sevmiyorum ya, en az yaz ayı kadar nefret ediyorum. ben bahar kadınıyım. hep ilkbahar ve sonbahar yaşayalım. ne sıcaktan yanalım, ne soğuktan donalım. güzel olmaz mıydı? çok güzel olurdu.
resmen cezerye aşeriyorum günlerdir. ama böyle yoğun bir istek değil, bulmak içinde hiç uğraşmıyorum, öyle istiyorum sadece. bir gün o beni bulacak ama biliyorum...
küçükken cinlere falan kafayı takmıştım. o zamanki evimizdeki odam da pek ışık almazdı. bir gün bilgisayarı açtım sabahtan akşama kadar full cinli filmler izleyip, onları araştırıyorum. sonra ensemde bir nefes hissettim. önce çok takmamaya çalıştım. bir süre sonra o nefesi daha çok hissetmeye başlayınca arkamı bir döndüm, duvarda bir gölge. önce kendi gölgem sandım. hareket ettim ama gölgede milim oynama yok. direkt çıktım odadan. hiçbir şey yokmuş gibi salona geçtim ama içimden de o korku gitmiyor bir türlü. kimseye de bir şey anlatamıyorum tabii. annem çok kızardı bu konuları bu kadar araştırmama. sonra akşamında mecbur girdim tabii odama. bir şey de olmadı.
Merhaba sayın succulent müsadeniz ile kendi fikrimi belirtmek istiyorum.
Milyarlarca kilometrelik galakside hatta bu koca dünyada yalnız olduğumuza inanmıyorum.
Her dinde geçen cinlerin olduğunu ancak bizden farklı boyutta olduklarını ve benim kapı olarak adlandırdığım bazı zihinsel ve metafiziksel kapılarımızın onları bizden uzak tuttuğuna inanan birisiyim.
Yani hepimizin beyninde bir kilit var olduğu fikrindeyim ve biz onları araştırıp sorguladıkça yada büyü vesaire uğraşınca o metafiziksel kapılarımızı zihnimizi araladığımıza ve onlara bir geçit imkanı sunduğumuza inanıyorum.
Böyle düşünmemde bazı özel etkenler var.
Ve sen bunu yazınca direkt aklıma bu fikir geldi.
Varlığına inanıp inanmamak size kalmakla beraber fazla araştırıp sorgulamamak gerektiği fikrindeyim.
Her neyse ben yine gece deli deli saçmalıyorum kusuruma bakma
özellikle sosyal medya'dan kimseyle kavgaya girmemek lazım. çünkü senin mal ya bu dediğin adam mafya babası da çıkabilir. internet bu yüzden biraz korkunç bir yer. o yüzden paylaşımımızı yapalım güzel güzel, kimseye sataşmadan çıkalım.
ne kadar inançlı olduğu önemli bence. Müslümanım ama sana da saygı duyarım diyorsa, evlenilir. ama sen kafirsin, cehennem ateşinde yanacaksın falan diyen fanatiklerdense aman uzak olsun.
Aynısından tek istediğim şey alışveriş yapmak. Asla huyum değildir bu kadarı ama canım yalnızca alışveriş yapmak güzel giyinip süslenip püslwnip gezmek çekiyor.
acil durumlarda gerçekten hayatımızı kurtaracak faydalar sağlar. mesela refleksleri hızlandırarak, olaylara daha hızlı tepki vermemizi sağlar. acil durumlarda yaralandığımızda ağrıyı daha az hissetmemize yardım eder, fiziksel dayanıklılığı artırır ve bu sayede normalde yapamayacağımız şeyleri yapabiliriz.
aynı zamanda hızlı karar verme yeteneğini de geliştirir. Stresli bir durumda, daha hızlı düşünmemize ve acil bir karar anında gereken kararlılığı göstermemize yardımcı olur. Ama sürekli yüksek adrenalin seviyesinde olmanın da en az yararı kadar zararı vardır vücuda.
evet başlık silindiği için yeniden açıyorum. silinen veriler geri yüklenirse de bir tanecik moderatörümüz succulent başlıkları birleştirir, işi ne shsjsj
daha net, daha huzurlu, daha mutluluklarla dolu bir yıl olmasını diliyorum. daha çok isteğim var aslında ama gerçekleşene kadar içimde tutmayı öğrendiğim için buraya yazamayacağım.
vücudumuzun ideal sıcaklığı 37 derece civarındadır. hipotermi ise vücut sıcaklığının 35 derecenin altına düştüğü durumlarda ortaya çıkan, ölüme kadar gidebilen ciddi bir durumdur.
uzun süre soğuk ortamlarda bulunmak, ıslak kıyafetlerle durmak ya da uzun süre soğuk suda beklemek gibi durumlar da hipotermiye yol açar. ilk belirtileri yavaş nefes alıp verme, konuşma güçlüğü çekme, titremedir. daha ileri durumlardaysa vücut kendini ısıtmak için kullandığı enerjiyi tamamen harcadığı için titreme durur ve bu seviyede artık tıbbi bir müdahalede bulunulmazsa ölüm geliyorum der yani.
Bu hastalık çoğunlukla kişinin çocukluk döneminde yaşadığı ağır travmalar sonucunda gelişir. Kişi, bu travmalardan kendini koruyabilmek için bilinçsiz bir şekilde kendine farklı karakterler geliştirir. böylece yaşadığı her farklı olayda, farklı kişiliklerini ortaya çıkararak bu zorluklarla başa çıkmaya çalışır.
bu kişiliklerin her biri genellikle farklı cinsiyet, farklı yaş ve farklı kişilik özelliklerine sahiptir. yaşadığı her farklı olayda, ortaya farklı bir kişilik çıkardığı için de, diğer kişilikleri arka planda kalır ve bu sebeple hayatın bazı anlarında yaşanan bazı konularda unutkanlık yaşamaları olasıdır.
duyguların bir anda kontrolden çıkıp insanı, düşünmeden hareket etmeye zorladığı bir durum. Bazen histeri anında küçücük şeyler bile çok büyük bir mesele haline gelir, mantık tamamen kaybolur. İnsanın içinde biriken öfke, üzüntü, korku, çaresizlik gibi duygular bir noktada taşar ve kendini durdurmak imkansız duruma gelir. her şey çok büyük, çok karmaşık ve dayanılmaz hissedilir. Ama o an geçip gittikten sonra insan çoğu zaman, o histeri anında yaptıklarına inanmakta güçlük çeker.
yani kısacası, insanın duygularını sağlıklı bir şekilde ifade edemediğinde ortaya çıkan bir tür patlama diyebiliriz.
sert kahve migren ataklarımı tetiklediği ve sütlü ya da süt tozuyla pek sevemediğim için daha yumuşak içimli bir şeyler arıyorum ben de... aradığımı bulamadım, o yüzden önerilere açığım.
Hürrem Sultan dizide de kötü bir kadın değildi aslında. sadece fazla zekiydi (ki gerçekte de zeki bir kadındı zaten kanuni sultan süleyman'da onun zekasına vurulmuştu) ve kendini rakiplerine karşı güzel bir şekilde koruyabiliyordu.
bu günü nick altı girme günü ilan ettik kendi aramızda ama sana haber vermeyi unutmuşuz, sorry kanka. bir dahakine haber veririz de o gün sözlüğe girmezsin dhsjdh