kitap okuyamama sendromuna girmemle kaybettiğim alışkanlık.
bu sendromu atlaşmış olsam da bu alışkanlığa geri dönemedim bir türlü. istesem kolayca kazanabilirim aslında. yöntemini yordamını biliyorum. işte kendimi oyalıyorum. bir boş vermişlik içindeyim.
bazen kitap okumak gözümde tütüyor, resmen kitap aşeriyorum. o boş vermişlik var ya o boş vermişlik hali beni uzak tutuyor kitaplardan.
kullandığım uygulama.
bir ara gözlerim o kadar hassastı ki mavi ışık filtresiyle ilgili programları araştırmıştım.
bundan önce başka birini kullanıyordum, sürekli uyarı gelmesi çok can sıkıcıydı.
ne zaman bu uygulamayı kullanmaya başladım, rahatım.
mavi ışık filtresi işe yarıyor mu bilmiyorum.
laptop ekran ışığını o kadar çok azalttım ki bir de mavi ışık filtresiyle karanlık odada olduğum sürece gözlerimi pek yormuyor gibi. sorun şu ki odanın ışını açtığımda başlıyor, ekranı görememek gibi bir problem yaşıyorum.
bir ara gözlerim o kadar hassastı ki mavi ışık filtresiyle ilgili programları araştırmıştım.
bundan önce başka birini kullanıyordum, sürekli uyarı gelmesi çok can sıkıcıydı.
ne zaman bu uygulamayı kullanmaya başladım, rahatım.
mavi ışık filtresi işe yarıyor mu bilmiyorum.
laptop ekran ışığını o kadar çok azalttım ki bir de mavi ışık filtresiyle karanlık odada olduğum sürece gözlerimi pek yormuyor gibi. sorun şu ki odanın ışını açtığımda başlıyor, ekranı görememek gibi bir problem yaşıyorum.
üzerime alındığım bir başlık..
siteye sürekli giriş yapıyorum; ancak içimden yazmak gelmiyor. ayrıca yazmayı unutmuş gibi hissediyorum.
başka bir platformda cevap vermem gereken bir yorum beni bekliyor mesela. yazamıyorum.
ilk defa bir yoruma cevap vermeyi erteliyorum. çok güzel de yazmış bir kullanıcı. gel gör ki tam cevap vereceğim ruh halim izin vermiyor. sitem dolu bir yorum daha bıraksa belki o gücü bulabilirim de neyse...buna da gönlüm razı olmaz.
ilk yapılacaklar arasında o yoruma cevap vermeyi buraya not alayım bari.
siteye sürekli giriş yapıyorum; ancak içimden yazmak gelmiyor. ayrıca yazmayı unutmuş gibi hissediyorum.
başka bir platformda cevap vermem gereken bir yorum beni bekliyor mesela. yazamıyorum.
ilk defa bir yoruma cevap vermeyi erteliyorum. çok güzel de yazmış bir kullanıcı. gel gör ki tam cevap vereceğim ruh halim izin vermiyor. sitem dolu bir yorum daha bıraksa belki o gücü bulabilirim de neyse...buna da gönlüm razı olmaz.
ilk yapılacaklar arasında o yoruma cevap vermeyi buraya not alayım bari.
Fransız yazar emile zola'nin yazdigi 'Rougon-Macquart Dizisi'nin 9. kitabı.
Yirmi kitaptan oluşan kitap dizisi hakkında biraz bilgi vermem gerekirse Emile zola bu kitap dizisinin herbirini titiz bir araştırma sonucu yazmış, kitabına konu olacak kesimin içine bizzat girip gözlem yapmış bir yazar. bu kitap dizisi aslında birbiriyle ilintili olsa da her kitap birbirinden bağımsız okunabilir. sadece bir eserde yer alan yan karakterleri diğer kitaplarda ana karakter olarak görebiliyoruz.
nana adlı kitabı okuyalı bayaği oluyor, detaylarini animsamadigim için daha önce aldığım notları gözden geçirmem gerekti.
Yazarın 'Meyhane' adlı romanında anne olan Jerves ve diğer kitaplarında ana karakter olarak karşımıza çıkacak olacak iki çocuğu yer alıyor. Nana'nın çocukluk ve gençlik yıllarına bu kitapta rastlıyoruz. Aslında yazar Meyhane isimli kitabında işçi sınıfının yaşamını karamsar ve olumsuz yönleriyle ele almıştır ve bu eserde ana karakter anneyken ve olaylar onun etrafında gelişirken; yazarın en meşhur, bilinen eserinde Germinal'de Jerves'in oğlu; ana karakterle aynı isme sahip kitap olan Nana'da bas karakter jerves'in kızı karşımıza çıkıyor.
Nana sosyetenin gözde kadınlarından biridir. Birden fazla erkeği aynı anda idare eden onların parasıyla geçimini sağlayan bir kadındır. ne zaman ekonomik durumu kötü olan bir erkek hayatına girer, yasami daha zor hale gelmeye başlar.
yazar bu eseri komik bir tarzda bize sunmuş olsa da kitabın sonu beni bayagi derinden etkilemisti.
edit: ekleme
Yirmi kitaptan oluşan kitap dizisi hakkında biraz bilgi vermem gerekirse Emile zola bu kitap dizisinin herbirini titiz bir araştırma sonucu yazmış, kitabına konu olacak kesimin içine bizzat girip gözlem yapmış bir yazar. bu kitap dizisi aslında birbiriyle ilintili olsa da her kitap birbirinden bağımsız okunabilir. sadece bir eserde yer alan yan karakterleri diğer kitaplarda ana karakter olarak görebiliyoruz.
nana adlı kitabı okuyalı bayaği oluyor, detaylarini animsamadigim için daha önce aldığım notları gözden geçirmem gerekti.
Yazarın 'Meyhane' adlı romanında anne olan Jerves ve diğer kitaplarında ana karakter olarak karşımıza çıkacak olacak iki çocuğu yer alıyor. Nana'nın çocukluk ve gençlik yıllarına bu kitapta rastlıyoruz. Aslında yazar Meyhane isimli kitabında işçi sınıfının yaşamını karamsar ve olumsuz yönleriyle ele almıştır ve bu eserde ana karakter anneyken ve olaylar onun etrafında gelişirken; yazarın en meşhur, bilinen eserinde Germinal'de Jerves'in oğlu; ana karakterle aynı isme sahip kitap olan Nana'da bas karakter jerves'in kızı karşımıza çıkıyor.
Nana sosyetenin gözde kadınlarından biridir. Birden fazla erkeği aynı anda idare eden onların parasıyla geçimini sağlayan bir kadındır. ne zaman ekonomik durumu kötü olan bir erkek hayatına girer, yasami daha zor hale gelmeye başlar.
yazar bu eseri komik bir tarzda bize sunmuş olsa da kitabın sonu beni bayagi derinden etkilemisti.
edit: ekleme
bugüne kadar hiç yapmadığım aktarma durumu.
üye olduğum her sitede Ayni basliklara rastladığımda fikirlerimi, bilgilerimi o anki duygu ve düşüncelerimle yeniden yazmışımdır.
gerçi hep aynı başlıklara yaza yaza gına gelmiş olmalı ki tükenmişlik sendromu yaşıyorum. artık yazamıyorum.
aslında benim başka bir sozlukte sildiğim yazilarım var, buraya tasiyabilirim mesela. Sorun olmayacagini bilsem de bunu yapmıyorum. büyük konuşmak istemem, iyi bir gerekçem olursa tabii ki taşıyabilirim. bunda bir sakınca görmüyorum.
sadece yeni yazılan bir yazı ile eski bir paylaşım arasında nedense bir fark oluyor. çok ilginç.
bir siteden diğerine yazılarını taşıyan yazarlara çok denk geldim. yazıları seri olarak sözlüğe taşımaları sitenin iyiliği için olsa da bir anda bu kadar yüklenmeleri pek hoş durmuyor. her gün bir iki paylaşım yaparak bunu diğer günlere yaymaları hem sözlük için hem de okuyucular için daha iyi olacağını hep düşünmüşümdür.
üye olduğum her sitede Ayni basliklara rastladığımda fikirlerimi, bilgilerimi o anki duygu ve düşüncelerimle yeniden yazmışımdır.
gerçi hep aynı başlıklara yaza yaza gına gelmiş olmalı ki tükenmişlik sendromu yaşıyorum. artık yazamıyorum.
aslında benim başka bir sozlukte sildiğim yazilarım var, buraya tasiyabilirim mesela. Sorun olmayacagini bilsem de bunu yapmıyorum. büyük konuşmak istemem, iyi bir gerekçem olursa tabii ki taşıyabilirim. bunda bir sakınca görmüyorum.
sadece yeni yazılan bir yazı ile eski bir paylaşım arasında nedense bir fark oluyor. çok ilginç.
bir siteden diğerine yazılarını taşıyan yazarlara çok denk geldim. yazıları seri olarak sözlüğe taşımaları sitenin iyiliği için olsa da bir anda bu kadar yüklenmeleri pek hoş durmuyor. her gün bir iki paylaşım yaparak bunu diğer günlere yaymaları hem sözlük için hem de okuyucular için daha iyi olacağını hep düşünmüşümdür.
bu başlıktan sonra artık yazabiliyorum.
tolstoy ve dostoyevski'de de zorluk çekiyordum. nietzsche sayesinde onları da aradan çıkardım.
artık yazabiliyorum. biraz geç oldu ama....
not: bakmadan bu isimleri yazdım bir hata varsa bilin ki hala yazamıyorum demektir.
tolstoy ve dostoyevski'de de zorluk çekiyordum. nietzsche sayesinde onları da aradan çıkardım.
artık yazabiliyorum. biraz geç oldu ama....
not: bakmadan bu isimleri yazdım bir hata varsa bilin ki hala yazamıyorum demektir.
vakti zamanında bloğum için oluşturduğum sayfaydı.
sitelerde kaldırılan, bulunamayan sayfalar için olması gerekli diye öğrenmiştim o zamanlar. hem kullanıcı için hem de seo için önemliydi galiba. bu unutkanlığım var ya...umarım doğru hatırlıyorum.
şöyle cicili bicili olmasa da farklı bir şey kullanmak istediğim için zamanında bu konuda bayağı bir araştırmıştım.
o kadar araştırmalarım sonucunda bilin bakalım ne yaptım? sade, sıradan bir 404 sayfası oluşturdum.
sitelerde kaldırılan, bulunamayan sayfalar için olması gerekli diye öğrenmiştim o zamanlar. hem kullanıcı için hem de seo için önemliydi galiba. bu unutkanlığım var ya...umarım doğru hatırlıyorum.
şöyle cicili bicili olmasa da farklı bir şey kullanmak istediğim için zamanında bu konuda bayağı bir araştırmıştım.
o kadar araştırmalarım sonucunda bilin bakalım ne yaptım? sade, sıradan bir 404 sayfası oluşturdum.
2003 yılında gösterime girmiş; gizem, gerilim, polisiye türünde Güney Kore yapımı bir film.
türkçe ismiyle 'Cinayet Günlüğü' olarak karşımıza çıkıyor..
gerçek olaylardan uyarlanmış, seri katil temalı bir yapım.
güney kore'nin ilk seri katil vakasından ilham alınmış. açıkçası gerçek yaşamda olan bir olay bazen filmlere tam aktarılamadığı için ya da sahneler arasında kopukluklar olduğu için pek izleyesim olmasa da filme şans verdim.
klasik bir seri katil filmiyle karşı karşıyayız diyebiliriz. bu yönüyle hayal kırıklığına uğratmayacağını düşünüyorum; ancak filmin sonu için aynı şeyi diyemeyeceğim.
neden mi?
bundan sonrası spoiler içerir:
filmin çekildiği dönemlerde gerçekte katil bulunamadığı için filmde de bunu göremiyoruz. filmin maalesef en kötü yanı bu. tabii ben merak edip biraz araştırdım. 2019 yılında dna sonuçlarıyla seri katil bulunmuş. zaman aşımı nedeniyle filmde bahsedilen suçlardan yargılanamasa da başka bir suçtan dolayı hapis yatıyormuş.
bu konuyu internette araştırırken dikkatimi çeken detaylardan biri de filmdeki şüpheliyle gerçekteki katilin birbirine çok benziyor olması.
koreliler birbirine benziyor diyebilirsiniz; ancak öyle değil. tipik bir koreli değil de fcildi, duruşu ve göz yapısı farklı bir insan seçilmesi oldukça şaşırtıcı.
türkçe ismiyle 'Cinayet Günlüğü' olarak karşımıza çıkıyor..
gerçek olaylardan uyarlanmış, seri katil temalı bir yapım.
güney kore'nin ilk seri katil vakasından ilham alınmış. açıkçası gerçek yaşamda olan bir olay bazen filmlere tam aktarılamadığı için ya da sahneler arasında kopukluklar olduğu için pek izleyesim olmasa da filme şans verdim.
klasik bir seri katil filmiyle karşı karşıyayız diyebiliriz. bu yönüyle hayal kırıklığına uğratmayacağını düşünüyorum; ancak filmin sonu için aynı şeyi diyemeyeceğim.
neden mi?
bundan sonrası spoiler içerir:
filmin çekildiği dönemlerde gerçekte katil bulunamadığı için filmde de bunu göremiyoruz. filmin maalesef en kötü yanı bu. tabii ben merak edip biraz araştırdım. 2019 yılında dna sonuçlarıyla seri katil bulunmuş. zaman aşımı nedeniyle filmde bahsedilen suçlardan yargılanamasa da başka bir suçtan dolayı hapis yatıyormuş.
bu konuyu internette araştırırken dikkatimi çeken detaylardan biri de filmdeki şüpheliyle gerçekteki katilin birbirine çok benziyor olması.
koreliler birbirine benziyor diyebilirsiniz; ancak öyle değil. tipik bir koreli değil de fcildi, duruşu ve göz yapısı farklı bir insan seçilmesi oldukça şaşırtıcı.
benim için pek mümkün olmayan şey.
bir filmi sevsem de beğensem de anlasam da anlamasam da ikinci kez izlemek gibi bir huyum yok maalesef.
filmi tekrar izlemem için o filmi unutmam gerekir aslında.
yakın zamanda izlediğim bir film için tabii bu düşüncemi değiştirmek zorunda kaldım. hiçbir beklenti içinde olmadan izlediğim film bittiğinde öylece kalakaldım, yanlış anlamayın etkilendiğimden değil anlamadığımdan.
günlerdir film zihnimde dönüp durdu, yorumları okudum benim gibi anlamayan kişiler varmış, anlayanların yazdıkları da beni tatmin etmedi. artık dayanamadım ben bu filmi tekrar izlemeliyim dedim.
ikinci kez psikolojik açıdan inceleyerek izlediğimde tüm soru işaretlerim cevabını bulmuş oldu.
bilinçaltı temalı filmlerde nedense ya konu ekrana tam aktarılamıyor ya izleyiciler tarafından anlaşılamıyor pek.
eskiden filmlerin verdikleri mesajları anında anlardım, şimdiler de biraz zorlanıyorum galiba....
bir filmi sevsem de beğensem de anlasam da anlamasam da ikinci kez izlemek gibi bir huyum yok maalesef.
filmi tekrar izlemem için o filmi unutmam gerekir aslında.
yakın zamanda izlediğim bir film için tabii bu düşüncemi değiştirmek zorunda kaldım. hiçbir beklenti içinde olmadan izlediğim film bittiğinde öylece kalakaldım, yanlış anlamayın etkilendiğimden değil anlamadığımdan.
günlerdir film zihnimde dönüp durdu, yorumları okudum benim gibi anlamayan kişiler varmış, anlayanların yazdıkları da beni tatmin etmedi. artık dayanamadım ben bu filmi tekrar izlemeliyim dedim.
ikinci kez psikolojik açıdan inceleyerek izlediğimde tüm soru işaretlerim cevabını bulmuş oldu.
bilinçaltı temalı filmlerde nedense ya konu ekrana tam aktarılamıyor ya izleyiciler tarafından anlaşılamıyor pek.
eskiden filmlerin verdikleri mesajları anında anlardım, şimdiler de biraz zorlanıyorum galiba....
kişinin sevdiği ya da ihtiyacı olan bir ürün, eşya, aksesuar vb. olabilir.
benim gibi palyaço almayın sakın. bununla ilgili bir anımı unutamıyorum.
gerçekten anlayamıyorum, salıncakta oturmuş sevimli minik bir palyaço ne kadar korkunç olabilir ki....
off o zamanlar düşünemedim tabii. o kadar korku filmi izlememe rağmen insanların bu tür bir karaktere antipatisi olabileceğini nasıl düşünemedim. bazen hayret ediyorum kendime. duyarlı birisiyimdir aslında, bazen bağlantı kuramıyorum işte.
benim gibi palyaço almayın sakın. bununla ilgili bir anımı unutamıyorum.
gerçekten anlayamıyorum, salıncakta oturmuş sevimli minik bir palyaço ne kadar korkunç olabilir ki....
off o zamanlar düşünemedim tabii. o kadar korku filmi izlememe rağmen insanların bu tür bir karaktere antipatisi olabileceğini nasıl düşünemedim. bazen hayret ediyorum kendime. duyarlı birisiyimdir aslında, bazen bağlantı kuramıyorum işte.
sözlükte çılgınlıklar başlıyor, herkes coşuyor, herkes birbirine sataşıyor falan filan demek istesem de
öyle bir şey yaşanmıyor. sakin, normal seyrinde devam ediyor her şey.
çocuk olsaydık belki yaramazlık yapabilirdik sanırım.
not 1: belli saatlerde admin görünmüyor.
nereden biliyorum? hepinizden daha fazla online olduğum için bunu görebiliyorum.
biraz daha online olursam sanırım yazarların sözlükle ilgili tüm alakalarını çözeceğim.
not 2: bu sözlük bağımlılığından ben nasıl kurtulacağımı onu bulsam iyi olur. bu gidişat benim için hiç iyi değil.
yapacak çok şeyim var ancak....
öyle bir şey yaşanmıyor. sakin, normal seyrinde devam ediyor her şey.
çocuk olsaydık belki yaramazlık yapabilirdik sanırım.
not 1: belli saatlerde admin görünmüyor.
nereden biliyorum? hepinizden daha fazla online olduğum için bunu görebiliyorum.
biraz daha online olursam sanırım yazarların sözlükle ilgili tüm alakalarını çözeceğim.
not 2: bu sözlük bağımlılığından ben nasıl kurtulacağımı onu bulsam iyi olur. bu gidişat benim için hiç iyi değil.
yapacak çok şeyim var ancak....
Yeni bağımlılığınız hayırlı uğurlu olsun
çok teşekkür ederim.:) bir bağımlılıktan kurtulurken diğeri başlıyor, anlamış değilim.
Çocukluğuna inmek lazım :)
kendi üzerimde çalışma yapıyorum, yap yap bitmiyor, çocukluğuma daha ulaşamadım. o noktaya geldiğimde bu işi çözecem ben biliyorum. :)
Çocukluk bu kadar uzakta kaldıysa yaş 70 falan olmalı
:) yok o kadar değil. ama bu yavaşlıkla o yaşıma gelince bunu çözeceğim gibi geliyor. o yaşlarda da yaşar mıyım bilemiyorum.
:) hiçbir şeyi öğrenmeden dünyadan göçeceğiz bir gün
çok doğru söylüyorsunuz gerçek bu maalesef
O yüzden de belki bağımlılıklarla mücadele etmek yerine o özelliklerimizi de hayatımıza entegre ederek yaşamaya devam etmeliyiz :))
insan kendi içinde bir şeyi çözmeye çalışırken kaybolabiliyor, bazen birisinden duymak çok daha iyi oluyor. çok teşekkür ederim . :))
Evet çünkü bazen bizim beynimiz hallaç pamuğuna dönüyor ve dışardan bir ses kendine getirebiliyor.
yazmak; çok işe yarayan bir yöntem.
20 dakika yazarak yaptığım çalışma kafama taktığım bir konuda çok etkili oldu. keşke bunu süreklilik haline getirebilsem.
20 dakika yazarak yaptığım çalışma kafama taktığım bir konuda çok etkili oldu. keşke bunu süreklilik haline getirebilsem.
yazarın her dönem popülerliğini koruduğu 'kürk mantolu madonna' ile 'içimizdeki şeytan' isimli
kitaplarını okudum. yazarın aslında diğer kitaplarını okumayı düşünsem de olmadı. belki bir gün okurum. bu okuyamama sendromundan çıkarsam tabii...okurum desem de sırada okumak istediğim çok kitap var.
onlardan sıra gelir mi pek emin değilim.
kitaplarını okudum. yazarın aslında diğer kitaplarını okumayı düşünsem de olmadı. belki bir gün okurum. bu okuyamama sendromundan çıkarsam tabii...okurum desem de sırada okumak istediğim çok kitap var.
onlardan sıra gelir mi pek emin değilim.
çok ilginç bir rüya gördüm.
garip, tuhaf bir rüyaydı.
senaryolaştırılsa abd yapımı gizem-bilim-kurgu türünde güzel bir film olurdu kanaatindeyim.
stephen king'in korku türünde olan kitapları değil de hani bilim-kurgu türündeki 'şeffaf' isimli kitabına benzer bir konuya sahipti. yalnız rüyamda uzaylılar yoktu ve kitaptaki jölemsi bir madde yerine farklı bir şey vardı. biraz da Bird Box tadında bir rüyaydı. bulunduğum mekan, atmosfer gizemli ve ilginç şeylere gebeydi.
garip, tuhaf bir rüyaydı.
senaryolaştırılsa abd yapımı gizem-bilim-kurgu türünde güzel bir film olurdu kanaatindeyim.
stephen king'in korku türünde olan kitapları değil de hani bilim-kurgu türündeki 'şeffaf' isimli kitabına benzer bir konuya sahipti. yalnız rüyamda uzaylılar yoktu ve kitaptaki jölemsi bir madde yerine farklı bir şey vardı. biraz da Bird Box tadında bir rüyaydı. bulunduğum mekan, atmosfer gizemli ve ilginç şeylere gebeydi.
Bu sozlukte Nick değiştirmenin mumkun olup olmadığını merak ediyorum.
Hic düşünmeden bu nickle sozluge uye oldum. Su an cok pişmanım.
Hic düşünmeden bu nickle sozluge uye oldum. Su an cok pişmanım.
Özel mesajdan talep ettiğiniz nicki belirtin
Ne zaman bir karar alsam tam tersini yapıyorum.
Mesela internette artik fazla yazmayacağım diyorum, bu verdiğim kararın hemen arkasından görüyorum ki en fazla paylasim yaptigim ana denk geliyor.
Kararlarimin arkasında durmak konusunda çok başarılıyım. :)
Mesela internette artik fazla yazmayacağım diyorum, bu verdiğim kararın hemen arkasından görüyorum ki en fazla paylasim yaptigim ana denk geliyor.
Kararlarimin arkasında durmak konusunda çok başarılıyım. :)
*komedi türünde ya da ilham veren filmler-diziler-videolar izlemek,
*yazmak,
*dans etmek vb.
bu sıralar polisiye-gizem-gerilim türünde dizilere sardığım için moralim bozulduğunda bu yönde bir dizi bulup izliyorum.
bazen dans ediyorum. bazen yazıyorum.
*yazmak,
*dans etmek vb.
bu sıralar polisiye-gizem-gerilim türünde dizilere sardığım için moralim bozulduğunda bu yönde bir dizi bulup izliyorum.
bazen dans ediyorum. bazen yazıyorum.
bir yazının uzun ya da kısa olmasında daha çok yazının kendisini okutması önemlidir.
yazıların kimi bilgi içerikli olmasıyla kimi anlatım tarzıyla kimi esprili yanıyla kimi de içerdiği mesajla okuyanı etkisi altına alır.
aradığım ya da ilgilendiğim bir konuda detaylı ve bilgi dolu yazılar görmek tercihimdir.
bazen bir konuyu araştırıyorum. yazıda aradığım bir şey geçiyor; ancak kestirilip atıldığı için bilginin
derinliğine ulaşamıyorum. orada detaylı bir bilgi zihnimi aydınlatacak ama olmuyor.
uzun yazılarda tek şikayet ettiğim nokta paragraf kullanılmaması.
internette hiç paragraf yapılmamış yazıları okuyamıyorum. istediğim bilgi olsa da çok akıcı yazılmış olsa da okuyamıyorum.
yazıların okunmasında birinci koşul; paragraf yapmak. bol bol yapın lütfen.
çekinmeyin. imlecinizi noktanın yanına koyun ve entry tuşuna basın. bu kadar kolay.
yazıların kimi bilgi içerikli olmasıyla kimi anlatım tarzıyla kimi esprili yanıyla kimi de içerdiği mesajla okuyanı etkisi altına alır.
aradığım ya da ilgilendiğim bir konuda detaylı ve bilgi dolu yazılar görmek tercihimdir.
bazen bir konuyu araştırıyorum. yazıda aradığım bir şey geçiyor; ancak kestirilip atıldığı için bilginin
derinliğine ulaşamıyorum. orada detaylı bir bilgi zihnimi aydınlatacak ama olmuyor.
uzun yazılarda tek şikayet ettiğim nokta paragraf kullanılmaması.
internette hiç paragraf yapılmamış yazıları okuyamıyorum. istediğim bilgi olsa da çok akıcı yazılmış olsa da okuyamıyorum.
yazıların okunmasında birinci koşul; paragraf yapmak. bol bol yapın lütfen.
çekinmeyin. imlecinizi noktanın yanına koyun ve entry tuşuna basın. bu kadar kolay.
ağzımdan öyle bir şey kaçırdım ki uyuyan insanı uyandırdım.
bir sözün bu kadar etkili olabileceğini hiç düşünmemiştim. yüksek sesle düşünmüşüm.
offf offf... bir anda aklımdan geçen basit bir düşünceyi dalgınlıkla ifade etmenin sonucu bu kadar ses getirmemeliydi.
birkaç gün etkileri devam edecek sanırım.
kendim ettim kendim buldum....
bir sözün bu kadar etkili olabileceğini hiç düşünmemiştim. yüksek sesle düşünmüşüm.
offf offf... bir anda aklımdan geçen basit bir düşünceyi dalgınlıkla ifade etmenin sonucu bu kadar ses getirmemeliydi.
birkaç gün etkileri devam edecek sanırım.
kendim ettim kendim buldum....
Ne dedin acaba çok merak ediyorum
kahvemi aldım geldim, merakla bekliyorum
Ben de bekliyorum ama @tamtam bizi yanıtsız bırakacak gibi
psikolojik baskı yapalım, burada sohbet edersek böyle, belki acır bir açıklama yapar.
Bu saatte kahve uykularını kaçırmıyor mu?
Silebilirsin
ben yazana kadar burada neler olmuş:))
Okudum @alaskan crab okumadan sil hemen
😅😅 biz canı tez insanlarız
:)) sen sil dedin sildim. artık o şansına küssün:))
😅😅😅 ortalık karıştırmakta üstüme yoktur
:)) umarım okumuştur, tekrar o kadar uzun yazamam
😅😅 Onunda sesi çıkmıyor. Sende sağlam pot kırmışsın
bence hiç yazmadı, beni kandırıyorsunuz şu an di mi
Hahaha okumamış @tamtam hadi yeniden yaz 😅😅
:)) o şimdi harıl harıl paylaşımlar yapıyor. çaktırma, belki unutur.
gerçekten öyle. en hassas konuda bir pot kırdım.
gerçekten öyle. en hassas konuda bir pot kırdım.
:) neyseki ortam yumuşamış
:)) olamazzzz
Hahaha keşke kopyala yapsaydın silmeden
Ya cidden yazdı, sonra sen dedin diye sildi mi hayııııırırrrrr, iki aşamalı kötülük bu, işe yaraması için birlik gerekiyor, baya baya organize suç bu ama
:)) succulent evet yumuşadı. konu kapandı.
@alaskan crab için özet geçeyim, umarım başarabilirim.
@alaskan crab için özet geçeyim, umarım başarabilirim.
sen uğraşma ya, sil diyen anlatsın, onun eseri çünkü, dahiyane fikir ondan çıkma
Sen merak etme @tamtam sana kıyamaz yeniden yazar. Ayarlasak bu kadar tutmazdu bu arada
Arkadaşın ablası çocuğunun instada nerede olduğunu etiketlediği fotolar paylaşmasını istemiyormuş ve tamtamdan instadsn bakıp ne yaptığını sormuş. O da keşke bunu paylaşmasaydı deyip ağzından kaçırmış ablası delirmiş sonra tamtam onu sakinleştirmiş
Bunun daha detaylı bir anlatımıydı ama ben çok özet yaptım
aaa ben de hoşlandığı kişiye yanlışlıkla deli olduğunu aşırı belli etti falan sanmıştım. Öylesi daha curcunalı olurdu neyse bunla idare ederiz artık, kaos kaostur.
Kaos seviyoruz. Besliyor mu ne
:))şu an gülmekten yazamıyorum. @succelent çok teşekkür ederim. çok güzel özetlemişsin. :)) ,
çok alemsiniz. bugün bende bir şey var sanırım:))
çok alemsiniz. bugün bende bir şey var sanırım:))
😅😅 ne var bugün sen de
:)) bu entry'inin bu kadar merak edileceğini bilemedim. biraz üstü örtülü yazayım dedim. çok gizem yarattığımı farkında değildim. oysa hep çok net yazarım her şeyi.
Hepimize de biraz dertleşme ve biraz da gülmek için sebep çıktı fena mı? İyi ki yazmışsın
:)) çok teşekkür ederim. esprileriniz çok iyiydi, beni çok güldürdü:))
:)) ben de çok güldüm eminim @alaskan crab da gülmüştür 😅😅😅
:)))
acıyla karışık bir tebessüm oldu evet.
😅😅😅
ne zaman online listesinde nickimi görsem bu kim? diyorum.
sonra kafama dank ediyor:
-'aaaa benmişim,' diyorum.
bir türlü alışamadım bu kullanıcı adıma.
aslında bu ikinci hesabım. diğerini kullanmıyorum.
admin bunun farkında değildir umarım.
sonra kafama dank ediyor:
-'aaaa benmişim,' diyorum.
bir türlü alışamadım bu kullanıcı adıma.
aslında bu ikinci hesabım. diğerini kullanmıyorum.
admin bunun farkında değildir umarım.
Bilemiyorum altan bilemiyorum :d
hocam yoksa başından beri biliyor muydunuz?
Bu yeni hesabı açtığınız dönem serbestti ne diyebilirim ki
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?