Yok kanki senin ev nişan taşına bakıyor. Ayrıca evim standart güzellik algısından uzak. Yaklaşık 30 yıllık bir bina. Belki çoğu kişinin güzellik algısından uzaktır. Bildiğin köy evi. Ama ben çok seviyorum. Çünkü içinde Huzurluyum
Aslında ben sobadaki odun kadar odun biriyimdir ama bu hayat şartları beni romantizme sürüklüyor. Yahu kaç kişi evde soba yakıyor. Şimdi ben bu ortamda nasıl duygusallığa bağlamayayım. Oduna bakıyorum bak odunlar da yanıyormuş sen de yanarsın niye yanmayasın diyorum.
Diyabet hastası babamın yeme ayarı bozulduğu için her tarafa haber saldım. Benim mıntıkam dışı bir şey yerse gittiği her yerden beni arayıp baban bunu yiyebilir mi bunu içebilir mi diye izin istiyorlar. Buna çay da dahil :)
Benimki de tekken camdan kuşları seyrederdi. Şimdi bu tarçın geldiğinden beri kedi olduğunu anladı. Sürekli boğuşuyorlar koşuşturup duruyorlar evin içinde çok komikler
Bu başlığa yeniden yazmak istiyorum çünkü son zamanlarda fark ettiğim bazı şeyler oldu.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki biz kardeşimle neredeyse yalnız büyüdük. Aç kaldık yeri geldiği zaman 7 8 yaşında yemek yapmayı öğrendim. Evde ekmek olmaz komşudan isterdik misal. Böyle olsun asla istemem çocuğuma karşı. Ama bugün elimde hiçbir meslek olmasa yine bir şey bulur bu hayata tutunur yaşar giderim. O günlerin bana öğrettiği bir öğreti bu.
Geçelim kendi anneliğime, kendimle çok mücadele edip kötü bir anne olduğumu düşündüğüm çok zaman oldu. Ama aslında kötü değildim. Bunlar neler? Birincisi hiç bir zaman çocuğumun Peşinde gezip yemek ye diye zorlamadım ve alternatif yemek sunmadım. Şimdi her türlü yemeği yiyen bir çocuğa sahibim. İkincisi kaç senedir okula gider asla ödevleri konusunda baskı yapmadım sadece hatırlattım. Şimdi kendisi bunun bilincinde ve oturup kendi yapıyor. Üçüncüsü bebekliğinden bu yana zaruri durumlar dışında her gece uyurken kitap okudum ona şimdi kendi kitap okuyor hem uyurken hem okula giderken serviste bile. Dördüncüsü hiçbir zaman çantasını ben hazırlamadım.bu seneye kadar hep eksik giderdi okula illa çantasında bir kitap bi araç gereç muhakkak eksik olurdu. Az önce spordan almaya gittim soyunma dolabına tarak bile koymuş. Şu an çantasında hiçbir eksik olmadan gidiyor. Proje ödevlerinin hiç birini ben yapmadım. O çirkin eğri büğrü yazısı ile hep iğrenç ödevler yaptı bu sene yaptığı resimlerde projelerde panoya asılacak kadar güzel oluyor.
Gözlemleyerek ve o durumda eksiği olduğu durumda kendi düşeceği durumu bilmeden hiç kimse sorumluluk sahibi olmaz. Dayatma ile çocuk yetiştirilmez. Onlar için yaptığınız tüm bu tarz sorumluluk gerekleri aslında onlara bir kötülük. Sizin yapabileceğiniz tüm şey, sabah kahvaltısını hazırlamak akşam yemeğini hazırlamak, sevmek, konuşmak, dinlemek, kişisel hijyenine yardımcı olmak. Diğer her şey kendiliğinden olur.
Birden fazla da olabilir. Ve bunlar rocinin anlattığı gibi aslında popüler de değil. Derin yaralar bırakır. Hele hele daha çocuk-bebek yaşta yaşamış olmak tüm hayatını etkiler. Korkuların derinleşir. Bastırdıkça seni olmadık yerde yakalar bunlar.
Yaklaşık 15 yıldır şekersiz içiyorum. Çay içtiğinizi ancak öyle anlarsınız. Bence çay kahvaltıda ve biriyle içilince güzel. Kahve ise yalnızların içeceği gibi geliyor.
Profesyonel olmak için muhteşem bir görsel hafızaya ihtiyaç vardır.
Bir dönemler amatörce uğraştığım bir hobimdi. İnanılmaz kafa dağıtıyor. Resmi yapmaya odaklandığınızda tüm zihniniz başka bir aleme gidiyor. Gündelik işlerden, dertlerden uzaklaştırıyor.
Oo süper ben boyamayı seviyorum ya tüm evdeki eski eşyaları boyadım. Kendime odun kasası yaptım eve koymak için onu boyadım. Eski bir vitrin vardı onu boyadım. Eski bir gardrop vardı onu boyadım.
çok tatlı görünüyor renk geçişleri, fırça darbeleri aşırı güzel olmuş, amatörlüğü belli eden tek şey, perspektif ve kompozisyon düzeninin olmaması. Gerek var mı?, yok kişi eğlendikten sonra sorun olmuyor, ben de kafama göre yapıyorum bazen uzun zamandır elime almadım gerçi de, görüntüsü bile heveslendirdi :)
Asla beraber olamayacağız. Aynı evi, aynı teni paylaşamayacağız. Aynı masada oturmayacağız. Hatta aynı şehirde bile oturmayacağız. Belki bir gün son kez görüşeceğiz, ikimiz de bunun son olduğundan habersiz. Son kez el ele gezeceğiz, belki de son kez söyleyeceğiz birbirimizi sevdiğimizi. Yine beraber planlar yapıp, tutamayacağımız Son sözleri vereceğiz birbirimize. Ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün. Sonra aramıza şehirler girecek, Hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.