acilen gitmen gereken şehirdir. ne yazık ki gidemiyorum. para yok. benim de suçum var olmamasında.
efendim genelde kaba insanlar denmiş ama bunu diyenler istanbul sınırlarında olmamış herhalde. ankara sınırlarında eğer ki çok kötü yerlere gitmemişseniz kesinlikle kaba insanlara rastlamayacaksınız demem ama çok nadirdir. düşünün gölbaşı bile bu konuda iyidir.
şu dünyada benim için en önemli olan şehir kendisidir. bir sene daha dişimi sıkıp dayanabilirsem kavuşacağım kısa süreliğine de olsa.
ayrıca bu şehirde medeniyeti hissedersiniz. sıra vardır ve metrolarda inenler beklenir. tabi hödükler çıkmıyor değil ama genel anlamda bu konuda istanbul ve çevresinden iyidir.
bir yerden bir yere gitmek taş çatlasın 1 saattir. uzak bir yerse tabi yoksa 15-30 dk gibi bir sürede varırsınız.
en basitinden atam orada olduğu için güzeldir zaten. cumhuriyet ne demek hissedersiniz.
tek nefret ettiğim özelliği ise havasıdır. hava kötü falan demiyorum bak aşırı dengesiz. havanın kötü olması bile etken değil buna. özellikle benim gibi dengeli havalar olan yerlerde yaşamışsanız ankara çoklu kişilik bozukluğu yaşadığından rahata eremezsiniz asla. dengesizliği ikizler gibidir diyeyim. burç olsa kesin bu olurdu.
ayrıca soğuğu abartılır tabi güney illerinden gelmediyseniz. soğuk görmüş biriyseniz sıkıntı çekmezsiniz ama görmediyseniz geçmiş olsun. sıkı giyinin.
ani soğuklar başlar birden ekim kasım gibi. son yıllarda bir nem artışı var anlamadığım nedense. tabi mahvediyor bu insanı.
güneş yakar o yüzden güneş kremini unutmayın yazın.
el kadar bir şey olan ve sadece durduğu yerde tatlılığıyla sizi delirtebilen küçük kuşlardır. her ne kadar ingilizlere çok laf etsem de onlar olmasaydı bu kuşları bilemeyecektik bile. neyse efendim maddelere geçelim.
1- ne için aldığınıza karar verin. ilk seferse besleme işiniz kesinlikle tek alın yoksa alışmaz. mümkünse erkek alın. dişileri alıştırmak inanılmaz zor. canınız çıkar alışana kadar. o yüzden erkek iyidir. eşi sonra alırsınız isterseniz.
2- besleyecekseniz ilgi göstereceksiniz nokta. göstermeyecekseniz almayın. aşırı ilgi manyağı bunlar.
3- suluk her gün yemlik de birkaç günde bir yenilenecek.
4- kafesi en az haftada bir en çok ise her gün temizleyebilirsiniz. özellikle tüy dökme dönemlerinde feci şekilde pis olabiliyor.
5- ilk aldığınız zaman en az bir hafta kafesten çıkarmak yasak. hem ortamı bilsin hem de saldığınızda nereye uçacağını tayin etsin. bu sebeple en az bir hafta kafes dışı yasak.
6- hayvan süs değil. kapıları pencereleri kapatmaya başladığınız andan itibaren kafesin kapısını açık bırakabilirsiniz salmak için.
7- istediğiniz kadar elinize alıştırın. yemlik ve suluk kafes dışında olmasın. kafese gitmesi gerektiğini bilsin.
8- çok fena ısırıp sesiyle kulağınızı mahvedebilirler ama değer.
9- konuşturmak niyetindeyseniz erkek kuş bitti. alıştırması da konuşturması da kolay. tabi yavruyken alacaksınız. geceleri karanlıkta babacık, cicikuş, atatürk, cimbombom gibi kelimeleri öğretebilirsiniz. tabi bilgisayarda alt ses olarak da açabilirsiniz.
10- çiftleştirecekseniz eşi dikkatli seçin. mümkünse kuşçuya götürüp kendisinin seçmesini sağlayın. böylece üzüntüden ölmez.
11- 10-15 sene kadar yaşıyorlar haberiniz olsun. sürekli konuşun ve sevin. tamam ısırma isteğine karşı koyamadığınızı biliyorum. ısırabilirsiniz canını yakmadan. dişleri dokundurup çekin bitti.
Çok yakında bizim usta izne gideceği için 1 ay kadar kuşlarına bakacağım. Çok güzel detaylı yazmışsın teşekkürler. Tek korkum inşallah kedilere yem yapmam kuşları
kendi evindeyse bakma. kedilerin olduğu evde strese girer. ayrıca salamayacağın için de daha kötü olur hayvancağız için. gerçi 1 aymış ama stresten ölebilirler. yok illaki zorundaysan evde ayrı bir odada tutup sal mutlaka. kedilerin giremediği bir yer olsun. rica ederim.
o zaman olur ama kediler kesinlikle girmeyecek. onun için çok dikkatli ol. sen varken zarar veremez de bir gözünü çevirdiğin anda ağzına atabilir. kolay gelsin şimdiden.
teşekkür ederim kartal. daha çok yazdım da pek okunmuyor o yüzden bıraktım. oğlum dibimde olduğundan aklıma geldi de yazdım. eksik çok var da artık gerisi de sonraya kalsın.
maalesef sinirsel bir rahatsızlık ve annenizde babanızda varsa geçmiş olsun. insanı delirtiyor ne yazık ki belli durumlarda. dehb de olunca hayatınız zindan oluyor.
özellikle huzursuz bacak sendromu dehb de varsa hastada düşünülen bir durumdur. neyseki sadece fiziksel değil ruhsal olarak da bakılıyor dehb özelinde.
genetik olarak şanslı değilseniz pek de mümkün olmayan durumdur. yine de spor ve beslenme düzeni sizi daha iyi hissettirir ve elbette hücrelerin yenilenmesinin daha hızlı olmasını sağlayabilir.
yaşadığım şeyin psikolojide bir adı olduğunu tahmin etmeliydim dediğim etki.
yaklaşık olarak 4 senedir bu durumdayım. açıkçası iyi geldiği olsa da benim gibi iletişim özürlüsü biri için son derece yıkıcı olabiliyor. yine de arada iyi hissettiriyor bir gelişme yerine gerileme olsa da.
insanlara bakıyorum da lisede neler neler yaşamışlar neler neler yapmışlar neler neler konuşmuşlar. kendilerinden büyüklerle konuşarak kendilerini geliştirmişler, ailelerinin desteğini alarak belli yollarda yürüyebilmişler ve birçok şeyi başarabilmişler. tüm sıkıntılarına rağmen çocukken de gençken de arkadaşları olmuş. kendileri kabul edilebilmiş insanlar olmuşlar. arkadaşlarıyla birçok şey yapabilmişler.
kendime bakıyorum da onca yılı boşuna yaşamışım. evet arkadaşlarım var ama artık yanımda değiller. hepimiz uzağız. bende isterdim arkadaşlarımla doğum günümü kutlayarak ve okuldan sonra konuşarak bir şeyleri aşabileyim. olmadı. her zaman yalnızdım. ne aile bakımından destek görebildim ne de dünyadan. bana destek verecek insanlar da çok geç çıktı karşıma.
artık bir şeyleri yalnız aşman lazım vs deniyor da nasıl olduğu söylenmiyor bile. insanlar yardımcı olmaya çalışsa da olmuyor. ben artık bir şeyleri tek başıma yapmaktan bıktım. kabul edilebilmek isterdim her şeyimle. maalesef şu anki arkadaşlarımda o da yok. bende insanları kabul ederim her şeyiyle mal gibi. yolu yürümek güzel de gerçekten bağ kurabileceğim biri bile yok.
yalnızlığım hep derindi de artık insanın canını gerçekten sıkıyor. bunca zamandır her şey boşuna mıydı diyorsun. boşunaymış. bunu kabul etmek zor maalesef. bir bok olamayacağını bilmek kadar yıkıcı bir şey yok. çok basit şeyleri halledebilmek kadar zor bir şey bile yok.
bilmiyorum nereye kadar devam edecek bu süreç ama artık yanımda dostum diyebileceğim biri olsun istiyorum. gerçi gelse de muhtemelen bir süre sonra bağımız kopar. hep böyle oldu maalesef. artık biriyle ölene kadar dost olabilmek istiyorum.
aslında yaşamadığım tek duygu kaldı. aşk. onu da yaşayıp kaybederim kesin. kendini gerçekleştiren kehanet de böyle işler anca. iyi şeylerde kılını bile kıpırdatmaz. gerçi beni de kim beğenir ki? hem zor bir insanım hem de duyguları anlamakta zorlanıyorum. biri olsa bile hayatımda kesin mahvederim her şeyi. sevgililer ne yapar onu bile bilmiyorum.
yazasım geldi işte. bu başlığı gördüm yazdım. benden bu kadar. sanırım tamamen yalnızlığıma dönmek en iyi seçenek bundan sonra. burası da hayatımı kurtarmayacak ne de olsa.
Abi bakış açını değiştir .Ben lise mezunuyum hep okul ev başka bişey gördüğümüz yok .Şahsen çevremde de herkes belli bir süre sonra bağını kopartıyor . kimse ömür boyu dost kalmıyor .En azından ben görmedim .
Herkes kendi derdine düşmüş .Kimsenin dosta mosta ihtiyacı yok .Sen bir süre en yakın arkadaşına şöyle şöyle oldu dersen en sonunda vah vah geçmiş olsun .Elden bişey gelmez .Herkesin bir derdi var naparsın sen her şeyden şikayet ediyorsun der.
biz bitişik olan ve tam arkamıza denk gelen hayvanat bahçesindeymişçesine yaşayan bina var. binada gecenin bir yarısı inşaatlar mı dersin yoksa gürültülü sohbetler mi dersin yoksa eşya yerleştirme ya da çocukların koşturması mı dersin her bok var. şerefsiz köpekler oldukları için ki olduklarını da bilmiyoruz itlerin. gündüz sessiz sakinken gece kuduruyorlar. daha beteri o binada yaşayan kimse tepki koymuyor. nasıl hayvanatlarla yaşıyoruz anlamadım ki.
yarın unutmazsam binanın ismini alıp ses durumunda polise haber vererek çözmeyi düşünüyorum. gelirler mi o da meçhul ya neyse...
sözlükten uzak durması gerekirken sözlükle oynuyor, bir şeyleri bozuyor. admin gece yarısını bekle ya da git yat uyu. ka. gündür uykusuzsun zaten sonra oynarsın sözlükle.
ilk çocuk aşırı dengesiz ve bilinçsiz büyütüldüğü için her şey genelde ona yasaktır. yine de kuralları yıkan da bu çocuk oluyor. kardeşi daha rahat yetişir ilk çocuğa göre.
kuralları yıkmak cinsiyete ve kişiliğe göre değişebilir tabi.
en manyak çocuk da budur. diğerleri daha stabil hareket eder ve ailenin en zeki çocuğudur aynı zamanda.
her boka karışması. bir bok bildiği yok ama karışmayı görev biliyor.
bugün yemek yaparken açayım almanca videosu izleyeyim dedim. hem kulak aşinalığı olur hem de ufaktan başlarım diye. gelmiş karşılarıına ingilizce olarak yaz diyor. yemek yapıyorum orada dediği şeye bak. sanırsın ben bilmiyorum ki daha çalışmaya bile başlamamışım.
sözlüklerde ortaya çıkan ve genel olarak yazarların takipçi kasmak için uğraşmasından ileri gelen eylem planıdır.
bunu hayatı boyunca sevmedim, sevmiyorum. ne yaparım ne de bana yapılmasını isterim. nedense bana yapılır ama. boşuna gerçi burası için ama sevmiyorum ve başlığı açayım dedim.
olur da takip edeceğim biri benden önce davrandıysa kesinlikle beklerim bir süre.