir rahatsızlık duymaz çünkü söylediği yalanlara bir süre sonra kendisi de inanmaya başlar.

(bkz: kendinitavuksanankartal) ukdesidir.

Yoksulluk ve kimi kimsesi olmamak gibi anlamlara gelen kelimedir.
Çocukluk çağında ekonomik olarak zor durumda olmak mutlaka iz bırakır. Ancak bunun yanında özellikle ebeveynlerin yokluğu da söz konusuysa o yaralar çok daha derindir. Garibanlık fakirlikle çoğu zaman karıştırılır ancak garibanlık bana göre bir üst seviyededir.

Açılın covid uzmanı geldi. İki defa covid geçirdim, geçen yıl baharda ise adını unuttuğum bir varyantı geçirdim. domuz gribinin bir varyantı demişti doktorum.

En belirgin semptom sırt ve kas ağrısı oldu bende. Oturup ağladım ağrıdan. Böyle bir ağrı yaşadığımı hatırlamıyorum. Halsizlik çok uzun süre devam etti. Merdiven çıkmayı bırakın iki adım atsam yoruluyordum. Öksürük, ateş falan hikaye.

(bkz: sura)'nın nickaltına yazmıştım ancak başlığı açmak aklıma gelmemişti.
(bkz: #10159), görseli tekrar paylaşmayayım.

(bkz: death) ukdesidir.
Off muhteşem bir psikolojik gerilim filmi. İntikam hikayesi de diyebiliriz. Adım adım insanı içine çeken bir öyküsü var. Aynı susan'ın eski eşi edward'ın romanını elinden bırakmadan okumaya devam etmesi gibi biz de filmi okuyoruz. Karanlık bir hikayede yol alıyoruz. Susan edward'ı şu an evli olduğu adamla aldatmış ve ikili uzun yıllar önce boşanmıştır. Susan kitabı okudukça şok geçirir. Bu kadar güçlü bir romanı yazan edward zayıf karakterli olarak gördüğü ve üstelik aldattığı adamdır. Edward kariyerinin başında genç ve zayıf bir yazar olabilir ancak yıllar sonra ortaya koyduğu roman muhteşemdir. İzleyin, anlatmakla olmayacak.

(bkz: death) ukdesidir.
Ülkemizde paramparça aşklar ve köpekler olarak gösterime girmiş meksikalı yönetmen alejandro gonzalez ınarritu'nun 2000 yapımı filmidir. Film bol ödüllü ve oldukça sağlam bir film. Sözlükte spoiler özelliği var mı, varsa da nasıl kullanılır bilmiyorum. Bundan sonraki kısım spoiler. Marla spoiler vermişsin diye kızmayın. Devamını okumayın diye uyarıyorum.

paramparça aşklar ve köpekler'de üç farklı öykü anlatılmış. bu birbirlerinden çok farklı üç öykü bir kaza ile birleşiyor ve ortaya muhteşem bir film çıkıyor. filmdeki üç farklı hikayeye dair daha fazla spoiler vermek istemiyorum ancak el chivo ve cofi filmin en çarpıcı sahnelerine imza atmışlardı. hikayelerdeki aşk, dostluk, ihanet ve şiddet hep köpekler üzerinden anlatılmış ve köpeklere anlamlar yüklenmiş bu filmde. insanların sınıfsal farklılıkları vurgulanırken de yine köpekler üzerinden anlatılmış mesele. konusuyla, kurgusuyla ve oyunculuklarıyla çok beğenilmiş bir film paramparça aşklar ve köpekler. farklılık arayan film tutkunlarına önerebilirim. ancak rahatsız edici şiddet içerikli sahnelerin olduğu bilgisini de ekleyeyim.

Günümün çok boktan olacağının kanıtı sabah uyanma biçimimdi. Sabah bir koku ile uyandım ve gerçekten iğrenç kokuyordu. Yanımda kendini yalayan kedy kızımla göz göze geldik. Gaz mı çıkardı, bu kadar da olamaz diye düşünüyorum. Neyse bu kendini temizlemeye devam ediyor ancak koku geçmiyor. Delireceğim, uykum zaten açıldı. Kedy de delirmiş gibi kendini temizliyor ama koku sabit. Neyse kalktım, tuvaletini temizledim, yok koku geliyor yine. En sonunda kokunun kaynağının yatağıma getirmiş olduğu kaka parçası olduğunu anladım. Nevresim, alez, yastık ne varsa yıkıyorum şimdi. Yeni nevresim serdim huzurlu huzurlu uyuyor hanımefendi. Ben mi? Mide bulantım geçerse kahve içebilmeyi planlıyorum. Kokunun izlerini silmem lazım. Sabah sabah beynime kazındı bu koku.

Az önce okumak için rastgele başlıklara bakarken yakında 0 rakamı olan başlıklara dikkat edeyim, belki de yazarım dedim kendi kendime. Bu başlığı kim açtı, açarken hangi varoluşsal sancıları çekti, başlığa ne yazdı ve neden sildi acaba? Çok soru sordum biliyorum. Başlığı açan ve silen kişiyi admin görebiliyordur. Zahmet olmazsa bu merakımı gidebilir mi?
Üzgün yakışıklı deyince aklıma kabızlık çeker gibi bakan bir adam geldi ama neyse . Önemli olan başlığı kimin açtığı. Umarım bir erkek yazardır da azıcık güleriz. Kadınsa açık açık yorum yazma admin, özelden bilgi verebilirsin.