william wyler yönetmenliğinde çekilmiş, 1954 abd yapımı, siyah beyaz romantik komedi filmidir.
mutlu hissettiren bir film. siyah beyaz olması da farklı bir tatlılık katıyor izlerken.
her külahta dondurma alışımda prenses ann'ın basamaklarda oturmuş dondurma yiyişini hatırlıyorum.
aralarına katılan o üçüncü arkadaş ırving de çok sempatikti ve sanki ikilinin hikayesini güçlendirmişti.
belki de şimdiki romantik komedi filmlerinde o eski yıllardan kalmış bir klişedir, her zaman üçüncü bir arkadaş vardır, dengeyi kuran, olayları hareketlendiren.
özellikle sonu muhteşemdi. gönül daha farklı bitmesini isterdi ama yine de bundan başka son yazılamazdı. sonuçta o bir prenses ve sorumlulukları vardır, görevlerinden bir gazeteci uğuruna vazgeçemezdi. o halka aitti çünkü.
audrey heppburn'ı bu filmle sevdim, gregory peck ise western filmlerinden bilirdim zaten, yakışıklı olduğu için beğenirdim, oyunculuğunu düşünmüyordum izlerken.
film hakkında üç beş cümle yazmak bile mutlu hissettirdi. öyle sihirli bir filmdir işte.
benim adım kırmızı'yı ve devamında diğer romanlarını okuduktan sonra, orhan pamuk'un, bu eserini mola niyetine yazdığı hissine kapıldım.
diğeri benim için çok zengin ve ilginç bilgilerle doluydu ve okunması da biraz zordu bana göre. aynısı öbür kitapları için de geçerli.
masumiyet müzesi ise su gibi akıp gitti, rahat, sıkmayan, hatta yer yer monoton hissettirdi ama güzeldi. koleksiyonculuk ilgimi çekti bir süredir. sonrasında unutuldu.
ardından gelen diğer romanlarını okumaktan vazgeçtim ta ki veba geceleri yayımlanana kadar. şimdi sırada o var ve okunmayı bekliyor.
masumiyet müzesi benim için orhan pamuk'un en hafif romanı olarak kalıyor şimdilik.
diğeri benim için çok zengin ve ilginç bilgilerle doluydu ve okunması da biraz zordu bana göre. aynısı öbür kitapları için de geçerli.
masumiyet müzesi ise su gibi akıp gitti, rahat, sıkmayan, hatta yer yer monoton hissettirdi ama güzeldi. koleksiyonculuk ilgimi çekti bir süredir. sonrasında unutuldu.
ardından gelen diğer romanlarını okumaktan vazgeçtim ta ki veba geceleri yayımlanana kadar. şimdi sırada o var ve okunmayı bekliyor.
masumiyet müzesi benim için orhan pamuk'un en hafif romanı olarak kalıyor şimdilik.
1872 yılında jules verne tarafından yazılan muhteşem ötesi bir roman.
her şey bir iddia sonucu başlayan, o yılların şartlarına göre ve kullanılan vasıtalar ile düzenlenen 80 günde bir dünya turunun gerçekleşmesini anlatır.
gezi planı:
londra'dan süveyş'e tren ve gemi ile 7 gün.
süveyş'ten bombay'a gemi ile 13 gün.
bombay'dan kalküta'ya tren ve fil ile 3 gün.
kalküta'dan hong kong'a gemi ile 13 gün.
hong kong'dan yokohama'ya gemi ile 6 gün.
yokohama'dan san fransisko'ya gemi ile 22 gün.
san fransisko'dan new york'a tren ile 6 gün.
ve new york'tan londra'ya gemi ve tren ile 10 gün.
toplam 80 gün.
şimdiki şartlarda ise ortalama 24 saatte dünyanın her yerine gidilir ve kalan 79 gün oradaki müzeler ve restoranlar dolaşılır.
her şey bir iddia sonucu başlayan, o yılların şartlarına göre ve kullanılan vasıtalar ile düzenlenen 80 günde bir dünya turunun gerçekleşmesini anlatır.
gezi planı:
londra'dan süveyş'e tren ve gemi ile 7 gün.
süveyş'ten bombay'a gemi ile 13 gün.
bombay'dan kalküta'ya tren ve fil ile 3 gün.
kalküta'dan hong kong'a gemi ile 13 gün.
hong kong'dan yokohama'ya gemi ile 6 gün.
yokohama'dan san fransisko'ya gemi ile 22 gün.
san fransisko'dan new york'a tren ile 6 gün.
ve new york'tan londra'ya gemi ve tren ile 10 gün.
toplam 80 gün.
şimdiki şartlarda ise ortalama 24 saatte dünyanın her yerine gidilir ve kalan 79 gün oradaki müzeler ve restoranlar dolaşılır.
senaryo ve yönetmenliği mick davis'e ait, baş rolde andy garcia'nın oynadığı 2004 yapımı biyografik drama filmidir.
etkisinden uzun süre kurtulamadığım bir filmdir. ilk sahnesinden sonuna kadar nefesimi tutarak izledim oysa ki buna bir neden yoktu, korku yok, heyecan yok, ağlatmadı, güldürmedi, sadece tuhaf bir şekilde aşırı sardı ve hafızamda anlamlandıramadığım biçimde kalıcı yer edindi. sanırım biraz sarsıcı, biraz kasvetli, buna rağmen ruhu ele geçiren.
acaba baş rolde çok sevdiğim andy garcia oynadığı için miydi, ya da modigliani'nin eserlerini hep tuhaf bulduğum için miydi, yoksa sadece bütün dönem filmlerine aşık olduğum için miydi bilmiyorum aramızdaki bu etkileşimin sebebini.
sanırım liberta şarkısı ile bunda al bano ve romina power'in kesinlikle büyük rolü var.
etkisinden uzun süre kurtulamadığım bir filmdir. ilk sahnesinden sonuna kadar nefesimi tutarak izledim oysa ki buna bir neden yoktu, korku yok, heyecan yok, ağlatmadı, güldürmedi, sadece tuhaf bir şekilde aşırı sardı ve hafızamda anlamlandıramadığım biçimde kalıcı yer edindi. sanırım biraz sarsıcı, biraz kasvetli, buna rağmen ruhu ele geçiren.
acaba baş rolde çok sevdiğim andy garcia oynadığı için miydi, ya da modigliani'nin eserlerini hep tuhaf bulduğum için miydi, yoksa sadece bütün dönem filmlerine aşık olduğum için miydi bilmiyorum aramızdaki bu etkileşimin sebebini.
sanırım liberta şarkısı ile bunda al bano ve romina power'in kesinlikle büyük rolü var.
28 yaşında hayatını kaybetmiştir. joker rolüyle ünlenir.
hollywood kariyeri boyunca sadece 28 film çekmiştir. aşırı dozda ilaç alıp zehirlendiği düşünülüyor. kara şövalye filminin yayınlanmasıyla sonsuza dek yaşayacak bir fenomen haline gelmiştir. gerçek hayatta çok mütevazı ve sempatik biriymiş. ekranda canlandırdığı her karaktere bayılırım.
hollywood kariyeri boyunca sadece 28 film çekmiştir. aşırı dozda ilaç alıp zehirlendiği düşünülüyor. kara şövalye filminin yayınlanmasıyla sonsuza dek yaşayacak bir fenomen haline gelmiştir. gerçek hayatta çok mütevazı ve sempatik biriymiş. ekranda canlandırdığı her karaktere bayılırım.
2019 yapımı (2020'nin başında gösterime girdi.), autumn de wilde'ın yönettiği, birleşik krallık ve abd ortak yapımı film.
film, gwyneth paltrow'un oynadığı birinci emma'dan kesinlikle daha iyi, zengin, detaycı ve titiz. her bir sahnesi, sanki victoria dönemi tablosu gibi çekilmiş. özellikle kıyafetlere olağanüstü emek harcanmış. film seyredeni mutlu etmek için özel renklendirilmiş sanki. aynı etkiyi anne with e'yi izlerken de hissetmiştim.
bu filmde dikkatimi çeken bir diğer unsur ingiliz burjuvazisi. jane austen aristokrat bir aileden gelmiyordu. onun içinde yer aldığı topluluk, bu filmde gördüğümüz insanlar gibi yaşıyor, konuşuyorlardı. bu da bana ne kadar sıradan olurlarsa olsunlar, ingilizlerin neden büyük burunlu ve kimseleri beğenmez olduklarını açıklıyor.
film, gwyneth paltrow'un oynadığı birinci emma'dan kesinlikle daha iyi, zengin, detaycı ve titiz. her bir sahnesi, sanki victoria dönemi tablosu gibi çekilmiş. özellikle kıyafetlere olağanüstü emek harcanmış. film seyredeni mutlu etmek için özel renklendirilmiş sanki. aynı etkiyi anne with e'yi izlerken de hissetmiştim.
bu filmde dikkatimi çeken bir diğer unsur ingiliz burjuvazisi. jane austen aristokrat bir aileden gelmiyordu. onun içinde yer aldığı topluluk, bu filmde gördüğümüz insanlar gibi yaşıyor, konuşuyorlardı. bu da bana ne kadar sıradan olurlarsa olsunlar, ingilizlerin neden büyük burunlu ve kimseleri beğenmez olduklarını açıklıyor.
6 sezonluk muhteşem ingiliz dönem dizisidir. aristokrat bir ailenin ve onların hizmetkarlarının yaşamlarını, başlarından geçen olayları anlatıyor.
irlanda bağımsızlık savaşını, birinci dünya savaşının başlamasını, titanik'in batmasını, ispanyol grip salgınını ve bunlar gibi daha birçok tarihi olaylara tanık etmelerini izliyoruz.
irlanda bağımsızlık savaşını, birinci dünya savaşının başlamasını, titanik'in batmasını, ispanyol grip salgınını ve bunlar gibi daha birçok tarihi olaylara tanık etmelerini izliyoruz.
1564 yılında fransa'da takvim değişikliği yapılmış ve yeni yılbaşı artık 1 nisan yerine 1 ocakta olmasına karar verilmiş.
o günlerde insanlar bu yeniliği hemen benimseyememiş ve 1 nisanda çeşitli şakalar yapmaya başlamışlar. bu şakalara "nisan balığı" adı verilmiş. hala burada bile devam etmektedir.
okulda öğretmenlere yaptığımız bir nisan şakalarını kimler unutabildi ki.
o günlerde insanlar bu yeniliği hemen benimseyememiş ve 1 nisanda çeşitli şakalar yapmaya başlamışlar. bu şakalara "nisan balığı" adı verilmiş. hala burada bile devam etmektedir.
okulda öğretmenlere yaptığımız bir nisan şakalarını kimler unutabildi ki.
1968 yılında fransız yazarı jules verne'in yazdığı birçok coğrafi bilgiler içeren roman.
çok heyecanlı ve etkileyici bir kitap olduğunu düşünüyorum.
dünyanın merkezine yolculuk, deniz altında yirmi bin fersah, kaptan nemo ve birkaç kitabını daha okumuştum ama hiç biri bu kadar etkilememişti. filmi de var mı diye bakmam lazım. benim için en sevdiğim jules verne romanı oldu.
çok heyecanlı ve etkileyici bir kitap olduğunu düşünüyorum.
dünyanın merkezine yolculuk, deniz altında yirmi bin fersah, kaptan nemo ve birkaç kitabını daha okumuştum ama hiç biri bu kadar etkilememişti. filmi de var mı diye bakmam lazım. benim için en sevdiğim jules verne romanı oldu.
2022 marvel yapımı, doktor morbius'un hikayesini konu alan macera, aksiyon ve süper kahraman filmi.
bir kan hastalığı olan doktor tedavi arayışında çalışmalar yapıyor ve elde ettiği sonuçları üzerinde deniyor. fakat olumlu diye yorumladığı bir çalışmayı kendisi deneyince olumsuz yan etkileri ortaya çıkıyor ve doktorumuz vampire dönüşüyor.
iyi biridir aslında çünkü insanlara zarar vermek istemiyor. daha sonra çocukluk arkadaşı onun düşmanı oluyor ve olaylar gelişiyor.
film güzel, çok sürükleyici ve heyecanlı. doktor rolündeki jared leto'yu pek sevmesem de elinden geleni yapmış. onu da beğendim.
bir kan hastalığı olan doktor tedavi arayışında çalışmalar yapıyor ve elde ettiği sonuçları üzerinde deniyor. fakat olumlu diye yorumladığı bir çalışmayı kendisi deneyince olumsuz yan etkileri ortaya çıkıyor ve doktorumuz vampire dönüşüyor.
iyi biridir aslında çünkü insanlara zarar vermek istemiyor. daha sonra çocukluk arkadaşı onun düşmanı oluyor ve olaylar gelişiyor.
film güzel, çok sürükleyici ve heyecanlı. doktor rolündeki jared leto'yu pek sevmesem de elinden geleni yapmış. onu da beğendim.
fransız roman yazarı, modern romanın kurucusu.
en ünlü romanlarından biri olan madame bovary'yi romantizme bir tepki olarak kabul edilmiştir ve realizm akımını başlatmıştır.
diğer bilinen romanlarından bazıları,
l'education sentimentale (duygusal eğitim)
salambo (tarihi bir romandır)
bir delinin anıları (tek anı kitabıdır).
en ünlü romanlarından biri olan madame bovary'yi romantizme bir tepki olarak kabul edilmiştir ve realizm akımını başlatmıştır.
diğer bilinen romanlarından bazıları,
l'education sentimentale (duygusal eğitim)
salambo (tarihi bir romandır)
bir delinin anıları (tek anı kitabıdır).
muhtemelen ölümsüz denizanası olarak duymuşsunuzdur ismini.
son yaşam evresine ulaştıktan sonra (medusa evresi), yaşam döngüsündeki ilk aşama olan polip formuna geri dönebilir.
yani yaşlanıyor, sonra bu süreç tersine işlemeye başlıyor, sonra tekrar yaşlanıyor. bu sürecin herhangi bir sonu bulunmuyor. biyolojik olarak ölümsüzdür.
yalnız şu var ki, polip formuna dönemeden önce birçoğu başka bir hayvan tarafından yenir veya hastalık sonucu ölür.
son yaşam evresine ulaştıktan sonra (medusa evresi), yaşam döngüsündeki ilk aşama olan polip formuna geri dönebilir.
yani yaşlanıyor, sonra bu süreç tersine işlemeye başlıyor, sonra tekrar yaşlanıyor. bu sürecin herhangi bir sonu bulunmuyor. biyolojik olarak ölümsüzdür.
yalnız şu var ki, polip formuna dönemeden önce birçoğu başka bir hayvan tarafından yenir veya hastalık sonucu ölür.
bir polis komiserin hikayesini anlatan yerli dizi.
çok sevdiğim oyunculardan biri ertan saban baş roldedir.
hangi kanalda yayınlandığını bilmiyorum, youtubeden izliyorum. şimdiye kadar sürükleyici ve merak uyandırıcı. aynı şekilde devam ederse izlenir.
çok sevdiğim oyunculardan biri ertan saban baş roldedir.
hangi kanalda yayınlandığını bilmiyorum, youtubeden izliyorum. şimdiye kadar sürükleyici ve merak uyandırıcı. aynı şekilde devam ederse izlenir.
bütün dünyada bilinen ve özellikle sıcak yaz aylarında tüketilen bir içecek.
sadece su, limon ve şeker kullanılır. bazen nane yaprağı ile süslenir bardak, isteğe bağlı buz küpleri eklenir.
vücutta histamini baskılayarak alerjiye karşı faydalıymış.
içinde dünya kadar şeker olmasına rağmen kan şekerini düzenlermiş ve diyabeti önlermiş.
sadece su, limon ve şeker kullanılır. bazen nane yaprağı ile süslenir bardak, isteğe bağlı buz küpleri eklenir.
vücutta histamini baskılayarak alerjiye karşı faydalıymış.
içinde dünya kadar şeker olmasına rağmen kan şekerini düzenlermiş ve diyabeti önlermiş.
2019'dan beri resmi olarak dünya sağlık örgütü tarafından bir hastalık olarak kabul edilmiş.
beyinde uyuşturucu veya alkole benzer değişiklikleri tetikleyerek mutluluk duygusuna yol açıp tekrar etme dürtüsü uyandırırmış.
evet, maalesef mutlu eden pek çok şey zararlıdır.
beyinde uyuşturucu veya alkole benzer değişiklikleri tetikleyerek mutluluk duygusuna yol açıp tekrar etme dürtüsü uyandırırmış.
evet, maalesef mutlu eden pek çok şey zararlıdır.
çeşitli sağlık sorunları, işsizlik, eğitimsizlik gibi olumsuzluklar hayat kalitesini büyük ölçüde düşürür.
başkasının kazancını sorgulamak, her zaman başkasının maaşını merak etmek,
yabancılara yol tarifi yaparken yüksek sesle bağırarak anlatmak, onlar sağır değil, sadece yabancı, ya-ban-cı,
şampuan bitince su eklemek ve sonuna kadar kullanmak gibi sadece bize ait özelliklerdir.
yabancılara yol tarifi yaparken yüksek sesle bağırarak anlatmak, onlar sağır değil, sadece yabancı, ya-ban-cı,
şampuan bitince su eklemek ve sonuna kadar kullanmak gibi sadece bize ait özelliklerdir.
sigaranın faydalarından bahsetsem acaba tanım silinir mi :)
tansiyonu dengelesin diye kahvenin yanında sigara ikram edilir, çok eskiden denenmiş ve günümüze kadar kalmış bir durum.
bu sebeple yüksek tansiyon hastalarına (kayıt dışı) günde bir iki sigara önerilir.
aktif içici kadınlara gebe kaldıklarında günde en fazla 6 tane sigaraya izin verilir, aksi halde stres hormonun yüklemesi direkt fetüse gider ve daha zararlıdır. doğum sonrası, özellikle sezeryan doğumdan sonra yine kayıt dışı içici olanlara bir sigara içmelerine izin verilir. kan dolaşımını, sindirim sistemini hareketlendirir ki doktorların istedikleri ve bekledikleri bir şeydir.
metabolizmayı hızlandırır, haliyle sindirim sorunlar yaşanmaz, bağırsak boşaltmaları düzenli olur, kilo alınmaz.
kısa süreli ağrı kesici etkisi vardır, bazı baş ağrı çeşitleri sigara sonrası azaldığı gözlemlenmiş.
hafızayı kısa süreliğine keskinleştirir, o anda verimli bir iş ortaya çıkar.
yazdıklarımın hepsi bilimsel olarak ispatlanmıştır ve evdeki sağlık ansiklopedilerden "sigaranın faydaları" bölümünden alınmıştır bütün bilgiler.
zararlarına değinmeyeceğim, herkesin bildiği klasik şeylerdir.
tansiyonu dengelesin diye kahvenin yanında sigara ikram edilir, çok eskiden denenmiş ve günümüze kadar kalmış bir durum.
bu sebeple yüksek tansiyon hastalarına (kayıt dışı) günde bir iki sigara önerilir.
aktif içici kadınlara gebe kaldıklarında günde en fazla 6 tane sigaraya izin verilir, aksi halde stres hormonun yüklemesi direkt fetüse gider ve daha zararlıdır. doğum sonrası, özellikle sezeryan doğumdan sonra yine kayıt dışı içici olanlara bir sigara içmelerine izin verilir. kan dolaşımını, sindirim sistemini hareketlendirir ki doktorların istedikleri ve bekledikleri bir şeydir.
metabolizmayı hızlandırır, haliyle sindirim sorunlar yaşanmaz, bağırsak boşaltmaları düzenli olur, kilo alınmaz.
kısa süreli ağrı kesici etkisi vardır, bazı baş ağrı çeşitleri sigara sonrası azaldığı gözlemlenmiş.
hafızayı kısa süreliğine keskinleştirir, o anda verimli bir iş ortaya çıkar.
yazdıklarımın hepsi bilimsel olarak ispatlanmıştır ve evdeki sağlık ansiklopedilerden "sigaranın faydaları" bölümünden alınmıştır bütün bilgiler.
zararlarına değinmeyeceğim, herkesin bildiği klasik şeylerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?