succulent

Tüm hücrelerimin süründüğünü hissediyorum. Zihnim desen ayrı bir yorgunluk halinde.

Hayatın zindan olduğu bir ilişki türü. Size saygı duymayacak birinin zaten hayatınızda yeri olmamalı. Zira bu tarz kafalar size ileri zamanda kara çarşaf giydirip evden çıkarmazlar, hatta perdeleri bile açtırmazlar.

Bana kalırsa bu tarz kişilerin ya çocukluk travmaları var ya da kendileri öyle boktan bir ilişki geçmişine sahiptir, sizi de aynı şekilde yapıyorsunuz gibi değerlendirebilir.

Ruh sağlınız açısından uzak durulması gereken insan tipi.

Keşke ilişkiye başlamadan heyet raporu isteyebilsek

Zihnimin o kadar çöplük gibi olduğu bir konuki bu sadece banka ödemeleri değil. İşçi ödemeleri, vergi ödemeleri, SGK-Bağkur ödemeleri, çek ödemeleri, tüm kredi kartlarının (baya çok) son kesim tarihleri ve son ödeme tarihleri, kişilere olan ödemeler, toptancı ödemeleri tüm bunların hangi tarihte olduklarını zihnimin en derininde gizlidir ve inanılmaz bir beyin sistemim var ki hiçbirinin günü bir gün bile kaçırmam ve unutmam. Hepsini sistematik şekilde günü gelmeden bir kaç gün önce hatırlarım

Öncelikle enerji, bir maddenin yaydığı ısı ve ışık biçimdendeki güçtür.

Peki ya eşyaların enerjisi, bu açıdan eşyalar, kullanan kişinin enerjisiyle bütünleşince oluşanlardır. Yani bir kişinin kullandığı kıyafet, kalem, yatak gibi objeler kişinin enerjisi ile bütünleşir.

Mistizm, yoga gibi spiritüel işlerle uğraşan insanlar genel de kullandıkları eşyaları yakarlar. Enerjilerinin başka bir bireye karışmasını istemedikleri için başkalarına vermezler.
Veya çok sevdiğimiz bir kolye ya da bilekliğin başkaları tarafından temas edilmesini hoş görmeyiz. Bu bizi içgüdüsel olarak rahatsız eder. Çok sevdiğimiz bir nesneyi başkasına hediye ederkenki duygusallığımızın da eşya enerjisinin birey enerjisi çekimli olduğunu savunur.

Tanım olarak; insan aklının alabileceği gerçek, olgu ve ilkelerin tümüne verilen ad, bir konu ya da iş konusunda öğrenilen ya da öğretilen şeyler.

Bilgi çok kıymetli bir olgudur, bilginin nereden geleceğini de bilemezsiniz. Herkesten ve her şeyden öğrenilebilir.

Bir kere telefonumu migros kasasında unutmuştum. Sonra aklıma gelip yanımdaki kişinin telefonumdan kendimi aradım. Migros kasiyeri çıktı. Allahtan kötü niyetli kişilerin ellerine geçmedi.

Bir kerede arabaya binerken telefonu asfalta düşürmüştüm. Dışardan geçen araç haber vermese ezip geçiyordum telefonu.

Onun dışında evde sürekli kaybederim telefonu.

İstemsiz de olsa bu korkuyu sık sık yaşıyorum

-bir daha sizinle yola çıkarsam ne olsun?
+öyle deme teyze belki bize işin düşer
-işim de düşmesin size
+işin düşmezse belki dişin düşer meh meh meh

İşlerimi yoluna koymaya başladığım için mutluyum. Şimdi akşama kendime rahat bir zaman dilimi yarattım. Biraz sözlükle uğraşabilirim

Bir gün bir profesör elinde bir kavanoz ile sınıfa girer.
Ders başladığında kavanozu önüne koyar ve kimseye bir şey söylemeden içine pinpon topları doldurur ve sınıfa sorar “kavanoz dolu mu?” Tüm sınıf “dolu” diye cevap verir. Daha sonra Prof. Yanında getirdiği çakıl taşlarını doldurur kavanoza ve tekrar sorar “kavanoz dolu mu?” Sınıf yeniden “dolu” diye cevap verir. Prof. Bu sefer kum çıkarır torbasından ve kavanozu doldurur. Ve sorar; “kavanoz dolu mu?” Tüm öğrenciler “dolu” der. Prof bu sefer de kavanoza toz kahve ekler ve yine sorar “kavanoz dolu mu?” Ve yine “dolu” yanıtını alır. Öğrenciler gülmeye başlar ve bu sırada Prof. Nasihatına başlar;
Bu kavanoz sizin hayatınız;
Pinpon topları; en önemli değerleriniz; aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız. Bunlardan birini kaybetseniz hayatınızı durdurmaya yeter.
Çakıl taşları, daha az önemli şeyler; eviniz, arabanız işiniz gibi.
Kum, daha az değerli şeyler.
Kavanoza önce kum ve kahve doldursaydınız hayatınız için daha önemli şeyler kavanoza sığmayacaktı.
Vaktinizi daha az önemli şeylere harcarsanız, önemli olanlara zaman kalmayacaktır.
Hayatınıza önce tenis toplarını yerleştirin, ailenize sevdiklerinize zaman ayırın.

Steam üzerinden yıllar önce satın aldığım oyun age of. Bu kadar zevkli bir oyun olamaz. Keşke fırsatım olsa da girsem saatlerce oynayabilsem, kendime bir gün izin verip tüm oyunlarımı oynama kararı aldım şu an. Şu işler bir bitsin o günü hak ediyorum bence

Son paylaştığı oyunlar ile ortak oyun zevkimiz olduğunu düşündüğüm yazar. The sims sevmesinden anlamam gerekirdi. O paylaştıkça heyecanlanıyorum. Aklım güzel oyunlarıma gidiyor.

Bitmeyen çilemin, bitmeyen uğraşları ile günümü doldurup, yüce tanrıdan huzuru diliyorum.

Hukuk fakültelerinden mezun olmuş, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak yapan kişilere denir. Her avukat faaliyette olabilmek için herhangi bir baroya bağlı olmak zorundadır. Diğer adları aklavcı veya vekil olarak da bilinir.

Avukatlık mesleği oldukça zor ve hassas bir iştir. Adaletin temel ögelerinden biridir.

Çok şükür bu konuda çok şanslıyım. İşinde oldukça iyi bir avukata sahibim. Bir telefon ile gecenin 4 ünde bile destektedir. Bunun yanında her kişininde kendi haklarını savunabilmek adına hukuki bilgilere yüzeysel de olsa sahip olması gerekir.

A dan başlayıp z ye kadar tüm harflere göre planım var. Hayatınızdaki sorunların alternatif çözümlerini bulmazsanız ya da problemlere çözüm üretemezseniz, girdiğiniz girdapta savrulup gidersiniz. Kimse sizi elinizden tutup çıkarmaz, siz ya bir dal bulmalı ya da tutacak eli kendiniz bulmalısınız. Hayat, şiddetli bir hortumdan sağ çıkmaya benzer.

Gözleri parıl parıl parlayan balıktır.

İlginç bir olay var ki iş yerim yemek üzerine. O yüzden yemek seçeneği konusunda uçsuz bucaksız bir noktadayım. Lakin yemeklerin çoğunu ben pişirdiğim için koku doyumundan dolayı yiyecek bir şey bulamıyorum. İnsan sürekli yemek kokusu içinde olunca yemek yemeye doyuyor.

Sahip olduğu değerlere önem vermeyen insan davranışıdır.
Bu çocuğu, işi, ailesi, eşyası hatta kendisi gibi seçeneklerle uzar gider.

Sahip olduklarına veremedikleri özveri yüzünden yavaş yavaş tüm bunları kaybederler. Ellerinde olanın kıymetini bilemeyip hayatı hep keşkelerle yaşarlar. Odaklarındaki önem çok farklı alanlaradır.

Ama hayatımızın temel taşları vardır. Tüm bu zemini düzgün oturtmazsan elinde hiçbir şey kalmaz.
(bkz: hayat kavanozu)

Bu tarz bir kaç insan tanıyorum. Kendilerinin en mükemmel olduklarını sanıp, başka bir insanın fikrine zerre önem vermezler. Hatta siz güzel bir şeyler yapsanız bile muhakkak onların bu işi yapan bir tanıdığı vardır o daha iyi yapıyordur. O kişide orda olmadığı için övmekten sakınca duymazlar. Eminim onlar orda olsa onları da beğenmezler. Yani işin özeti, siz bu tarz insanlar karşısında birer zavallısınız. Her şeyin en iyisi en müthişi onlardır.

Şu geçirdiğim son 3 gün sonrası bu başlığın sol frameye gelmiş olmasıyla sinirlerim yine bir tık depreşti. İçime atıp şuraya yazmadığım 3 günlük birikmiş öfkem var. Hak veriyorum akrabalar mühim değildir.

Her şey zehirdir. Önemli olan dozudur.

Alkol abartılacak kadar ne insanı göklere uçuran bir şey ne de tü kaka denecek kadar zararlı. Sadece insanların tercihlerine, inançlarına ve zevklerine özel bir şey.

Bazen çok gergin bir günün ardından bir kadeh bir şeyler içmek insanı rahatlatabilir. Herkesin gündelik problemlerine bulduğu bir yöntem vardır. Ama bu aşırı tüketildiğinde kimsenin hayatını mükemmele çevirecek anlamına gelmiyor. Hatta daha boktan bir hale sokuyor.

Sosyal içicilik açısından, yine dozunda içildiğinde keyifli ortamlar yaratabilir. Anı şenlendirebilir, dertleşirken bir kadeh rakı tokuşturulabilir. Bunlar sadece meta. İstediğinize göre hayatınızı şekillendirebilirsiniz. Alkol sadece aracı olabilir. Bunun yerine başka bir şey de koyabilirsiniz.