confessions

siyah anka

1. nesil Yazar - 13. Seviye Güneş Muhafızı - Yazar

  1. toplam entry 410
  2. takipçi 11
  3. puan 24721

gratis

siyah anka
birkaç ay önce büyük indirim yapıp canavarları görmemizi sağlayan marka. çok şükür işim düştüğünde bile kalabalıksa girmem. birkaç ürüne bakarım ve alacağımı alıp çıkarım sadece.

bakım ürünleri iyi kesinlikle.
6
Ephemeraltime Ephemeraltime
Off kesinlikle rezalet ya. Ben isterse %1000 fark olsun yine o rezilliği çekmem. Bugün sakindi neden sakindi anlayamadım bile ama işime geldi.
siyah anka siyah anka
ben çok uğrayan biri değilim. ihtiyacım bittiğinde aklıma gelirse gider alırım. gerçekten o rezilliği yaratanlarda utanma da yok ama. bir tanesi korku filmi için teklif almış. ehh tr de rezil olamazsın ne de olsa. pazar günleri yoğun mu oluyor ki?
Ephemeraltime Ephemeraltime
Öyle. Evet hafta sonu daha yoğun oluyor
siyah anka siyah anka
geçmiş olsun diyeyim o zaman. en azından bugün şanslıymışsınız ama sabahtan gittiyseniz normal. millet daha kahvaltı yapıyor :)
Ephemeraltime Ephemeraltime
15.00 gibiydi
siyah anka siyah anka
ooo o zaman bayağı şanslıymışsınız.

the last kingdom

siyah anka
muhteşem bir dizidir. dizinin tek sıkıntısı iki bölümde bir seks sahnesi olduğundan beni baymıştır.

uthred kıl olduğum karakterdir ayrıca. oyuncu iyi oynamış kesinlikle.

savaş sahneleriyle birlikte efsane yapım olacakken erotik kurgu mu izliyorum yoksa tarihi dizi mi diye beni ikileme düşürmüş ve yarım bırakmama sebep olmuştur.

bak tamam seks sahnesi yaz anlarım ama arkadaş iki bölümde bir midem bulanıyor artık. ben tarihi olayları istiyorum. her sezon yanılmıyorsam 10 bölümdü. mesela bu 10 bölümden iki bölümü olsa o kadar soğutmazdı ama insanlar da ancak sex sells düşüncesine koyun gibi atlıyor naparsın?
8
mischief mischief
Daha ilk sezon bitmedi ama bu durum gerçekten rahatsız ediyor abartmışlar.
mischief mischief
Vikingsde de vardı
siyah anka siyah anka
bence de. hani yazma demiyorum yaz ama az yaz.
mischief mischief
Eskiden böyle değildi nice güzel diziler vardı böyle şeyler koymuyorlardı nereden nereye
siyah anka siyah anka
yoo yine vardı da bunun gibi tarihi diziler bir yerde sıktığından yaptılar herhalde. 2 bölümde bir ilk defa gördüm bende bu dizide. vikings de böyleyse başlamayayım hiç.
mischief mischief
Nice diziler izledim nadiren 1 2 sahnede oluyordu mesela Breaking bad, mr robot vs. gibi
mischief mischief
Vikingsde bu kadar var mıydı hatırlamıyorum ama birkaç yerde olduğu kesin
siyah anka siyah anka
onlarda olmasın bir zahmet.

birkaç yer sıkıntı değil olmasını da desteklerim. yeter ki dk başı olmasın.

gece yarısı kütüphanesi

siyah anka
sonu çok rahat tahmin edilebilecek nitelikte çerezlik bir kitaptır. ergenlik çağındaysanız iyi gelir ya da ilk gençlik dönemindeyseniz.

spoiler vermek istemediğimden susmak durumundayım. bazı noktalar bana saçma geldi şahsen.
6
succulent succulent
Ergenlik çağındayım bana iyi geldi :)
siyah anka siyah anka
ben bu kitabın bir yerlerde yanlış olduğunu düşünüyorum ama spoiler vermiyim diğer insanlara. size iyi gelmesine sevindim.
succulent succulent
Zaten bu kitabın anlatmak istediği bir kafa yapısı ile yaşıyorum o yüzden bana farklı bir artı katmadı düşünce tarzı olarak ama uzun süredir tek solukta kitap okumamıştım bu açıdan beni tatmine ulaştırdı.
siyah anka siyah anka
şahsen bende o kafa yapısını sorguladığımdan dediğim dönemleri söyledim.
succulent succulent
Olabilir tabi. Hepimizin bakış açısı bir olması mümkün değil. Bu konuyu spoiler vermemek adına özelden konuşabiliriz. Çünkü bakış açını merak ettim
siyah anka siyah anka
olur

yazarlardan yazarlara sorular

siyah anka
istediğinizi cevaplayın bakalım. yığınla soru var.

1- sorular sorulmasaydı dünyaya ne olurdu?
2- insanın anlam arayışında varacağı yer neresi olabilir?
3- tanrısallığın kutsallığını işleyen beyin onu sorgulamayı neden reddeder?
4- neden mi önemli yoksa nasıl mı?
5- bir şeyin özüne inerken ona zarar vermemiz mümkün mü?
6- bir doğa kanunu olsaydınız hangisi olurdunuz?
7- aşk romanları ve çok bilinen kitaplar hariç kitap öneriniz ne olurdu?
8- sizce şu ana kadar icat edilmiş en büyük buluş ne?
9- eğer mühendis olsaydınız ne mühendisi olurdunuz?
10- bir şeye inanmakla bilmek arasındaki fark ne?
11- bir şeyi bilmenin buz gibi gerçekliği mi yoksa inanmanın hayal sınırında mı dolaşmak istersiniz?
12- sorabileceğiniz düşündürücü, üzerine kafa yormalık bir soru var mı?
13- insan karakterini aşabilir mi?
14- sizce ilk nota nasıl ortaya çıktı?
15- bir zaman çizelgesi yaratsaydınız nasıl olurdu?
16- bir kavramın derinliğini gösteren en önemli unsur nedir?
17- derin kavramlar basit şekilde ifade edilebildiği halde nasıl karmaşık olabiliyor?
18- bir insanın ya da kavramın derinliğini belirleyen nedir?
19- bir kavrama anlam yüklememiz oldu derinleştirme isteğimizden mi gelir?
20- insanlığın en eski muamması nedir?
30- sizce ilk söylenen kelime ne olmuştur?
31- kitaplar işkence yöntemi olarak kullanılabilir mi? kullanılabilirse nasıl?
32- şu evrendeki mükemmel sistem kendiliğinden oluşamaz deriz ancak yaratıcının da mükemmel özelliklere sahip olduğunu unuturuz. o zaman doğru olan hangisi? mükemmel sistem yaratıcıyla var olduysa ondan da mükemmel olan yaratıcı nasıl var oldu?
33- yokluğu varlıkla tanımlamamız hakkında ne düşünüyorsunuz? yokluk var mıdır yoksa yok mudur?
34- gerçeklik ve doğruluk nesnellik çerçevesinde incelenebilir mi yoksa ikisini de öznellik çerçevesinde mi incelemeliyiz?
35- bugüne kadar gelen 4300 din var ve insanlar çeşitli dönemlerde bunlara inanmışlardır. bazıları hala etkili bazıları yok oldu. şimdi inanılan tüm dinlerde diğer dinlere pek yaklaşılmıyor. ya yanlış olduğu düşünülüyor ya da kendi dinlerinin doğru olduğuna inanılıyor sadece. sizce de bu işte bir yanlışlık yok mu? din gerçekten ne işe yaradı veya din gerçekten var olan bir şey mi yoksa uydurma mı?
36- bilimin bir toplumda gelişebilmesi için sizce neye ihtiyacımız var?
37- zaman ve mekan kavramları hakkında ne düşünüyorsunuz? gerçekler mi yoksa bir simülasyondan mı ibaretler?
38- delilik sizce nedir?
39- hayatınızı değiştirmek için atacağınız ilk adım ne olurdu?
40- hayat felsefesi sizce ne işe yarar? her insanın bir felsefesi olmalı mıdır?
41- hangi kitabı siz yazmak isterdiniz? neden ve o kitabın sizin için anlamı ne ?
42- evrim varsa dinozorlar neden evrimleşemedi?
43- bugüne kadar seyahat ettiğin yerlerden en sevdiğin neresi?
44- herhangi bir konuda 10 dakikalık bir sunum yapacak olsan ne üstüne olur?
45- birinden şimdiye kadar aldığın en iyi iltifat ne?
46- hiç tanımadığın birinin senin üzerinde gerçekten büyük bir etki yarattığı oldu mu; kim ve neden?

squat deadlift bench pres üçlüsü

siyah anka
genel anlamda benim yapmadığım ama yapanların da dikkatli şekilde yapması gereken üçlüdür. belinizi, bacağınızı sakatlamayın ve en baştan başlıyorsanız ağırlık kaldırmayın ve mutlaka doğru formda yapın yoksa ciddi hasar verebilir. ayrıca bunda hava atacak bir şey olmadığını da bilin.

kas hareketlerini doğru formda yaptığınızı nasıl anlarsınız? çalışması gereken bölgede çalışmayı hissettiğinizde anlıyorsunuz. bir gün sonra ilgili bölgeler ağrıyor ya da bir şey hissediyorsunuz. bir de aynaya bakın imkanınız varsa ve öyle yapın.

patates

siyah anka
kızartması efsane olan yiyecektir. ayrıca mücver, salata ve kavurma olarak da tüketilebilir. tek sıkıntı sindirim biterken eli ayağı titretiyor maalesef. çok hızlı yükseltip indiriyor kan şekerini.

kaynaklara bakmak

siyah anka
özellikle bilim entryleri girenlerde sonunda kaynak eklemesinin birinci sebebi hepinizin malumu. ikinci sebep ise arkadaşlar detaylı okumayı yapmanız içindir. ben yazarken kendi anladığım şekilde ve çok detaylı olmayan bir biçimde yazıyorum alanım dışı konuları. yazdıklarımda eksik noktalar çok. bu sebeple kaynaklardan daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz hatta başlığa katkıda bulunabilirsiniz.

kısacası kaynakçalara bakmayı unutmayın.

okyanus

siyah anka
aslında okyanus ifadesi oldukça yen bir ifade diyebiliriz. genelde deniz olarak adlandırılır ama bilim insanları daha sonra en büyük su kütlelerine okyanus demiş. eskiler dünyanın beş denizden oluştuğunu öne sürerler. o kısmı da siz bulup yazın bakalım.

bilim insanlarının bir oyunu diyebiliriz buna.

copy paste entryler

siyah anka
hoş karşılamadığım entrylerdir. yukarıdaki yorumda yazmayı unuttum ekleyeyim. tüm entryler benim ve kaynakçalara bakarsanız kendi ifadelerimle yazdığımı görebilirsiniz entryleri. direkt alıp koymaya bende karşıyım. bu sebeple kendimce ifade ederek yazarım her seferinde yoksa anlamı yok.

edit: direkt alıp koyuyorsam alıntı ibaresini eklerim mutlaka.

evrim teorisi

siyah anka
aslında var olan bir şeydi sadece insan fark etti. aslında detaylı bilgi girmek isterdim de o kadar uzun entryyi kimse okumaz asla.

kısacası aslında antik yunan dünyasından beri üstüne konuşulan ancak sistematik hale getirenin darwin olduğu teoridir.

teori kanuna dönüşmez haberiniz olsun zaten kanıtlanmış bir şey.
2
alaskan crab alaskan crab
Eski çinli kaynaklarda da evrime uygun canlı kategorilendirilmesi falan var, islam felsefesinde evrim nazariyesi fikri mevcuttu dediğin gibi.
siyah anka siyah anka
evet ama tam olarak islam alimleri ileri gitmeyelim diyerek içine etmişler aydınlanmanın. sen ileri git. tanrıyı sorgula. sonra günahını sevabını düşünürsün ki bu yüzden ömer hayyam beni gözümde kahramandır. bende inandığım dönemde tanrıyı çok sorguladım. hiç de çekinmedim bundan.

lenz kanunu

siyah anka
heinrich lenz tarafından bulunan kanundur.

bu kanuna göre iletken bir telle sarılmış bobine bir mıknatıs sokup çıkarırsak manyetik alan oluşur. newton'ın 3. yasası olan etki-tepki kanununa göre bir etkide bulunulursa buna karşı bir tepki oluşur. işte bu manyetik alan oluşturulmasına karşın bobin kendisi de bir manyetik alan oluşturarak mıknatısın yarattığı etkiye tepki verir. bu etki-tepki sonucunda elektrik akımı ortaya çıkar. işte bobin tarafından yapılan bu müdahaleye lenz kanunu deniyor.

görsel

yani bir mıknatısın oluşturduğu manyetik alana karşı bobinin oluşturduğu zıt manyetik alana doğru akan akımı ifade eden terimdir lenz kanunu.

biz bu bobinin yaptığı ters akıma indüksyon akım diyoruz. bu kuvvetin meydana getirdiği akım bir nevi karşı koyma hareketidir. bu karşı koyma hareketi de küçültücü veya büyültücü yönde etki yapabilir.

aslında bildiğiniz faraday yasalarının eksik kısımda kaldığı ters etkiyi açıklar. aynı zamanda enerjinin korunumu yasasına da dayanır.

peki bu ne işimize yarayacak? yani neden böyle bir kanun var ve hayatta nerelerde görebiliriz bu kanunu?

kart okuyucular, mikrofonlar, metal dedektörleri gibi aletleri kullanmamızı ve bunları oluşturabilmemizi sağlayan bir kanundur. hatta bugün gemilerdeki hızı ve alınan mesafeyi de ölçmek için kullanılan paraketeler de vardır.

eğer ki anlatamadıysam aşağıdaki kaynakları okuyup videoları izleyebilirsiniz.

kaynak 1 ve 2

video 1, 2, 3

görsel kaynağı

kitapların kaderi

siyah anka
yazıldıkları anda belirlenen alın yazısıdır.

bazı kitaplar vardır, tehlikeli bulunurlar ve yakılırlar.
bazı kitaplar vardır, tozlanmış rafların arasında astım krizlerine girerler. biraz yakınlaşırsanız size de bulaştırır öksürüklerinizi duymak isterler.
bazı kitaplar vardır, insanlara mutluluk dağıtırlar. evlerin en güzel köşelerinde en güzel şekilde muhafaza edilirler.
bazı kitaplar vardır, sadece gerekli görüldüklerinde kullanılırlar.
bazı kitaplar vardır, bir toplumu yönetir.
bazı kitaplar vardır, insanlara yolculuk yaptırır.
bazı kitaplar vardır, hediye olurlar.

kaderleri böyle ilerler çeşitli kitapların. insanlığın yazıyı bulmasından beri geçen sürede çeşitli kaderi olan kitaplar çeşitli serüvenlere atılmış, kimi zaman yok olmuş kimi zamansa günümüze ulaşmıştır. geçmişten bu yana insanlığın en büyük mirasını gelecek kuşaklara çeşitli yollarla aktarmaya çabalamış ve yerini yavaşça dijital dünyanın kollarına bırakmaya başlamıştır.

bundan sonra ne olacağını tahmin etmek zor olmasa da geçmişten günümüze fısıltılarıyla kitapseverlere yol göstermiş ve bizlere kader ortağı olmuşlardır. bazen hüznümüzü birlikte yaşamışız bazen de sevinçlerimize ortak olmuşlardır.

her kitap zamanını beklerken bazıları ne yazık ki geriye gözyaşı bırakmıştır.

kaderi de kendileri kadar çeşitli olmuş ve insanlığın en büyük mutluluğu en büyük utancı olmuşlardır.

sahi bir kitabın kaderini kim belirler?

nasıl güldüğün edebini neye güldüğün zekanı gösterir

siyah anka
bir atasözü, özdeyiş ya da deyimdir.

birçok insanın duyduğuna inandığım ancak kimsenin üzerinde gerçekten düşünmediğine emin olduğum atalarımızdan miras kalan bir söz. ancak gerçekten böyle midir? sanmıyorum.

öncelikle gülünen şeyin edebi göstermesini anlamsız buluyorum. ne yani ortada güleceğimiz bir şey varken serenad yaparak ya da hanımefendi/beyefendi gibi mi gülelim. açıkçası bazı şeylerde yerlere yatan biri olarak pek yapabileceğim bir iş değil bu.

diğer nokta da zeka meselesi. açıkçası güldüğümüz şey zekayı değil bence bilgiyi gösterir. mesela ben sanmıyorum ama dünyanın en kötü mizahını yapan almanlara da gülen vardır mutlaka. bazı gülünen şeyler ise o anki ruh haline ilişkindir ya da insanın yapısı böyledir. hadi her şeyi geçtim bir şey kültür öznesi olduğundan o şeyi bilmeyen biri gülmeyebilir. bu sebeple ne zekayı gösterdiğini ne de edebi gösterdiğini düşünüyorum.

neyse efendim benim düşüncelerim bunlar.

insanların bilgiye tok olması

siyah anka
birçok insanın eğlenmeyi asıl amaç olarak görüp bilgilenmekle ilgilenmemesi durumunda ortaya çıkan kara tablodur.

ne yazık ki toplumumuzda bolca bulunan insan grubudur. ancak burada bu konuda yeterince konuşulduğundan ben başka açıdan konuya değinmek istiyorum.

biliyorsunuz bizim ülkemizdeki entelektüel kitle bilgiyi kendine saklayan insanlardan oluşur. ben çalıştım, öğrendim sen de çalış, öğren kafası vardır bunlarda. çünkü asıl mesele öğretmek değildir ve ne yazık ki onların bu tutumu toplumumuzun da böyle olmasına sebep olan birincil etken olmasa da en azından o etkenlerin ilk üçünde yer alır.

diğer bir nokta da bilgi veren insanların kıymet görmemesidir ve bu da toplumsal egonun ne kadar büyük olduğunu gösterir. bunu zaten sosyal medyada gördüğümüzden ve bolca tartıştığımızdan da ve burada da yeterince savaştığımızdan da bırakıyorum buraya.

eğlenmek ve rahatlamak hakkımız olsa da sanırım bu sözlükte bulunan herkes takdir eder ki bunun da sınırının olduğunu gördük. eğlenmek en çok aç olduğumuz konuyken bilgilenmek en tok olduğumuz konuların başında geliyor.

peki bu kadar tokken neden o zaman bizden bir filozof ya da ülkemizden gerçek bir bilim insanı çıkmıyor? birçoğu yurt dışında dikkat ederseniz. yurt dışında olmadan türkiye'den çalışarak neden bir nobel çıkmıyor.

ben söyleyeyim bilgiye tokluğumuzdan çıkmıyor. aslında bu kadar bilgisizlikle bilgiye o kadar tokuz ki en ufak bilgi kırıntısını yeriyoruz. evet neden türkler türkiye'de nobel alamıyor? cevap bu. benim bulabildiğim başka cevap yok.

bunun sonucunda da oluşan tablomuz ortada. daha fazlasını konuşmaya gerek yok.

yazmanın ön koşulu

siyah anka
sizce nedir?

bütün kitap okuyan insanlar yazmanın ön koşulunun kitap okumak olduğunu söyler. tüm o yazarlar kitap okumadan yazılamayacağını ve boş eser çıkarılacağını düşünür. hakeza düzgünce bu işi yapmak isteyen birinin de okuması gerektiğinin farkında olduğunu düşünüyorum. ancak sadece okumak yazmaya yeterli bir koşul mudur?

bence değil. bunun sebebi şu, siz bir şeyi yaşarken hissedebilmelisiniz. bir olayı anlatırken aslında onu iyi aktarabilmek için yaşamak gerekiyor. aşkı aşık olmayan birinin anlatımıyla aşık olan birinin anlatımı aynı olmaz asla. bu sebeple hep okumak dense de ben bir madde daha eklenmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü yazmak sadece bir şeyler karalamak değil aslında kendimizdeki parçaları fark etsek de etmesek de oraya koymak demektir.

aynı zamanda bir derdi olmalı insanın. dertsiz insan hiçbir şey yapamaz. öyle ya hepimiz para kazanma, kimliğimizi bulma derdi yaşamasak bugünlere nasıl gelirdik? bir dert edinmek ve bunu paylaşmak istemek gerekiyor ki yazının konusu belli olabilsin.

bu yazdıklarım ışığında bence yazmanın 3 ön koşulu var.

1- okumak: hangi tür yazılacaksa eser ona göre bir yapı belirleyebilmek için o türde okumalar yapmak gerekir. şiir konusunda zayıf olan ve okumayan biri şiir yazamaz. yani yazar da şiir olmaz o.

2- yaşamak: her insanın bir şeyleri aktarabilmesini sağlayabilmek ve onu ifade edebilmek için ne olması gerektiğini ve karakteri ortaya koyabilmesini sağlayan yegane güçtür.

3- dert sahibi olmak: bunu zaten açıkladım.

herakles sütunları

siyah anka
herkül sütunları ya da melkart sütunları olarak da bilinen herakles'in diktiği düşünülen sütunlardır. ayrıca platon'a göre burası kayıp şehir atlantis'in de bulunduğu yerdir.

öncelikle herkül'ün 12 görevini okuyun hatta buraya yazın.

antik yunan uygarlığında herakles, ona verilen 12 görevi yerine getirmek için çıktığı yolculuklarda o dönemde ulaşabileceği en sınır noktaya yani dünyanın sonu dediği yere ulaşmıştı. bu sınırda da düşmanlarıyla savaşmış ve hepsini yenmiştir.

görsel

efsanenin birine göre herakles kendi başarısını hatırlatacak iki sütun yerleştirmiştir. *
diğer efsaneye göreyse herakles birbirine bağlı duran iki dağı ayırarak ortasından denizin geçmesini sağladı.

bugün herakles sütunları bir mit olsa da yeri merak edilip araştırılmış ve birinci yerin ispanya'da bulunan cebelitarık kayası olduğu söyleniyor. kuzey sütununu burası oluşturuyor. ikinci yerin, yani güney sütununun ise fas sınırlarında olduğu düşünülse de tam bilinmiyor. bununla ilgili iki görüş var. fas'ta bulunan musa dağı veya hacho dağı olduğu düşünülüyor.

kaynak
görsel kaynağı

tiktaalik roseae

siyah anka
amfibik canlıdır. deneyerek ilerlemiş ve bugünkü evrimin ilk basamaklarından biridir. o karaya çıkmasaydı evrim bu derece gelişir miydi bilinmez.
3
mischief mischief
Bildiğim kadarıyla Tiktaalik dışında başka balık-4 ayaklı omurgalı arası geçiş formu olduğu için elbette gelişirdi.
mischief mischief
Tiktaalik dışında ara geçiş formlarını bulup atacağım güncelleme yaparım
siyah anka siyah anka
elbette gelişirdi ama tiktaalik sayesinde şu anki evrimsel süreç var oldu diyebiliriz. o olmasaydı da bir başka canlı mutlaka olurdu. birsürü bulursun. biz bile ara geçiş formu sayılabiliriz.
9 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol