confessions

hesapsahibi

1. nesil Yazar - 10. Seviye Gölge ustası - Yazar

  1. toplam entry 487
  2. takipçi 10
  3. puan 20453

kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime

hesapsahibi
bestesi sarkis efendiye ait muhteşem bir nihavent eserdir. dinlerken bir hüzün sarmalında bulur insan kendini. zira platonik bir aşkın ve bunun getirdiği içsel yıkımın acıklı bir anlatımıdır.

en iyi yorumu müzeyyen senar'a aittir. 2015'te ebediyete intikal eden sanatçının bebek camiindeki cenaze töreninde bulunmuş, ve dönüşte yine eskilerden bir sanatçıyla (zamanında pek çok ünlü sanatçının arkasında kanun çalmış bir beyefendiydi, hala hayatta mıdır bilmem) uzun uzun sohbet ederek çok enteresan olan hayat hikayesini dinlemiştim. üstüne beşiktaş'ta birlikte ilginç bir olay yaşamıştık. başka bir girdimde ayrıca yazarım.

kara kedi görünce on kere saçını çekmek

hesapsahibi
kimin saçı çekilecek? kedinin mi? neyse, kötü espriyi bir tarafa bırakırsak, bu yaşıma geldim bunca hurafe duydum, ama bunu ilk defa duymanın şaşkınlığı içindeyim. Acaba bedeninin ismini anmak istemediğim bir bölgesinden uyduruyor olabilir mi girdi sahibi?
1
rocinante rocinante
benden öğreneceğiniz çok şey var kanki, dedim dedim inanmadınız...

yazarların nicklerinin hikayesi

hesapsahibi
sanırım bir ara yazmıştım bu başlığa, ama çok baştan savma bir satır bir şeydi. İçime sinmeyip hemen silmiştim, daha sonra boş bir vakitte geniş geniş yazarım diye. İşte hikayesi:

uzun zaman önce, yahoo geocities'te kendime frontpage ile bir alan oluşturmuştum. orada mizahi bir dille gezi izlenimlerimi yazıyordum. kendimce en beğendiğim bir kaçını hürriyet'e göndermiştim ve biri o zamanlar hürriyetin sanal eki olan serdar turgut'un yönettiği agora'nın sayfalarında yayınlanmıştı. e tabii like'lar, favoriler, yorumlar havada uçuşmuyor daha. Kimler okudu, kaç kişilerdi, hangileri beğendi hangileri sevmedi gibi soruların cevapları ortada kalıyordu.

özetle karşılıklı etkileşim olmadığından, soyadı kanunundan önceki aile lakabımızı takma ad olarak kullanıyordum. Ama ne zaman ki bu sosyal medya illeti hayatımıza musallat olmaya başladı, bende de iflah olmaz bir anonimlik dürtüsü baş gösterdi (neyi saklayacaksam).

Hangi mecraydı hatırlamıyorum, yine bir gün hesap açma girişiminde bulunurken, ekranda takma ad kısmına geldiğimde, hesap sahibi olarak düzgün bir takma ad bulmalıyım diye kara kara düşünmeye başladım, amma ve lakin bir yere varamadım. tam içimden yaratıcılığıma saydırmaya başlayacaktım ki -hatta biraz başlamış bile olabilirim- birden bir aydınlanma yaşadım, zaten daha aramaya başlarken bulmuştum onu.

her ne kadar alt anlam olarak, gizli ajandası olan sinsi bir kişilik çağrışımı yapsa da, siz dümdüz ilk anlamını alın lütfen. zira düzgün çocuğumdur.

sözlük yazarlarının 1000k ve goodreads hesapları

hesapsahibi
7 sene önce üye olduğum bir 1000K hesabım var. o tarihe kadar okuduğum kitaplardan hatırlayabildiklerimi ve o tarihten sonra okuduklarımı kayıt ettim. hiç bir yorumum, favorim ya da takip ettiğim yazar yok. zira tamamen okuduklarımı kayıt altına almak için kullandığım bir mecra. çok daha önce okuduklarımdan hatırlayamayıp kaydetmediklerim de vardır mutlaka. orada da aynı mahlası kullanıyorum.



üstteki yazar hakkında ne düşünüyorsun

hesapsahibi
İyi şeyler düşünüyorum. Zira girdilerini başından beri takip ettiğim bir hanımefendi. Hatta bir ara, bir yazarla ihtilafa düşüp yazmayı bırakmıştı. Açıkçası üzülmüş ve tasvip etmemiştim. Neyse ki o yazarın sözlük yaşamı sona erdikten sonra geri döndü.

30'ların ortasında hayatın sillesini yemiş ve tek çocuğuyla hayat mücadelesi veren bir yazar. zamanında sağlık sektörünün tozunu yutmuş, ama şimdilerde sanırım aile işletmesinde çalışıyor. büyük şehrin curcunasından uzak. Çanakkale'de yaşıyor.

Annem ve kız kardeşim gibi tipik bir ikizler burcu kadını. Onları çok iyi bilirim, zekidirler, zira yönetici gezegenleri Merkür'dür. Onlarla başa çıkmak zordur. Neyse ki ben de bir ikizler insanıyım ve bu konuda bir zorluk yaşamıyorum. şimdiye kadar üstesinden geldim.

şu anonimlik hikayesi olmasa ve Gerçek hayatta görüşsek çok anlaşacağımıza adım gibi eminim. hayır! Tahmin ettiğiniz gibi ona yürümüyorum. Zira yaşım müsait değil. Ben çok daha küçüğüm :)) kaldı ki sahibim var.

neyse, özetle bir daha sözlükte herhangi birine kızıp gemileri yakmamasını, ve sözlükteki varlığını sürdürmesini istediğim yazar tanesi.
5
succulent succulent
Kendimle ilgili çok bilgi girmişim bu sözlüğe az daha lokasyon bilgimi vereceksin sandım 😅😅😅
succulent succulent
Bu arada güzel görüşlerin için ayrıca teşekkür ederim
hesapsahibi hesapsahibi
lokasyonunu bilsem hanımı alıp gelecem zaten çayını içmeye. ama bilsem bile zor. zira hanım yurt içinde, ben yurt dışında bir yerlerdeyim. hanıma bile ulaşamıyorum. sana ulaşmam çok zor. onun için rahat ol. :))
hesapsahibi hesapsahibi
ayrıca rica ederim. iltifat değildi. gördüğümü yazdım.
succulent succulent
Hanıma söyle o gelsin. Pek değerli bu hanımefendi ile tanışıp haspihal etmek isterim. Saygılar :)

1984

hesapsahibi
kitabını elbette okudum. Hatta yıllar oldu okuyalı. 1984 benim için bu kitaptan çok daha fazlasıdır. Hani dönmek istediğiniz yıl ve benzeri sorularla karşılaşırsınız gerek sanal, gerekse reel dünyada. Bu soruların kesin ve net cevabı'dır benim için 1984.

üstteki yazar hakkında ne düşünüyorsun

hesapsahibi
girdi altı yorumlardan, aynı yazarın mükerrer girdilerinden üstteki yazar mevzusu tamamen karışmış durumda dolayısıyla yorum yapamıyorum.

Ama bu vesile ile dikkatimi bir şey çekti. sözlükte, rocinante diye bir yazar peydah olmuş. Kimdir tanımam etmem. Ama, gocu'muzun profil fotoğrafını çalıp gocu taklidi yapmaya çalıştığı aşikar.

gocu sözlükteyken ilk zamanlar sinir olmuştum, ama sonra ufak ufak alışmaya başlayıp şuursuzca benimsemiştim. Sevimli bir şeydi, ama kendisine söylemiyordum şımarmasın diye. neyse bunu atın ve bana gocu'mu geri verin.

duyarcılar

hesapsahibi
başlık altı girdiden anladığım kadarıyla, konu doğanın dengesine, yani güçlü olan hayvanın zayıfı yemesine adresleme yapıyor. Bu durumda elbette bir sıkıntı yok. Sonuçta güçlü olan hayvan, hayatını devam ettirebilmek için zayıf olanı yemek zorunda. hedefinin kafasını koparıp, akşam salonunda viski yudumlarken seyredebileceği şekilde duvara asmak, Eş dost sohbetlerinde gerdanını kıra kıra onu nasıl zımbaladığını anlatmak değil amacı.

Ama konudan bağımsız olarak aklıma bambaşka bir kare geldi. aslında konudan bağımsız dedim ama, konu tamamen aynı. Güçlünün zayıfı yemesi. Bu karedeki tek ve en büyük fark güçlünün hayvan zayıfın ölmek üzere olan küçücük bir kız çocuğu olması. kareyi 90'ların başında Sudan'daki kıtlığı fotoğraflayarak belgesel yapmak üzere oraya giden batılı bir gazeteci yakalıyor. Resmi indirmek için tarama yaparken ismini de görüp hatırladım ama yazmayacağım.

Fotoğraftaki o küçücük kız çocuğu, açlıktan ölmek üzere ve arkasında onu ölür ölmez yiyecek olan bir akbaba bekliyor. gazeteci fotoğrafı çekiyor ve sonra çocuğu hemen alıp çok yakınlarda olan uluslararası yardım kuruluşuna götürmek yerine arkasını dönüp gidiyor. bu kare 94 senesinde Pulitzer ödülü alıyor ve dünyanın gündemine oturuyor. Gazeteci ödülü aldıktan birkaç ay sonra vicdani muhasebesine yenik düşerek ağır depresyona giriyor ve intihar ediyor.

Çok acıklı bir hikaye ve gündem olduğu yıllardan beri asla aklımdan çıkmayan bir kare. keşke o fotoğrafı yine çekseydi ama o yavrucağı yardım kuruluşuna yetiştirseydi. hem Pulitzer ödülü kazanıp hem kahraman olsaydı ve hala ikisi de yaşıyor olsaydı. ya da o lanet olası ödülün de canı cehenneme. ikisinin de yaşıyor olması yeterli olacaktı.


duyarcılar




1
succulent succulent
😢😢

hesapsahibi nin yaş tahminleri

hesapsahibi
Şimdi baktım 400 küsür girdisi var. Adamakıllı bir tahminde bulunmak için hepsini okumak lazım. hiç işim olmaz.
dolayısıyla 37 deyip şansımı deneyeyim. hadi rastgele. belki tutar.
4
succulent succulent
😅
siyah anka siyah anka
kimin 400 küsür entrysi var? ben kaçırmışımda olayı :))
hesapsahibi hesapsahibi
işte şu hesapsahibi midir nedir o çocuğun.
siyah anka siyah anka
hahahaha :DD

kaliteli evde yaşamak

hesapsahibi
kaliteli ev algısı kişiden kişiye değişir. Önce evin tarifini doğru yapmak lazım. Nedir ev? Dört duvardan mütevellit, üstünde çatısı olan, penceresi olup dışarıyla bağlantı sağlayan, yağmur yağınca Islanmadığın, kavurucu sıcakta yanmadığın, soğukta donmadığın bir barınma mekanı.

ama ev önemli değildir, onu önemli kılan şey ve yuva yapan şey aile sıcaklığıdır. ingilizcede “house” evdir yani dört duvar. “home” da evdir ama bizde yuvaya denk gelir. yani herkes bilir ki house dediğin yani ev dediğin şey bir yuva değildir. evi yuva yapan şey aile sıcaklığıdır.

umarım tüm sözlük ahalisinin gönüllerince bir evi olur, ama bundan da öte o evi yuvaya çevirecek bir eşi ve etrafta koşuşturacsk çocukları da olur. ev, istediği kadar kaliteli olsundur, bir yuva olmadıktan sonra bir anlamı yoltur.

hesapsahibi nin yaşı

hesapsahibi
hahaha ya sayın yazarlar… değer verip girdi yaptığınız için gerçekten müteşekkirim. teknik olarak yelpazeyi geniş tutan siyak anka ve fashion0034 uygun skalayı belirlemiş.

sözlüğün en yaşlısı olduğuma yemin edebilirim ama ispatlayamam, zira çoğunuzun yaşını üç aşağı beş yukarı girdilerinizden tahmin etmekle birlikte (ikinizin net biliyorum) kafa kağıtlarınızda ne yazıyor bilmiyorum.

sizden tek ricam beni küçük kardeşiniz olarak telakki edip sözlükte devamlılığımı sağlamanız. aksi taktirde bu yaşın utancıyla buralarda yazmayıp, çekip gitmem lazım.

-the end-

succulent succulent
Hepimiz daha onyediyiz. Teoman öyle diyor
siyah anka siyah anka
tüh bee mesaj atılamıyormuş :) o zaman tahmin edin bakalım benimkini :) ayrıca yaşlı birinin burada olması güzel. kesinlikle ben keyif alıyorum bundan. ergenlerle dolu yer değil en azından. evet yaşınızı da öğrenelim artık bence :) tabi söylemek isterseniz :)

@succulent ben 17 değilim :(( ahh bee keşke olsam :((
succulent succulent
Biz de 17 değiliz. Yalnız hissetme.
siyah anka siyah anka
yok en azından o konuda yalnız olmadığımı biliyorum :)
succulent succulent
Bizimki ruh yaşı. Biyolojik yaş 2 katından da fazla
siyah anka siyah anka
artık ben söylemiyorum ne olduğunu. hesapsahibine bıraktım tahmin işini :D yalnız tahmin etmeyi başarırsa helal olsun iyi gözlemciymiş, çünkü benimkini daha doğru tahmin edebilen çıkmadı :) sanalda da gerçek hayatta da :)
hesapsahibi hesapsahibi
yaşım teoman'ın dediği ve sevgili succulent'in teyit ettiği üzere daha 17. zira emekli olduğu halde çalışmaya doyamayıp, aldığı teklif sonrasında sonrasında yurt dışında bir yerlerde çalışmaya devam eden biri olarak yaşımı açıklarsam “senin burda işin yok doğru adres zincirlikuyu, hadi canım güle güle” diye sözlükten direkt atılırım. yaşama sevincimi ve yaşımı bana bırakın, zira zikredersem kabullenmiş olup yaşlanırım. bunu bana yapmayın. dediğim gibi yaş 17 devam, küçüğüm daha ben. ellemeyin.
siyah anka siyah anka
sözlüklerde 80 yaşında adam gördü bu gözler :) benim için en güzel şey yaşlıların da buralarda olması ve onlarla konuşabilmek, düşüncelerini okuyabilmek. tabi sizin rahatsız olmamanız için rahat bırakıyorum :)
succulent succulent
Ellemeyin hesapsahibini.
hesapsahibi hesapsahibi
harikasınız. müteşekkirim.
succulent succulent
Adama yaşlı diye diye 17lik gencecik insanı orta yaş bunalımına soktun. Mutlu musun? 😅😅😅
hesapsahibi hesapsahibi
😂😂😂
siyah anka siyah anka
hahahhaa :D ben demiyorum kendisi diyor succulent :D

rica ederim hesapsahibi :)
succulent succulent
Hesapsahibi ben 17 yim diyor. Nerde diyor yaşıyım diye. Abart
siyah anka siyah anka
yukarı bak kanka :) ben hala yaş tahmini istiyorum ama :D
succulent succulent
Sen 44 yaşındasın.
siyah anka siyah anka
:) no comment :)
succulent succulent
Hep nokta atışı yaparım ama elimde yeterli done yok
siyah anka siyah anka
hesapsahibi tahmin edene kadar tek kelime etmem :D dur bakalım müsait bir anında tahmin yapar herhalde ya da hiç bulaşmaz. bir gün bekleyelim :)
succulent succulent
Bir gün sonra açıklarsın kamuoyuna
siyah anka siyah anka
hahaha yok açıklamayacağım ama doğu olup olmadığını söylerim :)
succulent succulent
😅😅😅 hadi inş. Nedir bu yaş takıntınız anlamadım ki. Yaş denen şey sayıdan ibaret.
siyah anka siyah anka
takılıyorum işte yazara o kadar :) ayrıca çok iddialı kendisi :D
succulent succulent
:))
hesapsahibi hesapsahibi
sayın siyah anka, girdilerini şöyle bir gözden geçirdim ve fark ettim ki hakkında daha önce olumlu bir girdi yapmışım senin hakkında. bu, en azından benim için önemli bir referans, ama yaş tahmini için yeterli değil. zira dönem olaylarına ilişkin bir girdin mevcut değil. mesela bende bu biraz yakınsamayla tahmin edilebilir belki, zira bir kaç dönem girdim vardı yanlış hatırlanıyorsam. bunlardan biri de askerlik anısıydı. ama akademik geçmişim nedeniyle Askerliği yaptığım tarih de çok baz alınamaz, zira baya geç yaptım.

neyse konu ben değilim zaten. konu senin yaşını tahmin etmek. girdilere bakınca gerek üslup gerekse içerikten bir görmüş geçirmişlik havası sezinliyorum. keşke bir kaç dönem girdisi olsaydı da doğruya yakın tahmin edebilseydim. ama yine de şansımı denemek isterim. 1974 doğumlu olabilirsin gibi geliyor. dediğim gibi minimum referansla, tamamen yazış stilinden kaynaklı bir tahminle 50 yaşındasın diyorum. hadi hayırlısı.
siyah anka siyah anka
hahahaha :))) genelde ergen olduğumu düşünürler ama yanlış tahmin :)) dönem girdisi de pek doğru olmaz. istesem cumhuriyet yıllarını görmüş biri olarak bile yazabilirim. istersem z kuşağı yorumu yapabilirim. cinsiyet bile şaşırtır insanı istersem diyebilirim :) ama şöyle diyeyim succulent de görecek bunu nasılsa, tahminleriniz yanlış :) y kuşağıyım diyeyim :)
hesapsahibi hesapsahibi
hmm.. denek ki 80 sonrası ama dert etmiyorum ve tebrik ediyorum üslup gayet olgun zira.
siyah anka siyah anka
ehh olabildiğince geliştirmeye çalışıyorum diyelim :)
succulent succulent
Y kuşağı çıktı. Ama bence ben yaklaştım tahminde
siyah anka siyah anka
yaklaşamadınız :)
succulent succulent
Aşağı mı yukarı mı ?
siyah anka siyah anka
:))
succulent succulent
Gizem katacaksın yani illa
hesapsahibi hesapsahibi
bence 40'a bağlayalım bu işi. 84 doğumlu diyorum.
succulent succulent
Bugün 84 e bir sempatin var. :))
hesapsahibi hesapsahibi
hahaha tespit yarı yarıya doğru. bugünle sınırlanamaz. 84'e hep sempatim vardı. ve olmaya devam edecek.
succulent succulent
:)) o zaman şöyle düzeltelim bugün 84 sempatini yad etme günün oldu
hesapsahibi hesapsahibi
bak bu olur işte.
succulent succulent
:))

kedili evde yaşamak

hesapsahibi
seneler önce, daha 99 depremi bile ortada yokken, yağmurlu bir gün alışverişe gitmek üzere kapıyı açtım. Hemen önümde el kadar yavru bir kedi tir tir titreyerek miyavlayıp duruyordu. Hanıma seslendim gel bak burda ne var diye. Geldi ve gördü, tabi hemen içi eridi. İşin garibi beşinci katta oturuyorduk. O yavru kedi o kata nasıl çıktıda bizim kapının önüne konuşlandı hiçbir fikrim yok.

o kedi içeri alındı ve tabii benim alınacaklar listeme süt eklendi. alışverişten döndüm. kedi beslendi, yıkandı, kurulandı ve eve postu serdi (hanımın dediği olur). sonrasında benim zulüm dolu günlerim başladı.

gecenin bir yarısı bir yerlerden poşet bulup hışır hışır oynamalar ve uyutmamalar, evde ne kadar kablo varsa kemirmeler, koltuk ayaklarını acımasızca tırmalamalar, tabak çanak kırmalar, iki satır icq takılayım dediğimde klavyenin üzerinde gezinip ağız tadıyla yazdırmamalar sayabileceğim rezilliklerinden sadece bir kaçı.

neyse bir bahar günü tatile gitmeye karar verdik ve yavrucak boşta kalmasın, bakılsın diye hanımın iş yerine bırakıp gittik. döndüğümüzde hanımın asistanı alı al, moru mor açıklamaya çalıştı balkondan kaçtı bulamadım diye. e bahar ayı tabii. hormonlar tavan. kim bilir kaçıp kimlerle kırıştırdı, kimin çocuğuna gebe kaldı aşufte. bir daha da izine rastlamadık. yalan söyleyecek halim yok, bir zil takıp oynamadığım kalmıştı.

1
succulent succulent
😅😅😅

eleştirilen insana dönüşmek

hesapsahibi
çok klasik bir döngüdür. gençken çok kolaydır eleştirmek. çünkü tecrübe yoktur, yaşanmışlık yoktur. o ana kadar edindiğin kısıtlı bakış açısı kapsamında kolaydır seninle aynı fikirde olmayanı, senin tasvip etmeyeceğin davranışları eleştirmek ve dışlamak. çünkü bilmezsin onların ne çeşit sınavlardan geçtiğini. herkesi senin hayat çizginde ilerlemiş gibi addedersin.

amma ve lakin yaş aldıkça, görüp geçirdikçe işler değişir. katılaşmaya başlar o yürek. neden? çünkü her türlü insanla, her türlü hayat tecrübesiyle sınanmıştır ve o eski çiçek böcek halleri kalmamıştır. kendi kabuğuna çekilir. yeni ilişkilere ve tahammüllere yer kalmamıştır bünyesinde. olaylara duygusallıktan uzak, salt mantık çerçevesinde bakar.

kulübe hoş geldiniz! artık sürekli ahkam kesen, gençlerin halinden hiç anlamayan bir yaşlısınızdır. neyse üzülmeyin. sizi eleştiren o gençler de görecek hanyayı konyayı üç vakte kadar. biraz daha zamanları var sadece.

türk solcuları

hesapsahibi
gerçek anlamda bir türk solundan bahsedeceksek mevcut zaman dilimi oldukça yanlıştır. temizinden bir 50-60 sene önceye gitmek lazım gelir. 60'lardaki o gümbür gümbür öğrenci hareketleri (deniz gezmişler, mahir çayanlar, hüseyin inanlar ve daha niceleri), 70'lerde devrimci işçi sendikalarının başı çektiği toplumsal hareketler ve bunun getirdiği dayanışma ortamı gerçek ve en hakiki türk soludur, gerisi hikayedir.

ama sonrasında iş çığrından çıkmıştır. kanlı sağ-sol çatışmaları, saat başı radyolardan anons edilen gencecik delikanlıların ölüm haberleri ve kaos ortamı maalesef 80 darbesinin zeminini hazırlamıştır. darbe sonrası da malum olduğu üzere türk solu komple bitirilmiştir.

şimdiki Türk soluna hiç girmek istemiyorum. ama bir kaç cümleyle özetlemek gerekirse;
gerçek solculuğun ne anlama geldiğinden bihaber solcumsuların oyalama ve statükoyu koruma taktiğinden başka bir şey değildir yaptıkları. kendilerinden önceki sol nesillerin hatırasına hiç saygı duymadan, kendilerini kürtlük meselesi, cinsiyet eşitliği, lgbt, çevrecilik gibi havadan sudan mevzularla ifade etmeye çalışıp, amiyane tabiriyle tatlı su solculuğu yapmaktadırlar. tek gayeleri muhalefet kalesini korumaktır. iyidir orası çünkü. dokunan eden yoktur.

bunların destekçileri de, konuyu (sözde) entellektüel düzeyde kadıköy birahanelerinde laflayıp dururlar. ama bunu yaşam tarzlarına, ya da elini taşın altına sokma raddesine getirdiğinizde hiç birini ortada göremezsiniz. çünkü biralarını yudumlarken bilmiş bilmiş konuşmak pek kolaydır. ama konfor alanından çıkıp bu doğrultuda örgütlenmek ve bir şeyler yapma çabasına girmek zordur, yürek ister. ve o yürek de o güzel insanlarda vardı o güzel atlarına binip giden…

normalde siyaset, din ve futbol konularında topa hiç girmem. kırmızı çizgimdir. ama başlığı görünce kendimi tutamadım. ilk ve son siyasi girdim olsun bu. şimdiye kadar yaptığım gibi genel günlük konularda yazmaya devam edeyim. siyaset kim ben kim!

neyse. hadi tutmayın beni, Silivri hazırlıklarına başlayayım ufak ufak (işte böyle böyle sindirildi zaten bu toplum), kalın sağlıcakla.

5
mischief mischief
Deniz gezmişin, mahir çayanın nesi solcu
mischief mischief
Kemalist olduklarını açık açık söylüyorlar
Kemalizm sağcı faşist ideolojidir
Bunu anlamamak için enden diretiyorsunuz
hesapsahibi hesapsahibi
işte bunun için kırmızı çizgimdi. görüşünüze saygı duyuyor ve cevap vermiyorum.
mischief mischief
Verecek cevap olmadığından olmasın. Hiçbir şey bilmiyorsunuz. Kemalisti zorla solcu yaptınız. Pes.
hesapsahibi hesapsahibi
cevap yazmayacaktım ama Adrese teslim başlık (#19525) açtığını düşünerek direkt üzerime alındım. Aslında düşündüğün gibi değilim. Karşıt fikirler iyidir. Dolayısıyla görüşüne saygı duyuyorum derken ironi falan yapmıyordum. başlığı üzerime alınıp tespitlerin üzerinden başlık altı girdini cevaplama yoluna gidersem:

Karşıt görüşü kaldıramaz: Yanlış
Her şeyi çok ciddiye alır: Kısmen doğru. Ciddiye alınması gereken ne varsa alırım. Ama pek çoğunun mizahi yönünü bulup kendim ve çevrem için yumuşatmaya çalışırım.
Her zaman onaylanmak ister: Onaylanma isteği her insanın doğasında vardır. Dolayısıyla fazla önem vermesem de "bende yok" diye rüzgar yapamam. Ama en azından onaylanma haricinde eleştiriye de açık olduğumdan eminim.
Psikolojik olarak sağlıklı değil: Bak o kesinlikle doğru.

Dolayısıyla verecek cevabım elbette vardı. Sadece tartışmayı sürdürecek takatim ve isteğim yoktu. Biliyorum, sağlıklı bir tavır değil. Böyle bir mecrada fikrini paylaştığında karşı tez geliyorsa, görüşünü savunman lazım. Sağlıklı olan bu. Ama girdimde de bahsettiğim konularda aklıselim bir tartışmaya hiç tanık olmadım. buna da neden yazdıysam artık… desiğim gibi ilk ve sondu.

Bir önce yazdığım yorumun ironi barındırdığını düşünerek tonunu yükselttiğini düşünüyorum. Onun için dert etmedim. Katılmadığım görüşlerin olsa da girdilerini okumaya elbette devam edeceğim. Zaten sözlüklere girmemin temel nedeni aslında daha çok karşıt görüşleri okumak. meşrebine uygun görüşleri okumamın gelişimime bir katkısı olmaz. Neyse, çok uzattım, güzel bir gün dilerim.

haruki murakami

hesapsahibi
kendisine dair en ufak bir fikrim yokken, kitap okumayı sevdiğimi bilen bir arkadaşın verdiği kafam kadar 1q84 adlı romanı vasıtasıyla tanışma fırsatı bulduğum yazardır.

her ne kadar hoşlandığım kategoride de olsa kalın bir kitaba başlarken tedirginlik kaplar içimi. buna başlarken de farklı olmadı hissiyatım. ama sayfaları çevirdikçe içine aldı senaryo. akıcı dili nedeniyle çevirmenin rolü de büyüktür. muhtemelen bu hacimde olup, rekor sürede bitirdiğim tek romandı 1q84. bu nasıl bir hayal dünyası! bu nasıl bir yazar! normal hali mi? yoksa madde mi kullanıyor gibi acımasız düşüncelere gark etti beni.

imkan bulursanız okuyun. diğer romanlarını bilmiyorum, okumadım. ama en azından bu kitabı, eğer okumayı seviyorsanız, okunacaklar listenize kaydedilmeyi kak ediyor.

5
succulent succulent
Aynı yazarın hayvan çiftliği kitabını da tavsiye ederim
hesapsahibi hesapsahibi
george orwell'in, okudum elbette. ama siz muhtemelen 1q84 ü 1984 olarak görmüş olabilirsiniz. hafif bir yakın gözlüğü ihtiyacı doğmaya başlamış olabilir :)
succulent succulent
Hahaha 1984 diye okudum valla helal et hakkını
hesapsahibi hesapsahibi
ettim gitti :)
succulent succulent
Allah razı olsun :)))
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol