yumurtanın her türlüsüne bayılan ben bunu bir türlü yiyemiyorum. zaten kokusu baştan ağır geliyor. o ekmekten damlayan yağ falan içimi kaldırıyor. bir iki dilim belki yiyorum yapılırsa.
bence yumurtalı ekmek yumurtaya hakarettir. yumurtanın en güzel yenebilecek formu rafadan yumurtadır, o da olmadı omlettir. :))
havada uçan yeşil zeytinin gölgesidir.
iskenderun'u da katabiliriz. antakya'dan çok daha gelişmiş ve oturaklı bir yer.
kötüleşen ekonomi başta olmak üzere pek çok olumsuz giden durum sebebiyle ülkenin yavaştan el değiştirme sinyalinin geldiği seçimdir.
antalya iline bağlı, kemer çıkışına yakın merkez ilçesi. konum olarak konya'nın güneyinde kaldığı için mi konyaaltı denmekte yoksa tarihi başka bir anlamı var bilemeyeceğim. fakat şu bir gerçek ki yaşayanlarının önemli bir kısmı yabancıdır. market,giyim,yeme-içme, kira fiyatları antalya ortalamasına göre yüksektir. çooook uzun bir plajı vardır. nedense diğer ilçelerine göre burası daha çok yağmur alır. dağa çok yakın olduğu için mi bilmiyorum, rüzgarı da sert eser. fikslenmiş şekilde chp'ye oy veren bir kitlesi vardır.
iber yarımadasındaki hıristiyan krallıkların müslümanları bölgeden atma amaçlı ortak planlarının adıdır. "yeniden fetih" anlamına gelir. 718 yılında başlamış, 1492 senesinde sonlanmıştır.
japonya'da üretilmiş oyun konsolu. çıkış tarihleri:
playstation: 1994
playstation 2: 2000
playstation 3: 2006
playstation 4: 2013
playstation 5: 2020
playstation: 1994
playstation 2: 2000
playstation 3: 2006
playstation 4: 2013
playstation 5: 2020
Barış abinin bize bıraktığı faydalı bir şarkı/reçete.
ben başka zaman diliminden geldim.
Hocam hangi coini alayım?
mina coin alabilirsin :)
"çok yaşa, iyi yaşa" gibi cümlelerle karşılık verilen vücut tepkimesi.
cod serisinin 4, 5 ve 6. serilerinin ana adıdır. günümüze yakın tarihlerde gerçekleşen bu olaylar silsilesinde kendinizi kâh ortadoğu'da, kâh kafkaslarda, kâh sibirya'da bulursunuz. biraz spoiler gibi olacak ama dünya savaşı da işin içine girdiği için abd'sinden avrupa'sına her cephede farklı bir karakteri oynarsınız. senaryo saçmalıklarını bir kenara bırakırsak sürükler, saatleri yedirir adama. ama işte cod oyunlarına başından beri uyuz olurum çünkü karşıdaki adamları çok ezik ve aptal gösterir. holywood sineması gibidir ortalık, senin takımından 2 adam ölene kadar 200 kişiyi öldürebilirsin. canın mı azaldı? kenarda biraz otur geri dolsun. heroic western soldier, yürü bakalım.
şu anki hallerinde, yurtdışında yaptığım gözlemler sonucu batılıların çok medeni olduğu bir kesinliktir. karanlık geçmişleri onların şu an bizi her alanda solladıkları gerçeğini silip atmaz. daha kaliteli yaşarlar, daha kaliteli tüketirler, daha kuralcıdırlar, başkalarının alanına daha çok saygı duyarlar. türkiye şartlarına göre cennet gibi yerlerde yaşıyorlar. eksikleri var elbet, hatta bizden geri oldukları birkaç nokta da var. ama tartıya vurunca aramızdaki fark çok açık be kardeşim.
tıpkı diğer sosyal medyalar gibi dikkat dağıtır. sürekli 5-10 saniyelik videolar izleyip izleyip slide edersiniz. bana kalırsa alternatif bir sosyal medya olmalı artık. facebook bağımlılık yapmıyordu örneğin. şimdi kullanmıyorum ama eski halindeyken sadece arkadaşlarının paylaştığını görüyordun. tavsiye falan gelmiyordu önüne. bu da kullanım süreni azaltıyordu. gerçek hayata daha rahat dönüyordun. oysa şimdiki uygulamalar öyle mi?
- beklentilerimi karşılamadın, ama sana bunu doğrudan söylemek yerine her şey yolundaymış gibi yapıyorum.
aka evrensel gelir / temel gelir
pek çok büyük şirket sahibi tarafından dillendirilen bir model. şimdi bunu uzun uzadıya yazacak ne zaman var ne detay bilgi ama özetleyebilirim. adamlar diyor ki, biz yakında her işimizi robotlara yaptıracağız. ama robotlar çalışınca insan çalışmayacak. ee ne olacak, işsiz kalacak. o halde bu insanlar nasıl geçinecek? evet, cevap bu. devlet bu yapay zekalarla yönetilen, insana ihtiyaç duymayan firmalardan vergi alsın. bu vergi insanlara dağıtılsın. onlar da yaşasın ve tüketsin. tüketsin ki ekonomik çarklar dönsün.
gelişmiş ülkelerde orta vadede uygulanabileceğini düşünüyorum. türkiye gibi" cumartesi de yetmez pazar da gelin çalışın" diyen çobanın çok olduğu yerlerde daha zor.
pek çok büyük şirket sahibi tarafından dillendirilen bir model. şimdi bunu uzun uzadıya yazacak ne zaman var ne detay bilgi ama özetleyebilirim. adamlar diyor ki, biz yakında her işimizi robotlara yaptıracağız. ama robotlar çalışınca insan çalışmayacak. ee ne olacak, işsiz kalacak. o halde bu insanlar nasıl geçinecek? evet, cevap bu. devlet bu yapay zekalarla yönetilen, insana ihtiyaç duymayan firmalardan vergi alsın. bu vergi insanlara dağıtılsın. onlar da yaşasın ve tüketsin. tüketsin ki ekonomik çarklar dönsün.
gelişmiş ülkelerde orta vadede uygulanabileceğini düşünüyorum. türkiye gibi" cumartesi de yetmez pazar da gelin çalışın" diyen çobanın çok olduğu yerlerde daha zor.
robotların üretimde kullanılması durumu. insan gücünün istenilen üretim rakamlarına ulaşamaması nedeniyle ortaya çıkmıştır. otomasyon yaygınlaştıkça insana duyulan ihtiyaç azalacaktır. peki insanlar nasıl para kazanacak?
(bkz: universal income)
(bkz: universal income)
part time balıkçılık olabilirdi. hayatımda oltayı eline almışlığım yok gibi bir şey.
2024 yılında ileri demokrasi o kadar ileri gitti ki gözden kayboldu.
hükümet yerel seçimleri kaybederken izlemesi çok keyifliydi. böyle bir south park sessizliği, sandıkların %3'ü açıkken yaşadıkları o heyecanın çaresizliğe dönüşü... anlayamazsınız :d
ha tabi oradan sonra hemen imamoğlu'nu israil tebrik etti falan diyerek algılara kaldıkları yerden devam ettiler.
kısacası bommmmboş bir haber kanalı işte.
ha tabi oradan sonra hemen imamoğlu'nu israil tebrik etti falan diyerek algılara kaldıkları yerden devam ettiler.
kısacası bommmmboş bir haber kanalı işte.
2010'lardan beri hakaret olarak kullanılan bir kalıp. aslında sosyal adalet kavramı çok önemli, tarih boyunca sudan sebeplerle ezilmiş kitlelerin yanında olmak güzel bir şey. ama işin ucunda insan olunca illa ki birileri bunu fazlasıyla sömürür, çıkar aracı haline getirir.
aslında ben farklı bir şey söylemek istiyorum. hepimizde toplumsal evrim temelli bir ırkçılığa meyil var. insan kendisinden farklı birini görünce mesafeli duruyor. çünkü toplumlar eskiden bu kadar karışık değildi. herkes yakın muhitlerden birileriyle tanışıp aile oluyor ve çoğalıyordu. şimdi ise her türden insan her ülkede görülebiliyor. bu da doğal olarak bir tepki oluşturdu. ben sosyal adalet savaşçısı denilen kitlenin, netflixin ve diğer "anti racist" oluşumların elit tabaka tarafından desteklendiğini düşünüyorum. bu şekilde her şeyi gözümüze soka soka, her türden herkese toleranslı olmamızı hedefliyor olabilirler . ama finalde ne istiyorlar? tek dünya devleti mi kuracaklar, hepimizi köle falan mı yapacaklar yoksa cennetin krallığı mı gelecek... göreceğiz.
aslında ben farklı bir şey söylemek istiyorum. hepimizde toplumsal evrim temelli bir ırkçılığa meyil var. insan kendisinden farklı birini görünce mesafeli duruyor. çünkü toplumlar eskiden bu kadar karışık değildi. herkes yakın muhitlerden birileriyle tanışıp aile oluyor ve çoğalıyordu. şimdi ise her türden insan her ülkede görülebiliyor. bu da doğal olarak bir tepki oluşturdu. ben sosyal adalet savaşçısı denilen kitlenin, netflixin ve diğer "anti racist" oluşumların elit tabaka tarafından desteklendiğini düşünüyorum. bu şekilde her şeyi gözümüze soka soka, her türden herkese toleranslı olmamızı hedefliyor olabilirler . ama finalde ne istiyorlar? tek dünya devleti mi kuracaklar, hepimizi köle falan mı yapacaklar yoksa cennetin krallığı mı gelecek... göreceğiz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?