asteria

Sözlükte rastgele bölümünde dolaşırken İlk defa öğrendiğim ilginç bir bilgi karşıma çıktı.
O tanıma denk gelmemiş olabilirsiniz bu yüzden sizlerle paylaşmak istedim. şimdiye kadar öğrendiğim en ilginç bilgilerden biri oldu ve çevremde mutlaka bundan bahsedeceğim.

(bkz: daisugi tekniği)
Ağaç Kesmeden Odun Üretmek
(yazar: mefauf)

"dünya hassas kalpler için cehennemdir" sözün canlı örneğiydim.
kendime bir iyilik yapıp söktüm onu yerinden.

ünlü türk oyuncu oscar ödülünü almak için amerikaya uçtu
türk milli futbol takımımız dünya kupasını kazandıktan sonra zaferini istanbulda kutladı
kansere ilaç bulan türk hekimi nöbel ödülünü kazandı
mülteciler ülkelerine geri dönmek için sınır kapılarına akın etti
dünyada türk lirasının inanılmaz yükselişi
isviçreliler mal varlıklarını satıp Türkiye'ye yerleşiyor
perva sözlük, Türkiye'nin tek ve rakipsiz sözlüğü bill gates tarafından satın alındı

bu tarz haber başlıklarını gördüm diyeceğim de,
"rüyanda bile göremezsin" kategorisine girdikleri için maalesef göremedim.
ama isterdim, çok isterdim...

Ouroboros sendromu adı buradan gelir.
kendini sürekli yaratma ve yenileme, bitişten sonra tekrar başlama isteğine yenik düşenlerde görülür.
doğada ouroboros'un temsilcileri olan hayvanlar vardır.
örneğin, yaşam döngüsünü simgeleyen ölümsüz denizanası gibi, biyolojik olarak ölümsüz, kendini sürekli yenileyen bir canlı.

instagramda görmüştüm,
adama soruyorlar: çerez tabağında hangilerini en çok seviyorsun?
cevap veriyor: hanımın sevmediklerini.
seni seviyorum demenin bir başka yolu bence.
babam da aldığımız meyvelerin en iyilerini bize yedirirdi, çürük çıkanları ayıklar kendisi yerdi. ya da kaldırımın hep dış tarafında yürümesi beni hep güvende hissettirmiştir.
insan sevdiklerine "seni seviyorum" demeden birçok farklı yoldan hissettirebilir ve içinden geldiği gibi gösterebilir.

perva sözlük
günde bir iki doz okuma, haftada bir doz yazma bütün gerginliğimi stresimi alıyor.
aslında aspirin kadar eski ve bilinenmiş ama ben yeni keşfettim.

discord bu kadar kötü amaçlarla kullanılabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.
bütün discord kanalları bizimki gibi, içinde full eğlence, tatlı sohbetler, bilgi paylaşımları ve dayanışmadan ibaret olduklarını sanıyordum. muhtemelen insanlar ellerine geçen güzel dediğimiz ne varsa mahvetme özelliğine sahip tek varlıktır.

bundan dolayı yazarların yargılanmaması gerekiyor.
ilgisini çekmeyen başlıklara bakmak, içeriğini okumak zorunda değiller.
genelde futbol ve siyaset başlıklarını ben de es geçerim.

(yazar: marla) ukdesi.

yazar için üzücü bir durumdur. bir hevesle başlık açılır, ilk tanım girilir fakat devamı gelmez, kimsenin ilgisini çekmez. tabi heves kırılır, bir daha başlık açılmaz vs vs...
benim de çok öyle başlıklarım var ama devamını beklemem (aklıma gelmez) ve tutup tutmayacağını önceden düşünmem, bir nevi kendim için açar kendim yazarım durumları.

bizim sözlükte genel olarak tutmayan başlıkların yazarı bilinse de, yine de sevilir el mahkum, maksat akış sağlansın, zaten yazdıklarımız sözlüğün derinlerinde kaybolup gidiyor. herkes kendi başlığından, yazdıklarından sorumludur.

oradaki kalabalık ortam bir şeylerin kayıp hissini veriyor.
yazmaya devam etseydim sanki kendimden bir şey kaybedecekmişim gibi, kişiliğimden, görüşlerimden, zevklerimden, tam tarif edemiyorum size ama ne anlatmak istediğimi anlayacağınızı umuyorum.
bazı şeyleri üstteki yazar mischief kelimesi kelimesi tarif etmiş zaten.
hala (ortaokuldan beri) okuduğum tek şey debe sekmesidir. onun dışında yazma hevesim kalmadı. dışardan harika bir yer gibi görünür, bazen adı bile yeter, ama işin içine girince tam bir hayal kırıklığı.
muhteşem fragmana sahip boş bir film gibi.

günaydın sözlük, güzel bir pazar sabahı, tatil gününüzün tadını çıkarın.
biraz sonra yeni genç bir yazarın ilk yayınladığı kitabına başlayacağım, heyecanlıyım bu yüzden.
akşam saatlerinde ise iyi misiniz diye bakmaya geleceğim.
herkese keyifli sözlükler.

(yazar: fashion0034) ukdesi.

Procrastination erteleme hastalığın bir diğer adı.
gün içerisinde yapılması gerekenleri daha sonraya erteleme durumudur. bu hastalıktan mustarip olanların işleri sürekli aksar ve birikir ve bence uzun vadede strese neden olur.
nasıl rahat ediyorlar anlamıyorum. yapmam gerekenleri hemen yapmazsam ölürüm, o anda o işi yok etmem gerekiyor.

(yazar: mefauf) ukdesi.

gerçek sebeplerini açıklamak yerine ilişkiyi sonlandırmak için kullanılan klişe cümle.
hiçbir zaman doğruyu yansıtmaz. sadece karşı tarafının onurunu kırmadan işin içinden sıyrılmaktır.

özellikle küçük çocuklar bu konuda çok yetenekliler,
hem ağlıyorlar hem derdini anlatmaya çalışıyorlar, öyle tatlı oluyorlar ki...

(yazar: axionis) ukdesidir.

boş bir sayfa en az dolu bir sayfa kadar ilgi çekicidir.
dolu sayfa belli bir konuyu kapsamıştır ve sadece onunla sınırlıdır, hayal gücünün son bulduğu noktadır.
ama boş bir sayfa bize sınırsız özgürlük hissi verir. ona istediğimiz şeyi aktarabiliriz. ister resim çizeriz, ister yazı yazarız, ister matematik problemi çözeriz, hatta sadece bir uçak yapıp uçururuz.
bazı kitapların en son sayfası boş olur. işte oraya kitap hakkındaki düşüncelerimizi not edebiliriz.
bazen de çocukları boş sayfaya benzetirler. ilk sayfaları anne babaları tarafından doldurulur, sonra öğretmenleri yazar, devamında arkadaşları, sevgilileri ta ki hayatının son demlerinde kendileri hayattan öğrendiklerini yazana dek.

(yazar: mefauf) ukdesidir.

bir sözlük yazarın iyi niyetli söylemi.
kiminin katkısı daha büyük olur, kimisi sadece online listesini şereflendirir.
"damlaya damlaya göl olur" sözünden yola çıkarak perva nehrin bir damlasıyım sadece ama olsun.
ateşe su taşıyan karınca misali.

yol verin, ben kral arthur oldum. bir de mavi tikim olunca bu iş tamamdır.
admincim duy sesimi. söz, yine yazacağım.

baş rolleri erkin koç ile ozan güven'in paylaştığı hukuk ve adalet konulu dizi.
dizinin final yapmasına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. bir yanım buruk kaldı. çok tadında bitti ama biraz daha devam edebilirdi.

hala ilk bölümü nasıl izlediğimi dün gibi hatırlıyorum. diziye sadece erkin koç için başlayıp, endişeyle her an diğer diziler gibi sulu bir şeye dönüşeceğini beklerken, birden yerli yapım olduğundan şüphelenmeye başladım, daha sonra bazı bölümlerde suits dizisini anımsadım.
final yapınca sebebini araştırdım, tabi reyting yalanı öne sürülmüştü.
dizide gerçekler öyle açık bir şekilde göz önüne seriliyor ki, o hayatları yaşayanları rahatsız etmemesi imkansız. izlerken bile buna benzer düşünceler aklımda dönüp durdu.
sonuç olarak dizi uzun sürmedi, süremedi çünkü rahatsız ediciydi ve güçlü insanlar işledikleri suçları bir dizide izlemek istemez. bir telefonla finalini getirebilir. buna hakimler de dahil.
acaba gerçekten izlenmedi mi diye düşündüm bir ara çünkü aşk yeniden, inadına aşk, kiralık aşk ve adında "aşk" geçen ne varsa izlenirken ve reyting rekorları kırarken, bu kadar gerçeklere dayalı bir avukat dizisinin izlenmemesine şaşırdım fakat reytinglerin yanıltıcı olabileceği kanısına vardım.
şu anda acun Ilıcalı ve ona benzerlerini düşünüyorum, futbol ne alaka ama içinde milyonlar var, transferler gerçek mi acaba...
eskiden asla düşünmediğim, aklımın ucundan bile geçmediği konular.
bu diziyi yakın zamanda unutamam. kimseye de tavsiye etmem.
sadece bana kalsın, bana aitmiş gibi bir his var içimde.

(yazar: Tamtam) ukdesi.

geleceği görmek ve bilmek mümkün değildir.
tecrübelere dayanarak öngörüde bulunabilir ona göre hareket edilir. bir işin sonucunu daha başlamadan öngörebiliriz ve tahminlerimizde başarılı oluruz ama bu, geleceği gördüğümüz anlamına gelmez.
ileri görüşlülük diyebiliriz.

keşke bütün bulaşıcı şeyler gülmek kadar sağlığımıza iyi gelseydi.
onun kadar harika bir aktivite yoktur. yeter ki olumlu güzel şeylere gülelim.