asteria

yaşlı ve hasta anne ya da babasına bakmak için kendi özel hayatından fedakarlık yapan birisi ne gibi vefasızlıkla karşılaşabilir anlamadım.
demek ki vefasızlıkla karşılaşmamak için kime veya neye fedakarlık yapacağımızı ayırt etmemiz gerekiyor.
bu konuda seçim ve sorumluluk tamamen bize ait.

tek ihtiyacım olan şey,
bir deniz kıyısında sabaha kadar oturup, olanı biteni gözden geçirdikten sonra
kafasında her şeyi aşmış bir insan olarak kalkıp gitmek.

sait faik ihtiyacım olan şeyi benden daha iyi ifade etmiş.

adı "büyük toprak" anlamına geliyor.
zamanında ruslar amerikalılara 7 milyon dolar karşılığında sattıkları bu yarımada hala rus adını taşımaya devam ediyor.
törenle rus bayrağının indiği, amerika bayrağın kaldırıldığı gün yasal tatil olarak kabul edilir ve her yıl 18 ekimde "alaska günü" olarak kutlanır. bütün ülke kutlar fakat sadece alaska eyaletinde çalışanlar için tatil günüdür. iş yerleri kapalıdır, okullar tatildir. şenlikler, gösteriler düzenlenir, büyük törenle geçmişi anmak adına bayrak çekilmesi tekrarlanır.

tarlalarda bitkilerdeki kenelerle beslendikleri ve bereketli bir ürünün yetişmesini sağladıkları için çiftçiler ona uğur böceği adı vermişler. ortalama 2-3 yıl kadar ömürleri vardır.
insan sağlığına bir zararı yoktur, sadece eğer sarı uğur böceği ısırırsa birkaç gün süren küçük kırmızı bir şişlik ve ağrı olur.
benekleri diğer böceklere karşı korumak içindir ve tehlike anında ölü taklidi yapabilirler.
böcek türlerinden en sevilendir, özellikle çocuklar tarafından.
hepimiz onu parmağımızda gezdirirken dilek tutup uçmasını bekledik.

çok başarılı ve ünlü bir viyanalıdır, bütün şarkılarını almanca söyler.
falco, ismini büyük hayranı olduğu alman kayakla atlama sporcusu Falko Weisspflog'dan almıştır.
bütün dünyada hayranları tarafından sevilirken ve top listelerinde haftalarca birinciyken, avusturya onu kabullenememiş. ancak ölümünden sonra ona yaşam boyu başarı ödülünü vermiştir.
avusturya adına film çekmiştir "Falco - Verdammt, wir leben noch" ve albümlerini tekrar basmıştır.

gerçek hikaye üzerine yazılan ve intihara sürüklediği için Papa 2.Jean Paul tarafından yasaklanan bir falco şarkısı.
mafyayla ilişkisini kesmek isteyen bir adam sevdiği kadınla evlenmek üzeredir. ancak mafya gitmesine izin vermez. buna rağmen adam aşkını seçer.
intikam almak için mafya kadını öldürür ve suçu adama yıkar.
ömür boyu hapse mahkum edilir ve hücresinde jeanny'nin ölümüne dayanamayarak intihar eder. gardiyanlar ölü bedeninin yanında kağıda yazılı bu şarkının sözlerini bulurlar.

https://quizpanda.com/tr/dinosaur-quiz-what-dinosaur-am-i/
dinozorlar dünyasında beni kesin çiğ çiğ yerler.

yorum kısmında yaptığımız yorumları tanım olarak girseydik, tanım sayısı iki katına çıkardı.
üstelik çok uzun yorumlamalar nedeniyle bir sonraki tanımı aramazdık. bir sözlükte olması gerektiği gibi tertemiz art arda tanım okurduk.
tamam, ben de yorum kısmını kullanıyorum ama olmasa kimse aramaz varlığını diye düşünüyorum.

herhangi bir sözlük bunu yazarlarına dayatırsa, ardına bakmadan herkes gider.
burada yazıyoruz çünkü aslında yazmak zorunda değiliz.
bazen sadece okumak için giriyoruz, bazen sadece sayfayı arka planda açık tutuyoruz, bazen ise sırf yazmak için giriyoruz o anda içimizden gelmiştir.

(yazar: marla) ukdesi.

yazar için üzücü bir durumdur. bir hevesle başlık açılır, ilk tanım girilir fakat devamı gelmez, kimsenin ilgisini çekmez. tabi heves kırılır, bir daha başlık açılmaz vs vs...
benim de çok öyle başlıklarım var ama devamını beklemem (aklıma gelmez) ve tutup tutmayacağını önceden düşünmem, bir nevi kendim için açar kendim yazarım durumları.

bizim sözlükte genel olarak tutmayan başlıkların yazarı bilinse de, yine de sevilir el mahkum, maksat akış sağlansın, zaten yazdıklarımız sözlüğün derinlerinde kaybolup gidiyor. herkes kendi başlığından, yazdıklarından sorumludur.

bundan dolayı yazarların yargılanmaması gerekiyor.
ilgisini çekmeyen başlıklara bakmak, içeriğini okumak zorunda değiller.
genelde futbol ve siyaset başlıklarını ben de es geçerim.

defne ağcın yaprağı baharat olarak kullanılır ve birçok yemeğe yakışır, güzel bir aroma ve tat verir.
ayrıca faydalıdır, balgam söktürücü, iltihap giderici, solunum yollarını rahatlatıcı etkisi vardır, ateş, bulantı ve kusma için de kullanılır.
bütün apollon heykel ve resimlerinde başında defne yapraklarından örülmüş bir taç vardır.
bu tacın hikayesi şudur: apollon'un peneus'un kızı dafni'ye aşık olur. dafni ondan sürekli kaçar ve bir gün yer tanrısı gaia'dan yardım ister, o da dafni'yi ağaca dönüştürür. sonsuza kadar defne ağcı olarak kalır. apollon ise yapraklarından bu tacı örer ve bir daha başından hiç çıkarmaz.

eski yıllarda onu satan esnaflar komünist damgası yememek için adını amerikan salatası olarak değiştirmişler. aslında ikisi de aynıdır. bir diğer adı ise olivye salatasıdır.
haşlanmış patates, havuç, bezelye, salatalık turşusu ve küp şeklinde doğranmış salam ana malzemeleridir, bazen değişiklik görülebilir ama klasik olan salata bunları içerir.
biraz ağır fakat lezzetli bir meze çeşididir.

Ouroboros sendromu adı buradan gelir.
kendini sürekli yaratma ve yenileme, bitişten sonra tekrar başlama isteğine yenik düşenlerde görülür.
doğada ouroboros'un temsilcileri olan hayvanlar vardır.
örneğin, yaşam döngüsünü simgeleyen ölümsüz denizanası gibi, biyolojik olarak ölümsüz, kendini sürekli yenileyen bir canlı.

ünlü türk oyuncu oscar ödülünü almak için amerikaya uçtu
türk milli futbol takımımız dünya kupasını kazandıktan sonra zaferini istanbulda kutladı
kansere ilaç bulan türk hekimi nöbel ödülünü kazandı
mülteciler ülkelerine geri dönmek için sınır kapılarına akın etti
dünyada türk lirasının inanılmaz yükselişi
isviçreliler mal varlıklarını satıp Türkiye'ye yerleşiyor
perva sözlük, Türkiye'nin tek ve rakipsiz sözlüğü bill gates tarafından satın alındı

bu tarz haber başlıklarını gördüm diyeceğim de,
"rüyanda bile göremezsin" kategorisine girdikleri için maalesef göremedim.
ama isterdim, çok isterdim...

yazarına öyle gelmiştir. çok kaliteli olsaydı silinmezdi.
bir de diğer seçenek var.
gerçekten kaliteli, ayrıntılı, açıklayıcı ve dolu dolu bir yazı ama gelin görün ki üstlerdeki birilerin işine çomak sokmuştur, rahatsız etmiştir. o durumlarda da silinir.
bir de mahkeme emriyle silinen kaliteli entryler var. genel olarak gerçekleri kaliteli ve seviyeli bir şekilde, anlaşılır bir dille açığa çıkaran yazılardır.
sonuç olarak silme sebepleri varken ortada, entry'nin kalitesine pek bakılmaz.

gözümde yaşlı ve yorgun düşmüş eski bir koşu atıdır, aynı don kişot'un rocinantesi gibi. ama don kişot bile onu sizin kadar hor görmemiştir.
üzgün palyaço paradoksu'nu hatırlatıyor bazen (içteki karışıklığa rağmen, profesyonel bir ortamda kaygısız mizahını yaratmaya devam etmesi).
kendisi de bir tanımda bundan bahsetmişti. dışardan herkesi güldüren fakat perde kapanınca içten içe ağlayan bir palyaço.
(yazar: siyah anka)'ya sonuna kadar katılıyorum. en azından solframe akıyor, daha ne olsun.

"dünya hassas kalpler için cehennemdir" sözün canlı örneğiydim.
kendime bir iyilik yapıp söktüm onu yerinden.

kesinti esnasında giremeyince hayal kırıklığı yaşadım. bu da mı gitti diye üzüldüm.
ama çok kısa sürdü o halim. yani kapanması imkansızmış gibi hissettim. yazar çizer buna izin vermez, tek yazar kalsa yanında olur diye düşündüm ve rahatça dizimi izlemeye devam ettim.

baş rolleri erkin koç ile ozan güven'in paylaştığı hukuk ve adalet konulu dizi.
dizinin final yapmasına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. bir yanım buruk kaldı. çok tadında bitti ama biraz daha devam edebilirdi.

hala ilk bölümü nasıl izlediğimi dün gibi hatırlıyorum. diziye sadece erkin koç için başlayıp, endişeyle her an diğer diziler gibi sulu bir şeye dönüşeceğini beklerken, birden yerli yapım olduğundan şüphelenmeye başladım, daha sonra bazı bölümlerde suits dizisini anımsadım.
final yapınca sebebini araştırdım, tabi reyting yalanı öne sürülmüştü.
dizide gerçekler öyle açık bir şekilde göz önüne seriliyor ki, o hayatları yaşayanları rahatsız etmemesi imkansız. izlerken bile buna benzer düşünceler aklımda dönüp durdu.
sonuç olarak dizi uzun sürmedi, süremedi çünkü rahatsız ediciydi ve güçlü insanlar işledikleri suçları bir dizide izlemek istemez. bir telefonla finalini getirebilir. buna hakimler de dahil.
acaba gerçekten izlenmedi mi diye düşündüm bir ara çünkü aşk yeniden, inadına aşk, kiralık aşk ve adında "aşk" geçen ne varsa izlenirken ve reyting rekorları kırarken, bu kadar gerçeklere dayalı bir avukat dizisinin izlenmemesine şaşırdım fakat reytinglerin yanıltıcı olabileceği kanısına vardım.
şu anda acun Ilıcalı ve ona benzerlerini düşünüyorum, futbol ne alaka ama içinde milyonlar var, transferler gerçek mi acaba...
eskiden asla düşünmediğim, aklımın ucundan bile geçmediği konular.
bu diziyi yakın zamanda unutamam. kimseye de tavsiye etmem.
sadece bana kalsın, bana aitmiş gibi bir his var içimde.