edwird 2

Bim'den elime ne denk gelirse alıyorum genelde. Ve evet kadın parfümleri kullanıyorum, zira kadın parfümleri daha kaliteli ve daha ferah oluyor.

Genellikle dert anlatmam dert dinlerim, özellikle intihar/bunalım gibi konularda uzmanlaştım. Çoğu psikologtan daha deneyimli olduğumu düşünüyorum.

En son cinsiyet değiştirmiş biriyle hoş karşılamadığım şeyler içerisindeydim. Fark ettikten sonra öyle iğrendim ki çok geçmeden uyanmışım. Rüyalarımın sınırı yok maalesef.

Mantıklı bir önyargıdır kadınlar için. Zira evet bir erkek bir kadına yazıyorsa %90 ihtimalle ondan bir şeyler beklediği için yazıyordur.

Erkekler de kendilerine yazan her kadının onlardan hoşlandığını zannederler. Oysa bu oran oldukça düşük. Kadınlar ilgi görmek için erkeklere yazarlar, ya da menfaatleri bunu gerektirir.

Bir erkeğin şerefini en çok bozan şey geneleve düşmektir. Kadın için de bu geçerli. Bu bağlamda içki, sigara satan yerlerden de uzak durmak hayırlı olurdu ama pratikte imkansıza yakın. Günahın olduğu her yer risk taşır. İnternet de...

Bu yıl borsa ve kripto yatırımcılarının başına gelen fantastik hadise.

Her insanın başına gelen elim verici hadise. Lakin şu açıdan içim rahat, genellikle ben bağı koparmamaya çalışan taraf olurum, bunu yaptıktan sonra da geri kalanı umrumda olmaz. Tabii bu kafamın uyduğu tüm insanlar için geçerli. Çabalarım, uzaklaşıyorsa salarım gitsin...

Çarpıcı bir görev. Gerçekten vahşi. Oyunlarda masumlara kıymayı hiç sevmem o yüzden bana rahatsız edici gelmişti, bu da sahnenin çarpıcılığını arttırmıştı kendi adıma.

Geçenlerde rusya'da avm saldırısı olmuştu ve akıllara hemen bu sahne gelmişti.

Türkiye'nin başını ciddi bir biçimde ağrıtacak olan yahudi planlarının bir aşamasıdır. Temel maksat milletleri soysuzlaştırmak. Dünya genelinde de yaygın olsa da en büyük nasiplenen maalesef ki Türkiye olmuştur. Özgür bir devlet miyiz varın siz düşünün. Birileri ne derse onu yapıyor bize ihanet eden siyasetçiler. Hepsi bir bunların.

Şiddetli şekilde katılmakla birlikte bırakın o başka devletleri kendi içimizdeki milletler bile bize ihanet ederler. Kürt sorunu gibi sorunlarımız malum. Bir de mülteci sorunumuz var.

Alexandre Courtès'in yönettiği bir korku-gerilim filmidir. Film, 1989 yılında bir akıl hastanesinde geçmektedir. Hikaye, hastanede aşçı olarak çalışan George ve arkadaşlarının etrafında dönüyor. Bir gün, büyük bir fırtına nedeniyle hastanede elektrikler kesilir ve bu durum, hastaların serbest kalmasına yol açar. Kontrolden çıkan hastalar, aşçı ekibinin hayatta kalmak için korku dolu bir mücadele vermesine neden olur. Film, atmosferik gerilimi ve klostrofobik mekân kullanımıyla dikkat çeker.

Bıngıldak.🥰🤩🌸

(bkz: perva sözlük)

Zira 11 yıldır sürekli küllerinden yeniden doğduruyoruz.

2 günde bir diyorum ben.

Oyunlarda takıldığım bölümleri daha hızlı geçmek için kullanıyorum genellikle. Bu da bir iş sayılır. 🙈

StarCraft evreninin yıldızlar arasındaki sonsuz boşluğunda, Protoss ırkı, kadim bilgelik ve muazzam güçle dokunmuş bir destanın özüdür. Onlar, evrenin en eski ve en sofistike uygarlıklarından biri olarak, bilgelik, onur ve savaşçı ruhlarıyla tanınır. Protosslar, kalın bir zırhla ve teknolojinin ötesinde, psişik güçlerin gücüyle kuşatılmıştır. Her biri, evrenin sonsuz sırrını taşıyan birer yaşayan efsanedir.

Auir gezegeninden gelen bu asil savaşçılar, sadece bedenleriyle değil, zihinlerinin gücüyle de savaşır. Onlar, Khala adı verilen psişik bir bağ ile birbirlerine bağlıdır; bu bağ, onlara hem olağanüstü bir birlik hem de büyük bir sorumluluk verir. Protosslar, zihinlerini birleştirerek, her biri birer muharebe dâhisi olan bir halk oluşturur. Onlar için savaş, bir onur ve kutsal bir görevdir; düşmanlarına karşı sadece fiziksel değil, ruhsal bir üstünlük kurarlar.

Protoss ırkının hikayesi, kadim bir uygarlığın koruyucusu olma yüküyle başlar. Onlar, evrenin dengeleyicileri, kaosun ve karanlığın karşısındaki son kale olarak dururlar. Ancak bu güçle birlikte, büyük bir trajediyi de taşırlar; bir zamanlar bölünmüş olan halkları, bu bölünmenin acısını hala taşır. Dark Templar'lar ve Khala'ya bağlı olanlar arasındaki ayrılık, onların içsel çatışmalarını ve hikayelerinin trajik yönünü oluşturur.

Protosslar, sadece bir ırk değil, evrenin düzenini koruyan kadim muhafızlardır. Onların her adımı, her savaşı, evrenin kaderini şekillendirir. Zerg sürülerinin istilası karşısında bile, onurlarından ve görevlerinden ödün vermezler. Her biri, sonsuz evrende parlayan bir yıldız, karanlıkta umut taşıyan bir savaşçıdır.

Onların adı, StarCraft evreninde, kudretin ve bilginin doruk noktası olarak yankılanır. Protoss ırkı, sadece savaşçı bir halk değil, aynı zamanda evrenin büyük sırlarını koruyan birer bekçi olarak, destansı bir hikayenin başkahramanlarıdır. Sonsuzluğun ötesinde, onların efsanesi, yıldızların arasında yankılanmaya devam edecektir.

Armies of Exigo evreninin derinliklerinde, karanlık bir sır yatmaktadır: Fallenlar, ölümlü dünyanın sınırlarını aşan, iblislerin ve gölgelerin kudretli ordusudur. Bu yaratıklar, efsanelerde anlatılan kadim kötülüğün, derinlerden gelen karanlık bir uyanışın temsilcileridir. Fallenlar, ne insanlar ne de elfler gibi ölümlüdür; onlar, çok daha korkutucu ve güçlüdürler. Dünyanın yüzeyinin altındaki karanlık dehlizlerden yükselen bu yaratıklar, kaosun ve yıkımın habercisidir.

Bir zamanlar kudretli varlıklar olan Fallenlar, kendi iradeleri dışında kötülüğün hizmetine giren ve lanetlenmiş ruhlar olarak bilinirler. Onlar, unutulmuş çağların acımasız tanrıları tarafından şekillendirilmiş, cehennemin alevlerinde dövülmüş birer silah gibidirler. Fallenlar, zayıf olan her şeyi yok eden, dünya üzerinde ölümün ve yıkımın gölgesini gezdiren güçlerdir.

Bu karanlık ordular, dünyayı kendilerine boyun eğdirmeye ve her köşesine korku yaymaya yemin etmiştir. Liderleri, her biri iblislerin ve ölülerin arasında bile saygı gören, kötülüğün en derin sırlarını bilen birer deha olarak öne çıkar. Fallenlar'ın geldiği her yerde, hayat solup gider, toprak çoraklaşır ve ölümden başka bir şey kalmaz. Onların hikayesi, dünyanın en derin korkularını ve karanlığın en saf halini temsil eden bir destandır; hiçbir ışığın ulaşamayacağı kadar derin, hiçbir ruhun hayatta kalamayacağı kadar zalim bir karanlıktır.

Fallenlar'ın adı, Armies of Exigo evreninde sadece bir tehdit değil, yaklaşan bir kıyametin habercisi olarak yankılanır. Onların gelişi, bir çağın sonunu ve karanlık bir dönemin başlangıcını müjdeler; güç ve hırsın, insan ruhunu nasıl yok edebileceğini gösteren karanlık bir destanın başlangıcıdır.

Sözlüklerde genellikle pek normal insan bulunmaz. Benim tanıştıklarım arasında ise en ilginç iki kişi ilk sıralarda aklıma geliyor.

Bir tanesi uyuşturucu bağımlısıydı, bir tanesi de islami bir cihad örgütüne katıldı ve ikisinden de uzun süredir haber alamadım.

Yeme de yanında yat tarzı bir yiyecek.