succulent

Uzun zamanlar kış mevsiminin en çetin olduğu illerde yaşadıktan sonra son 9 hatta 10. Yılıma Ege kıyılarında giriyorum. Yoğun yağmurlar, aşırı soğuk olmaması konum gereği doğal gaz gibi bir ısınma yönteminin henüz yaşanılan bölgeye gelmemesinden mütevellitte uzunca sürelerdir sobayla ısınıyorum. Kış mevsiminde bana en zevkli gelen kısım bu. Sezonsal bölgeler olmasından dolayı da kış ayları kendimi geliştirmek adına en verimli geçen zamanlardan biri. Benim hayat şartlarıma göre en güzel geçen zamanlarım kış ayları olduğundan dolayı seviyorum kışı. Hava soğusa da odun çıtırtısında kitap okusam diye dört gözle bekliyorum.

Yıllardır edinmek isteyip de hep öncelik sıralamasında geride kaldığı için ötelediğim bir ihtiyacımdı. Bunun gerçekten ihtiyaç olduğunu da aldıktan sonra daha çok inandım. Çekiş gücü, fonksiyonel olarak üstün özelliklere sahip bir alet alırsanız, temizlik süresinde kaybedilen zamana ve temizlik sırasında ulaşamayacağınız yerlere daha kolay ulaştırıp size hem emek Hem de zaman tasarrufu yaptırıyor. Hayatı kolaylaştıracak her türlü teknoloji ürününü keşfeden ve üreten her beyne saygı duyuyorum. Zamanın bu denli su gibi akıp geçtiği bir dönemde bazı şeyler lüksten çok ihtiyaç haline geliyor.
Not: gereksiz para harcamaya karşı bir insanım. Kapitalist sistemin oluşturduğu özendirici yaşam tarzına karşı bir hayat yaşıyorum.

Bazen yerinde bir harekettir. Sebebine gelince, içine atmadıkların yüzüne vurulduğunda içine atmandan daha çok yakar canını. Ayrıca içine atmak ayrı bir olgunluktur. İçine atmak yerine yapılacak en doğru eylemse konuyu çözümlemek ve bunu sorun halinden çıkarmaktır.

Başlığı okurken bile ezgisi kulaklarda çalan şarkı. Severiz efendim Nazan öncel.

Çocuklu bir evde temizlik yapmak, kar yağarken kapının önünü süpürmek gibidir.
Temizlenen ev hiçbir zaman 2 saatten sonra temizlendiği gibi kalmaz.
O yüzden bir rutin oluşturdum ve her gün ama istisnasız her gün evin düzenine ayırdığım bir süre var. Yoksa iş çığırından çıkmış oluyor.

Hayatta hepimizin ilişkileri ve bu ilişkilere bağlı da istemsizce travmaları oluyor. Yaş ilerledikçe insanlar edindikleri tecrübelere göre ne istediğinin ve ne istemediğinin muhakemesini yapmaya başlıyor. Ondan dolayıdır ki belli bir yaştan sonra aslında olan yeni birini tanımanın verdiği zorluk değil, yeni birini tanırken oluşturduğun kriterlerinin olması karşındaki insanın o kriterlerine uyması veya uymaması durumunda vereceğin kararlar zordur. İlişkiler duygusal durumları barındırır bünyesinde ama sonradan ah vah etmemek için yeni birini tanırken duyguları ön plana koyduğumuz kadar mantığımızı da ön plana koymalıyız ki artık hızlı geçen ve çabuk tükenen zamanı boşa harcamayalım. Birini tanımanın en kolay yolu da odaklanmaktır. Günümüz problemlerinden biri de insanların odak noktasının dağınık olmasından aynı anda birden çok flört yapmaya çalışmalarından kaynaklı. Her konuda olduğu gibi bu konuda da özen göstersek eminim daha az mutsuz olur daha çok zamanı kıymetli değerlendirebiliriz.
Saygılarımla

Çok zor meşakkatli bir yol hele ben gibi çocuğun küçük yaştayken boşanıp tek başına üstlenmek o ebeveyn sorumluluğunu.
Emek emek, ilmek ilmek…
İlk doğduklarındaki o emme, ağlama krizleri, hastalıkları, yürümeye ilk başladıklarındaki düşmeleri, tuvalet eğitimleri gibi gibi
Tabi bu sadece fiziksel ihtiyaçları bir de ruhsal ve zeka gelişimi adına da sürekli peşinde takipte oluşlarımız…
Ama sistem öyle bir düzenle kurulmuş ki, insanı adeta daha zorluklara hazırlıyor gibi. Hiçbir şey bilmezken birden her şeyi öğretir gibi.
Yavaş yavaş ağırlaşıyor tüm sorumluluklar. Büyüdükçe, senden bağımsız biri oldukça daha da artıyor zorlukları.
Ama bir yandan da mucize gibi. Yeni doğmuş dünyayla ilgili hiçbir şeyden haberi olmayan bir cana rehber oluyorsun. Hayatı keşfetmesinde hem seyirci hem örnek oluyorsun. Ne büyük sorumluluk bakınca…
Tüm bu zorluklarla beraber ilmek ilmek her anında yanında olduğun o varlığın başarılarını, özgüvenini, bilgisini gördükçe sanki kendi baş yapıtına bakar gibi hayran hayran bakıyorsun.
Geçen gün bir panayır alanı gezerken doğal taş satan bir tezgaha rastladık ve kızımın doğal taş merakı olduğunu orda öğrendim mesela, tezgahtaki tüm taşların isimlerini biliyor olması satıcı ile diologu çok hoşuma gitti.
Dün akşam arkadaşlarımla oturduğum masada sohbet ediyor oluşu kendini ifade edişi, hoşlandığı şeylerden bahsedişi bu kadar zorluğu çekmenin haklı gururunu yaşatıyor.
Bir alışveriş esnasında mantıklı kararlar vermesi, bütçe sınırlamasından anlaması, kendi zevklerini ve ihtiyaçlarını tespit edebilmesi. Hiçbir şey bilmeden geldiği bu dünyada aldığı şekil gururumu okşamıyor değil.
Velhasıl anne olmak da baba olmak da zor azizim. Ama bir o kadar da güzel.

Evlendiğim yaş. Doğru bir eşi seçebilme yeteneklerine sahip olunan bir yaş olmadığı için ben de yanlış yaptım.

Hala ileriye bakmayı öğrenemediniz.

Safari siteyi güvenli bulmadığı için açmıyor. Ben kendimi ıvır zıvır testle deneyemeyecek miyim şimdi

Evliya çelebi gibi sabahtan beri geziyorum az önce döndüm köye. Bi baktım bakkal kapalı sigaram da kalmadı.
İlçe ilçe geçtim yolları bir tekele uğrayıp alamadım mı cigaramı?
Oturdum kara kara düşünürken Hakan uzattı bir dalını
O yüzden çok mutluyum sözlük 😅😅😅

Ben ödev yapsın ders tekrarlasın diye tahta alırım. Kızım isyan şarkıları yazar.

Sabah gittim avmye kartı evde unutmuşum yanımda para yok mesafe 60 km. Allahım teknolojinin gözünü seveyim qr ödeme diye bir şey iyi ki çıkmış

Gocu abi bu nazar boncuğu sana, nazar değecek diye korkuyorum

Bu sıralar avuç kaşınmasa bile sürekli sol elden gidiyor

Birinin sabah kalktığında ilk aklına gelen kişi sen değilsen ve gece uyurken son düşündüğü sen değilsen öyle bir ilişki yok demektir.

Viral bir hastalığı antibiyotik ile tedavi edemezsiniz. Virüslere antibiyotik işlemez.

Pozitif ayrımcılık örneğidir.

Aslında bu hayatta da farklı seçeneklerle yaptığımız durum. Her şey ilgimizi çekemez, çekmesi de mümkün değildir. Ama tabi bazen bizi aydınlatacak değişik bir başlıkta takılıp kalırım. Perva sözlük bu konuda çok yeni bir oluşum. Sözlük ortamına da senelerdir aşina biriyimdir. Umarım Perva da hepimizin fikirlerini özgürce paylaşabildiği, farklı görüşten insanların birbirini kırmadan görüşünü dile getirebildiği elit bir yer olur.

Mischief'in yaptığı tespite göre cahil değilim, kabadayı değilim, mafyalığa özenmiyorum. Çünkü hiç izlemedim. Hiç ilgimi çekmedi. Azınlıktaki bilinçli kısımın içine de giremedim sanırım.
Aslında gerçekte olansa uzun uzun sürelerdir Türk televizyonu yapımlarının hiçbirini seyretmiyorum. Televizyon seyretmiyorum da diyebiliriz.