şu an paylaşabileceğim mesaj yok ama neden bizim de böyle bir başlığımız olmasın dedim. aşkımlı, canımlı, cicimli mesajları paylaşmazsanız sevinirim bu arada bb.
her ailede bir dolandırıcı amca vardır, eğer sizin ailenizde yoksa o kişi babanızdır...
bir kafede kasiyerlik yaptığım bir dönemdi. o gün vardiya düzeninde bir karışıklık olduğu için kasada 2 kişi olmamız gerekirken, 3 kişiydik. ben de müdürden izin alıp bar bölümüne geçmiştim. işte içecek hazırlanmasına yardım ediyorum, çay dolduruyorum, kahve hazırlıyorum falan. garsonlarla da arada sohbet ediyoruz. biri var özellikle aşırı yakışıklı ama parmağında alyans var. diyorum ki evli ya da nişanlı mısın, yok ya öyle sansınlar diye takıyorum dedi. pek inandırıcı gelmedi ama çok da umursamadım. sürekli yanıma geliyor sohbet etmeye, molaya çıkarken beni de çağırıyor falan. her şey iyi hoş.
bir gün evden çıktım yine işe geçmek için gece mesaisine kaldığımızda iş yerine ait servisle eve geldiğimiz için o benim evimi, ben onun evini biliyorum. bizim evin orada da bir park var, parkın yanından geçtiğim sırada birden önüme çıktı. bilinçli miydi gerçekten bilinçsiz miydi bilmiyorum ama takılmadım sohbet ede ede kafeye geçtik. arada mesajlaşıyoruz, molalarda konuşuyoruz, sürekli iltifat ediyor, daha neler neler... bildiğiniz flört ediyoruz yani.
sonra işte bir gün akşam vakti nişanlısını bizim kafeye yemeğe getirdi. kızın elinde kocaman bir buket var bir de. ay diyorum keşke kıza nişanlın benimle flört ediyor deseydim. gerçi çok geçmeden ayrıldılar, büyük ihtimal çocuk yine rahat durmadı.
öyleydi tabii. özellikle kadınlar için daha güvenliydi. şimdi hiç tanımadığımız adamlar tarafından öldürülme ihtimalimiz varken bu soruyu sormak bile mantıksız geliyor bana. şu istanbul'da işlenen cinayetten sonra 2 gündür twitter'dan çıkamıyorum. altından neler neler çıkıyor. discord sunucularında 12-13 yaşındaki kızları tehdit, şantaj ile korkutup neler neler yaptırılıyormuş aklınız durur. kedilere edilen işkenceler, bebeklere yapılanlar... ve bunu yapanlar da en fazla 20 yaşında. dışarı çıkıyorum kimi görsem aklımdan bin farklı düşünce geçiyor. acaba diyorum bu da o discord sunucularında takılanlardan olabilir mi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. ister istemez içimde bir öfke var. kızgınım bu konuyu çözmek için hiçbir şey yapmayanlara.
yarın ne olacağının garantisi varmış gibi bazı şeyleri gözümüzde çok büyütüyoruz. ex mevzuları mesela. yaşadığımız ülkede neredeyse her gün bir kadın cinayeti işlenirken, ex peşinde koşmak falan da çok anlamsızmış. zaten seven erkek gururu falan bırakıp sevdiği kadının yanından bir an olsun ayrılmaz. aynı şekilde sevgilisine kızıp, trip atan erkeklerde, kendine erkek demesin mesela. çünkü her an çok sevdiğimiz birilerinin ölüm haberini alma ihtimalimiz varken hala gurur yapmak saçmalıktan başka bir şey değil.
yani diyecek daha çok şey var ama konuşmanın ne anlamı var? zaten bunlar yüzlerce kez anlatılmış konular. yerimizde sayıyoruz anca. hiçbir ilerleme yok.
babamın motorcu arkadaşı... 5 yaşında falanım o zamanlar. nişanlı olduğunu öğrenince vazgeçmiştim. işte böyle de karakter sahibiyim.
şuraya normalde bir milyon farklı istek yazabilirdim ama şu an hasta olduğum için sadece hasta olmama özelliği gelsin isterdim diyebiliyorum. hastalık hiç çekilmiyor. hastayken ben de çekilmiyorum.
şarj etmeyi unuttuğum için genelde aksesuar olsun diye kullanıyorum.
evet böyle bir döngü var. nesquick yerken, asla sütü ve nesquick'i eşit miktarda denk getiremezsiniz. imkansızdır bu. nesquick biter, ekleyeyim dersin, sonra süt biter süt ekleyeyim dersin. böyle bir paketi bitirtir insana. az önce nesquick yerken fark ettim evet. eziyet resmen.
arkadaşlar eksi puan verince benim puanım da düşüyor mu? ona göre ben seri eksiciniz olabilirim çünkü
herkesi bırakıp başka bir şehirde sıfırdan hayat kurma isteği. gelmeyen var mı ki?
ya kim yapıyor bunu ayıp ya gerçekten
ayy beni biraz korkuttu açıkçası. hiçbir şeyi unutmuyor mu ne. gerçi profili baştan sona okumuşta olabilir ama bence uğraşmamıştır o kadar diye tahmin ediyorum.
minnoş tavşanımın adıydı.
dışarıda gezerken bir kafesin içinde masum masum yattığını görünce kıyamayıp alıp eve getirmiştim güzelimi. ellerimde büyüdü resmen. sonra da bahçesinde tavşan bakan bir aileye verdim.
az olmuş, keşke komaya soksalarmış.
onay tiki ne zaman gelecek bana?? nolur gelsin, ne eksiğim var benim diğerlerinden ya aşk olsun.
ıyy küçük gözlüymüş, engell
kimseyi sevmiyoruz aslında, onların hissettirdiklerini seviyoruz. aynı hisleri başkası hissettirdiğinde de diğerini unutuyoruz.
yarım kaldığı ne malum? belki o kadardı zaten.
bir insanı yapmak istemediği bir şey konusunda ısrarla yapmaya zorlarsanız o da sadece o anlık baskıdan kurtulmak için daha sonra yapacağının sözünü verip yapmayabilir. bu normaldir. baskı yapmayın. ama onun dışındaki durumlar için bir şey demiyorum, yanlıştır hemfikiriz zaten.
camus
violence
