succulent

Listenin en üstünde artık aramızda olmayan asıl kendisinin ruh hastası olabileceğinden şüphelendiğim vatandaş tarafından alındığım liste. Zannımca çok fazla bilgisayar oyunu oynayıp kafasından kurguladığı şeyleri gerçek sanıyor. Bu kendini pokemon sanıp camdan dışarı atlar gibi verdiği sinyallerle zaten durumu özetliyor. Neyseki ilahi adalet mi diyeyim, zamanla gerçeklerin her zaman ortaya çıkması mı diyeyim pek nihayetinde kendisi artık tercihen değil banlanarak sözlük sınırlarında değildir. O yüzden asayiş berkemal.

İnsta reels videolarında sürekli önüme düşen, hijyenden tamamen uzak, yapan kişiyle aroması bütünleşmiş gibi görünen gördükçe midemi kaldıran yemek türü.

Benim için bugünün rengi gri ya da metalik olabilir. Zira hava da bu renk şu an. Ayrıca ruhumda o renge doğru ilerliyor. Sabahın 7.50 sinden beri bitmeyen bir telefon trafiği var. En az 6 farklı insanla konuşmuş olup her biriyle de en az 2 kere en fazla 10 kere. Saat 10.30 da 50 kere telefon görüşmesi yaptım. Yeter beynim radyasyondan eridi gitti.

Henüz içimden akan cümleleri tek bir kelimeye dökemediğim için zaman zaman uzun yazıyorum.

Ben en çok ameliyat olmaktan korkuyordum. Çünkü bilincim dışı uyku halinde savunmasız kalacağım için kontrol edemediğim şeylere korkum olduğunu fark ettim. Bu anestezi altında kalmak gerçekten bilincin yokluğu demek.

Elektrik düğmesi nasıl bağlanır diye izlemiştim. Ve yaptım ama tam yapamadım çünkü evim en az 30 yıllık olduğu için kabloların renkleri tutmadı. Sonra elektrikçi abiden nasıl ayırt edeceğimi öğrenmiştim.

Bu başlığı açmayı kendime görev adlederim.
Zira Osman şahin'i bizzati tanırım ve bu kadar sempatik bu kadar samimi bu kadar güzel sesi olan bir müzisyeni herkesin de tanımasını isterim.
Kendisi Konyalı olup 36 yaşındadır. Yine çok sevdiğim hepimizin bildiği göksel'in erkek arkadaşıdır.
En sevdiğim şarkıları ise;
Aklım fikrim sende
Dağıldım
Kaç kez öldürdün.
Sanatçının daha fazla şarkıları da mevcut.

Hayat bu
Bazen olur, durur düşer
Yuvarlanır tepetaklak olur
Ayaklarını havada, başını yerde
Kollarını düğüm bulursun
Bazı şeyler noktalanır
Böyle zamanlarda sana söylediğim
O içindeki ateşi yakacaksın
Başına oturacaksın, bağdaş kuracaksın
Ellerini ateşine tutup ısınacaksın biraz
Hikâyeni dinlemek isteyecek içindeki tüm canlılar
Kuşların, kurtların, böceklerin
Onlara ta en başından anlatacaksın
Böylece sen de hatırlamış olacaksın
Ner'den geldin, nereye gidiyo'dun?
En çok nelere, kimlere gülüyo'dun?
Dinleyince hatırlayıp "Hemen atları hazırlayın"
"Sabah erkenden yola çıkıyoruz" diyeceksin
Kovboy filmlerindeki gibi müziğin başlayacak
"Ha" diyeceksin, "İşte şimdi oldu"
Ellerinde ateşinin sıcaklığı, kulaklarında kalbinin müziği
Altında atın, hikâyenin devamına doğru yol alacaksın
Hayat unutturamamış olacak sana seni
Hazinenin yerini
Hazinen bugün
Hazinen şimdi
Hazinen burada, yanındaki
Devam edeceksin kaldığın yerden
Dün olanları bilenler sana inanamamalı
"Dün o bur'da değil miydi?" demeliler
"O dünden gelmiyo' mu?"
Ben dünden gelmiyorum
Ben dünden gelmiyorum
Ben dünden gelmiyorum
Demelisin
Olanlar bana bazen hikâyemi unutturur
Ama ben içimde yanan ateşin başına gider onu hatırlarım
Atıma atlar sabah erkenden yoluma devam ederim
Elbette
Ben dünden gelmiyorum
Yoluna devam ediyo'sun
Ben dünden gelmiyorum
Ner'den geldin, nereye gidiyo'dun?
En çok nelere, kimlere gülüyo'dun?
Hazinen bugün (ben dünden gelmiyorum)
Hazinen şimdi
Hazinen burada, yanındaki

Bu şarkıyı dinlemek de güzel ama sözleri çok güzel. Hayatımda ne zaman motivasyon eksikliği hissetsem nil Karaibrahimgil açarım. Bu kadın bence türkiyenin başına gelen en güzel şey.

Eğitimimi hem özel okul hem de devlet okulunda tamamlamış biri olarak çocuğum için hiçbir zaman özel okul merakım olmadı. Özel okullarda gereksiz bir para tuzağı mevcut. Hele hele ki daha okumayı bile yeni öğrenecek bir ilkokul öğrencisine dünya para verip özel okula gönderme girişimi bana hiç mantıklı gelmiyor. Ama devlet okulları da şans işi. Kızım birinci sınıfa bodrum da bir devlet okulunda başlamıştı ve okul rezaletti. Bina nerden baksan 100 yıllık mevcudiyet çok kalabalık ve çocuklarını umursamayan ebeynlerle dolu. Ve onların çocukları ile tabi. Kızım o okulda 1 sene okudu ama yalanı, zorbalığı her türlü şeyi öğrendi. Şansımıza yer değiştirdik başka bir şehrin küçük bir ilçesine taşındık da eğitimin güzelliğinden nasibimizi aldık. Şimdi okulu yeni yapılmış bir bina teknolojik açıdan her türlü alet edevat var. Öğretmenler ve yöneticiler duyarlı ve görev aşkıyla yanıyor. Biz de veliler olarak destek veriyoruz okulun eksik gediklerine. Küçük bir yer olduğu için fazla karışık kültür de yok. İlçe küçük olsa da eğitime önem verilen bir yer. Küçücük ilçede kızıma piyano dersi bile aldırmıştım halkeğitimden. Bunun yanı sıra hali hazırda yetenek taramada hak kazandığı spor kursuna ve hızlı okuma kursuna gidiyor. Onun dışında bir sürü kurslar var keman,halk oyunları, voleybol,yüzme,basketbol gibi gibi uzar gider. Zannımca nerde çokluk orda bokluk olduğundan buranın daha dejenere olmadığını düşünüyorum. O yüzden bu tercihi yaparken fiziki şartların da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bodrumda yaşasam belki tüm imkanımı özel okula göndermek için kullanırdım. Ama böyle bir yerde buna gerek duymuyorum.

Ruhban aslında manastıra hizmet edenler adına da kullanıyormuş.
Perva sözlük bizim manastırımız olmuş, kendine ruhbanlar arıyormuş gibi bir izlenim yarattı. Neyse seviyenin hakkını verip ben bir abdest almaya gidiyorum.

Eski iş ortamımda kızlar erkekler arkadaşlık bağı kanka ile adlandırılırdı. Bunun manası da arkadaşımsın ha bak sakın yürüyorum sanma imajı içeriyordu. Kızlarla kızların yeni samimiyet dili de bilirsiniz ki aşkımlı aşkolu falan. Bir y kuşağı olarak z kuşağına ne kadar maruz kalırsan onlara dönüşüveriyorsun( bunu nasıl yapıyorsunuz lan). Kanki de kibarlıktan olsa gerek (biraz nonoşi bir yumuşatma eki gibi geliyor a nın i ye dönmesi) a harfini kaba bulmuşlar demek diyip bu kelimeye evrildiğini düşünüyorum. Samimiyet içeren bir kelime olduğu içinde çok takılmıyorum.

Günaydın sözlük.
Okullar açıldığından beri her pazartesi günleri Cuma'nın gelişini bekliyorum. Çünkü hafta sonu sabahın köründe kalkma zorunluluğu olmadığı için ama ne hikmetse cumartesi ve pazar da alarmsız sabahın köründe uyanıyorum. Keşke böyle zoraki şeylerin içinde yaşamasak. Sinir bozucu.

Oyum nerde buyum nerde sorusuna
Nereye koyduysan oradadır cevabı.

Baştan sona okuduğum bir din kitabı. İslam dinine göre kuran hariç her kutsal kitabın değiştirildiğine inanılır.

İşletme hesapları için kullanılan bir Google appi. Google reklamları diğer sosyal medya reklamlarından daha uygun. Hatta görünme sayısını belirleyerek bütçene göre bir ayar yapabiliyorsun. Görünürlük için yaptığın hastaghler ile aranma motorunda ön sıralara çıkmanı sağlıyor. Ben zaman zaman kullanıyorum ve işime yarıyor. Sadece fazla yaradığı için bazen alakasız yerlerden aramalar olabiliyor :)

Muhteşem bir kibrin devasa örneği olarak bir artı oy benden çıkar.

Gelecek şimdi, geçmiş biraz önce. Zamanı kovalarken az öncenin sonrasında olduğumuzu fark edemiyoruz.

Bu başlığa yeniden yazmak istedim. İnsanlar birini çok sevmez, hayalinde yarattığı kişiyi sever. Ve uygun bulduğu bir kişiye bu hayali gömleği giydirirler, sonra o kişi de onların olduğunu var sayarlar. Bunun adına da çok sevmek koyarlar. Sonra zamanla o giydirdikleri gömleğin aslında karşısındaki insanın bedenine göre olmadığını fark ettiklerinde bu sefer acı çekmeye başlarlar. Sevdikleri şeyin karşısına yüklediği anlam değilde o kişiyi sevdiklerini zannederler.
Aşkı, sevgiyi acı çekmek ve imkansız olarak görmemimizin de tek sebebi bu. Bu kadar şarkı, şiir bu yanılsamaların üzerine dayalı yaşanmış hayal kırıklıkları üzerine türüyor.

Halk arasında buna köprücük kemiği de denir. Omuz eklemine ait bir kemiktir. Skapula (kürek kemiği) ve humerus(üst kol kemiği) başı ile birleşerek omuz eklemini oluşturur. Diğer ucu ise tıpta sternum denen halk arasında iman tahtası denen kaburgaların önden birleştiği kemik ile birleşerek bağlantı kurar. Burdaki eklemede sternoklavikular eklem denir.

Diğer tüm özel günler gibi kapitalizmin uydurduğu bir gün. Hayatımda sevgililer gününde ne hediye aldım ne de hediye verdim. Saçma sapan bir şey. İnsanları zaten bir gün hatırlayacaksak hiç hatırlamayalım daha iyi. Dur slogan da bırakacağım. Kapitalizmin uşağı olmayacağız!