siyah anka

güzel nicki olan yazar. umarım sadece hemşehrimdir akrabam değildir. neyse beni anlayamaz diye düşünüyorum çok bilgi yok hakkımda nasılsa.

giresun üzerine yazılarıyla sözlükte bilgi sağlıyor sağ olsun. bazı bilmediğim şeyler olduğunu gördüm. o değil de galdirik bitti mi orada?

düzgün başlık yok arkadaşlar. bende isterdim düzgün konularda konuşalım ama boş konular var.

ben açmayacağım başlık şimdi. bunu demeyin bana.

kendisiyle vapurda dalga geçildiği ve haberini de atsız aldığı için fena bir şiir yazmış o kıza. şiir şöyle:

Ey saçları “alagarson” kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topla diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye ?

Sen Şişli'de dansederken her gece, gündüz
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dansederken bizler savaştık.

Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;

Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden… Hatta kendimden…
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben

Neyim? Bir hiç… işe güce yaramaz, topal…
Sen sağlamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken… Biz de tipi, fırtına, yağmur,
Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık

Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık…
Gülme bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan

Anam, babam, karım, kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında… Gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda…
Ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki… Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!…
Gerçi salonlarda “yıldız” dı senin adın,
Hakkikatte fahişesin ey alçak kadın!

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..

sanırım normal sözlük transit geçişli yazar. orada sevdiğim yazarlardan mıydı bilmem hatta belki de yeni yazarlardandı ama orayla ilişki kalmadığından sadece şunu diyeyim. iyi birine benziyor.

yüksek ihtimalle eğlenceyi seven biri.

violence adlı yazar için yazılmıştır. yorumlar da gözüktüğünden sürekli belirteyim dedim.

not: evet birarada olsak kesin anlaşamayız kendisiyle. yine de iyi biri gibi.

ülkede sanırım tek benim okuyamadığım kitap. tabi kitap okuyanlar arasında.

genel anlamda siyaset kitaplarını pek sevmiyorum ama yine de fena değildi bitirmesem de. sanırım zamanını bekliyor.

bir gün nasip olması için hayaller kurduğum eylemdir.

aşırı stresli ve yorucu olduğunu bilsem de eğer başarırsam eminim o stres ve yorgunluk bana işlemeyecek. zaten evi bulduktan sonra gerisi kolay.

yumurta, domates, peynir, zeytin, ekmek ve çay ile kahvaltı yapılabilir. en azından benim genel olarak yaptığım kahvaltı bu şekilde.

bazı insanlar reçel ve bal da yiyorlar da benim tercihim olmuyor pek.

arada tost ya da patates kızartması da yapıyorum. bazen sucuk salam gibi şeyler de oluyor.

inançsızım normalde. ateist olarak bilebilirsiniz beni isterseniz. tam değilim ama açıklamaya uğraşamam hiç. neyse efendi itirafım bununla ilgili aslında.

inançsız olmama rağmen dini filmleri izler, dini şarkıları dinlerim. severim de bunları hala. küçükken az izlemedim.

sami yusuf şarkısıdır. inandığım dönem olan eski günlerde de inanmadığım dönem olan şimdilerde de ara ara açıp dinlerim. gerçekten güzel şarkı.

çikolatalı. yanına ekşi bir lezzetle iyi gider limon ve vişne gibi ama tamamen çikolatalı olsa ne güzel olur.

benden söylemesi bunu yaptırdıktan birkaç sene sonra dişleriniz çekilecek. normal diş çekimi gibi de değil üstelik. bildiğin kökten çekiliyor diş ve iyileşmesi uzun sürüyor. bu süreçte yemek yemek zulüm oluyor tabi o ayrı. ayrıca üniversite hastanesi kalitelidir bilin bunu. devlet de kötü değil çok derin değilse ama bir gün bu diş yüzünden doktora giderseniz ve çekimini bekletelim derse tavsiyem bekletmemeniz. enfeksiyon yapabiliyor. neyse diş çekildikten sonra da bir gün boyunca ağzı çalkalamak, diş fırçalamak ve ayrıca tükürmek yasak.

bana kanal tedavisi olduğum sırada sağ taraftakine iki tane, sol taraftakine de 3 tane vurulmuştu. anestezi direncimin maşallahı var.

hee bir de işlem 1-1,5 saat arası sürebiliyor haberiniz olsun.

genel anlamda sözlüklerde gördüğüm kadarıyla yerilen burçtur. nedenini bilen varsa söylesin gari.

benim bildiğim kolay kolay sevmez ama severse de sonuna kadar gider. bir de bakışları güzeldir. bendeki bilgi bu kadar.

dağların denizle buluşup bolca ormanla kaplandığı, doğanın içinde insandan uzak ve bolca hayvan, kitap olan evde yaşamaktır.

bu hayal ne zaman gerçekleşir bilinmez ama sanırım yaşlılığımdan önce olmayacak gibi.

eğlenmelik başlık.

efendim kendisine yazılamıyor madem ilk taşı ben atarak tahmin istiyorum.

yaşının tahmin edilmesini isteyenler toplansın. bugünkü eğlence de bu olsun. kendisi kızarsa tabi silerim bu entryyi.

madem kendisine takılıyoruz o zaman başlayalım.

oğlum düşünüyorum da ben mi bulamıyorum yav.

evcimen tip olmak sayılıyor mu? sayılıyorsa o olsun bari.

en gereksiz akraba grubunda birinci sırayı oynayan kişidir.

the mentalist 4. sezon 21. ci bölümdü galiba. bununla ilgili bir konu üzerinden cinayet soruşturması yapılıyordu. oyuncular da öyle olmadıkları halde dizi için o halde davranıyorlardı ve o kadar iyiydi ki bence en iyi bölümü dizinin.

açıkçası bazı drag queenler inanılmaz harikalar bence. gerçekten türkiye sınırında bile bunu kabul ettirebilmiş ünlüler var ülkemizde.

düşünün türkiye içindesiniz ve drag queenlere laf etmiyor ve seviyorsunuz. ahh eski günler ne güzellerdi.

türkiye gibi bir toplumun bile bir gün gerçekten onları sevebilmesi mümkün mü acaba? şu homofobikliği yenecek nesiller umarım ilerler hep. daha çok yolumuz olsa da umarım bir gün erişiriz o olgunluğa. sadece türkiye de değil dünyada erişilebilir umarım.

zamanında toplamak için uğraştığım ama necip fazıl denen kişinin nasıl biri olduğunu gördükten sonra acımadan yaktığım gazetelerdir.

ehh bir yazarı severken kim olduğunu araştırmamak da benim hatam.

kesinlikle doğru eylemdir. bazen hayatınız kaosa yol açar ve bazen de düzene. işte o düzen içinde kafayı yerken birden kervan yolda düzülür felsefesiyle hareket ederek aslında bir şeyleri yapabildiğinizi fark edersiniz.

çok iyi plan da yaparım ama uygulamada mesele gerçekten de. bazen başlarım böyle işe diyerek yaparım o ayrı ama bir plan yapacağınıza başlamak en iyisi.

hayvansız yaşamak zorunda kalmak. öğrenciyken kyk denen hücrelerde -gerçi şu anki hali hücre ya neyse- yaşarken hayvan besleyemiyorduk. kafayı yiyordum. neyseki sonradan aparta gidebildim de hayvan besleyebildim. cidden hayvansız yaşamı aklım almıyor benim.