-anne Perva sözlük açıldı mı? +açıldı yavrum -mod olmak nasıl bir duygu? -çok güzel yavrum +anne ya nerden buluyorsun böyle şeyleri -onlar beni buluyor yavrum
Kitap aslında bir roman gibi olsa da bize evrimi anlatan, atalarımızdan bize aktarılan genleri ele alır. karakterin rüyasını konu alan bu kitap oldukça akıcı ve sürükleyici bir anlatıma sahiptir.
Vücudun bir Tür elektrik sistemi gibi. Nasıl evlerin duvarlarının içinde elektrik kabloları gezinip size gerekli olan akımı sağlıyorsa sinirlerde vücut içinde bir ağ gibi dolaşıp, tüm vücudunuzun kontrolünü sağlamaya yardımcı olur.
Bazen kendimizi bile anlamazken diğer insanların anlamasını beklemek biraz ütopik geliyor gözüme. İnsan düşüncesi bilinmezdir. Hangi gün neden etkilenip ne düşünceye gireceğini bazen kendisi bile kestirmez. O yüzden buna kafayı yormak yerine, daha faydalı şeylere kafa yorabiliriz.
En korktuğum durumları açıklayan atasözü. Özellikle birinin çocuğunu emanet almaktan hiç hoşlanmam. En son emanet çocukla gittiğim bir yerde önümdeki araç takla attı. Söyleyeceklerim bu kadar
Dün gece bu saatlerde yolculuk ederken sinir harbi yaşayıp, araç içinde terör estirdiğim doğrudur. Sanki hiç bunu yapmamışım gibi bugün ne kadar sabırlısın diye de iltifat aldım, konunun muhataplarından.
O kadar öğretmen teşekkürlerine rağmen ilk iki yılım ailemin kaos ortamından dolayı bombok geçmesi sebebi ile az daha sınıfta kaldığımı itiraf etmek zorundayım. Gerçi tüm öğrenim hayatım, lise 2 ye kadar çok başarısızdı. Lise 2 den sonra ne olduysa beynim kendime geldi ve ondan sonra beni kimse durduramadı
Başlamak, başarmanın yarısıdır. Sürdürmek de başarıdır. Başarmak istediğiniz konuya başladığınızda bir sürü engel çıkar insanın önüne, önemli olan yılmamak ve istikrar göstermektir. Hayatta bir şeylere ulaşmak için her zaman çaba göstermek gerekir. Bu çaba işin en tatlı yanıdır. Çektiğiniz o çile ve yorgunluk, başardığınız an tatlı bir anı olarak kalacaktır. Ve kendinize olan inancınız her seferinde biraz daha artacaktır.
Çok uslu bir kızdım, tüm öğretmenlerim anneme teşekkür ederdi, “ne güzel bir evlat yetiştirmişsiniz” diye. Ama çok manyak arkadaşım vardı. Okulun kullanılmayan tuvaletinin anahtarını çalıp kendilerine karargah yapan mı ararsın? Bally çekip, porsuk çayında boğulup ölen mi? Tramvay vatmanı bıçaklayıp hapse giren mi? Mezun olduktan sonra hemen evlenip 5 ay sonra doğuran mı?
İncir reçelinin de konusu olan, sıvılar yoluyla buluşan bir immün sistem hastalığı. Kurtuluşu olmayan, insanın hayatını zindana çeviren, daha çok çoklu cinsel yaşama sahip olan insanların maruz kaldığı bir hastalık türü
Hayatımın bir döneminde bana anksiyete yaşatacak kadar büyük olan sorunlarımın bende yarattığı psikolojik etkiden kendiliğimden kurtuldum. Zihnimi bu tarz karamsar duygularla doldurmak yerine, olabilecek tüm problemlerin çözüme kavuşabileceğine inandım. Zira yaşadığım hiçbir problem gerek benim azmim gerekse etrafımdaki insanların yardımıyla neticeye ulaştı. Kaygılarımdan ve ruhumu sıkan tüm düşüncelerden uzaklaştım. Rahatlaştım, ferahlaştım.
İnsan, hayatının bir döneminde oldukça dağınık bir zihne sahip olabilir. Bu yaşadığı dış etkenler, yalnız kalamama durumları, gündelik hayatın telaşesi vb uzar gider.
Aklında bir sürü konu olur ama zihnin keşmekeşliğinden, o kelimeler asla bir tesbih tanesi gibi Yanyana dizilemez. Bir kağıt bir kalem ya da bir ekran bir klavyeyi ele aldığında tüm düşünceleri bir unutkanlık büyüsü yapılmış gibi yok olur gider. Her seferinde bu kayba uğramak insanda mental yorgunluğa sebep olup, tekrar denemesini engeller.
Kaliteli zeytinyağı, düz tarla gibi yerlerde sürekli sulanan zeytinlerden değil de yamaçlarda olan, rüzgara maruz kalan, temmuz ve ağustos ayında sulanan zeytin ağaçlarından elde edilir.
İçinde bulunduğum hal. Ve bir türlü kurtulamıyorum. Ne zaman kendime odaklanacağım desem, her seferinde kendimden kaçıyor gibi oluyorum. Sanki başkalarının sorunlarıyla ilgilenmem kendime ait problemlerin üstünü örtüyormuş gibi geliyor.