Çok sevdiğim balık cinsi. Farklı farklı pişirme yöntemleri de olsa ben unlu şeyler sevmediğimden zeytinyağı ve tuzla fırında seviyorum. Bu arada en lezzetli yeri kuyruk kısmıdır.
Geçtiğimiz kış sevgi evleri çocukları ağırlamıştık, 60 kadar küçücük terk edilmiş kalp. Yaş aralıkları 7-11. Ben hiç kendini sevdirmek için o kadar çaba gösteren çocuğu bir arada görmedim. Bir kızıma baktım bir onlara… ve kırk yerden değil bin yerden parçalandı yüreğim.
En az 2 en fazla 4 kişiyle oynanan bir strateji oyunu.oyunculara 7 şer taş dağıtılır. Oyuna elinde en büyük çift taş olan oyuncu başlar. Mantığı yerdeki iki uçtaki taşlardaki sayının aynısını koyarak devam sağlar. Elinde o taştan olmayan yerden gelene kadar taş çekmek zorundadır. Yerde taş bittiğinde ise pas diyerek sıra diğer oyuncuya geçer. Bir miktar şans bir miktar strateji gerektirir.
Bir kadını değiştirmeye çalışmakla aynı ölçüde can sıkıcı bir eylemdir. Karşınıza çıkan kişinin değişmesi gereken yönlerine tahammülünüz yoksa hiç başlamayın. Değişmesi gerektiğini ama bunun zaruri olmadığını düşünüyorsanız ve artısı da çoksa kabullenin. Çünkü hiç kimse mükemmel değildir.
Eskiden insanların zaman kavramı bizim günümüzde kullandığımız tarih anlayışı ile aynı değildi. Bir zamanı tasvir etmek için bir olayın bitişi veya başlangıcını kullanırlardı. Bu kavramı da bu sabah çok değerli bir abimle kahvaltı ederken öğrendim. Hazırladığım kahvaltıya Yunan gideli beri böyle kahvaltı etmedim diyerek beni onure etti. Ben de bu taze bilgimi hemen yazayım dedim.
Yunan gideli beli, yunan gel hele beri'ye dönüşen makus talihimizle yüzleşmek adına güzel bir bilgiydi, bir çiçek ismi mi yoksa bir kanaviçe örneği mi anlaşılamayan succulent:))
Hızla tükettik her şeyi. Vefayı, sevgiyi, dostluğu, dürüstlüğü… Eskiden bize hoş gelen tüm kavramlardan uzağız şimdi. Hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Ama hiçbirimiz birbirimizi anlamıyoruz.
Gün geçmiyor ki sorunlar bitsin. Oh be rahat bir nefes aldım diyeyim. O kadar pozitiflik o kadar olumlu düşünce çabası. Böyle olmasaydım dünya başıma yıkılırdı herhalde…
İşte o an tüm sözlük ahalisinin ayvayı yediği andı. Succulent bir an durakladı bu felakete sebep olduğu için kendini kötü hissediyordu. Şimdi arkasında iki tane rocinante vardı biri orijinal biri de sonradan olma. Ne yapacağını bilemez şekilde durdu durdu. Ama hiçbir şey düşünemiyordu. Aklından sürekli sözlükte açılacak başlıkları hesap ediyordu. Biriyle baş edemezken şimdi ikisiyle nasıl baş edecekti bu sözlük ahalisi.
Günaydın sözlük, sabahın köründe saçma şekilde uyanmış olsam da, dün gece yatarken planladığım şeyi yapıcam bu hayat motivasyonumu düşüremeyecek. Az sonra bir kahve demleyip çocuğu okula sepetledikten sonra ineceğim sahilde içeceğim kahvemi. Belki sonra da yürürüm.
Burda da buldular beni diye sinirlenen succulent kafasına düşen haberciyi hızlıca itekleyerek delice koşmaya başladı, nereye gittiği mühim değildi. Topuklarını götüne vura vura kaçıyordu.
Son bir saattir başımın etini yedi bir de canımı yaktı şerefsiz onun yüzünden ne uykum kaldı ne başka bir şey. Ve sonunda dayanamadım onu öldürdüm. Evet sözlük itiraf ediyorum ben bir katilim. Az önce o ince bacaklı bol vızırtılı Allah'ın cezası sivrisineği duvara yapıştırmak suretiyle katlettim.
Ah kediler sadece hayatımın 1000 de birini kaplıyor gerçekten :) keşke sadece kediler gibi derdim olsa. Arka planda kocaman bir sahne var ve ben o sahnede tek başıma dev bir gösteri yapıyor gibiyim.